Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği(SPOD), toplumun her alanında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli şiddet, dışlanma ve ayrımcılık durumları ile ilgili veri oluşturmayı ve bütün ayrımcılık biçimlerinin kalkmasını amaçlayarak LGBTİ+’ların yaşadığı sorunlara kalıcı ve kapsamlı çözümler üretmek amacıyla çalışıyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2021 döneminde Turkey Mozaik Foundation eş finansmanıyla kurumsal hibe desteği sağladığımız SPoD, bu desteği insan kaynağı, ofis kirası ve idari giderlerini karşılamak için kullanacak. Hibe kapsamında bir Mali ve İdari İşler Sorumlusu istihdam eden SPoD, bu sayede mali ve idari faaliyetlerinin koordinasyonunu sağlayacak.
SPoD ekibinden Avukat Hatice Demir ve Sosyal Hizmet Uzmanı Yunus Kara ile yaptığımız röportajda COVID-19’un dernek çalışmalarına etkilerini, hazırladıkları 2021-2023 Strateji Belgesini, Pandemi Sürecinde LGBTİ+’ların Sosyal Hizmetlere Erişimi raporunun öne çıkan bulgularını ve çözüm önerilerini konuştuk.
COVID-19 salgını ve bu kapsamda alınan önlemlerin sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını oldukça etkilediğini biliyoruz. Salgının çalışma alanınız, birlikte çalıştığınız hedef kitle ve kuruluşunuza etkilerinden bahseder misiniz?
Bu süreci ikiye ayırmak istiyoruz. Öncelikle salgın herkesi olduğu gibi bizi de evlere kapattı.Bu sebepten derneğin tüm çalışmalarını, faaliyetlerini ve hizmetlerini çevrimiçi platformlara taşımak durumunda kaldık. Danışmanlıklar dahil her hizmetimizi yine çevrimiçi platformlar üzerinden sürdürdük. Biz, çoğu faaliyetini gönüllülerle birlikte gerçekleştiren bir dernek olduğumuzdan, gönüllülerimizin fiziksel ve ruhsal iyilik halleri de bu süreçte en büyük gündemlerimizden biri oldu. Bir kısım gönüllümüz aile evlerine dönmek zorunda kaldığından, ailelerine açık olmamaları sebebiyle çalışmalarına devam edemedi. Fakat dayanışmamız sayesinde birbirimizin yerini hızla doldurarak faaliyetlerimizi ve hizmetlerimizi aksama olmaksızın sürdürdük. Bunun yanında salgının psikolojik etkilerini de oldukça fazla hissettik . Salgın süresince LGBTİ+’ların hedef gösterilmesi ve sosyal medya başta olmak üzere her yerde artan nefret söylemleri ve cezasızlık politikası, bir de evlere kapanmış ve birbirimizi sadece çevrimiçi olarak görebilmemiz epey can sıkıcıydı. Bu zamanları da özbakım toplantıları ve süpervizyonlarla ve yine gönüllü toplantıları düzenleyip biribirimizi daha çok duyarak atlattık.
Kuruluşunuzun önümüzdeki dönemdeki temel yönelimlerini ve öncelikli çalışma alanlarını belirlemek amacıyla 2021-2023 Strateji Belgesi’ni hazırladınız. Öncelikle böyle bir strateji oluşturma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu dönem için belirlediğiniz önceliklerden bahseder misiniz?
Strateji belgemizde de özetlediğimiz üzere, Türkiye’de LGBTİ+ hareketin ve genel olarak sivil alanın sürekli daraltılmaya çalışılması ve mücadelenin sürekli yükselmesi sebebiyle, kendimize temel hatları belirli bir plan çıkarma motivasyonuyla Strateji Belgesi’ni oluşturduk. Daha önceki senelerde de benzer çalışmalar yapmıştık zaten… Gelecek iki seneye dönük belgemizi oluştururken de gerek dernek içinde gerekse paydaşlarımız ve üyelerimizle anketler ve toplantılar vasıtasıyla değerlendirmelerimizi yaptık. Bu belge bize sürekli değişen politik iklimde savrulmamamızı, sınırlarımızı ve imkanlarımızı unutmamamızı hatırlatsın istiyoruz.
Bu iki yıla dönük olarak 4 temel hedef belirledik:
- Stratejik Hedef: Toplumun Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği ile İlgili Doğru Bilgiye Erişmesini Sağlamak
- Stratejik Hedef: Devletin LGBTİ+’ların İnsan Haklarını Tanıma ve Koruma Görevini Yerine Getirmesini Sağlamak
- Stratejik Hedef: LGBTİ+ Toplumunun Dayanışma Kültürü ve Ortak Mücadelesini Güçlendirmek
- Stratejik Hedef: Kurumsal Yapıyı ve Dernek İçi Yönetişimi Güçlendirmek
Bu hedefleri çeşitli alt hedeflerle de somutlaştırdık. Faaliyetlerimiz ve çalışmalarımızı bu hedefleri gerçekleştirmeye yönelik olarak yapılandırıyoruz.
Eylül 2020’de LGBTİ+’ların sosyal hizmetlere ihtiyaç duyma ve farklı kurum ve kuruluşlar tarafından sağlanan sosyal hizmetlere erişebilme deneyimlerini ortaya koyan Pandemi Sürecinde LGBTİ+’ların Sosyal Hizmetlere Erişimi başlıklı bir rapor yayınladınız. Raporun öne çıkan bulgularından ve sunduğunuz çözüm önerilerinden bahseder misiniz?
Araştırmaya dâhil edilen LGBTİ+’ların büyük bir çoğunluğu; pandemi sürecinde sosyal yardım, barınma hizmeti, psiko-sosyal destek ile ilgili bir bilgilerinin olmadığını, bahsi geçen hizmetlere erişimde cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz bırakılabileceklerini düşündüklerini belirtmişlerdir. LGBTİ+’ların büyük bir çoğunluğu; kamu kurum ve kuruluşlarının olumsuz tutum ve davranışlarının olabileceğini düşünüyor ve yine ilgili kurumlarda gizliliğin sağlanması noktasında endişeli olduklarını aktarıyorlar. Araştırmaya dâhil edilen ve şiddete maruz bırakıldığını belirtip herhangi bir kamu kurum ve kuruluşuna başvuruda bulun(a)mayan LGBTİ+’lar, tehdit edildiklerini, korktuklarını, tekrar şiddete maruz bırakılabileceklerini, cezasızlığın hakim olduğunu, kamu kurum ve kuruluşlarının kendilerine yönelik nefret söylemi ürettiğini, bahsi geçen destek mekanizmalarına erişim noktasında cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalabileceklerini, ilgili kurum ya da kuruluşların olumsuz tutum ve davranışlarının olabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca katılımcılar tarafından, bu kurum ve kuruluşlarda özellikle transfobinin yaygın olduğu, şiddete dair delillerin gizlendiği, şiddete maruz bırakılan kişilerin yanlış ve/veya eksik bilgilendirildiği ve bu kişilere inanılmadığı aktarıldı. Bunun yanı sıra, eve zorunlu bir dönüşü gerektirebilen salgın süreci, LGBTİ+’ların aile yanında bile kendilerini güvende hissetmediklerini gösteriyor.
Araştırmaya dâhil edilen LGBTİ+’ların büyük bir çoğunluğu; pandemi ile ilgili yürütülen süreçlere, vatandaşların ve sivil toplum örgütlerinin dâhil edilmediğini ve katılımcı yöntemler izlenmediğini, pandemi sürecinde dezavantajlı gruplara yönelik (kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar, LGBTİ+’lar, HIV ile yaşayan bireyler, mülteciler) koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmadığını, kurum ve kuruluşların LGBTİ+ kapsayıcı hizmetler sunmadığını, pandemi süreci ile ilgili olarak LGBTİ+’ların, özel ihtiyaçlarına ilişkin, broşürler, videolar, yayınlar vb. aracılığıyla bilgilendirilmediklerini, LGBTİ+’ların özel ihtiyaçlarına yönelik çalışmaların kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmediğini, hizmetler ve sosyal yardımlar ile ilgili herhangi bir sorunla (yanıt alınamaması, ayrımcılık yaşanması vb.) karşılaşıldığında başvurulabilecek yerler olmadığını düşünüyor.
LGBTİ+’lara yönelik barınma, sosyal yardım, psiko-sosyal destek ve şiddet sonrası destek mekanizmalarına erişim gibi konularda acil eylem planı yapılması gerekiyor. Destek talebinde bulunan LGBTİ+’ların salgın nedeniyle ortaya çıkan özel ihtiyaçlarının tespiti ve karşılanması için mekanizmaların oluşturulması ve gereken bütçe ve kaynakların ayrılması gerekiyor. Politika ve hizmet sunumunda, LGBTİ+’ların farklılaşan ihtiyaçlarının (engel durumu, mültecilik veyagöçmenlik durumu, HIV’le yaşam vb.) göz önünde bulundurulması gerekiyor. Kamu kurumları bünyesinde, toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları geliştiren birim ve komisyonlar kurulmalı, pandemi sürecinde ve sonrasında LGBTİ+ kapsayıcı politikaların geliştirilmesi için ivedikle çalışmaya başlanmalı. Kamu ve yerel yönetim kurumlarında hizmet sağlayıcı konumundaki kişilerin, hak temelli ve kapsayıcı hizmet sunumuyla ilgili kapasiteleri güçlendirilmeli. Bu konuda LGBTİ+ sivil toplum örgütlerinden eğitim ve süpervizyon desteği alınmalı. Kamu spotları aracılığıyla LGBTİ+ hakları konusunda bilgilendirmeler yapılmalı. Salgın sürecinden sert şekilde etkilenen kırılgan grupların, ihtiyaç ve taleplerinin karşılanmasına yönelik kamu – sivil toplum işbirliği geliştirilmeli. Sürece LGBTİ+ sivil toplum örgütleri de doğrudan dâhil edilmeli, alan deneyimlerinden gelen öneriler kabul edilmeli. Sosyal hizmet(ler) sağlayan kurum ya da kuruluşların, özellikle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın LGBTİ+’lara yönelik hizmetleri, uygulamaları ve politikaları ana hizmet modeli olarak sunması gerekiyor. Belediyeler bünyesinde LGBTİ+’lara doğrudan destek veren birimlerin oluşturulması ve bu birimlerin aktif bir biçimde çalışmasının sağlanması gerekli. Günlük işlerde çalışan ve salgında işini kaybeden LGBTİ+’lar, kamu ve yerel yönetim kurumları tarafından yürütülecek istihdam çalışmalarına dâhil edilmeli, çalışma olanaklarına eşit erişimleri sağlanmalı. LGBTİ+’ların belediyelere kendilerini güvende hissederek başvuru yapabileceğine dair iletişim kampanyaları oluşturulmalı. Belediye personeline yönelik ayrımcılık, toplumsal cinsiyet eşitliği ve LGBTİ+ hakları konularında eğitimler düzenlenmeli. LGBTİ+ sivil toplum kuruluşları ile diyalog içinde olunmalı, sürece özgü sorun, ihtiyaç ve taleplerin belirlenmesi ve hak temelli çözümlerin hayata geçirilmesi için sivil toplum ile ortaklıklar geliştirilmeli. Salgın sürecinde LGBTİ+’lara yönelik insan hakları ihlalleri karşısında toplum önünde sağlam bir duruş sergilenmeli, hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için eşitlikçi ve insan haklarından yana bir pozisyon alınmalı. Salgın sürecindeki ve sonrasındaki tüm sosyal hizmet uygulamaları ve müdahaleleri katılımcı ve şeffaf yöntemlerle belirlenmeli ve sürdürülmeli.
Şiddete maruz bırakılan LGBTİ+’lar için COVID-19 önlemlerine uygun, güvenli ve erişilebilir geçici barınma imkânları sağlanmalı. LGBTİ+’ların barınma hizmeti kapsamında sığınma evlerine kabul edilmesi ya da LGBTİ+’lar özelinde sığınma evlerinin kurulması sağlanmalı. Sosyal Hizmet Merkezleri ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla çevrimiçi psikolojik, sosyal ve hukuki destek verilerek sosyal yardımların artırılması, LGBTİ+’lara yönelik kriz masalarının oluşturulması gerekli. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’nın sosyal yardım başvurularını değerlendirirken LGBTİ+’ların salgın sürecinde kaynaklara erişimlerinin ciddi anlamda kısıtlandığı göz önünde bulundurması gerekiyor. İşini kaybeden ya da ücretsiz izne çıkarılan LGBTİ+’lara kısa vadede maddi destekler sağlanmalı, orta ve uzun vadede kayıtlı ve güvenceli alanlarda istihdama katılımlarına yönelik programlar geliştirilmeli. Ücretsiz izne ayrılmak zorunda kalan LGBTİ+’ların (halen sigortalı olmasına rağmen ücret almayan) sosyal yardım başvurularında sigortasız olma şartının aranmaması gerekli. LGBTİ+’ların sosyal yardımlara erişimleri önünde engel oluşturan uygulamaları tespit etmeye ve ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya yönelik programlar geliştirilmeli. Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim odaklı veri toplama sistemi oluşturulmalı, kamuoyuna yönelik her türlü ihtiyaç ve beklenti tespiti anketlerine LGBTİ+’larla ilgili göstergeler dâhil edilmeli. LGBTİ+’ların sorun, ihtiyaç ve taleplerinin görünür kılınması sağlanmalı. 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çerçevesinde genişletilmesi, kapsayıcı hizmet modellerinin geliştirilmesi gerekli.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından LGBTİ+’ların doğrudan başvurabilecekleri bir danışma hattı faaliyete geçirilmeli, LGBTİ+’lara yönelik kamu kurum ve kuruluşları tarafından psikososyal ve hukuki destek sağlanmalı. Alo 183 Sosyal Destek Hattı’nın cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsel sağlık (cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar, HIV ve AIDS) gibi konularda daha etkin çalışabilmesi sağlanmalı. Sosyal Hizmet Merkezleri ve Sağlıklı Yaşam Merkezleri aracılığıyla, LGBTİ+’lara yönelik çevrimiçi psikolojik, sosyal ve hukuki destek verilmeli. Kişilerin HIV danışmanlığı alabilmeleri, hızlı tanı ve tedavi imkânlarına erişmelerine yönelik Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ortaklığında yürütülen Gönüllü Test ve Danışmanlık Merkezleri yerel yönetimlerce faaliyete geçirilmeli. HIV, kriz durumlarında yok sayılacak, göz ardı edilecek bir mesele değildir. Mevcut ve yeni açılacak Gönüllü Test ve Danışmanlık Merkezleri’nin, bu gibi kriz durumlarında nasıl işlevsel olarak kullanılacağına dair bir kriz planı oluşturulmalı. LGBTİ+’lara yönelik psikolojik ve psikiyatrik destek mekanizmalarının özellikle devlet kuruluşları tarafından ücretsiz şekilde sağlanması gerekiyor. Ruh sağlığı uzmanlarının, LGBTİ+’ların yaşadıkları sorunların çözülmesi yönünde etkili danışmanlık yapması ve destek grupları oluşturması, LGBTİ+’larla ilgili politikaları etkileme ve değiştirme yönünde savunuculuk yapmaları gerek.
Şiddete maruz bırakılan LGBTİ+’lar için LGBTİ+ sığınakları hayata geçirilmeli. Bu konuda yapılması gereken yasal düzenlemeler için acilen çalışmalara başlanmalı. Şiddete maruz bırakılan LGBTİ+’ların kolayca ulaşabileceği, il ve ilçe düzeylerinde hizmet veren, acil şiddet hattı ve/veya çevrimiçi sistemler kurulmalı. Şiddet sonrası destek mekanizmalarının, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında aktif bir şekilde çalışmalarının sağlanması gerekiyor. Ulusal ve uluslararası hukuki düzenlemelerin (İstanbul Sözleşmesi, CEDAW, 6284 sayılı Kanun) eksiksiz bir biçimde yerine getirilmesi sağlanmalı.
SPoD olarak LGBTİ+’ların karşılaştıkları hak ihlallerini belgelemek ve bu ihmaller ile mücadelelerini desteklemek amacıyla psikososyal ve hukuki destekler sağlıyorsunuz. Bu alanlarda karşılaştığınız taleplerden ve gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Derneğin Psikososyal Destek Alanındaki çalışmalarını 4 farklı ekip yürütüyor. Bu ekipler:
Sosyal Hizmet Birimi: SPoD, bireylerin, ailelerin, grupların ve toplumun uyumlu bir şekilde yaşayabilmesi için ilişkilerdeki sorunları çözmeye, onları güçlendirmeye ve özgürleştirmeye katkı sağlama misyonuyla çalışan sosyal hizmet mesleğinin ve dolayısıyla sosyal hizmet uzmanlarının öneminin farkındadır. Bu amaçla SPoD, 2018 yılının Ekim ayında dernek bünyesinde Sosyal Hizmet Birimi’nin kuruluşuna öncülük ederek, üniversitelerde sosyal hizmet alanında eğitim veren bölümlerle yakın ilişki kuruyor, eğitim çalışmaları, seminerler ve yayınlar ile alandaki sosyal hizmet uzmanlarını destekliyor. Sosyal Hizmet Birimi, LGBTİ+’ların var olan psiko-sosyal iyilik hallerinin güçlendirilmesi için barınma, sosyal yardım, şiddet sonrası destek mekanizmalarına erişim ve iş başvuru süreçleri gibi konularda destek ve danışmanlık hizmeti veriyor .
Sosyal Hizmet Birimi, sosyal hizmet mesleğinin öneminin farkında olarak, her yıl, LGBTİ+ alanına dair sosyal hizmet uzmanlarının bilgi, beceri ve değer kazanımlarına katkı sağlanmasının hedeflendiği eğitimler düzenliyor. Bu eğitimlerde, “LGBTİ+ Temel Kavramlar, Sıkça Sorulan Sorular, Mitler ve Gerçekler”, “Cinsiyet Uyum Süreci”, “Açılma Süreçleri”, “Cinsel Sağlık (CYAE-HIV-AIDS)”, “LGBTİ+ Alanında Sosyal Hizmet Uzmanlarının Danışman Olarak Görevi”, “Vaka Analizleri” gibi başlıklar, ilgili alanlarda çalışan sosyal hizmet uzmanları ve aktivistler tarafından anlatılıyor.
Sosyal Hizmet Birimi, SPoD’un sosyal hizmet alanında yaptığı çalışmaları genişletmek adına, LGBTİ+ müracaatçılarla ve dolasıyla vakalarla çalışmış ve hali hazırda çalışmaya devam eden sosyal hizmet uzmanları için Sosyal Hizmet Uzmanları Ağ Haritası’nı oluşturdu. Bu ağ haritası, Sosyal Hizmet Birimi ve SPoD LGBTİ+ Danışma Hattı’na gelen danışmanlıkları yerel kurum, kuruluş ve örgütlenmelere yönlendirme yapma amacı taşıyor. Ağ haritasına katılabilmek için Sosyal Hizmet Birimi tarafından sosyal hizmet uzmanlarına yönelik düzenlenen eğitimlere katılım gösterilmesi gerekiyor.
Psikolojik Destek Birimi: SPoD Psikolojik Destek Birimi’nden danışmanlık almak için başvuruda bulunan kişiler, başvuruları değerlendirildikten sonra cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli başvuruların ele alınması üzerine düzenlenen çalıştaya katılan ve bu alanda çalışan 33 psikolog ve bir psikiyatriste yönlendirilir. Süpervizyon desteği ve akran süpervizyonuyla çalışmalarını sürdüren uzmanlar, salgın sürecinde de yönlendirme almaya ve çalışmalarına devam ettiler. Psikolog Ağı ile yürütülen psikolojik destek temelli çalışmalar, salgın süreciyle birlikte çevrimiçi platformda bireysel psikolojik destek ve psikiyatri yönlendirmeleriyle sürdürüldü.
Pazar Sohbetleri: 3 Temmuz 2016 tarihinden beri her pazar SPoD ofisinde, 14.30 ve 16.30 saatleri arasında gerçekleşen Pazar Sohbetleri, LGBTİ+ konularında SPoD Psikososyal Destek Alanı aracılığıyla eğitim almış akran moderatörleri ile birlikte gerçekleştiriliyor. Akran moderatörleri aynı zamanda ilgili alandan düzenli aralıklarla süpervizyon da alıyor. Güvenli alanların oluşturulmasının esas olduğu bu toplantılarda bir tema belirlenir ve katılımcılar tarafından temanın çevresinde deneyim, duygu ve düşünce aktarımı yapılır. Açılma, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim, aile ile ilişkiler, romantik ilişkilerde yaşanılan zorluklar dahil LGBTİ+ camiasını etkileyen ve insana dair her konu bu grup oturumlarında konuşuluyor. Pazar Sohbetleri ekibinde güncel olarak bir birim sorumlusu ve 17 moderatör bulunuyor. Pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte Pazar Sohbetleri, artık ofiste bir araya gelmek mümkün olmayacağı için faaliyetini 12 Mart 2020 tarihinde durdurarak yeni bir format geliştirmenin peşine düştü ve Pazar Sohbetleri moderatörlerinin kolaylaştırıcılığında, Mesafesiz Sohbetler adında çevrimiçi deneyim paylaşımı toplantılarını faaliyete geçirdi. Salgın sürecinde bu toplantılarda evde kalma ve bu sürecin getirdiği temaların yanı sıra müzik, filmler, işkoliklik ve eğlence gibi çeşitli temalarda da sohbetler gerçekleşti.
Danışma Hattı: SPoD’un Psikososyal Destek Alanı’ndaki çalışmalarından biri olan LGBTİ+ Danışma Hattı, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim odaklı soru ve sorunlar için güncel, doğru ve güvenilir bilgiyi aktarmak amacıyla 24 Nisan 2017 tarihinde kurulmuştur. Kapsamlı bir eğitim alan bir gönüllü ekibi ve bir ekip sorumlusu tarafından yürütülen Danışma Hattı, LGBTİ+ danışanlara cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli ayrımcılık ve şiddet, cinsel sağlık ve cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar, cinsiyet uyum süreci, askerliğe elverişli değildir raporu alma süreci ve sosyal hizmet kurumları gibi konularda danışmanlık vermekte; açılma süreci, akran zorbalığı ve ilişki zorlukları gibi konularda duygusal destek sağlar. Danışanlar talepleri doğrultusunda hukuki danışmanlık, psikolojik destek ve sosyal hizmet konularında SPoD’un ilgili çalışma alanlarındaki çalışan ve uzmanlara yönlendirir. Standart sabit hat ücretlendirmesi uygulanan ve Türkçe dilinde anonim hizmet veren Danışma Hattı, resmi tatiller hariç hafta içi her gün 12.00–18.00 saatleri arasında 0850 888 54 28 numaralı telefon üzerinden sözlü, danisma@spod.org.tr e-posta adresi üzerinden yazılı olarak hizmet sunuyor.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2021 döneminde vakfımızdan aldığınız sağladığı kurumsal hibe desteğini hangi kapasite gelişim alanında kullanacaksınız? Bu desteğin derneğinize nasıl bir katkı sunmasını bekliyorsunuz?
Bu desteğin, derneğimizin finansal yönetimi konusunda yaptığımız ve yapacağımız planlamaları hayata geçirmek ve eş zamanlı olarak kaynak geliştirme konusunda kapasitemizi artırmak noktasında katkı sunacağını öngörüyoruz.
Son Yorumlar