Başka Bir Okul Mümkün Derneği (BBOM), Türkiye’de erken çocukluk ve ilkokul eğitiminin katılım ve barış yönünde gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla çalışmalar yürütüyor. Dernek, demokratik yönetim ekseninde oluşturulan BBOM modeli ile öğrenme ortamındaki tüm öznelerin (çocuklar, öğretmenler, idari ve yardımcı personel ve gerektiğinde ebeveynler) odakta olduğu barışçıl, sosyal ve duygusal becerileri destekleyici yaklaşımların yer aldığı bir öğrenme topluluğu oluşturmayı hedefliyor. Latro Kimya işbirliği ile hayata geçirdiğimiz Eğitimde Yenilikçi Yaklaşımlar Fonu kapsamında sağladığımız hibe desteği ile Öğretmenler İçin Desteğim Cebimde projesini hayata geçirecek olan BBOM, bu proje ile öğretmenlerin sosyal ve duygusal alanda mesleki ve kişisel gelişimleri için sürdürülebilir bir destek oluşturmak amacıyla sosyal duygusal öğrenme yaklaşımının temelinde yer alan beceri sınıflandırması çerçevesinde Android ve IOS destekli bir uygulama geliştirecek. Dernek, her an erişilebilir olan bu uygulamayı çeşitli ağlar üzerinden yaygınlaştırarak öğretmenlerin kullanımına açacak.
Başka Bir Okul Mümkün Derneği İçerik Geliştirme Koordinatörü Zeynep Burçak Kurna ile yaptığımız röportajda eğitim sisteminin güçlenmesinde öğretmenlerin rolünü, COVID-19’un eğitim alanına ve bu alandaki farklı paydaşlara etkilerini ve Öğretmenler için Desteğim Cebimde projesini konuştuk.
Başka Bir Okul Mümkün Derneği’nin kuruluş amacından ve yaptığı çalışmalardan bahseder misiniz? Salgın sürecinde öncelik alanlarınızda ve/veya çalışma şekillerinizde değişiklik yapmanız gerekti mi?
Başka Bir Okul Mümkün Derneği 2010 yılında mevcut eğitim sistemi içerisinde okul öncesi ve ilkokul döneminde, katılımcı ve barışçıl eğitim modeli geliştirmek ve bu modeli uygulayan okulların kurulmasını desteklemek amacıyla kuruldu. Süreç içerisinde hem model geliştirme çalışmalarını derinleştirmek hem modelin yaygınlaşmasını kamusallaştırmak, devlet okullarında da yaygınlaşmasını sağlamak için “Öğretmen Destek Çalışmaları” yapmaya başladı. Nihayetinde kuruluş amacı ve yaptığı çalışmalar Türkiye’de eğitim sisteminin daha katılımcı ve barışçıl öğrenme toplulukları yönünde değişmesine hizmet etmek. Öğretmen destek çalışmalarının temelinde yine bir öğretmen destek modeli geliştirmek için “BBOM Öğretmen Köyü Topluluğu” yer alıyor. Öğretmenlerin birbirini destekleyen bir öğrenme topluluğuna dönüşmeleri için empati, şefkat, bağlantı ve güven ekseninde sosyal ve duygusal gelişim temelli, sürdürülebilir destek sağlayan programlar geliştiriyor.
Salgın döneminde öncelik alanlarımızda, çeşitli faaliyetlerimizde ve bu faaliyetleri yürütme yöntemlerimizde değişiklik yapmamız gerekti. Ancak bunlar yaşanan olağanüstü duruma, okulların neredeyse yıl boyu uzaktan sürmesine görece oldukça az sayıda değişiklikler oldu. Çünkü BBOM Derneğinde birlikte çalıştığımız, özellikle Öğretmen Destek Çalışmaları’nda yer alan öğretmenler tüm Türkiye’de yaygın şekilde faaliyet gösteriyor. Topluluk Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) takvimi el verdiğince, özellikle tatillerde Öğretmen Köyü’nün yerleşkesinde buluşsa da, okulların açık olduğu ve eğitim takviminin devam ettiği dönemlerde çevrimiçi olarak buluşuyordu. Dolayısıyla yüz yüze yaptığımız birtakım çalışmaları ertelemenin yanında çevrimiçi yaptığımız çalışmaları derinleştirdik ve çoğalttık. Pandeminin etkilerini birlikte kucaklamak ve dayanışmak için topluluğumuzdaki üyelerle düzenli olarak Bağlantı Çemberleri gerçekleştirdik. Salgın döneminde de birlikte oynayabilmek, eğlenebilmek ve birlikte kalabilmek için yine topluluğumuzdaki öğretmenlerin inisiyatifi ve ihtiyacıyla düzenli olarak Oyun Çemberleri yapıldı. Dolayısıyla salgın döneminde böyle işler yapmanın yanında daha tematik öğrenmelerle ilgili işleri de bir miktar azalttık. Hem “Zoom yorgunluğu’’ hem salgının etkileri üzerinden öğretmenlerin yükünü, baskısını azaltmak için yolumuz daha çok öğretmenlerin iyi olma haline yöneldi.
Öğretmenler BBOM’un yaptığı çalışmalarda öncelikli hedef kitleler arasında yer alıyor. Eğitim sistemini güçlendirmek için yapılan çalışmalarda öğretmenlerin rolü nedir? Çalışmalarınızda öğretmenlere öncelik vermenizin nedenlerini paylaşır mısınız?
Öğretmenler BBOM’un yaptığı çalışmalarda öncelikli hedef kitleler arasında yer alıyor. Eğitim sistemini güçlendirmek için yaptığımız çalışmalarda öğretmenin rolünü bir tür “değişim ajanı” olarak görüyoruz. Yani eğitim sistemi değişecekse bu değişimin ancak öğretmen eliyle ve öğretmenlerin çocuklarla yapacağı işbirliğiyle olacağına inanıyoruz . Çünkü sayısal olarak da uygulayıcı olmasından kaynaklı olarak da, sistemin etkin yetişkin bileşeni öğretmenler. Dolayısıyla bizim için öğretmenin rolü, değişim ajanı olması diyebiliriz.
Aynı zamanda BBOM olarak değişimin önünde bir engel gibi duran bariyeri de atlamayı önemli buluyoruz. Öğretmenlerin bu değişime gücünün olması, içsel motivasyonunu bulması, nasıl değiştireceklerine dair bilgi, beceri ve yetkinliklerinin artmasını kıymetli buluyoruz. Aslında sistemde öğretmenlerin çocuklarla işbirliği içinde değişmesi mümkün görürken aynı zamanda kamusal olarak da devlet eliyle yapılması gereken köprü değişikliklerin, kaynak düzenlemelerinin, fiziki ve içerik iyileştirmelerinin yapılmaması öğretmenlerde baskı yaratıyor. Bu bağlamda, öğretmenler bizim için değişim ajanı derken, değişim için işbirliği yapabileceğimiz en etkin bileşenlerin de onlar olduğunu söylüyoruz. Sahada yaptığımız çalışmalardan biliyoruz ki; öğretmenler de değişimin gerçekleşmesini ve bu değişimin bir parçası olmayı istiyorlar. Tam da bu yüzden öğretmenlerle işbirliği yapmayı kıymetli buluyoruz. Çünkü zaman zaman sıkışan, çocukların ihtiyaçlarıyla yüz yüze olan, okulun dışındaki okul paydaşlarının, yöneticilerin, ebeveynlerin, eğitimin değişmesini isteyen herkesin yüzünü yönelttiği kitle öğretmenler. Dolayısıyla aslında öğretmenler için düzenli desteği de önemsiyor ve eğitim sisteminin yeniden inşası için olmazsa olmaz başlık olarak ele alıyoruz.
Bir taraftan da BBOM olarak hayal ettiğimiz okullar “katılımcı ve barışçıl öğrenme toplulukları”. Çocukların veya herhangi yaşta bir insanın katılımı, barışı, bu yönde kendi potansiyelini hayata geçirmesini tahta başında öğrenmesini beklemek mümkün değil. Yaşama dair kavram ve beceriler yaşamın içinde öğrenilir. Çocuklar için de bir yetişkinin okul ve/veya sınıf yaşamını bu açıdan kurması önemlidir. Çocuklarla birlikte öğrenme ortamlarında bu yaşamı kuracak olan öğretmenin de bahsettiğimiz becerilere sahip olmasını katılımcı ve barışçıl öğrenmenin gerçekleşeceği bir yaşam için en temel noktalardan biri olarak görüyoruz.
Geçtiğimiz süreci değerlendirdiğinizde, COVID-19 salgının eğitim alanına ve bu alandaki farklı paydaşlara (öğrenciler, öğretmenler, ebeveynler) etkilerinden bahseder misiniz? Yüz yüze eğitimin yakın zamanda yeniden başlayacağını düşündüğümüzde eğitim alanının paydaşlarını bu sürece hazırlamak için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Geçtiğimiz süreci değerlendirdiğimizde COVID-19 salgının eğitim alanına ve bu alandaki farklı paydaşlara etkilerini merak ediyoruz. Hatta bu bağlamda BBOM Derneğinin Demokratik Yönetim Çemberi ‘’Çocuklar Evde Nasılsınız?’’ anketi gibi evde neler olup bittiğini çalışan etkinlikler de yaptık. Bu çalışmaların önemli çıktılardan biri çocukların bağlantı, hareket ve özerklik ihtiyacının karşılanmaması olarak görülüyor. Bu durumu öğretmenlerin çocuklarla olan ilişkisi açısından da önemli bir nokta olarak yorumluyoruz. Bununla birlikte öğretmenler konusunda da çeşitli araştırmalar yapıldığını görüyoruz. Biz çoğunlukla kendi topluluğumuzda sık iletişimde ve etkileşimde olduğumuz öğretmenleri görebiliyoruz. Öğretmenler hepimiz gibi çok hızlı bir şekilde salgına adapte olmak durumunda kaldılar. Bu durumun sosyal ve duygusal becerileri konusunda çeşitlilik gösteren öğretmenlerde farklı etkiler gösterdiğini söyleyebiliriz. Bir avantaj olarak yaygın olarak teknolojik okuryazarlığın arttığını söylemek mümkün. Biz BBOM’da öğretmen destek çalışmalarını genellikle odaklı, kısa gruplarla, mümkünse yüz yüze, değilse de 20 kişilik gruplarla çevrimiçi yapıyorduk. Ancak şimdi daha çok öğretmenin dijital araçları daha çok kullandığını, en azından korkusunu atlattığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu durumun ileriye dönük olumlu, yapıcı ve değişimi kolaylaştıran bir etki olduğunu söyleyebiliriz.
Tüm bunlarla birlikte öğretmenlerin esenlikleri ve salgın süresince sosyal duygusal becerilerindeki değişiklikler çok önemli alanlar. Dolayısıyla yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte hatta başlamasından bağımsız olarak öğretmenlerin gerçekten bu süreçte yaşadıklarının üzerine demlenmesini sağlayacak, öz değerlendirme yapacak araçların, kaynakların yaygınlaşması bize oldukça kıymetli geliyor. Yine aynı şekilde öğretmenlerin halini merak ettiğimiz ve iyilik hallerini desteklemek istediğimiz gibi çocukların da tüm bu değişikliklerin farkına varmaları, bu değişiklerin onlara kazandırdıkları ve iç kaynaklarından tükettiklerini farkına varmaları ve kendilerini beslemeleri için ciddi bir rehberliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bu süreçte bizim için öncelik kişinin esenliği. Dolayısıyla bu odakta dünyanın yaşadığı bu olağanüstü halin içinde kayıpları olanların yasını tutabileceği, zorlananların ve iç kaynaklarını tüketenlerin destek alabileceği bir alan kurabiliriz, kurmamız da gerekiyor.
Hibe desteğimizle Öğretmenler İçin Desteğim Cebimde projesini hayata geçireceksiniz. Bu projenin amacından ve proje kapsamında yapmayı planladığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Gün boyu çeşitli sorunlara çözümler üretmesi ve sorumlu kararlar vermesi beklenen öğretmenin sosyal ve duygusal açıdan desteklenmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Okul ekosisteminde öğretmenin her gün temas ettiği çocuk, ebeveyn ve meslektaş gibi birçok öznenin çeşitlenen ihtiyaçları ile bağlantı kurması önemli. Bunu yaparken de öğretmenin esenliğine destek olacak becerileri üzerine çalışmasının öncelikli olduğunu düşünüyoruz. Öğretmen İçin Desteğim Cebimde projesinde; öğretmenlerin her an erişebileceği, onların sosyal ve duygusal alanda mesleki ve kişisel gelişimleri için sürdürülebilir bir destek oluşturmak hedefleniyor. Ana faaliyet olarak Android ve IOS’tan erişilebilen bir uygulama geliştireceğiz. Geliştirilecek uygulamada alanında uzman danışmanlarla, sosyal duygusal öğrenme yaklaşımı temelinde beceri sınıflandırması yapılarak öğretmenin gelişiminin hedeflendiği beceriler belirlenecek. Bu programda öğretmenin üzerine çalışmak istediği duygular seçilecek ve bu duyguların bedensel karşılıkları belirlenecek.
Öğretmenin sosyal ve duygusal gelişimin alanlarını hedefleyen yaygın duyguları yine öğretmenlerle seçeceğiz. Seçilen bu duyguların yanında öğretmenin okulda her gün kaşılaştığı örnek olaylar da listelenecek. Böylece öğretmenin hem üzerine çalışmak istediği duygu hem de günlük yaşamlarında karşılaşabilecekleri olaylar konusunda sürekli olarak destek alabilecekleri bir uygulama geliştirmiş olacağız. Bu uygulamada aynı zamanda kişilerin bu alandaki sosyal ve duygusal becerileriyle ilgili gelişim alanlarını keşfetmelerini sağlayacak öz değerlendirme ve kendine empati süreçlerine katkı sağlayacak sorular hazırlanacak.
Proje kapsamında oluşturacağınız uygulamanın içeriğini sosyal duygusal öğrenme yaklaşımının temelinde yer alan beceri sınıflandırması çerçevesinde geliştireceksiniz. Öncelikle sosyal duygusal öğrenme yaklaşımı nedir? Projede kullanacağınız sınıflandırma yönteminden ve bu yöntemin eğitim alanında yapılan çalışmalara katkısından bahseder misiniz?
Sosyal ve duygusal öğrenme insan gelişiminin merkezi olan yaşam becerilerini ifade eder. Toplumsal yaşamın getirileri ile birlikte, insanların bir arada uyum ve barış içinde yaşamasını destekleyecek beceriler gittikçe daha fazla önem kazandı. Bu bağlamda insanın kendiyle ve çevresindekilerle kurduğu bağlantıyı geliştiren, empatik ilişkiler kurmasını sağlayan ve sorumlu kararlar vermesi açısından katkı sunan yaşam becerileri giderek daha da önemli bir hale geldi. Bu öğrenme yaklaşımı bireylerin kendileriyle ve çevreleriyle olan ilişkileri bağlamında yaşamı zenginleştiren çıktılar elde etmesini ve sorumlu kararlar vermesini ifade ediyor. Sosyal ve duygusal öğrenme; öz farkındalık, duyguları yönetmek, hedeflere ulaşmak, kendine ve başkalarına empati ile yaklaşmak, yapıcı destekleyici ilişkiler kurmak ve sürdürmek ve sorumlu kararlar almak için bilgi, beceri ve tutumların bütüncül olarak ele alınmasıdır. Bu beceriler öğrenilebilir ve geliştirilebilir becerilerdir. Sosyal ve duygusal öğrenmenin sosyal yönü; kişilerin birbiriyle olan destekleyici ilişkilerini, duygusal yönü; kişilerin öz farkındalık süreçlerini, öğrenme yönü ise bu becerilerin öğrenilebilir, geliştirilebilir ve ölçülebilir olduğunu ifade eder.
Eğitimde sosyal ve duygusal öğrenme yaklaşımı bir arada, barış ve huzur içinde, deneyimlerden beslenen öğrenme topluluklarını hayata geçirmek için zemin hazırlar. Bu bağlamda insanı bütüncül bir varlık olarak gören yaklaşımın temelinde uygulama yöntem ve planlama kolaylığı açısından çeşitli beceri sınıflandırmaları kullanılıyor. Projede kullanılacak beceri sınıflandırmasında; benlik farkındalığı, günlük yaşam becerilerini yönetme, kişiler arası beceriler ve sorumlu karar verme ile problem çözme becerileri olarak dört ana beceri sınıflandırmasına ilişkin çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu 4 ana beceri grubundan oluşan sınıflandırmanın, öğretmenin öz farkındalığında, ilişki becerilerinde ve karar verme süreçlerinde ihtiyaç duyduğu desteği sağlamak için anlamlı bir yöntem ve çerçeve sunacağını düşünüyoruz. Öğretmenin günlük yaşamında ihtiyaç duyduğu desteği almalarını sağlayacak beceriler bu 4 ana beceri grubu altında ele alınacak.
Eğitim ortamlarının, içinde yer alan tüm aktörlerle birlikte, barış içerisinde ve deneyimlerden öğrenen ve gelişen bir topluluk olmasını hayal ediyoruz. Bu topluluğun sosyal ve duygusal açıdan gelişim süreci, uygulama içerik ve yöntemi açısından belirli bir sınıflandırmanın kullanılmasıyla bütüncül bir çerçeve sunuyor. Sosyal ve duygusal öğrenme yaklaşımında kullanılan beceri sınıflandırması insanı bütüncül olarak ele alan anlamlı bir çerçeve sunarak yaşamı zenginleştiren çıktılar elde etmenin yanında akademik başarının artmasını da sağlıyor. Sosyal duygusal öğrenme yaklaşımının merkezinde kullanacağımız beceri sınıflandırması bu yönüyle eğitimde de olumlu çıktılar elde etmeyi mümkün kılıyor.
Son Yorumlar