Monthly Archives

Ekim 2022

Tiyatro Kooperatifi ile Tiyatroların Erişilebilirliği Projesini Konuştuk

By | Kültür Sanat Fonu

Tiyatro sanatının kamusal bir hizmet olduğu ön kabulüyle, sektörel sorunlara kalıcı çözümler bulmak ve özel tiyatroların sesi olmak amacıyla savunuculuk ve kapasite güçlendirme çalışmaları yapan Tiyatro Kooperatifi’ne Kültür Sanat Fonu’nun 2022 döneminde Turkey Mozaik Foundation eş finansmanıyla hibe desteği sağladık. Hibe desteğimizle Tiyatroların Erişilebilirliği projesini hayata geçiriyor. Proje kapsamında Erişilebilir Her Şey sosyal girişimi işbirliğiyle, Tiyatro Kooperatifi ortağı 9 tiyatronun yönetici ekiplerine ve saha çalışanlarına 5 saatlik tiyatroda erişilebilirlik, farkındalık ve iletişim eğitimleri verilecek. 6 tiyatro mekânı için fiziksel erişilebilirlik tavsiye raporu hazırlayacak. Ayrıca Türkiye’deki tüm tiyatroların kullanımına açık bir erişilebilirlik kontrol listesi hazırlanacak ve yaygınlaştırılacak.

Tiyatro Kooperatifi Genel Koordinatörü Fisun Eşki ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; özel tiyatrolarının finansal sürdürülebilirliğini desteklemek için yapılması gerekenler, ekonomik krizin özel tiyatrolara etkileri, dijitalleşmenin tiyatrolara etkisi ve proje kapsamında yürütecekleri çalışmalar hakkında konuştuk.

COVID-19 salgınının neden olduğu zorlukların etkisinin devam ettiği bir ortamda kültür-sanat kurumları ve tiyatrolar ekonomik krizin getirdiği zorluklarla da başa etmek zorunda kalıyor. Tiyatro Kooperatifi üyesi özel tiyatroların bu süreçten nasıl etkilendiğinden ve sektörün mevcut durumundan bahseder misiniz?

Kültür-sanat, genel olarak ekonomik ve sosyal krizlere karşı kırılgan bir alan. Pandemi öncesinde de varlıklarını güçlükle sürdüren özel tiyatroların mevzuat uyarınca tacir statüsünde olması, sürdürülebilirlik açısından büyük bir sorun teşkil ediyordu. Fakat salgın süreci var olan sorunları çok daha hayati bir noktaya taşıyarak tiyatrolara ekonomik ve psikolojik olarak büyük hasar verdi. Bu zorlu süreçte kapalı olmalarına rağmen finansal yükümlülükleri devam eden tiyatrolar, büyük bir borç yükü ile karşılaştı. Özel tiyatrolara birtakım kamu destekleri verildi ancak bu desteklere başvuru yapabilmek için “vergi borcunun olmaması” şartı arandığından dolayı pek çok özel tiyatro bu imkânlardan faydalanamadı. Pek çok ortağımız sahnesini, ofisini, atölyesini kapatmak zorunda kalırken, çok sayıda tiyatro profesyoneli hayatlarını sürdürebilmek için başka mesleklere yöneldi. Tiyatroların pandeminin yaralarını sarmak için mücadele verdiği bu dönemde, ekonomik krizle birlikte tüm bu sıkıntılar daha da derinleşti. Bu nedenle biz de Tiyatro Kooperatifi olarak, özel tiyatroların yasal statüsünün değiştirilmesi için yaptığımız savunuculuk çalışmalarımıza öncelik veriyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2021 yılı itibariyle Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne kayıtlı 608 özel tiyatrodan 503’ü faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı. Özel tiyatro sahnelerinin ayakta kalmasını sağlamak ve finansal sürdürülebilirliğini desteklemek için neler yapılması gerekiyor? Tiyatro Kooperatifi olarak bu konuda çalışmalarınız bulunuyor mu?

Özel tiyatroların yaşadığı sorunların önemli bir kısmı ekonomik sebeplere dayanıyor. Biz de bu gerçekten yola çıkarak dayanışmamızı bir sosyal kooperatif olarak yapılandırdık ve ortağımız olan tiyatrolar için ekonomik ve sosyal fayda yaratmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Alanımızdaki köklü sorunların çözülebilmesi için kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, akademi ve özel sektör ile işbirlikleri kurarak ilerliyoruz.  Mevcut durumda özel tiyatrolar, gelirlerinin % 90’ını bilet satışlarından elde ediyor ve bu, sürdürülebilirlik açısından büyük bir sorun. Örneğin, pek çok özel tiyatro görünürlük konusunda sıkıntı yaşıyor fakat tanıtım ve pazarlama çalışmalarına ayırabilecekleri kaynaklar çok kısıtlı. Tiyatrolara bu konuda destek sağlanması adına İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) katılımcı bütçe programı “Bütçe Senin” için önerdiğimiz “İstanbul Tiyatrolarının Görünürlüğü Projesi” İstanbulluların oylarıyla İBB 2023 bütçesine girmeye hak kazandı. Bu proje ile kamusal bir faaliyet yürüten İstanbul’daki tüm özel tiyatroların tanıtım ve pazarlama ihtiyacının kamu kaynaklarıyla karşılanması sağlanacak.

Şu anki öncelikli hedefimiz ise özel tiyatroların herhangi bir ticari işletmeden farklı olarak kamusal bir faaliyet yürüttüklerinin altını çizmek ve alana özgü bir statüyle tanımlanmalarını sağlamak. Bu amaçla hukuk ve mevzuat alanlarındaki mücadelemize ağırlık veriyoruz. Özel tiyatroların üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi ve sanat emekçilerinin sosyal güvencelerinin sağlanması gerekiyor. Öte yandan, özel tiyatroların sponsorluk ve bağışlarla desteklenmesinin önünü açacak yönetmelik düzenlemeleriyle alana kaynak aktarımının teşvik edilmesi de büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda yaptığımız çalışmaları etki alanımızı ve dayanışma gücümüzü artırarak sürdürüyoruz. 7 sosyal kooperatif ortaklaşarak temellerini oluşturduğumuz Kooperatif Birliği Girişimi, bugün 123 özel tiyatroyu temsil ediyor.

COVID-19 salgını tiyatronun da aralarında yer aldığı birçok alan ve sektör için dijitalleşmeyi zorunlu hale getirdi. Gün geçtikçe daha da dijitalleşen bir dünyada tiyatro nasıl bir dönüşüm yaşıyor?

Pandeminin ilk dönemlerinde yaşanan kapanmalarla birlikte sahne sanatları faaliyetleri de durdu. Fakat bu alanda çalışan bireyler ve kurumlar; dijital dünyanın sunduğu imkânlarla üretmeye, paylaşmaya, iletişim kurmaya devam etti. Özel tiyatroların bir kısmı dijital mecralarda çalışmalarına ve üretimlerine devam ettiler fakat bunlar için gerekli altyapıyı oluşturmak da oldukça maliyetliydi. Bu süreçte Tiyatro Kooperatifi olarak Google.org desteği ve Inogar Kooperatifi yürütücülüğünde hayata geçirilen Sahne 2.0 projesinin paydaşı olduk. Projenin ana amacı, alanımızda çalışan, üreten, düşünen tüm bireylerin dijital kapasitelerini güçlendirmek ve üretimlerini dijital platformda seyirciyle buluşturmalarını sağlamaktı. Proje kapsamında, alanında uzman eğitmenlerin katkılarıyla, sahne sanatlarına yönelik olarak hazırlanmış 5 modülden oluşan bir çevrimiçi eğitim programı sunuldu. Bu programı tamamlayarak kendi içeriklerini tasarlayan kullanıcılar fikirlerini hayata geçirmek için İstanbul’daki Sahne 2.0 stüdyosundan ücretsiz olarak faydalandılar ve üretimlerini projenin YouTube kanalında seyirciyle buluşturma imkânı elde ettiler.  Fakat sizin de belirttiğiniz gibi dünya dijitalleşiyor, bu yalnızca pandemiyle ilişkili bir eğilim değil. Tiyatro eserlerinin dijital dünyanın imkân ve araçlarını kullanmasını çağın gerekliliği olarak yorumlayabiliriz. Tiyatro binlerce yıllık tarihi boyunca çok defa dönüşüm geçirdi ve şüphesiz günümüzün hızla değişen dünyasında da bu dönüşüm devam edecek.

Hibe desteğimizle Tiyatroların Erişilebilirliği projesini hayata geçireceksiniz. Projenin amacından ve bu kapsamda yapmayı planladığınız faaliyetlerden bahseder misiniz?

Erişilebilir Her Şey işbirliğiyle kurguladığımız bu projeyle, özel tiyatro mekânları ve faaliyetlerinin daha erişilebilir ve kapsayıcı hale gelmesini ve engellenen bireylerin kültür-sanat hayatına aktif katılabilmesi için gerekli şartların sağlanmasını hedefliyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2011 yılı verilerine göre, Türkiye’de 4.9 milyon engellenen birey yaşıyor. Mevcut durumda elimizde tiyatroların erişilebilirliğine dair istatistiki bir veri yok ancak, hepimizin bildiği üzere, Türkiye’de farklı engel gruplarındaki bireylerin koşulları ve ihtiyaçları gözetilerek tasarlanmış tiyatro mekânları ve bu doğrultuda kurgulanmış tiyatro oyunları bulunmuyor. İstanbul’un farklı noktalarında her gün yetişkinlere ve çocuklara yönelik çok sayıda tiyatro oyunu sahnelenirken, engellenen bireylerin bu etkinliklere erişimi mümkün kılınmıyor. Biz Tiyatro Kooperatifi olarak sanatın kamusal bir faaliyet olduğunu savunuyoruz ve kültür-sanatın her birey için erişilebilir olmasını çok önemsiyoruz. Bu proje ile hedefimiz, bu fırsat eşitsizliğinin önüne geçecek bir adım atmak ve engellenen bireylerin bilgiye erişme ve kültür-sanata katılma haklarını kullanabilecekleri bir zemin hazırlamak. Hem tiyatro sahnelerinin fiziksel erişilebilirliğini hem oyunların içeriksel erişilebilirliğini hem de tiyatro çalışanlarının iletişimsel erişilebilirliğini sağlayacak adımlar atmayı amaçlıyoruz. Kalıcı bir fayda yaratmak için bilet almaktan, oyunları izlemeye ve geribildirim vermeye kadar farklı adımlar içeren erişilebilirlik döngüsünün tüm adımlarını gözetmek gerekiyor; bu sebeple, öncelikli olarak orta/uzun vadede erişilebilir gösterimlere ev sahipliği yapabilecek ve engellenen bireyler için sosyal buluşma noktaları haline gelebilecek tiyatro mekânlarının fiziksel erişilebilirlik uygulamaları için hazırlık yapılması önem taşıyor.

Proje kapsamındaki ilk faaliyetimiz, Tiyatro Kooperatifi ortağı 10 tiyatronun yönetici ekiplerine ve saha çalışanlarına erişilebilirlik, farkındalık ve iletişim eğitimleri vermek olacak. Yöneticilere yönelik eğitimi, engellilik algı ve farkındalığı konusunda temel kavramlar ve tiyatrolarda erişilebilirlik uygulamalarına odaklanacak. Saha çalışanlarına yönelik olan eğitimi ise iki oturumda gerçekleştireceğiz. Burada da hedefimiz, engellenen bireylerle ilk temas edecek grup olan tiyatro saha ekiplerinin engellilik konusunda farkındalık kazanmalarını ve kapsayıcı tutum geliştirmelerini desteklemek. Tüm eğitimler, daha önce de bu alanda çeşitli eğitimler vermiş olan Erişilebilir Her Şey ekibi tarafından yürütülecek.

Ayrıca, yine Erişilebilir Her Şey ekibi tarafından 6 tiyatro sahnesine gerçekleştirilecek ziyaretler sonucunda, mekânların fiziksel erişilebilirlik durumlarına dair bir tavsiye raporu hazırlayacağız. Edindiğimiz bilgileri Türkiye çapında yaygınlaştırmak ve tüm tiyatroların kullanımına sunmak üzere tiyatrolar için bir erişilebilirlik kontrol listesi yayımlamayı da hedefliyoruz. Bu listenin tüm ilgililere ulaşması için yerel yönetimler, akademi ve sendikalar gibi farklı kurumlarla iletişimde olacağız. Bu konuda yapacağımız iletişim ve görünürlük çalışmalarıyla projemizin ilk aşamasını tamamlamayı hedefliyoruz.

Tiyatroların Erişilebilirliği projesini daha erişilebilir bir yaşama adım atmak isteyen herkese koçluk ve eğitim hizmetleri ile çözümler sunan Erişilebilir Her Şey iş birliğiyle hayata geçiriyorsunuz. Bu iş birliğinin kapsamından ve çalışmalarınıza katkılarından bahseder misiniz?

Erişilebilir Her Şey, kurumlara erişilebilirlik üzerine danışmanlık ve eğitimler veren bir sosyal girişim. 2019’dan bu yana da kültür-sanat kurumları ile çalışmalar yapmaktalar. Ayrıca tüm bu süreçlerde katılımcılık ilkesini gözeterek doğrudan engellenen bireyler ile çalışmaktalar. Tiyatro Kooperatifi olarak, Erişilebilir Her Şey’i sadece bu projede değil, genel olarak çözüm ortağımız olarak konumluyoruz. Bu projenin her adımını Erişilebilir Her Şey ekibi ile birlikte kurguladık, tüm süreci aynı ekibin danışmanlığında ve birlikte yöneteceğiz. Bu işbirliği bizim açımızdan oldukça heyecan verici zira Türkiye’de tiyatroların erişilebilirliği adına yapılan çalışmalar ne yazık ki çok sınırlı. Biz Erişilebilir Her Şey ile işbirliği içinde yürüteceğimiz bu proje ile tiyatroların erişilebilirliği konusunda sürdürülebilir ve kapsamlı bir dönüşüm sürecinin ilk adımlarını atmayı hedefliyoruz. Nihai hedefimiz ve arzumuz, erişilebilirlik konusunda ülke genelinde tiyatrolar başta olmak üzere tüm kültür sanat kurumları için örnek teşkil edebilecek bir model oluşturmak.

 

Çocuk Fonu’nun 2022 Dönemi Başvuruları Açıldı

By | Çocuk Fonu

Çocukların ihtiyaçlarının giderilmesi ve haklarının tesis edilmesi için 0-15 yaş arası çocuklarla çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini ve kurumsal gelişimlerini desteklemek amacıyla Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteğiyle hayata geçirdiğimiz Çoçuk Fonu’nun 2022 dönemi başvuruları açıldı.

Fonun 2022 döneminde iki temel öncelik alanı ve bu iki alanın altında belirtilen alt başlıklara yönelik yapılıyor. Bu bağlamda, başvurularda çocuk haklarını ve çocuk çalışmaları alanını desteklemeye yönelik aşağıda yer alan başlıklardan en az bir tanesinin yer alması beklenir:

A) Çocuk haklarının ve çocuğun iyi olma halinin desteklenmesi;

  • Çocuk yoksulluğu ile mücadele, eğitim dışında kalan çocuklar ve çocuk işçiliğine yönelik çalışmalar,
  • Özellikle yetişkinlerle ve çocuklarla çocuk hakları (ayrımcılık, şiddetsizlik, vb.) üzerine yapılan faaliyetler,
  • Çocuğa yönelik ihmal ve istismarın önüne geçebilecek, çocuğun beden ve ruh sağlığını korumaya yönelik çalışmalar,
  • Başta iklim ve ekoloji olmak üzere sivil toplumun farklı alanlarının çocuk hakları ve çocuk çalışmaları ile kesişiminde yapılan çalışmalar,
  • Dijital araçlar, dijital dünyada çocuklar ve dijital araçların güvenliği üzerine çocuklarla yapılan faaliyetler,
  • Çocuk hakları ve çocuk katılımının yaklaşan genel seçimle ilgili paydaşların gündemine dahil edilmesi ve bu çerçevede demokrasi kültürünün geliştirilmesine yönelik çalışmalar,
  • Acil durumlarda (doğal veya insan eliyle gerçekleşen afetler/olaylar) çocuklara yönelik destekler.

B) Çocuk çalışmaları alanının ve bu alanda çalışan STK’ların güçlenmesi;

  • Alanda çalışan hak temelli kuruluşların varoluşlarını destekleyen (kira, fatura, maaş, vb.), kurumsal kapasitelerini güçlendiren çalışmalar,
  • Alandaki diğer paydaşlarla (STK’lar, aktivistler, uzmanlar vb.) çocuk hakları zemininde dayanışma, işbirliği ve ağ kurma temelli faaliyetler,
  • Çocuk hakları alanını destekleyen, alanın ihtiyaçlarını ortaya koyan veya ihtiyaçlara yönelik çözümler sunan araştırma, veri çıkarma, raporlama, çeviri gibi çalışmalar,
  • Alanın ve alandaki STK’ların sorunlarının ve çözüm önerilerinin konuşulduğu/tartışıldığı çalışma toplantıları,
  • Alanda çalışan kuruluşların itibarını ve çocuk hakları alanında çalışan kişilerin/uzmanların esenliklerini gözeten, onları güçlendiren çalışmalar.

Aşağıda yer alan başvuru kriterlerine uyan ve tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar hibe programına başvurabilirler:

  • Dernek, vakıf, kooperatif ya da kâr amacı gütmeyen ve tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar,
  • Çocuk alanında deneyim, kurumsal kapasite ve vizyona sahip olan,
  • 2021 yılından beri sahada aktif olarak çalışan,
  • 2021 yılı gelirleri 30.000 TL ile 3.000.000 TL arasında olan kurumlar (başvuran kuruluş bir vakıf üniversitesi merkezi ise bu birimin gelirleri geçerlidir).

Çoçuk Fonu 2022 dönemi kapsamında STK’lara dağıtılacak hibenin toplam tutarı en az 390.000 TL’dir. Başvuru yapan STK’lar hibe programından en fazla 130.000 TL talep edebilirler.

Fona başvurmak isteyen kuruluşların başvuru formunu eksiksiz şekilde doldurarak 21 Kasım 2022 Pazartesi günü saat 18:00’e kadar göndermeleri gerekir.

Çoçuk Fonu 2022 dönemi hakkında detaylı bilgilere (başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri ve fon takvimi) ve başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz.

Kurumsal Destek Fonu’nun 2022 Dönemi Başvuruları Sona Erdi

By | Kurumsal Destek Fonu

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) kurumsal gelişimlerinin güçlenmesini desteklemek amacıyla Turkey Mozaik Foundation ve Dalyan Foundation işbirliği, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteğiyle hayata geçirdiğimiz Kurumsal Destek Fonu’nun 2022 dönemi başvuruları sona erdi.

Fona teknik kriterlere uyan toplam 100 STK başvuruda bulundu. Başvuruların 86’sı dernek, 10’u  vakıf ve 4’ü kooperatif tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar tarafından yapıldı. Fona Aksaray, Ankara, Antalya, Bartın, Bursa, Diyarbakır, Düzce, Gaziantep, Giresun, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kocaeli, Mardin, Mersin, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve Van olmak üzere 22 ilden başvuru alındı. Kurumsal Destek Fonu’ndan talep edilen toplam hibe tutarı 11.898.948 TL oldu.

Dem Derneği ile Koşar Adım Alt Yazıya (#koşaradımaltyazıya) Projesini Konuştuk

By | Kültür Sanat Fonu

Toplumsal zıtlıklar arasında diyalog alanları yaratmayı ve bu alanlarda sürdürülebilir çözümler üretmeyi hedefleyen Dem Derneği (Dem), işiten toplum ile sağır toplum ve işitme engelliler arasında acıma duygusundan uzak ve istihdamı destekleyen diyalog alanları yaratmak amacıyla çalışmalar yapıyor. Dem, Kültür Sanat Fonu’nun 2022 döneminde Turkey Mozaik Foundation eş finansmanıyla sağladığımız hibe desteğiyle Koşar Adım Alt Yazıya (#koşaradımaltyazıya) projesinin yeni dönemini hayata geçirecek. Proje kapsamında ayrıntılı alt yazı ile ilgili farkındalık yaratma, ayrıntılı alt yazıya dair veri oluşturma, “iyi örneklerin” sayısını ve görünürlüğünü arttırma ve potansiyel işbirlikleri ile iletişimi güçlendirme çalışmaları yapacak. 

Dem Derneği Genel Koordinatörü Ayşe Damla İşeri Sunman ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; derneğin 2022-2023 döneminde önceliklendireceği konular, Sağır ve İşitme Engelli Kadın Hakları Eğitim Platformu projesi, özel sektörle geliştirdikleri işbirlikleri, Dem Almanak 2021 ve proje kapsamında yürütecekleri çalışmalar hakkında konuştuk. 

Vakfımızı takip edenler Dem Derneği’ni ve çalışmalarını önceki hibe desteklerimizden tanıyor. Dem Derneği 2022-2023 döneminde hangi konulara öncelik verecek? Sağır ve işitme engelli bireylerle yaptığınız çalışmaların yanı sıra farklı diyalog alanları geliştirmekle ilgili hedefleriniz bulunuyor mu?

Dem’in 2022-2023 gündemini ‘‘mevcut çalışmaların daha çok kişiye ulaşması ve sosyal etkisinin ölçülmesi’’ hedefi şekillendiriyor. 

Özellikle bunu ücretsiz işaret dili eğitim platformumuz bukalemun.co, sağır ve işitme engelli kadınlar için toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı hak bilinci ile güçlendirmek amacıyla hazırladığımız platformumuz sagirkadinhak.com ve ayrıntılı alt yazı savunuculuğu gerçekleştirdiğimiz #koşaradımaltyazıya kampanyası için gerçekleştirmek istiyoruz. Bu savunuculuk kampanyasını 2022-2023 döneminde Kültür-Sanat Fonu kapsamında sağladığınız destek ile devam ettiriyoruz. 

Bunun yanı sıra bildiğiniz gibi pandeminin etkisinin azalması ile fiziksel buluşmaların önü açıldı. Daha çok iletişim için çoğunlukla özel sektör işbirlikleri ile diyalog alanları yaratıyoruz. Bu alanlar kimi zaman farkındalık atölyesi veya demgoodcoffee kahve standı aracılığı ile; kimi zaman ise farklı etkinlik tasarımları ile oluşturuluyor.  

2023 yılında ise artık sadece işiten toplum ile sağır ve işitme engelli bireyleri değil; toplumdaki farklı zıtlıkları da konuşmak, konuşturmak istiyoruz. Şu an nesiller arası iletişim için çalışma ihtimalimiz üzerine tartışmalar yürütüyoruz. 

Engelli Kadın Derneği ve Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu işbirliği ile Sağır ve İşitme Engelli Kadın Hakları Eğitim Platformu projesini hayata geçiriyorsunuz.  Sağır ve işitme engelli kadınlar gündelik yaşamda ne tür zorluklarla karşılaşıyor? Projede bu grupla çalışmayı önceliklendirmenizin nedenlerinden bahseder misiniz?

Sağır ve İşitme Engelli Kadın Hakları Eğitim Platformu projesini hayata geçirmemizin temel sebebi mevcut hak temelli kadın hareketinin, eğitimlerinin ve çalışmalarının işitme engelli ve sağır kadınlar için erişilebilir olmamasıydı. Platform kullanıcıları da bunu doğruluyor; kullanıcıların % 78’i ilk defa bu internet sitesi aracılığı ile hak temelli bir eğitim aldığını söylüyor. 

Sağır ve işitme engelli kadınların gündelik yaşamdaki sıkıntıları aslında kadınlardan çok da farklı değil, dertler ortak. Ancak tabii ki çoklu ayrımcılık gerçeği de var.  Özellikle işin içinde iletişim var ise çoklu ayrımcılığa uğruyorlar. Buna iş görüşmelerini ve kadın doğum doktoru ile olan görüşmeleri örnek verebiliriz. Buradaki çarpıcı nokta; iletişim problemi nedeniyle mücadeleyi bırakmış bir kitle ile karşı karşıya olmamız, maalesef.  

Sağırlar, işitme engelliler ve işaret dili hakkında haberleri derlediğiniz Dem Almanak 2021’i yakın zamanda yayımladınız. Bu çalışmayı hayata geçirme nedeninizden ve almanakın içeriğinden bahsedebilir misiniz? 2021 yılına baktığımızda sağır ve işitme engellilerle ilgili karşımıza ne tür haberler çıkıyor? 

Dem Almanak 2021’i bu Temmuz başında yayımladık. Aslında 2021 yılının başında çalışma alanımıza dair bilgimizi kurumsal olarak güncel tutmak için alanımız ile ilgili çıkan tüm haberleri Ajans Press aracılığı ile günlük takip etmeye başladık.  

O kadar çok farklı ama bir o kadar da diyalog potansiyeli olan çalışma karşımıza çıktı ki; öne çıkanları derleyip almanak haline getirmek istedik. Şimdi hedefimiz; sağırlık ve işitme engellilik alanındaki potansiyel kilit paydaşları (kamu, sivil toplum, özel sektör ve medya) işbirliğine teşvik etmek. 

Hatta Dem Almanak 2021’de yer alan çalışmaları gerçekleştiren ve gelecekte alanda çalışma potansiyeli olan kişi ve kurumları bir zirvede bir araya getirmek için de çalışıyor, kaynak arıyoruz. Ayrıca bu çalışmanın uzun vadede alanda bir hafıza oluşmasına da katkı sağlayacağına inanıyoruz.  

Örneğin; yıllar sonra 2021’de neler ön plandaydı dediğimizde, markaların işaret dili ile hizmet veren çağrı merkezleri açtığını, içeriklerin işaret dili ile erişilebilirliği hakkında çokça çalışma olduğunu ve de sağır ve işitme engelli bireylerin medyada ve kitaplarda temsiliyetlerinin olduğunu söyleyebileceğiz. Dem Almanak 2021’e göz atmak isteyenler bağlantıya buradan ulaşabilirler. 

Dem Derneği projelerini sıklıkla özel sektör işbirlikleri ve destekleriyle hayata geçiriyor. Şirketlerle işbirlikleri geliştirirken nelere dikkat ediyorsunuz? Bu işbirliklerinin çalışmalarınıza ne tür katkıları oluyor?

Özellikle işiten toplum ile işitme engelli ve sağır bireyler arasında farkındalık atölyeleri başta olmak üzere diyalog alanları oluştururken sıklıkla özel sektör işbirlikleri geliştiriyoruz. 

İşbirliklerinde temel ilkelerimizden ödün vermeden uzlaşmacı ve esnek bir yaklaşım ile ilerlemeye çalışıyoruz. İşbirliği geliştirdiğimiz şirketlerdeki bireylerle organizasyon sürecindeki sorumluluğu içtenlikle paylaşıyoruz, bir nevi kısa süreli de olsa bir ekip oluyoruz. Bu yaklaşım hem işbirliğinin etkisini artırıyor hem de aynı şirketle ve/veya farklı şirketlerle potansiyel yeni işbirliği süreçleri için iyi referanslar oluşturuyor.  

Özel sektör işbirliklerinin Dem’e iki temel katkısı var. Birincisi; farkındalık çalışmalarının bir organizasyon süreci ile daha çok insana ulaşmasını sağlıyoruz. Bu aynı zamanda derneğin ağını da geliştirmek anlamında geliyor. İkincisi, tabii ki derneğin diğer faaliyetleri için kaynak geliştiriyoruz.  

Hibe desteğimizle Koşar Adım Alt Yazıya (#koşaradımaltyazıya) projesinin yeni dönemini hayata geçireceksiniz. Projenin amacından ve yapacağınız faaliyetlerden bahseder misiniz?

#koşaradımaltyazıya hibe desteğinizle devam ediyor. Bu proje, işitme engelli ve sağır bireylerin filmler başta olmak üzere video ürünlere ayrıntılı alt yazı ile eş erişimi için başlattığımız bir savunuculuk çalışması. 

‘‘Ayrıntılı alt yazı,’’ film gibi görsel-işitsel ürünlerin sağır ve işitme engelli bireyler tarafından etkin bir şekilde tüketilmesi için ürünü anlamlı kılacak işitsel öğelerin de alt yazıda yer aldığı çeviri türü. 

Proje kapsamında konu ile ilgili farkındalık yaratmaya devam etmeyi, veriye dayalı ihtiyaç tespiti yapmayı ve iyi örnekleri ön plana çıkararak işbirlikleri geliştirmeyi amaçlıyoruz. 

Bu doğrultuda; #koşaradımaltyazıya sloganı ile 44. İstanbul Maratonu’na katılıyor,  medya taraması ve masa başı araştırma ile veri oluşturuyor ve raporlaştırıyoruz. En önemlisi de işbirliği geliştirmek için bu çalışmaların hedef kitleye yönelik iletişim stratejilerini geliştiriyor ve uyguluyoruz. 

 

Kültür Sanat Fonu’nun 2022 Dönemi Fon Başlangıç Raporu Yayımlandı

By | Kültür Sanat Fonu

Kültür-sanat kurumlarının ve/veya kültür-sanat alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini ve kurumsal kapasitelerini güçlendirmelerini desteklemek amacıyla Turkey Mozaik Foundation işbirliği, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteğiyle hayata geçirdiğimiz Kültür Sanat Fonu’nun 2022 dönemi fon başlangıç raporu yayımlandı. Fon kapsamında; Dem Derneği, Kırkayak Kültür Sanat ve Doğa Derneği, Tiyatro Sanatını Geliştirme Yaygınlaştırma Tanıtma Sosyal Kalkınma ve İşletme Kooperatifi ve Troya Kültür Derneği’ne 495.300 TL hibe desteği sağlıyoruz.

Kültür Sanat Fonu’nun 2022 döneminin yapısı, desteklediğimiz STK’lar ve yapacakları çalışmalara dair bilgilerin yer aldığı raporumuza buradan ulaşabilirsiniz.