Monthly Archives

Mart 2016

Mavi Kalem, Kadın ve Çocuk Çalışmaları

By | Röportaj | No Comments

Mavi Kalem Derneği / www.mavikalem.org

“Şekerden tekstile kadar pek çok kaçak ve riskli malzeme ile çalışan atölyelerde kız çocukları ve kadınlar tehlikeli koşullarda çok düşük bedellerle çalışmaktadır. Yine kız çocuklar ve genç kızlar küçük kardeşlerinin bakım sorumluluğunu erken yaşlarda üstlenmek durumunda kalabilmektedirler. Genç erkekler için ise gelir getirici işler arasında yasadışı çeteler ile çalışmak seçeneklerden biridir… “

Sivil Toplum için Destek Vakfı, Kurumsal Program dahilinde ilk hibe desteğini Mavi Kalem Derneği’ne veriyor. Mavi Kalem Derneği’ni ve çalışmalarını daha yakından tanımak için aşağıdaki röportajı okuyabilirsiniz.

Sivil Toplum için Destek Vakfı (DV): Mavi Kalem ne zaman kuruldu? Genel olarak Mavi Kalem’in etki alanından ve çalışmalarından bahseder misiniz?

Mavi Kalem (MK): Mavi Kalem, 2000 yılında kurulmuş bir STK’dır. 15 yıldır esas olarak kadın ve çocukları hedef alan projeler yürütmektedir. Mavi Kalem’ in çalışma alanları çocuk eğitiminin desteklenmesi, kadın sağlığı ve kadın sağlık hakları ile afet ve acil durumlarda çalışma standartlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıdır. Hedef gruplarımız ise öncelikli olarak çocuklar ve kadınlardır. 

Mavi Kalem,  Fener- Balat  (Fatih-İstanbul) semtlerinde Anadolu’dan değişik nedenlerle İstanbul’a göç eden ailelerin çocuklarının eğitimlerini sürdürmesini ve eğitim başarılarını desteklemeyi hedefleyen bir çocuk programını 2002 yılından itibaren yürütmektedir.  Fener – Balat Anadolu’nun farklı yerlerinden göç almasının yanı sıra son 2 yıldır Suriyeli mültecilerin İstanbul’daki yerleşim alanlarından biri olmuştur. 

Semtteki çocuklar yoksul ailelerden ve farklı coğrafi ve/veya kültürel kimliklerden gelmektedir. Kimlik farkları sosyal ve siyasal ortamın çocukların dünyasına yansıması olarak aralarında ayrımcılığa, çatışmalara, gruplaşmalara neden olup iletişimde zorlaştırıcı rol oynayabilmektedir.  Okulda, sosyal alanda, komşuluk ilişkilerinde ayrımcılık davranışlarına açıkça tanık olmak mümkündür.

Çocuklar için sosyalleşme alanları eğer okula devam ediyorsa okul, sokak, din eğitimi veren kurslar ve gruplar, genç erkekler için erkek kahveleri ve kızlar için ise anneleri ile komşu ortamları ile çok sayıdaki kayıt dışı “merdiven altı” üretim atölyeleridir.  Şekerden tekstile kadar pek çok kaçak ve riskli malzeme ile çalışan atölyelerde kız çocukları ve kadınlar tehlikeli koşullarda çok düşük bedellerle çalışmaktadır. Yine kız çocuklar ve genç kızlar küçük kardeşlerinin bakım sorumluluğunu erken yaşlarda üstlenmek durumunda kalabilmektedirler. Genç erkekler için ise gelir getirici işler arasında yasadışı çeteler ile çalışmak seçeneklerden biridir. 

Madde kullanımı (sigara ve diğer bağımlılık yapan maddeler) çok erken yaşta çocukların hayatına girmektedir. 

Başta şiddet olmak üzere taciz ve ensest yine çocukların karşılaşabildiği sorunlardandır.

Parçalanmış ve/veya ebeveynlerinden birinin cezaevinde olduğu ailelere rastlanmaktadır.

Tüm bu ortam çocukların ve gençlerin okul dışı kalması ile birleşince suça karışma riski artmaktadır. Kız çocuklarında ise erken evlilikler ve onun taşıdığı sağlık sorunları ile karşılaşmak bir diğer risk olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Çocuklar ve gençler okulda başarısız olduğunda ya da ailenin çocuk için okuldan beklentisi olmadığında gelir sağlayıcı işlere yönelmekte ve yönlendirilmektedir. 

Kurum olarak çalışma anlayışımız; yararlanıcıların kendi tanımladıkları ihtiyaçları üzerinden projeler planlamaktır. Projelerin uygulama ve karar süreçlerinde yararlanıcılar dahil olarak çalışmaların gönüllü dayanışmanın teşvik edilmesiyle yürütülmesi sağlanmaktadır. 

Mavi Kalem 2004 ve 2008 yıllarında semtte 250 ve 350 hane ile çocuk ve kadınlara yönelik ihtiyaç analizleri yaparak programlarını geliştirmiştir.

Semt ilköğretim okulu ile iletişim de kurularak çocukların, ailelerinin okuryazarlığı ve eğitim düzeyi düşük olduğundan eğitim konusunda destek alamadığı, okul başarısı düşen çocukların hem okul hem de aile tarafından eğitim dışına itildiği görüşmüştür. 

Mavi Kalem çocuk programının ana hedefi çocukların okul başarısını arttırmak ve çocukları güçlendirmektir.

Mavi Kalem’in kuruluşundan itibaren kadınlara yönelik çalışmaları kadın sağlığı ve hakları ile kadınların aile içi şiddet, ayrımcılık, toplumsal cinsiyet eşitsizliği karşısında güçlendirilmesini hedeflemiştir.

Özellikle son 10 yıldır hızla artan kadına yönelik şiddet; muhafazakârlaşmanın etkisiyle kadınların sağlık hizmeti alırken artan çekinceleri, sağlıkta özelleştirme politikaları sonucu ücretsiz kadın sağlığı hizmetlerinin, gebelikten korunma ve kürtaj hizmetinin uygulamada büyük ölçüde ortadan kalkması; kürtaj karşıtı politik söylem ve kampanyaların olumsuz etkisi kadınların sağlık durumuna ve sağlık haklarına zarar vermiştir. 

Her ne kadar kadınlar siyasete, ekonomiye, kadın hakları mücadelesine, akademik çalışmalara aktif olarak katılsa da kadını aileden bağımsız birey olarak görmeyen sağlık ve beden politikaları kadınların hak ve eşitlik mücadelelerini zayıflatmaktadır.  Mavi Kalem çalışmalarında, kadınların bedenleri, sağlıkları ve beden ve sağlık hakları konusunda farkındalık oluşturularak ve bilgilendirilerek güçlendirilmesini misyon edinmiştir. 

Mavi Kalem’in başlıca çalışmaları;

– 2000 de Düzce’de Marmara depreminden etkilenen nüfusa yönelik gezici sağlık hizmeti, kadın sağlığı, hakları ve dezavantajlı durumlarda sağlık ve hijyen konularında projeler, çocuklara psiko-sosyal destek aktiviteleri ve afet acil durumlarda uluslararası insani yardım standartlarının Türkiye’de afetlerden etkilenen gruplarla çalışan kuruluşlar arasında yaygınlaştırılmasını hedefleyen projeler uygulayarak çalışmalarımıza başladık.

– 2002 den itibaren İstanbul- Balat/Fener semtlerinde Anadolu’dan göç ederek gelen ailelerin çocuklarına okul başarılarını arttırmaya yönelik “eğitim desteği” programını başlattık. Farklı proje ve destekçilerle gelişerek 2015 Haziranına kadar program devam etmiştir. Bu çerçevede ilköğretim dönemindeki çocuklar için matematik, Türkçe, İngilizce gibi etüt dersleri; resim, el işleri, dans ve müzik gibi sanat ağırlıklı çalışmalar; bilgisayar, çocuk hakları atölyesi, gezi, piknik ve sokak etkinlikleri, psiko-sosyal destek çalışmaları gibi güçlendirme ve beceri geliştirme projeleri uygulanmıştır. Son 2 yıldır Suriyeli kadın ve çocuklardan küçük gruplara Türkçe konuşma ve kaynaştırma etkinlikleri yürütülmüştür.

– Yine 2002 den itibaren hem Fener/Balat semtlerinde hem de Türkiye genelinde kadınlara yönelik çalışmalar da yürütülmüştür. Sağlık hizmeti ve bilgilendirme/danışmanlık, şiddeti tanıma ve farkındalık geliştirme, kentte yaşama becerisi geliştirme ve sosyalleşme, kadın sağlığı ve sağlık hakları atölyeleri, psikoterapi desteği, kadın sağlığı toplantıları, kadın danışma noktası, el becerileri atölyeleri gibi projeler Fener/Balat semtlerinde uygulanmıştır. 

– Ayrıca Van depremi sonrası Van’da Van Saray Kadın derneği ile “Depremzedelere Danışmanlık Birimi” kurulmuş, 2013 de İstanbul, Ankara; Diyarbakır ve İzmir’de yerel kadın kuruluşları ile işbirliği halinde Kadın Sağlığı Politikaları Forumları gerçekleştirilmiştir.

– Halen Fener/ Balat ve Sulukulede 14-18 yaş arası genç kızlara yönelik güçlendirme atölyeleri uygunlanmaktadır. Yine aynı semtlerde 12-14 yaş grubu risk altındaki çocukların okula devamını desteklemek amacıyla etüt ve destek atölyeleri projesi yeni başlamıştır.

DV: Bu yılki çalışmalarınızın, faaliyetlerinizin odak noktası nedir?

MK: Doğal ya da insan kaynaklı afetlerden etkilenerek iç veya dış göçle yer değiştiren gruplardaki kadın ve çocuklar çalışmalarımızda öncelikli gruplar olmuştur. 

2016 yılı için çalışmalarımızda kadın ve genç kızları öncelikli gruplar olarak tanımladık. Bu nedenle 2016 daki projelerimiz öncelikle bu hedef gruplara yönelik olacaktır. 

DV: Özellikle “finansal sürdürülebilirlik” açısından hibe desteğinin size nasıl bir katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz?

MK: Mavi Kalem’in 2016 hedefleri doğrultusunda finansal sürdürülebilirliğin önemli bir yeri vardır. Mavi Kalem’in 15 yıldır yürüttüğü çalışmalar çerçevesinde genel olarak; çocuk eğitiminin desteklenmesi, kadın sağlığı ve kadın sağlık hakları ile afet ve acil durumlarda çalışma standartlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasını içermektedir. Fener/Balat çevresinde sürekli değişen bir profil mevcutken, genel ihtiyaç alanları değişmemektedir.

Mavi Kalem’in finansal sürdürülebilirliğinin sağlanmasına dair başlıca konusu proje bazlı kaynaklara ulaşarak çalışmalarını yürüttüğü için çalışanlarını kalıcı ve uzun süreli istihdam edememesidir. Bu nedenle Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın oluşturduğu hibeden yararlanıyor olmak bizim için büyük bir fırsattır. Bu fırsatla hibe desteği süresince bir çalışanımızın bir yıldan daha uzun istihdam edilmesini sağlayarak çalışmaların sürdürülebilirliğini ve yeni kaynaklara erişimin daha çok kişiyle yürütülerek birkaç yıl için mali olası kaynaklarını kesinleştirilmesini destekleyecektir. Yanı sıra proje fonlarından çoğunlukla karşılayamadığımız genel giderlerimize bu hibeden destek alıyor olmamız da finansal sürdürülebilirliği sağlamamızı kolaylaştıracaktır. 

DV: Metropollerde, mahalle temelli olan ve çalışmalarını uzun süredir devam ettirebilen STK sayısı çok fazla değil. Genel hatlarıyla, bu alanda yaşadığınız zorluklar ve edindiğiniz deneyimler nelerdir?

MK: Fener-Balat bölgesi İstanbul’un en eski yerleşimlerinden biridir. Türklerin, Kürtlerin, Romanların ve az sayıda Rum ve Ermenilerin, Suriye’deki savaşla birlikte Suriyelilerin de yaşadığı bir semt olmuştur. Etnik, dinsel ve kültürel farklılıklar, içe kapalı yaşamlar, yoksulluk ve muhafazakârlık, şiddet ve ayrımcılık; uyum sorunları, yaygın uyuşturu kullanımı, kendine güvensizlik, eğitimden uzaklaşma, riskli para kazanma yollarına yönelme gibi durumları beraberinde getiriyor. Bu gibi durumlarda çocuklar ve kadınlar dezavantajlı gruplar arasında yer alıyor. 

Yerinde etme ve yerinden edilme gibi sosyal sebeplerden dolayı mahalle profili her sene değişmektedir. Değişen mahalle yapısı projelerde yaşanan iletişim ve uyum problemleri Mavi Kalem’i sürekli yeni stratejiler geliştiren, yenilikçi ve vizyoner bir kurum haline getirmiştir.   

Mavi Kalem kuruluşundan itibaren Fener-Balat çevresindeki mahalle sakinleri ile kurduğu ilişkiler sayesinde karşılıklı güven ve paylaşım alanı yaratmıştır. Mahalle sakinlerinin ihtiyaç alanlarını doğru bir şekilde analiz ederek, yararlanıcıların kendi tanımladıkları ihtiyaçları üzerinden projeler planlanmıştır. Projelerin uygulama ve karar süreçlerinde yararlanıcılar da dahil edilmiştir. Çalışmalarımızda gönüllü katılım ve gönüllü dayanışmanın teşvik edilmesi temel çalışma prensiplerimizden olmuştur.

Yıllar içerisinde Mavi Kalem’in çalışma anlayışının bir model olarak benimsenmesi hedeflerimizden biridir. Uluslar arası temel insani yardım standartları ve insani yardım prensiplerini benimseyerek kurumsal davranış kurallarımızı oluşturup çalışma anlayışımızı güçlendirdik. Bu perspektifimizin gönüllü çalışma anlayışının katkısıyla ortaklık ve işbirliği geliştirdiğimiz kurumlara örnek oluşturmasını hayal ediyoruz. 

Fener/ Balat, Sulukule ve Heybeliada-Büyükada’da 14-18 yaş arası genç kızlara yönelik güçlendirme atölyeleri uygulanmaktadır.

Yine Fener/Balat ve Sulukule semtlerinde 12-14 yaş grubu risk altındaki cocukların okula devamını desteklemek amacıyla etüt ve destek atölyeleri projesi yeni başlamıştır.

Afet ve Acil Durum Çalışmalarında Kadın Hakları ve Sorunu Çalıştayı’nı 16-17 Nisan tarihlerinde Sivil Düşün’ün desteği ile düzenleyeceğiz. 

Mavi Kalem, Türkiye’de ve uluslararası alanda çalışma konuları ile bağlantılı ağların üyesidir. 

– Türkiye’de SİTAP(Sivil Toplum Afet Platformunun) 3 kurucu kuruluşundan biridir. 

– Kreş Haktır Platformu, Kürtaj haktır platformu katılımcısıdır. 

– Uluslarası ağlardan OBOS (Our Bodies Ourselves) Global Network üyesidir.

– Sphere İnsani Yardım Standartları ağının Türkiye bağlantı noktası, 

– İNEE (Inter-Agency Network for Education in Emergencies) ve CHS (Core Humanitarian Standarts) Alliance’ın Türkiye’den tek katılımcısı ve üyesidir. 

– Global Güneyli Sivil Toplum Kuruluşları Ağı’nın üyesidir. 

– Avrupa Birliği Gençlik Programlarında 2007 den beri gönüllü gençlerin yurt dışına gidişine destek verir ve ev sahipliği yapar. 

– Yurt içinden ve dışından üniversitelerden stajyer alır. 

DV: Sivil Toplum için Destek Vakfı’ndan aldığınız hibe desteğini nasıl kullanmayı planlıyorsunuz?

MK: Mavi Kalem çalışmalarını sınırlı bağışlar, proje fonları ve gönüllülük ile 15 yıldır yürütmüştür.

2016 yılında Mavi Kalem, yeniden yapılanma sürecinde olup kurumsallaşmayı hedeflenmektedir.

Sivil Toplum için Destek Vakfı’ndan alınan hibe desteği ile Mavi Kalem’in insan kaynaklarını daha etkin kullanacağı bir süreç hedefliyoruz. Böylece kurumsal temel giderlerimize dair aldığımız destekle uzun süreli profesyonel istihdamı ve kurumun kira giderinin bir kısmını karşılanması kurumsal olarak yeni kaynaklara ulaşılabilirliğimize önemli bir katkı oluşturacaktır. Bu etkenle kurumun tanıtımı ve yeni kaynaklara erişimin sağlanması için alt yapının güçlenmesi açısından büyük bir katkı sağlayacaktır. 

Böylelikle hibe aldığımız süre sonunda Mavi Kalem’in finans olarak da temel giderlerinin sürekliliğini sağlayabilir ve proje ön çalışmalarını yapabilir durumda olmasını, bağışçı ve kaynaklarla daha etkin iletişimi ve daha interaktif tanıtım perspektifi geliştirmiş olmasını hedefliyoruz. 

KuzeyDoğa Derneğine Şartlı Hibe Desteği

By | Proje Destek Fonu | No Comments

KuzeyDoğa Derneği, Doç. Dr. Çağan H. Şekercioğlu’nun 2003 yılında başlattığı Kars-Iğdır Biyolojik Çeşitlilik Projesi’nin bir ürünü olarak 2008 yılı Ocak ayında Kars’ta kurulmuştur. 

Her yıl Kafkas Üniversitesi işbirliği ile Aras Nehri Kuş Cenneti’nde kurulu bulunan Kuş Halkalama ve Araştırma Merkezinde kuş gözlem ve halkalama çalışmaları, Boğaziçi Üniversitesi işbirliği ile Sarıkamış-Allahuekber Dağları Milli Parkı’ndan başlayarak Posof’a (Adahan) uzanan ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı işbirliği ile oluşturulan Sarıkamış-Posof Yaban Hayatı Koridoru’nda bozayı, kurt ve vaşak başta olmak üzere yaban hayatı izleme çalışmaları yürütmektedir. (Detaylı bilgi için www.kuzeydoga.org.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.)

Sivil Toplum için Destek Vakfı, bu çalışmalar bünyesinde Aras Kuş Araştırma Merkezinde Nisan-Ağustos 2016 döneminde yürütülmesi planlanan Kuş Halkalama çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla, bağışçımız Esra Habbab’ın desteğiyle, KuzeyDoğa Derneği’ne şartlı hibe desteği verecektir.

Hibe kapsamında Kuş Halkalama çalışmasında görev alacak yerli, yabancı uzman ve gönüllülerin ulaşım, konaklama ve yemek vs. masraflarına katkı sağlanması planlanmaktadır.

Mavi Kalem Derneğine Kurumsal Destek

By | Kurumsal Destek Fonu | No Comments

Sivil Toplum için Destek Vakfı, kurumsal programdaki ilk hibe desteğini Mavi Kalem’e sağlıyor. 

Dernek 1999 Kocaeli depremi sonrası, Eylül 2000’de kuruldu. Afet gibi olağandışı koşullarda çifte dezavantajlı hale gelen kadın ve çocukların psiko-sosyal destek, beceri geliştirme, eğitim ve sağlık konularında desteklenmesine yönelik çalışmaları sorun olarak belirlediği ilk alanlardandır.

Derneğin tüm çalışmalarında toplumsal cinsiyet eşitliği öncelikli olarak ele alınmakta, tüm faaliyetler hedef gruplar için güçlendirici ve özgürleştirici bir perspektifle hayata geçmektedir. Halen 14-18 yaş grubu genç kızlarla şiddet, taciz, bedeni ve sağlığını koruma, erken evlilik ve erken cinsellik konularında güçlendirme odaklı çalışmalar yapmakta,  2014’ten beri Fatih Balat’taki Suriyeli göçmenlerle yürüttüğü Çocuk Atölyelerinde çocukların sosyalleşmeleri ve bilgi ve becerilerini geliştirmekte ilgili faaliyetler yapılmaktadır. Başta mahalleli kadınlarla yürüttükleri buluşmalar olmak üzere mahalle temelinde farklı faaliyetler de yürütmektedirler.

Vakfın seçici kurulu tarafından değerlendirilen başvurular sonucunda hibe desteği alması kararlaştırılan Mavi Kalem, Mart-Ekim 2016 tarihleri arasında bu destekten yararlanacak.

Mavi Kalem’in kurumsal açıdan gelişimini destekleyecek olan hibe programında, derneğin de onayı ve ihtiyacı dahilinde, finansal sürdürülebilirlik konusunda bir mentor ile birlikte çalışılacak. Mavi Kalem ile ilgili detaylı bilgiler için http://www.mavikalem.org/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Yeni başvuruların değerlendirilme süreci ise Temmuz 2016’ya kadar her ay yapılan toplantılarla devam edecek.

İnsanı Odağa Alan Gelişme

By | Uzman Görüşü | No Comments

Didem Tekeli (Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği – RUSİHAK; Destek Reformlarının Garanti Altına Alınması için Bölgesel Ortaklık Projesi (BİREY)  Koordinatörü / www.madde12.org

Önemli Not: Metinde görme engelliler için görseller betimlenmiştir.

KISA, SARI SAÇLI DİDEM TEKELİ AVRUPA PARLAMENTOSU BAYRAĞININ ÖNÜNDE POZ VERMİŞ. KAMERAYA BAKMIŞ, GÜLÜMSEMİŞ. ÜSTÜNDE AÇIK MAVİ RENGİNDE KOT BİR GÖMLEK VAR, ÜST BİR KAÇ DÜĞMESİ AÇIK. ARKADAKİ ZEMİN İSE KOYU MAVİ.

Kapsayıcı kalkınma (*) insanı hedef alan, insan yaşamının değerine odaklanan gelişme anlayışının adı. Nobel ödülü almış iki ekonomistin, Amartya Sen ve Angus Deaton’ın yazdıklarına bakınca kapsayıcı kalkınmanın gelişmişlik anlayışını değiştirdiğini görüyoruz. İnsan odaklı kalkınma gelişmeyi yalnızca kişi başına düşen milli gelire bakıp sanayileşme oranlarını inceleyerek, teknolojik gelişme veya sosyal modernizasyonu hesaplayarak değerlendiremeyeceğimizi söylüyor. İşin güzel yanı, kalkınmışlık hesaplarının artık böyle yapılamayacağını dile getirenler arasında yakından bildiğimiz bir uluslararası örgüt var: Birleşmiş Milletler (BM).

BM Genel Kurulu 2015 Eylül’ünde, “Dünyamızı Dönüştürmek: Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi” adlı kararı aldı. Belge, gelecek on beş yıl boyunca “herkes için insan hakları” isteyen bir anlayışla kalkınma politikalarının şekillenmesi gereğini vurguluyor. 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) insanı, insanın onurlu biçimde varlığını sürdürmesini, haklarını kullanmasını ve kendini geliştirebilme kapasitesini dikkate alan kalkınma politikalarını hedefliyor.

SKH’NE YÖNELİK GÖRSEL: ON YEDİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN KÜRESEL HEDEF BİR A4 SAYFASI ÜSTÜNDE LİSTELENMİŞ. SAYFA YATAY KULLANILMIŞ VE EŞİT KARE PARÇALARA BÖLÜNMÜŞ, HER BİRİNİN SOLT ÜST KISMINDA NUMARASI VAR VE KÜRESEL HEDEFİN KISACA KONUSU YAZILMIŞ. HER HEDEF İÇİN BİR İMGE BELİRLENMİŞ.

SOL ÜSTTEN SAĞA DOĞRU SAYFAYA YERLEŞTİRİLMİŞ HEDEFLERİN KISA ADLARI VE KULLANILAN İMGELER AŞAĞIDA LİSTELENMİŞTİR.

  1. YOKSULLUĞA SON: KIRMIZI BİR ZEMİN ÜSTÜNDE ALTI TANE BEYAZ İNSAN FİGÜRÜ ÇİZİLMİŞ. SOLDAN SAĞA FİGÜRLERE BAKTIĞIMIZDA EN SOLDA YER ALAN ERKEK FİGÜRÜNÜN ELİNDE BASTON OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ. ÖBÜR ELİYLE BİR KIZ ÇOCUĞUNUN ELİNDEN TUTUYOR. KIZ ÇOCUĞU ÖBÜR ELİYLE BİR KADININ ELİNİ TUTMUŞ. BU KADININ YANINDA İKİNCİ BİR KADIN VAR. KADININ ÖBÜR YANINDA BİR ERKEK ÇOCUĞU DURUYOR. ERKEK ÇOCUĞUNUN ÖBÜR YANINDA BİR ERKEK FİGÜRÜ VAR.

  2. AÇLIĞA SON: SAMAN SARISI ZEMİN ÜSTÜNDE BEYAZ RENKTE BİR KASE ÇİZİLMİŞ. KASENİN ÜSTÜNDE KIVRILAN ÜÇ DALGA TÜTEN DUMANI BETİMLEMİŞ.

  3. SAĞLIKLI BİREYLER: YEŞİL ZEMİNİN ÜSTÜNDE BEYAZ RENKTE NABIZ RİTMİ RESMEDİLMİŞ. YÜKSELİP ALÇALAN ÇİZGİLERİN SAĞ UCUNDA BEYAZ BİR KALP RESMİ GÖRÜYORUZ.

  4. NİTELİKLİ EĞİTİM: KIRMIZI ZEMİN ÜSTÜNDE SOL TARAFTA AÇIK BİR KİTAP VEYA DEFTER ÇİZİLMİŞ. HEMEN SAĞINA BİR KALEM RESMİ ÇİZİLMİŞ. HER İKİ ŞEKİLDE BEYAZ RENKTE.

  5. TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ: TURUNCU ZEMİN ÜSTÜNE, ORTAYA BEYAZ BİR YUVARLAK ÇİZİLMİŞ. YUVARLAĞIN İÇİNDE BEYAZ RENKTE İKİ KISA YATAY DÜZ ÇİZGİ YANİ EŞİTTİR İŞARETİ VAR. YUVARLAĞIN DIŞINDA, SAĞ ÜST KISMINDAN BİR OK YUKARI ÇIKIYOR. YUVARLAĞIN DIŞINDA, ORTADAN AŞAĞIYA BEYAZ BİR ARTI İŞARETİ UZANIYOR. YANİ ERKEK VE KADINI BETİMLEYEN FİGÜRLER İÇ İÇE GEÇİRİLMİŞ.

  6. TEMİZ SU VE SIHHİ KOŞULLAR: TURKUVAZ ZEMİN ÜSTÜNE BEYAZ RENKTE BİR KOVA ÇİZİLMİŞ. KOVANIN İÇİNDE SU OLDUĞUNU ANLATMAK İÇİN HEM SU DALGASI ÇİZİLMİŞ, HEM DE KOVANIN TAM ORTASINA SU DAMLASI RESMEDİLMİŞ. KOVANIN TABANINDAN AŞAĞI DOĞRU UZANAN BİR OK RESMEDİLMİŞ.

  7. ERİŞİLEBİLİR VE TEMİZ ENERJİ: PARLAK SARI ZEMİN ÜSTÜNDE BEYAZ RENKTE, PARLAYAN BİR GÜNEŞ RESMEDİLMİŞ. GÜNEŞİN PARLADIĞINI YUVARLAĞI ÇEVRELEYEN KISALI UZUNLU DÜZ ÇUBUKLARDAN ANLIYORUZ. GÜNEŞİN TAM ORTASINDA, YANİ YUVARLAĞIN TAM ORTASINDA AÇMA/KAPAMA DÜĞMELERİNİN SEMBOLÜ BULUNUYOR. BU SEMBOL NEREDEYSE BİR YUVARLAK ANCAK ÜST KISMINDA ÇİZGİLER BİRLEŞİP GERÇEK BİR YUVARLAK OLUŞTURMUYOR. YUVARLAĞIMSI ŞEKLİN ÜST KISMINDA AÇIKLIK VAR VE AÇIKLIĞIN ORTASINDA KISABİRAZ YUKARI VE BİRAZ AŞAĞI UZANAN DÜZ BİR ÇİZGİ VAR.

  8. İNSANA YAKIŞIR İŞ VE EKONOMİK BÜYÜME: KOYU PEMBE ZEMİN ÜSTÜNE YÜKSELEN, ALÇALAN VE YİNE YÜKSELEN BİR OK ÇİZİLMİŞ. OKLA OLUŞTURULAN BU HATTIN ALTINA BEYAZ BİR BİNA RESMEDİLMİŞ, BÖYLECE OK BİR ÇATIYA DÖNÜŞMÜŞ. BİNANIN İŞ YERİNİ/FABRİKAYI SİMGELEDİĞİ SÖYLENEBİLİR.

  9. SANAYİ, YENİLİKÇİLİK VE ALTYAPI: KOYU TURUNCU ZEMİN ÜSTÜNDE BEYAZLA ÇİZİLMİŞ ÜÇ GEOMETRİK ŞEKİL, KÜP VAR. KÜPLERDEN ORTADAKİ ÖBÜRLERİNİN ÜSTÜNDE.

  10. EŞİTSİZLİKLERİN AZALTILMASI: SAĞ ÜST TARAFTAN BAŞLAYARAK BEYAZ RENKLİ BİR KALEMLE ELLE ÇİZİLMİŞ GİBİ DURAN BİR YUVARLAK VAR. YUVARLAĞIN ORTASINA YİNE BEYAZ RENKLE İKİ KISA YATAY DÜZ ÇİZGİ ÇİZİLMİŞ. YANİ YUVARLAĞIN ORTASINA EŞİTTİR İŞARETİ KONMUŞ.

  11. SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİR VE YAŞAM ALANLARI: AÇIK, DOLGUN TURUNCU ZEMİN ÜSTÜNE BEYAZ RENKTE DÖRT BİNA RESMEDİLMİŞ. EN SOLDAKİ BİNA KISA, ÜÇGEN BİÇİMLİ BİR ÇATISI VE TAM ORTASINDA DİKDÖRTGEN BİR KAPISI VAR. YANINDA BİNA ONDAN OLDUKÇA UZUN, BEŞ KATLI. HER KATTA KÜÇÜK İKİŞER PENCERE VAR. SOLDAN ÜÇÜNCÜ BİNA ASİMETRİK YAPIDA, ALTI KATI VAR. KATLARDA PENCERELER VAR ANCAK BİR TARAFI ÖBÜR TARAFINDAN KISA OLDUĞUNDAN HER KATTA PENCERE SAYISI AYNI DEĞİL. EN SAĞDAKİ BİNA İKİ KATLI BİR BİNA OLARAK RESMEDİLMİŞ. DÜZ BİR ÇATISI VAR VE HER İKİ KATINDA DA İKİŞER PENCERESİ BULUNUYOR.

  12. SORUMLU TÜKETİM VE ÜRETİM: TABA ZEMİN ÜSTÜNE BEYAZ OKLA SONSUZLUK İŞARETİ ÇİZİLMİŞ. OK SAYFANIN ORTASINDA BAŞLIYOR, SAĞA ÜSTE UZANIP KIVRILIP YUVARLANARAK AŞAĞI İNİYOR SONRA TEKRAR SOL ÜSTE DOĞRU KIVRILIP YUVARLANARAK AŞAĞI İNİYOR. YENİDEN SAĞ ÜSTE HAREKETLENECEKKEN OKUN UCU BU NOKTADA ÇİZİLMİŞ. ÖNÜMÜZDE BİR NEVİ YATIK 8 HARFİ VAR.

  13. İKLİM EYLEMİ: KOYU, ACI YEŞİL ZEMİN ÜSTÜNE BEYAZLA KİRPİKSİZ, AÇIK BİR GÖZ RESMEDİLMİŞ. GÖZÜN KENDİ DÜNYA OLARAK ÇİZİLMİŞ.

  14. SUDAKİ YAŞAM: AÇIK MAVİ ZEMİN ÜSTÜNE BEYAZLA İKİ SIRA DALGA RESMEDİLMİŞ VE BU DALGALARIN ALTINDA BİR BALIK VAR. BALIK SAĞA DOĞRU YÜZER BİÇİMDE ÇİZİLMİŞ.

  15. KARASAL YAŞAM: AÇIK YEŞİL ZEMİN ÜSTÜNE BEYAZ RENKTE İKİ KALIN DÜZ ÇİZGİ ÇİZİLMİŞ. BU ÇİZGİLERİN ÜSTÜNE BİR YAPRAKLI AĞAÇ VE ÜÇ ADET UÇAN KUŞ RESMEDİLMİŞ.

  16. BARIŞ VE ADALET: KOYU MAVİ ZEMİN ÜSTÜNE YATAY OLARAK BEYAZ BİR MAHKEME TOKMAĞI ÇİZİLMİŞ. TOKMAĞIN BAŞ KISMI SAĞ TARAFTA. TOKMAĞIN ÜSTÜNE BEYAZ BİR GÜVERCİN KONMUŞ. GÜVERCİNİN KANATLARI AÇIK, YA YENİ KONMUŞ YA DA UÇACAK. GAGASININ ARASINDA ZEYTİN DALI VAR.

  17. HEDEFLER İÇİN ORTAKLIKLAR: LACİVERT ZEMİN ÜSTÜNE BEYAZ RENTE YUVARLAKLAR ÇİZİLMİŞ. YUVARLAKLAR BİRBİRİNİN İÇİNE GEÇİYOR VE BİR ÇİÇEK DESENİ OLUŞTURUYORLAR.

  18. SON KAREDE AÇIK GRİ ZEMİN ÜSTÜNE BEYAZ BİR TEKER ÇİZİLMİŞ. TEKER ON YEDİ EŞİT PARÇAYA BÖLÜNMÜŞ. HER BİR PARÇA YUKARIDA BETİMLENEN RENKLERE BOYANMIŞ. TEKERİN ALTINDA “SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN KÜRESEL HEDEFLER” YAZIYOR. KÜRESEL HEDEFLER SÖZCÜKLERİ BÜYÜK HAFLERLE VE KOYU RENKTE YAZILMIŞ. TÜM YAZILAR SİYAK RENKTE.

NOT: TÜM OKUYUCULARA HATIRLATALIM, KÜRESEL HEDEFLERİN İÇERİĞİ VE ADI BU GÖRSELDE YAZANDAN DETAYLI. HEDEFLERE DAİR DAHA FAZLA BİLGİ TÜRKÇE OLARAK HTTP://WWW.KURESELHEDEFLER.ORGSİTESİNDEN, İNGİLİZCE OLARAK HTTPS://SUSTAİNABLEDEVELOPMENT.UN.ORG/SDGSSİTESİNDEN ALINABİLİR.

Buraya dek tümü iyi haber çünkü kapsayıcı kalkınmayı öğrendiğimiz, uygulamak için destek bulabileceğimiz zamanlarda yaşadığımızı görüyoruz. Bu noktada dikkatinizi çekmek isterim, kapsayıcı kalkınmanın hedeflediği ‘herkes’ tanımının içinde engelli birey de var.

Bugün bize bireyin özgürlüğünün önemini, özgürlük alanının genişlemesi gerektiğini, insanın kapasitesini geliştirme hakkına sahip olduğunu hatırlatan yalnızca SKH değil. İnsan hakları üstüne yazılmış uluslararası yeni bir sözleşme, hukuki bağlayıcılığı olan bir metin, BM Engelli Bireylerin Haklarına Dair Sözleşme (EHS) de aynı noktalara vurgu yapıyor. Engelliliği insanın hallerinden biri olarak tanıyan EHS herkesin eşit olduğunu, öyleyse hepimizin kalkınmanın içinde yer alması gerektiğini hatırlatıyor.

İyi haberler önümüzü açacak uluslararası araçlara sahip olduğumuz gerçeğiyle sınırlı değil. Engelli bireylerin ve onların örgütlenmelerinin katılımıyla BM’nin çatısı altında hazırlanan EHS, Türkiye tarafından 2007 yılında imzalandı, 2009 yılında onaylandı. Sözleşmenin Türkiye tarafından onaylandığını söylediğimizde aslında Türkiye’nin EHS’de yer alan tüm hakları tanıyıp uygulayacağına ve hakların uygulanmasını teşvik edeceğine söz vermiş olduğunu vurguluyoruz. Türkiye’nin 2015 yılında EHS’nin ek protokolünü, yani bireysel veya birey adına öbür gerçek kişilerin veya grupların sözleşmenin uygulanmasını izleyen BM Engellilerin Hakları Komitesi’ne başvuru hakkını tanıyan protokolü onayladığını belirtelim. Demek bugün Türkiye’de yaşayan bireyler olarak kapsayıcı kalkınma, dolayısıyla engelliliği de içeren bir kalkınma için hukuki ve ilkesel zeminimiz bulunuyor. Sıra böyle bir kalkınmayı gerçek anlamda istemekte ve gerçekleştirmede.

Engelliliği kapsayıcı kalkınma (**) için aklımızda tutmamız gereken ilk şey, hepimizin eşit olduğu gerçeği. Teoride, duysal, ruhsal, öğrenme farklılıklarımızın, türlü fiziksel kapasitelerimizin aramızda var olan eşitliği bozmadığını kabul ediyoruz.

Peki ya pratikte?

Bu soruyu kendimize sormamız günlük iş yapış biçimlerimizi gözden geçirmemizi sağlayacağından güzel bir başlangıç olur, ancak yetmez. Soruyu bir de içinde yer aldığımız örgüt, kurum, projeler için soralım. Üretimlerimiz hepimizin eşit olduğu gerçeğinden hareketle mi şekilleniyor? Cevabımız olumsuzsa, pratiklerimizi etkileyen politika, sistem ve algıların değişmesi adına ne yapıyoruz, diye düşünmeliyiz. Düşünmek, engelliliği kapsayıcı kalkınmayı anlamak amacıyla örgütümüzde, kurumumuzda, proje ekibimizde yer alanlara yönelik eğitim, bilinç artırma faaliyetleri yapmak bir ilk adım olarak anlamlı olacaktır.

Engelliliği kapsayıcı kalkınma, ortaya konan tüm hizmet ve ürünlerin engelli bireyin varlığını hesaba katarak şekillendiği, tüm projelerin, plan ve adımların bu anlayışla gerçekleştirildiği bir gelişmişlik çabasına işaret ediyor. Öyleyse öncelikle katılımı sağlamalıyız.

Kulislerde anlatılan, gerçekliği şüpheli bir öykü var. Belçika ordusuna kadınların asker olarak alınmasına karar verildiğinde, askerlerin kıyafetlerini temin eden adamların sütyen alması gerekir. Uzun tartışmalardan sonra yetkililer tüm kadın askerlere seksen beden sütyen alınmasına karar verir ve alım yapılır. Komik. Ayrıca müthiş bir zaman, emek, para kaybı. Oysa tek bir kadına danışılsaydı, karar mekanizmalarında bir kadın dahi olsaydı şimdi bunu okuyup gülümsemiyor olacaktık. Hedeflediğimiz her noktada, aklımızdan geçen hedef kitle ne olursa olsun içinde engelli bireylerin olduğunu unutmamak gerekiyor. Verdiğimiz ürün veya hizmetin erişilebilir kılınması için yapabileceğimiz en etkili ve en kolay şey ise engelli bireyin her aşamada ekibimizin içinde olmasını sağlamak. Atacağımız adımların her aşamasında onun varlığını mümkün kılmak.

Engelli bireyi planlamaya ve çalışmaya dahil etmek bütçemizi gözden geçirmeyi gerektirecektir. Engelli bireyin süreçlerin her aşamasında olması, tüm aktivite ve planların içinde yer alması için öncelikle düşünce biçimimizi gözden geçirmemiz gerektiğini belirtmiştik. Böylesi kritik bir yaklaşım, ürünümüzün herkes tarafından tüketilebilir olmasını beraberinde getirecektir. Bu nedenle, ‘engelliliği nasıl görüyoruz’, ‘yeti kaybı bizim için ne ifade ediyor’, ‘yeti kaybı olan bireye nasıl bakıyoruz’ gibi temel soruları ve fazlasını tartışmalı, tartışmaların gerçekleşmesini sağlayacak zemini sağlamalıyız. Bu tür çalışmalar için bütçemizde kaynak ayırmak anlamlı olacaktır.

Kapsayıcı olabilmek çalıştığımız ortamı erişilebilir kılmayı da gerektirir. Erişilebilir ortama sahip olmak amacıyla neler yapabileceğimizi engelli bireylerle tarışmak anlamlı olacaktır. Ayrımcı olmayan yaklaşım her şeyden önce farklılıkların katılımına izin vermemizi gerektiriyor. Öyleyse katılım için gerekli harcamaları yapmak, bütçenin kapsayıcı olmasına izin vermek şart.

Engelliliğe dair her ne biliyorsak unutalım ve engelli bireylerin tam ve etkili biçimde toplumun parçası olmasına odaklanalım. O zaman kapsayıcı bir kalkınma için çalışıyor olacağız. Erişilebilir toplumlarda yaşıyor olacağız. Herkesin değerli olduğu, herkesin kendisini var etmesine olanak tanıyan bir sisteme doğru değişimin parçası haline geleceğiz.

Hepimizin bir kapasitesi var ve bu kapasite geliştirilebilir. Ben, dilediği zaman kendisini farklı biçimde tanımlayabilen, kendisini yine ve yeniden gerçekleştirebilen, bunun için olanağa sahip bireyin özgür birey olduğunu düşünüyorum. Ve böyle bir özgürlüğe erişmek için her zaman desteğe ihtiyacımız var gibi geliyor bana. Bir başkasına ihtiyacımız var. Octavia Paz, sevginin özgürlük üstüne oynanan vahşi bir kumar olduğunu söyler. Kendimizin değil, ötekinin özgürlüğü için oynanan bir kumar. İster ötekinin özgürlüğü için sevgiyle diyelim, ister erişilebilir, eşitlikçi toplum için, çabaya şimdi, burada başlayalım.

***

Yazıda:

(*) Kapsayıcı Kalkınma, ‘Inclusive Development’ kavramının karşılığı olarak,

(**) Engelliliği Kapsayıcı Kalkınma, ‘Disability Inclusive Development’ kavramının karşılığı olarak kullanılmıştır.