Çoğu zaman dezavantajlı olarak görülen kırsal kesimdeki okullara bütünsel ve kaliteli eğitim sağlamak için öğretmenleri ve diğer paydaşları güçlendirmek ve bu konudaki iyi uygulamalar yaygınlaştırmak amacıyla çalışan Köy Okulları Değişim Ağı (KODA), Kurumsal Destek Fonu kapsamında Turkey Mozaik Foundation eş finansmanı ile sağladığımız hibe sürecini tamamladı. KODA, hibe desteğini iletişim ve kaynak geliştirme kapasitesini güçlendirerek finansal sürdürülebilirliğini artırmak amacıyla kullandı. Derneğin İletişim ve Kaynak Geliştirme Koordinatörü Menekşe Canatan ile Kurumsal Destek Fonu kapsamında yaptıkları çalışmaların salgın sürecindeki etkilerini, yeniden yüz yüze eğitime başlanırken öğretmenlere sağladıkları destek mekanizmalarını ve köy okullarını güçlendirmek için salgın sürecinde öğretmenlerle ve muhtarlarla olan çalışmalarını konuştuk.
Kurumsal Destek Fonu’nun 2019 döneminde Turkey Mozaik Foundation eş finansmanı ile Vakfımızdan aldığınız kurumsal hibe ile hangi kapasite gelişim başlığında, ne tür çalışmalar gerçekleştirdiniz? Bu kurumsal desteğin çalışmalarınıza nasıl bir katkısı oldu?
Kurumsal Destek Fonu’ndan hibe alarak KODA’nın finansal sürdürülebilirliğine yönelik iletişim ve kaynak geliştirme çalışmaları yürüttük. İlk etapta altyapı hazırlığı ve süreç planlaması yaptık. Ardından aldığımız mentor desteği ile ağırlıklı olarak iç ve dış iletişim çalışmaları yürüttük, kurumsal ve bireysel bağışçı kazanımına yönelik planlamalar ve çalışmalar da yaptık.
Sürdürdüğümüz faaliyetleri düzenli olarak sosyal medya kanallarımızda paylaşarak 2019 döneminin ağırlıklı faydalanıcıları olan köy öğretmenleriyle iletişimimizi güçlendirdik, böylece daha fazla köy öğretmenine ulaşabildik. Sosyal medya mecralarımızda takipçi sayılarımızı ve etkileşim oranlarımızı artırarak, dijital reklam kampanyaları düzenleyerek ve aylık düzenli haber bülteni hazırlayıp paylaşarak hem bireysel bağışçı kazanmaya hem de KODA’nın bilinirliğine yönelik bir temel oluşturduk. Öte yandan aldığımız mentor desteği sayesinde kısa ve orta vadede iletişim ve kaynak geliştirme çalışmalarımız için KODA’nın büyüyen ve gelişen yapısını da gözeterek bir yol haritası belirledik.
COVID-19 salgını nedeniyle okulların kapanması ve uzaktan eğitime geçilmesi ile eğitime erişimdeki eşitsizlikler daha da görünür hale geldi. COVID-19 salgını ve bu kapsamda alınan tedbirlerin köy okulları açısından nasıl etkileri oldu? Birlikte çalıştığınız öğretmenler, eğitimciler ve çocuklar bu süreçten nasıl etkileniyor?
Köy öğretmenleriyle ve Milli Eğitim Müdürlükleri ile yaptığımız görüşmelerde tespit ettiğimiz sorunların başında internet ve teknolojiye erişimdeki zorluklar geliyor. Kırsal bölgelerdeki internet altyapısındaki yetersizliklerin yanında aileler Zoom ve Whatsapp gibi uygulamaları kullanmakta zorlanabiliyor. Bunun yanında EBA TV’de (Eğitim Bilişim Ağı) günde sadece iki kez aynı yayının gösterilmesi çok çocuklu evlerde bazı çocukların EBA TV’den de faydalanamamasına yol açabiliyor.
Karantina süreci boyunca köy muhtarlarına telefon ile ulaşarak köylerindeki çocukların eğitim ve sağlık durumlarına dair ihtiyaç tespitleri yaptık. Bir yandan da öğretmenlerin yaşadıkları sorunları belirlemek için ağımızdaki köy öğretmenleriyle düzenli anket çalışmaları yürüttük. Bu çalışmalar neticesinde tespit ettiğimiz en kritik konulardan biri de öğretmen-aile iletişimi konusu oldu. Bu süreçte öğretmenin, öğrencilerinin ihtiyaçlarını ve imkanlarını doğru tespit etmesi ve öğrencinin sınırlı internet paketini göz önüne alarak dosya paylaşımı yerine WhatsApp üzerinden metin paylaşması gibi uygun çözümler geliştirerek öğrencilerine ulaştırması gerekiyor. Öğretmenlerin, çocukların akademik gelişimlerinden çok bütünsel gelişimlerine yönelik içerikler paylaşmaları ve öğretmenlerin bu içeriklere pratik ve güvenilir kaynaklar sayesinde ulaşabilmeleri, salgına ve korunma yöntemlerine dair çocukların ve ailelerin doğru bilgiye ulaşmaları, öğretmenlerin kendi motivasyonlarını koruyabilmeleri, birbirlerinin deneyimlerinden daha sık faydalanmaya ihtiyaç duymaları da bu sürecin kritik konuları arasında yer alıyor.
KODA salgın sürecinde de aktif olarak çalışan sivil toplum kuruluşları arasında yer alıyor. Derneğiniz çalışmaları bu süreçte alınan tedbirlerden ne şekilde etkilendi? Bu dönemde hangi yöntemleri kullanarak, ne tür faaliyetler gerçekleştirdiniz?
Şimdiye dek KODA olarak yaptığımız tüm çalışmalarda köylerle ve oradaki çocuklarla olan organik bağımız köy öğretmenleriydi. Karantina süreci başladığında görev aldığı köy dışında yaşayan pek çok öğretmen memleketlerine döndü. Bu durum bizi köylerde yaşayan çocukların hem sağlık hem de eğitim durumları hakkında bilgi alabilmemiz için yeni arayışlara yönlendirdi. Çoğunluğu karantina altında olan köylerin muhtarlarına telefon aramaları yaparak bir yandan oradaki ihtiyaçları tespit ederken diğer yandan da ihtiyaçlara yönelik bulduğumuz çözümleri paylaştık. Tüm bu çalışmaları yürüttüğümüz; deneyimli köy öğretmenleri, eğitmenler ve KODA Ekibi’nden oluşan bir Çözüm Masası kurduk. Çözüm Masası’nda salgın süresince kırsal bölgelerde alınması gereken tedbirleri, öğretmenlerden aldığımız iyi uygulama örneklerini ve çeşitli eğitim platformlarında ve Milli Eğitim Müdürlüklerinin internet sitelerinde bulunan kaynakları bir araya toplayarak öğretmenler ile paylaştık.
Süregiden çalışmalarımızdan Öğretmen Toplulukları ve Çocuk Atölyeleri, yeni ismi ile Köye İlk Adım, programlarımızı çevrimiçi olarak yürüttük. Öğretmenlerle ve öğretmen adaylarıyla karantina süreci de dahil olmak üzere düzenli çevrimiçi buluşmalar ve eğitimler yaptık. Birleştirilmiş sınıf okutan köy öğretmenlerine yönelik eğitici eğitimlerimizi çevrimiçi ortamda buluşmalar ile sürdürdük. Bunun yanında yine köy öğretmenlerine yönelik dijital eğitim içerikleri hazırladık. EBA üzerinden tüm öğretmenlerin erişimine açılan içeriklerimize dair öğretmenlerimizden çok olumlu geri dönüşler almaya devam ediyoruz.
İnternete erişimi kısıtlı olan çocuklar için hem bütünsel gelişimlerine destek sunan hem de okuma-yazma ve problem çözme gibi becerilerini geliştiren sesli hikaye içerikleri geliştirdik. KODA’nın mentor öğretmeni Gülsüm Duman tarafından tasarlanan Tipoti, Galima ve Pako’nun Maceraları isimli 25 bölümlük ve her bölümü yaklaşık 20 dakikalık ses kayıtlarından oluşan içeriğimizi gönüllülerimiz ve ekibimiz ile birlikte hazırladık. Bu ses kayıtlarında salgın süresince evde bulunan malzemeler ile uygulanabilen, takas ve yeni malzeme alımı gibi riskli durumları gerektirmeyen etkinlik uygulamaları da bulunuyor. Öğretmenlerin bu sesli içerikleri öğrencileri ile kolaylıkla paylaşabilmeleri için hem yüksek ses kaliteli versiyonlarını Youtube kanalımıza yükledik hem de daha düşük internet kullanımı ile paylaşmaya yönelik MP3 formatında KODA’nın internet sitesine yükleyerek paylaştık.
Özellikle karantina süreçlerinde hareket alanı kısıtlanan çocukların sanat, dans, müzik ve drama yoluyla desteklenebilmesi için Renklerin Dansı isimli bir çalışma daha hazırladık. Dansçılar, müzisyenler, drama ve tiyatro sanatçıları ile birlikte hazırladığımız bu çalışmada toplamda 10 adet olacak video içeriklerini üretmeye başladık.
Öte yandan kırsalda eğitimin diğer paydaşlarını da bu sürece dahil edebilmek için muhtarlar ile bir bilgi iletişim ağı kurmaya yönelik yeni bir projeye başladık. Bu proje kapsamında 3000 adet köy muhtarının aranarak WhatsApp gruplarına dahil edilmesi ve salgın döneminde sağlık ve eğitim konularında yine hem ihtiyaçların tespitine hem de bu ihtiyaçlara yönelik ürettiğimiz içeriklerin ulaştırılmasına dair çalışmaya başladık.
Temmuz ayı başında Kırsalda Eğitim Konferansı’nı düzenledik. Köy öğretmenlerinin katılımı ile gerçekleşen ve 2 gün süren konferansın sonuç raporunu hazırlayarak internet sitemizden paylaştık ve sosyal medya mecralarımızdan duyurduk.
Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Kurumsal Destek Fonu sayesinde başladığımız iletişim çalışmalarımız, salgın sürecinde yaptığımız çalışmaları daha fazla köy öğretmenine ulaştırabilmemizi sağladı. Dijital iletişim ve sosyal medya etkileşimi tüm çalışmaların yürütülebilmesi için salgın sürecinin en kritik konuları arasındaydı. Aldığımız hibe desteği ve mentorluk sayesinde iletişim çalışmalarına dair hazırlıklı oluşumuz, salgın sürecinde yaptığımız çalışmaları hızlandırmamız ve derinleştirebilmemiz açısından bizlere büyük bir ivme kazandırdı. Buradan bir kez daha hem Sivil Toplum İçin Destek Vakfı’na hem de Mozaik Foundation’a içten teşekkürlerimizi sunarız.
İçinde bulunduğumuz dönem de dahil olmak üzere kurumsal kapasite geliştirme yönünden gündemimizde; ikinci faz olarak tanımladığımız, finansal çeşitlilik ve KODA’nın çalışmalarının öğretmenlerin yanında kamuoyunda da bilinir ve görünür olmasına yönelik çalışmaları yürütmek bulunuyor.
Yakın zamanda yayınladığınız Okula Dönüş Kitapçığı ve Etkinlik Önerileri Kitapçığı hakkında bilgi verir misiniz? Bu yayınlar hangi ihtiyaçtan doğdu ve hangi konulara değiniyor?
Uzaktan eğitimin yanında 21 Eylül’de başlayan kademeli yüz yüze eğitime yönelik öğretmenlerin okula dönüş sürecini kolaylaştırmak, öğretmenler arası dayanışma ve motivasyonu güçlendirmek amacıyla çevrimiçi ortamda Okula Dönüş Buluşmaları düzenledik. Öğretmenler ile bir araya geldiğimiz ve 5 gün boyunca devam eden çalışmada; duygularımızı fark etmekten, müzik ve hareket ile buluşmaya; danstan, nefes ve farkındalık çalışmasına; öğretmen ve öğrencinin duygusal ve pedagojik adaptasyonundan, pozitif sınıf iklimi geliştirmeye; bilgi teknolojilerinden, öğretmen deneyimlerini duymaya uzanan dolu dolu bir buluşma serisi gerçekleştirdik.
Kademeli yüz yüze eğitim sürecine dair önerilerimizi içeren Okula Dönüş Kitapçığı’nda etkinlik ve görüşme formu örneklerinin yanında öğretmenlere ait bir çok sorunun cevabı da bulunuyor: Çocuklar bu süreçte neler hissetmiş olabilirler?, Kaygı düzeyi yüksek çocuklarla nasıl iletişim kurmalıyım? , Ebeveyn ile görüşmeler yapılırken sorulabilecek örnek sorular neler?, Köy okullarında görev yapan öğretmenler uzmanlara nasıl ulaşabilirler?, Sınıfımda neler yapabilirim?, Öğrencilerimin sorularına nasıl yanıtlar verebilirim?, Yüz yüze eğitimin ilk günü neler yapmalıyım?
Bu kitapçığa ek olarak hazırladığımız Etkinlik Önerileri Kitapçığı’mızda ise yüz yüze eğitim sürecinde çocukların gelişimsel süreçlerini destekleyen, sosyal mesafe kurallarına uygun etkinlik önerileri bulunuyor.
Yüz yüze eğitimin başlangıç tarihi ile ilgili tartışmaların devam ettiği bu dönemde geleceğe ilişkin belirsizlikler de devam ediyor. Bu dönemin belirsizliği ve ortaya çıkardığı ihtiyaçlar da düşünüldüğünde, KODA’nın gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan bahseder misiniz?
KODA olarak temel amacımız köylerde çocuktan başlayarak tüm topluluğa yayılacak ve kırsal kalkınmayı destekleyecek yenilikçi bir eğitim anlayışını hayata geçirmek. Köyde yaşayan bir çocuğun eğitim yolculuğunu güçlendirmenin yolu da çocuğun içinde bulunduğu eğitim ekosisteminin paydaşlarını güçlendirmekten geçiyor. Köy öğretmenlerinin yanında aileler, muhtarlar, köydeki gençler gibi diğer paydaşların da bu yolculukta aktif rol alması kritik bir mesele. Salgın süreci ve sonrasındaki belirsizlikler de bize köy öğretmenleri ile kurduğumuz ağın genişlemesinin ve güçlenmesinin öneminin yanı sıra kırsalda eğitimin diğer paydaşlarıyla da çalışmanın önemini gösterdi.
Salgından hemen önceki aylarda çalışmalarımızı yerel bir merkezden sürdürmek için bir saha araştırması yapmıştık. Bu araştırma neticesinde 7 tanesi birleştirilmiş sınıflı olmak üzere 25 köy okulu bulunan ve tarımsal faaliyetleri devam etmekte olan Bursa-Orhaneli’nde karar kılmıştık. Önümüzdeki süreçte burada bir Kırsalda Eğitim ve Ar-Ge Merkezi kurarak hem yaygınlaştırma çalışmalarından önce faaliyetlerimizin ilk pilot uygulamalarını hayata geçirdiğimiz bir yer olmasını hem de tüm çalışmalarımızı ve eğitimlerimizi yürüttüğümüz bir topluluk merkezi olmasını planlıyoruz.
Karantina sürecinde köyler hakkında bilgi almak için köy muhtarlarına yönelik telefon aramaları yaparak başlayan çalışmamız COVID-19 Bilgi İletişim Ağı Projesi’ne dönüştü. Bu proje ile bir saha koordinatörü, bir içerik koordinatörü, bir proje koordinatörü ve sekiz kişilik arama ekibi aramıza katıldı. Ağustos ayında başlayan ve 6 ay sürecek olan projede amacımız muhtarlar aracılığıyla ürettiğimiz içerikleri yaygınlaştırmanın yanı sıra kırsal alanlardaki toplulukların dayanıklılığını artırmak.
Birbirine ilham veren, değişime öncülük eden, karşılıklı destek ile büyüyen ve düzenli bir şekilde eğitime katkı sunacak yerel topluluklar oluşturmak gündemimizde ön sıralarda yer alıyor. Öte yandan yerel koşullara uygun içerikler ve çerçeve planlar oluşturmak stratejik önceliklerimiz arasında bulunuyor.
Halen fon arayışımızı sürdürdüğümüz Öğretmen Toplulukları programımız ile daha fazla bölgeden köy öğretmenleri ile çalışmayı ve birlikte güçlenerek salgın ve beraberindeki belirsizliklere karşı dayanıklılığımızı artırmayı hedefliyoruz.
KODA olarak stratejik önceliğimiz olan konuları dört başlıkta özetlemek mümkün:
- Araştırma-Geliştirme: Özellikle kırsal bölgeler düşünülerek tasarlanmış eğitsel içerik, araç ve programlar üretmek.
- Öğretmenleri Güçlendirme: Köylerdeki ilkokul öğretmenleri başta olmak üzere, çocuklar ve aileler ile doğrudan çalışan öğretmenleri güçlendirmek, KODA’nın eğitim anlayışını, ürettiği içerik ve araçları öğretmenler aracılığıyla yaygınlaştırmak.
- Gönüllü Toplulukları: Çocuklar ve ailelere doğrudan erişebilecek gönüllüleri bularak güçlendirmek; KODA’nın eğitim anlayışını, ürettiği içerik ve araçları onlar aracılığıyla yaygınlaştırmak.
- İletişim ve Savunuculuk: İletişim faaliyetleri ve farklı aktörlerle buluşmalar yoluyla KODA’nın eğitim anlayışını yaygınlaştırmak, genel kamuoyunda ve ilgili kamu kurumlarında çalışan kişilerin, öğretmenlerin ve politika yapıcıların kırsalda eğitime bakış açısını dönüştürmeye yönelik savunuculuk faaliyetleri yürütmek.
Biz KODA olarak kırsalda eğitimin niteliğinin artırılmasının kırın da kentin de sürdürülebilir biçimde kalkınabilmesi adına önemli bir mesele olarak görüyoruz. Bu yolculuğumuza ortak olduğunuz ve bizi desteklediğiniz için KODA Ailesi olarak sizlere çok teşekkür ederiz!
Son Yorumlar