Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Derneği (BoMoVu), bedensel hakları ve özgürlükleri temel alan bir metodolojiyle, sporu ve beden hareketini sosyal faydaya dönüştürmek amacıyla programlar geliştirip, uyguluyor. Dernek, çocuklar, mülteciler, kadınlar gibi çeşitli dezavantajlı gruplara yönelik olarak yaptığı çalışmalarla bu grupların sosyal olarak güçlenmelerine katkı sağlıyor. Latro Kimya işbirliği ve mali desteği ile hayata geçirdiğimiz Eğitimde Yenilikçi Yaklaşımlar Fonu kapsamında sağladığımız hibe desteği ile BoMoVu eğitim alanında yer alan çeşitli ırkçılık biçimlerini görünür kılmak ve çocuklara yönelik ırkçılık karşıtı bir eğitim aracı sunarak, öğretmenlerin bu konudaki kapasitelerini artırmak amacıyla 2019 yılından beri devam eden Irkçılık Karşıtı Pedagoji projesini daha fazla öğretmene ulaştırmak için çalışmalar yaptı. BoMoVu, proje kapsamında İstanbul, Konya, Ankara ve İzmir illerinden 15 öğretmene yönelik 3 günlük bir eğitmen eğitimi düzenledi. Eğitim katılımcısı öğretmenler, yaklaşık 66 öğretmene yönelik 4 farklı ırkçılık karşıtı pedagoji atölyesi düzenledi. BoMoVu proje sürecinde toplam 90 öğretmene ulaştı. Çocuk ve gençlerle ırkçılık karşıtı çalışmalar yaparken kullanılabilecek kaynak ve araçları çoğaltıp ulaşılabilir kılmak amacıyla “Gençlerle Irkçılık ve Görünmez Irkçılık Konusunda Çalışma Kılavuzu”nu Türkçe’ye çevirdi.
BoMoVu Proje Koordinatörü Samet Saygı ile yaptığımız röportajda ırkçılık kavramı ve Türkiye’de en sık karşılaşılan ırkçılık türleri, Irkçılık Karşıtı Pedagoji Projesi İzleme ve Değerlendirme Raporu, Gençlerle Irkçılık ve Görünmez Irkçılık Konusunda Çalışma Kılavuzu ve proje kapsamında yürüttükleri faaliyetler hakkında konuştuk.
Irkçılık kavramından ve türlerinden bahsedebilir misiniz? Türkiye’de en sık karşılaşılan ırkçılık örnekleri nelerdir? Sivil toplum kuruluşları ırkçılık, nefret söylemi ile mücadele gibi konular çerçevesinde ne tür çalışmalar yürütüyor?
Irkçılıkla ilgili konuşulurken ırkçılığın ne olduğunu tanımlamadan önce ne olmadığı belirlemek gerekir. Ayrıca, sosyal bilimlerdeki birçok kavram gibi tek ve yekpare bir tanım yapmak da kolay değildir. Sorun tam da ırkçılığın tanımını netleştirmekten ziyade ırkçılığı önemsizleştiren, kişisel ön yargılara indirgeyen, tarihsel ve toplumsal arka planını gizleyen tanımların yaygın olarak kullanılmasıdır. Mesela çok yaygın bir ırkçılık tanımı olarak sunulan “Irkçılık psikolojik bir hastalıktır.” ifadesi demin bahsettiğimiz birçok manipülasyonu içinde barındırmaktadır. Yine de ırkçılığı ana hatlarıyla ortaya koymak gerekirse tarih boyunca iktidar ilişkileri içerisinde kurulup iktidar lehine iş görmüş, ekonomik altyapıyla da sıkı sıkıya ilişkili, çoğunlukla kurumsal yapıların kurucu unsurlarından biri olmuş ve bu yapılarda varlığını çoğunlukla korumuş/sürdürmüş, zaman zaman kitlesel linçlere, zaman zaman da soykırımlara yol açan, farklı toplumlarda farklı görünümler alabilen bir dünya sorunudur. Irkçılık türleri ise toplumsal bağlamlarda farklı şekillerde kategorilendirilip farklı şekillerde isimlendirilmektedir. Bu sebeple tüm dünya toplumları için geçerli bir kategorizasyon da mümkün değildir. Yine de tarihsel olarak ırkçılığı; Klasik/Biyolojik Irkçılık ve Yeni Irkçılık olarak ikiye ayırmak mümkündür. Bu iki kategori akademi dünyasında kabul gören, bu konudaki asgari uzlaşıdır denilebilir. Biyolojik Irkçılık; kölecilik ve sömürgecilik tarihine kadar izi sürülebilen, 18. ve 19. yüzyılda yoğunlaşan “Bilimsel” ırk sınıflandırmalarıyla bilimselleştirilmeye çalışılmış ve insanlığın en büyük felaketlerinden biri olan İkinci Dünya Savaşı’na sebep olmuş ve maalesef günümüzde de çeşitli şekillerde devam eden bir ırkçılık biçimidir. Yeni Irkçılık ise İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ırk kavramına yüklenen negatif anlamlar neticesinde toplumlar arasındaki tarihsel olarak kurulan hiyerarşileri devam ettirmek için merkezine kültür kavramını koyan bir ırkçılık biçimidir. Bu ırkçılık biçimi de çeşitli toplumlarda gündelik yaşam içerisinde birçok farklı biçim alabilmektedir. Bunlara: Renk-Körü ırkçılık, Sakınmacı Irkçılık, Meritokratik Irkçılık gibi ırkçılık biçimleri örnek gösterilebilir. Ne yazık ki Türkiye’de siyahlara yönelik yaygın sayılabilecek biyolojik ırkçılığa dayanan söylem ve pratikler bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye’de hemen tüm azınlıklara ve yabancılara yönelik kültürel ırkçılık başta olmak üzere Kurumsal Irkçılık gibi birçok ırkçılık biçimi yaygın olarak uygulanmaktadır.
STK’ların kıymetli çalışmaları var elbette. Hrant Dink Vakıf, İnsan Hakları Derneği gibi alanda çalışmalar yürüten STK’lar var. Türkiye’de ırkçılık karşıtı çalışmaların daha görünür olması için geniş dayanışma ağları kurulmalı, zamanla bunun da oluşacağını umuyoruz.
Vakfımızdan aldığınız hibe desteği ile Irkçılık Karşıtı Pedagoji projesini yürüttünüz. Projenin amacından ve hibe sürecinde gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahseder misiniz?
Bu proje, eğitim alanında yer alan çeşitli ırkçılık biçimlerini görünür kılmak ve bunun mağduru çocuklara destek mekanizmaları geliştirmeleri için öğretmenlerin kapasitesini geliştirmeyi hedefliyordu. Büyük oranda da bu hedefimize ulaştık.
Proje kapsamında; Ekim ayının öğretmenlerimizle 3 günlük bir atölye gerçekleştirdik. BoMoVu’dan eğitmenlerimizin yürüttüğü bu atölyeyi tamamlayan 12 öğretmenimiz ile Kasım ayında düzenlenen yaygınlaştırma atölyelerinde öğrendiklerini başka öğretmenlerle paylaştılar ve bu şekilde proje sürecinde toplam 90 öğretmenle bu atölyeleri gerçekleştirmiş olduk. Ayrıca bu süreçte akademisyen-araştırmacı Serkan Turgut ile bir Youtube canlı yayını ve söyleşi yaptık.
Öğretmenlerin alanda daha fazla materyale ulaşması için bir internet site kurduk, sosyal medya paylaşımları ile proje ve faaliyetlerini duyurduk ve projenin ana teması hakkında bilgilendirmeler yaptık. Çocuklarla ve gençlerle ırkçılık karşıtı çalışmalar yaparken kullanılabilecek kaynak ve araçları çoğaltıp ulaşılabilir kılmak amacıyla STAR: Gençlerle Irkçılık ve Görünmez Irkçılık Konusunda Çalışma Kılavuzu’nu Türkçe’ye çevirdik.
Proje faaliyetleri kapsamında Irkçılık Karşıtı Pedagoji Projesi İzleme ve Değerlendirme Raporunu da yakın zamanda tamamladınız. Raporun öne çıkan bulgularından ve gerçekleştirilen faaliyetlerin sağladığı temel kazanımlardan bahsedebilir misiniz?
Proje süresince, İzleme ve Değerlendirme Uzmanımız projenin sıkı bir takipçisi ve izleyicisi oldu. Bu vesileyle kendisine de teşekkür ederiz.
Raporda da detaylı bir şekilde ortaya konulduğu gibi öğretmen ve yaygınlaştırma atölyeleri ile belirlediğimiz tüm hedeflerimize ulaştık. Bu bağlamda öğretmen atölyeleri ile katılımcı öğretmenleri farklı ırkçılık biçimleri ve yansımaları ile ilgili olarak teorik açıdan güçlendirdik. Öğretmenleri ırkçılığa maruz kalan çocuklara nasıl yaklaşmaları gerektiği ve bu çocukları nasıl güçlendirecekleri ile ilgili bilgilendirdik. Aynı zamanda, ırkçı söylemler ve davranışlar üreten çocuklarda farkındalık ve değişim yaratabilecekleri pedagojik yaklaşımlar ve farklı etkinlik yöntemleri hakkında öğretmenleri bilgilendirerek bu alanda güçlenmelerini sağladık.
Irkçılık Karşıtı Pedagoji projesi kapsamında düzenlediğimiz eğitimin yaygınlaştırma çalışmalarını da uygulayıcı öğretmenlerimiz ile beraber yürüttük. Böylece hem içerik hem onu aktarım becerileriyle ilgili olarak öğretmenlerin güçlenmeleri ve katılımcı öğretmenlerin eğitim alanında yer alan çeşitli ırkçılık biçimleri hakkında farkındalık kazanmaları amacıyla kurgulanan yaygınlaştırma atölyeleri de hedefine ulaştı. Projenin öğretmenler arasında bir ağ oluşturmak ve onların da çevrelerindeki öğretmenlere yönelik olarak yaygınlaştırma eğitimleri düzenlemelerini sağlamak hedefi de gerçekleşti. Bu hedef ile proje kapsamında yaygınlaştırma eğitimleri düzenleme sınırının ötesine geçilerek, proje sonunda bu alanda farklı çalışmalar yapmak konusunda motivasyonu yüksek bir öğretmen grubu oluşturuldu.
Gençlerle Irkçılık ve Görünmez Irkçılık Konusunda Çalışma Kılavuzu’nu proje kapsamında Türkçe’ye kazandırdınız. Kılavuzun içeriğinden bahsedebilir misiniz? Çevirmiş olduğunuz kılavuzun ırkçılıkla mücadele alanında geliştirilen stratejilere nasıl bir katkısı olmasını ön görüyorsunuz?
Irkçılık sürekli değişen ve kendisini farklı ideolojik zeminlerde var eden bir ayrımcılık türüdür. BoMoVu olarak, görünmez ırkçılığın görünür olmasını sağlamak ve tekrarlamasını engellemek için çalışmalar yürütüyoruz. Proje kapsamında çevirisini yaptığımız kitabı belirlerken de bu çerçeveyi kendimize rehber ettik.
‘’Gençlerle Irkçılık ve Görünmez Irkçılık Konusunda Çalışma Kılavuzu’’ başlığı ile Türkçe’ye kazandırdığımız kaynağın amacı ırkçılığı görünür kılmak ve ırkçılığı adalet talebiyle karşı gelinebilir bir hale getirmek. Gençler ile yapılan çalışmalara yönelik olan bu kaynak; başta öğretmenler ve sivil toplum çalışanları olmak üzere bu alanda çalışmalar yürüten herkesin elini güçlendirecek; görünmez/adı konulmayan ırkçılığın daha görünür ve konuşulabilir olmasını hedefliyoruz. Böylece, hem ırkçı yaklaşım ve pratiklerin azalmasına hem de bu pratiklerin çocuklar üzerinde bıraktığı olumsuz etkilerin hafiflemesine katkımız olabileceğini düşünüyoruz.
Kılavuzun daha fazla kişiye ulaşması ve uygulanması için sahada yeni atölyelerin düzenlenmesi gerekiyor. Projenin bundan sonraki dönemlerinde buna yönelik çalışmalar yapmak istiyoruz.
Bu değerli kaynağı yaygınlaştırarak, Türkiye’de herkesin erişimine açmak bizim için çok önemliydi. Bu röportaj vesilesiyle bu kaynağı geliştirmiş olan STAR ekibine ve proje destekçilerimiz olan Sivil Toplum için Destek Vakfı’na (STDV) ve Latro Kimya’ya tekrar teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Eğitimde Yenilikçi Yaklaşımlar Fonu kapsamında aldığınız hibe desteğinin derneğinize ve çalışmalarınıza nasıl bir katkısı oldu? Fonu destekleyen bağışçılarımızla paylaşmak istediğiniz bir mesajınız var mı?
Hem derneğimiz hem de proje faydalanıcısı öğretmenlerimiz için çok verimli bir proje dönemi geçirdik. Bu süreçte, alanda üretilen çalışmaları yakından takip edip kapasitemizi geliştirdik.
Proje ile eğitim alanında yer alan çeşitli ırkçılık biçimlerini görünür kılmayı ve bunun mağduru çocuklara destek mekanizmaları oluşturacak öğretmenlerin kapasitesini geliştirmeyi hedefledik. Proje amacımıza ulaşabilememiz için biz destekleyen STDV’ye ve Latro Kimya’yaçok teşekkür ederiz.
Son Yorumlar