Monthly Archives

Eylül 2018

Her Yerde Sanat Derneği Çocuk Fonu Hibe Süreci Sona Erdi

By | Röportaj

Her Yerde Sanat Derneği (Sirkhane), 5 Ocak 2018- 5 Temmuz 2018 tarihleri arasında gerçekleşen Çocuk Fonu hibe sürecini tamamladı. Dernek, aldığı 33.000 TL’lik destek ile Ben Bir Sirk Kahramanıyım Projesi kapsamında sirk pedagojisini kullanarak sosyal sirk eğitimlerinin yanı sıra Mardin ve çevresinde yaşayan Suriyeli, yerel çocuklara ve gençlere güzel sanatlar, müzik, çocuk hakları atölyesi, akran zorbalığı atölyesi gibi etkinlikleri sunmayı hedefliyordu.
6 aylık dönem boyunca, çocukların ve gençlerin birbirlerine ve topluma entegrasyonuna katkıda bulunmak, kişisel gelişimlerini destekemek ve akran zorbalığının önüne geçmek istediler. Bu amaçla, her haftasonu belirli saatlerde yapılan atölyeler sonucunda Türk ve Suriyeli çocukların kültürel ve sanatsal etkinliklerle karşılıklı olarak bir araya gelmesi ve aralarında dostane ilişkiler kurulması, eğitim ve öğretime çok zor ve sınırlı erişime sahip olan Suriyeli çocuklara alternatif bir eğitim fırsatı sağlandı. Türk ve Suriyeli çocukların birbirlerinin kültürlerini öğrenmelerine yardımcı olundu. Dernek, gösterileri ve eğitimlerinde Suriyeli ve yerel çocukların ebeveynlerine gönüllü görevler vererek, yeni çevrelerinde ve dolayısıyla Türkiye’ye entegrasyonlarıyla kendilerini daha sosyal anlamda faydalı hissetmelerini ve desteklemelerini sağladı.

Çocuk Fonu kapsamında desteklediğimiz Her Yerde Sanat Derneği (Sirkhane) ile hibe sürecini, bu süreçte yaptıklarını ve gelecek planlarını konuştuğumuz röportajı aşağıda okuyabilirsiniz.

Sivil Toplum için Destek Vakfı (DV): Sirkhane, sirk pedagojisi ve sosyal sirk aracılığı ile çocukların/gençlerin sosyal gelişimleri için çalışıyor. Sosyal sirk eğitimden biraz bahseder misiniz? Verdiğiniz eğitimlerin riskleri ve avantajları nelerdir?
Her Yerde Sanat Derneği (Sirkhane): Sosyal sirk eğitimi Türkiye’ye Sirkhane ile gelmiş bir eğitim ve bu noktada deneyim paylaşmak bizim için çok değerli; Sosyal sirk kapsamında çocuklar için jonglörlük, trapez, top çevirme, tahta bacak, akrobasi ve jimnastik atölyeleri düzenliyoruz. Sosyal sirk eğitimleri dayanağını sosyal sirk pedagojisinden alıyor. Sosyal sirk pedagojisi çocukların sağlıklı bir çocukluk geçirmesini hedefler ve sirk eğitimi içerisinde öğretiler barındırır. Örneğin tahta bacağa binmek için arkadaşınıza güven duymanız gerekir bu güven inşa edilmeden tahta bacak üzerinde ayağa kalkmanız ve hareket etmeniz mümkün değildir. Bu güven duygusu çocukları ekip ruhuna yaklaştırır ve psikolojik açıdan desteklenmelerini sağlar yine palyaço eğitimlerinin temelinde de bir yaşam felsefesi vardır. Palyaço kızgınlıklarını güzellikler karşısında hemen unutan, karşısına çıkan engelleri önemsemeyen ve karşılaştığı tüm problemlere ‘Mafi Müşküle’ – sorun yok- diyerek tekrar ve tekrar problem aşmaya çalışandır. Bizde Sirkhane de bu öğretiyi benimsiyoruz ve çocukların eğitim sürecinde tekrar tekrar denemeye, pes etmemeye teşvik etmeye çalışıyoruz. Hatalarımıza alkış tutmak da yine bu felsefeye dair çok temel bir yaklaşımdır. Risk olarak bahsedebileceğimiz durumlar elbette sirk eğitiminde de var. Sirk eğitimleri içerisinde çoğu zaman en temel aracımız bedenimizdir kontrollü yapılmayan bazı zor hareketler çocuklara zarar verebilir. Bu noktada atölyelerde çocuklar her fiziksel hareket sonrasında gözlemlenmektedir.

DV: Çocuk Fonu Hibe Programı kapsamında 2017’den itibaren ‘Ben Bir Sirk Kahramanıyım’ projesi için destek aldınız. Proje kapsamında, Mardin ve çevresinde yaşayan çocuklarla atölye çalışmaları hayata geçirdiniz. Bu atölyeler ve içerikleri hakkında bilgi verir misiniz?
Sirkhane: Atölye içeriklerini sirk, sanat, müzik ve çocuk hakları atölyeleri olarak şematize edebiliriz.
Sirk eğitimleri kapsamında çocuklar jonglörlük, top ve labut çevirme, tahta bacak, trapez, akrobasi ve jimnastik atölyelerine katılım sağladılar.
Sanat atölyelerinde temel hedefimizin çocukların sözel ifade dışında da sanatın farklı alanlarını kullanarak kendilerini özgün ve özgür ifade etmelerini sağlamak, sanat ile yaratıcı üretimlerin kapısını aralamak.
Müzik atölyeleri kapsamında temel ses ve ritim çalışmaları yapılmakta aynı zamanda festivaller de yer almak üzere koro çalışmaları devam etmektir. Her merkezimizde bulunan piyano, gitar ve çeşitli ritim enstrümanları ile çocuklar ilgi alanlarına göre temel enstrüman eğitimleri de almaktadırlar.
Çocuk Hakları atölyeleri çocukların temel haklarını öğreterek şimdi ve gelecekte daha güçlü ve farkındalık sahibi çocuklar olmalarına katkıda bulunmaktadır. Çocuk hakları atölyelerinin en temelinde eğitim hakkının şimdi ve gelecek üzerinde ki etkisi konusunda farkındalık yaratmak yer alıyor.

DV: Bugünlerde Mardin’de böyle bir çalışma yapmanın avantajları ve dezavantajları var mıdır? Bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Sirkhane: Sosyal sirkin ihtiyacın fazla olduğu yerlerde daha anlamlı olduğunu düşünüyoruz ve Mardin’de ihtiyacın yüksek olduğu bir coğrafya. Özellik Suriye Savaşı’nın ardından bu ihtiyaç daha da fazlalaştığı için yaptığımız çalışmaları anlamlı ve değerli buluyoruz. Mardin çocuk sayısının fazla olduğu bir yer ve diğer bölgelere kıyasla çocukların sosyalleşebilecekleri, gelişimlerinin destekleneceği aktiviteler ve imkânlar oldukça sınırlı bu dezavantaj bizi çalışmalarımızı yaparken bizi oldukça motive ediyor ve çocukların sirke olan ilgisi de ihtiyacın boyutlarını bize gösteriyor. Dezavantaj olarak bahsedeceklerimin arasında savaşın etkileri var. Savaşın etkilerinin gözlemlendiği bir yer Mardin ve bu durum çalışmaları zorlaştırıyor. Hem içerik oluştururken hem de uygularken sahada çeşitli sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Veliler tarafından sanatın ve sirkin bazen ciddiye alınmadığı durumlarda oluyor. Bu durum da zaman zaman sorun yaratıyor fakat önyargıların kırılması fazla zaman almıyor.

DV: Eğitimlere katılan çocuklarda nasıl gelişmeler gözlemlediniz?
Sirkhane: Çocukların gelişimini duygusal, psikolojik, bedensel ve mental boyutlarıyla değerlendirebiliriz tabi burada en önemli hatırlatıcı olarak gelişimin çok bireysel olduğunu ve çocukların her birinin farklı etkilendiklerini söyleyebiliriz. Genel bir gözlem ile çocuklar Sirkhanelerde kendileri için ayrılmış, onlar için dizayn edilmiş bir ortam buluyorlar bu ortam onlara ifade ve var olma alanı açıyor bu onların kişilik gelişimi için çok değerli. Neyden hoşlanıp neyi yapmak istemediklerini çok net ifade etmeye başlıyor çocuklar. Bir örnek vermek istiyorum Sirkhanelere düzenli gelen çocukları Sirkhane dışında bir etkinliğe götürmüştük. Tanımadıkları çocuklarla bir araya gelmişlerdi. Etkinliği yürüten eğitmen çocuklara bir soru sordu. Soru sanatın hangi alanı ile ilgilenmekten hoşlanıyorsunuzdu – müzik, resim, heykel, tiyatro vs. – bu soru ile Sirkhaneye gelen çocukların diğer çocuklara oranla ilgi alanlarını çok net, kendinden emin ve detaylandırarak ifade ettiklerini gördüm. Yani bu demek oluyor ki çocuklar kendilerini sanat noktasında tanıma ve ilgi alanını keşfetme sürecine girmiş bu gözlem bizim için oldukça değerli. Duygusal yönden çocukların eskiye oranla daha kolay arkadaş edindiklerini, duygularını ve isteklerini daha net ifade ettiklerini, sosyal alan oluşturmada, grup etkinliklerinde farklı çocuklarla daha uyumlu çalışmaya başladıkları da gözlemlerimiz arasında. Sirk eğitimlerinde çocukların temel olarak bedenlerini kullanmaları ve bedensel esnemeye yönelik atölyelerin çocukların bedensel gelişimini de desteklediğini söyleyebiliriz.

DV: Sivil Toplum için Destek Vakfı’ndan aldığınız hibe desteğinin size nasıl bir katkısı oldu?
Sirkhane: Tüm bu bahsettiğimiz durumların hayata geçtiği yer Sirkhaneler ve sirkhanelerin devamlılığı bu noktada çok önemli. Daha fazla çocuğun sirk ve sanat ile tanışmasına ve sanatın her yere ulaşması adına Sivil Toplum için Destek Vakfı’ndan aldığımız hibe Sirkhaneleri destekleyici bir rol oynadı.

DV: Önümüzdeki döneme ait planlarınızdan bahseder misiniz?
Sirkhane: Sirkhanelerin güçlendirilerek sürdürülmesi en önemli hedeflerimizden.
Mardin’de yaşamayan ve sirkhanelere gelmeye imkânı olmayan en kırsalda yaşayan çocukların sirk ve sanat ile buluşması sirkhanenin gelecek planları arasında yer alıyor. Bütün çocuklar sirk, sanat ve kahkaha da buluşuncaya kadar diyoruz.

Yarınlara Uçuyoruz Hibe Programı Başlıyor!

By | Vakıf Haberi

Sivil Toplum için Destek Vakfı, Pegasus Hava Yolları desteği ile Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) yürütücülüğünde başlatılan Yarınlara Uçuyoruz Projesi ile gençleri desteklemeye başlıyor.

Gençlerin Türkiye içindeki toplumsal fayda ve dayanışma temelli fikirlerini desteklemek için kurulan bir hibe programı olan Yarınlara Uçuyoruz Projesi’ne Türkiye’deki 18-29 yaş arası gençler, gençlik grupları ve gençlerle çalışan Sivil Toplum Kuruluşları (STK), toplumsal fayda ve dayanışmayı odağına alan bütün seyahat fikirleriyle 20 Eylül – 20 Ekim 2018 tarihleri arasında başvuru yapabilecek.

Başvurular teknik ön elemeden geçirildikten sonra “değerlendirme kurulu” tarafından değerlendirilecek ve desteklenmeye hak kazananlarla yapılacak hibe sözleşmesi sonrası hibe süreci başlayacaktır. Eylül 2018 – Haziran 2019 arası dönemlerde 20 proje desteklenecek. Fon kapsamında başvuru sahipleri 4.000 TL, 5.000 TL ve 6.000 TL’lik desteklerden yararlanabilecek. Bu çerçevede gençlerle ilgili faaliyet ve kâr amacı gütmeyen grup, inisiyatif ve kuruluşlar, gençler ve üniversite grupları, üniversite kulüpleri, sivil toplum kuruluşları, lise kulüpleri, spor kulüpleri vb. yararlanıcı olabilir. Başvuru formu 20 Eylül – 20 Ekim 2018 tarihleri arasında açık kalacaktır.

Genel Koşullar:

  • Çalışmanın mutlaka bir toplumsal fayda, farkındalık veya dayanışma odağında kurgulanmış olması,
  • Çalışma içeriğinde belli bir grubu güçlendirici faaliyetlerin yer alması (Örnek: Gençleri güçlendirme, kadınları güçlendirme, çocuk çalışmaları, kültürel mirası korumaya yönelik çalışmalar vb.),
  • Çalışmanın içeriğinde mutlaka somut bir faaliyet olması, seyahat edilecek şehirdeki kişi/grupların da dahil olabilecekleri bir kurgunun yaratılması,
  • Bu kapsamda gençlerin ülke içinde Pegasus Hava Yolları’nın uçtuğu iç hat destinasyonlarına seyahatlerini içeren çalışmalar desteklenecektir.

Detaylı bilgi: www.yarinlaraucuyoruz.com

Başvuru formu: https://form.jotform.com/TOG/yarinlaraucuyoruzbasvuruformu

Duy-Der Çocuk Fonu Hibe Süreci Sona Erdi

By | Röportaj

Çocuk Fonu kapsamında desteklediğimiz Toplumsal Duyarlılık ve Şiddet Karşıtları Derneği ile hibe sürecini, bu süreçte yaptıklarını ve gelecek planlarını konuştuğumuz röportajı aşağıda okuyabilirsiniz.

Sivil Toplum için Destek Vakfı (DV): Çocuk Fonu hibe programı kapsamında Duy-Der, çocuklar için mayın ve çatışma atıkları eğitim projesi için destek aldı. Bu eğitimin içeriğinden biraz bahseder misiniz? Verdiğiniz eğitimlerin riskleri ve avantajları nelerdir?

Toplumsal Duyarlılık ve Şiddet Karşıtları Derneği (Duy-Der): Bu proje; Toplumsal Duyarlılık ve Şiddet Karşıtları Derneği (Duy-Der) tarafından, mayın ve çatışma atıklarının (PAM) sebep olduğu patlamalardan kaynaklı yeni ölüm ve yaralanmaları engellemek üzere hazırlanan Çocuklar için Mayın ve Çatışma Atıkları Eğitim Projesi’nin Nusaybin ilçesi için planlanan aşamasını oluşturmaktadır.

Aşağıda tanımlanan eğitim programı, proje kapsamında yer alan her okul için uygulanmıştır:

  • Her grupla 1-1.5 saat boyunca eğitim uygulanmıştır.

  • Eğitimlere çocuklarla birlikte okulun rehberlik öğretmeni ve diğer öğretmenlerin de katılımı sağlanmış, öğretmenlerin de bu konuda bilgi sahibi olmaları sağlanmıştır.

  • Projenin uygulandığı her okulun panosuna ve öğrencilerin görebileceği bir çok yere, mayın ve çatışma atıklarını tanıtıcı posterler asılmıştır.

  • Çocuklara “Hızır Dede” dergisi dağıtılarak, eğitim CD’si izletilmiştir.

  • Mayın ve çatışma atıkları konusunda bilgi verilerek, kendimizi koruma yöntemleri anlatılmıştır.

  • Hangi bölgelerin mayınlı olabileceği, ne tür işaretlerin mayın ve çatışma atıkları tehlikesini anlattığı konusunda bilgiler verilmiştir.

  • Çocukların bu konudaki deneyimleri ve yaşadıklarını paylaşmaları sağlanarak, eğitim boyunca verilen bilgilerin ne kadarını öğrendikleri test edilmiştir.

Proje kapsamında verdiğimiz eğitimlerin en büyük avantajı; mayın ve çatışma atıklarından kaynaklı patlamaların yoğun yaşandığı yerleşim yerlerinde yaşayan çocukların, bu patlamalardan etkilenmeleri noktasındaki riski ortadan kaldırması, yeni yaralanma ve ölümlerin önüne geçebilmesidir. Eğitimlere katılan çocukların mayın ve çatışma atıklarını tanıyarak, bu maddelerle oynamamaları gerektiğini öğrenmeleri projenin en önemli sonucudur.

Projenin hedef kitlesinin 7-15 yaş arası çocuk grubu olması, hem avantaj hem de risk olarak tanımlanabilir. Çocukların yaşları dikkate alındığında, çalışılan konunun ağırlığı çocuk psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Ancak, projenin uygulandığı alanlarda yaşayan çocukların bu gerçekle yaşamak zorunda kalmaları ve ne yazık ki bu tehlikelerle yüz yüze olmaları bu durumu avantaja dönüştürmektedir. Projenin, sürekli çatışmaların yaşandığı alanlarda uygulanması proje ekibi açısından güvenlik riskleri oluşturabilmektedir. Ancak, dernek olarak bölgeyi iyi tanımamız ve yaptığımız planlama ve aldığımız önlemlerle bu risk en asgari düzeye indirilmektedir.

DV: Eğitimler Nusaybin ve çevresinde uygulandı. Bu bölgeyi seçmenizin nedeni nedir? 

Duy-Der: 2015 yılında Barış Süreci’nin bitmesiyle birlikte; Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinin bir çok yerleşim yerinde yoğun bir çatışmalı döneme girildi. Şehir çatışmaları olarak adlandırılan bu süreçte, bir çok yerleşim yeri yıkıldı ve insansızlaştırıldı. Nusaybin ilçesi, bu yerleşim yerlerinden en ağır hasarı alan alanlardan biri oldu. Yaşanan çatışmalardan dolayı, bir çok mahallesi yıkılan Nusaybin ilçesinde, bir çok mayın ve çatışma atığı bulunmaktadır. Bu maddeler çocuklar için risk barındırmaktadır. Bütün bu yaşananlar, bu bölgelerde uygulanan güvenlik politikaları ve çatışmalar projenin gerekliliğini gösterdi. Nusaybin ilçesinde çatışmaların bitmesiyle birlikte, bir çok çocuk mayın ve çatışma atıklarından dolayı yaralandı. Bu yaralanmalar, Nusaybin ilçesinde projenin uygulanması için eğitim taleplerini oluşturdu ve bu talepler doğrultusunda bu proje planlandı.

DV: Eğitimlere katılan çocuklarda nasıl gelişmeler gözlemlediniz? 

Duy-Der: Eğitimlere katılan çocuklar; artık mayın ve çatışma atıklarını tanıyor ve bu maddelerle oynamamaları gerektiğini biliyor. Bu tür patlayıcı maddelerle karşılaştıkları zaman, dokunmadan, taş atmadan, herhangi bir yetkili veya büyüğe haber vermeleri gerektiğini öğreniyor.

DV: Sivil Toplum için Destek Vakfı’ndan aldığınız hibe desteğinin size nasıl bir katkısı oldu? 

Duy-Der: Sivil Toplum için Destek Vakfı’ndan aldığımız destek, projenin devam edebilmesine büyük katkı sundu. İnsan kaynakları kalemi olarak kullandığımız bu destek, projenin sorunsuz bir şekilde tamamlanmasını sağladı. Projenin başarılı bir şekilde bitmesi ile birlikte, yeni projelerin planlanması ve destek bulması noktasında önemli bir referans oldu. Ayrıca; Sivil Toplum Destek Fonu’nun Türkiyeli duyarlı insanlar tarafından destekleniyor olması, bir bölgede yaşanan sorunun sadece o bölgeye ait olmadığı, ülke sorunu olduğu bilincinin oluşmasına önemli bir katkı sunduğuna dair inancımızı belirtmek isterim. Bu ülkenin yurttaşları olarak, birlikte hareket etme bilincini oluşturduğuna inanıyoruz.

DV: Önümüzdeki döneme ait planlarınızdan bahseder misiniz? Projeyi Türkiye’nin başka bölgelerinde de gerçekleştirmeyi planlıyor musunuz? Bu bölgeleri neye göre belirliyorsunuz?

Duy-Der: Önümüzdeki dönemde; projeyi şehir çatışmalarının yaşandığı diğer yerleşim yerlerinde de uygulamayı planlıyoruz. Şırnak ve Yüksekova gibi yerler planlamalarımızın başında yer alıyor. Çalışılacak bölgeleri belirlerken, çatışmaların yaşandığı ve mayın konusunda risk barındıran yerleşim yerlerine öncelik tanıyoruz. Özellikle çocukların ve sivillerin yaralandığı veya yaşamını yitirdiği yerleşim yerleri önceliğimizdir.