Yüksekova Kadın Derneği (YUKADER), Yüksekova’da toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmek,kadına yönelik şiddetle mücadele etmek, kadın haklarını güçlendirmek, kadınların sosyal ,ekonomik ve politik alanların her kademesinde eşit ve etkin olarak yer almasına katkı sağlamak amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2021 döneminde Turkey Mozaik Foundation finansmanıyla hibe desteği sağladığımız YUKADER, bu hibeyle Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında acil destek hattı kuran YUKADER, şiddete maruz bırakılan kadınlara telefon üzerinden ve yüz yüze destek sağladı.
YUKADER kurucusu Hatice Temir ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; proje kapsamında yürüttükleri faaliyetler, Yüksekova özelinde kadına yönelik şiddet hakkında konuşmanın ve çalışmanın zorlukları, şiddete maruz bırakılan kadınların haklarını bilmesinin önemi ve derneğin gelecek planları hakkında konuştuk.
Hibe desteğimizle hayata geçirdiğiniz Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projesini yakın zamanda tamamladınız. Proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?
Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projemiz kapsamında yerel halkın şiddet farkındalığını artırma, başta kamu kurumları olmak üzere farklı sektörlerdeki paydaşlarımıza konuyla ilgili güncel veriler sunma ve şiddet mağdurlarına ulaşarak ihtiyaç duydukları desteği sağlaması amacıyla çalışmalarımızı yürüttük.
Proje kapsamında öncelikle projeyi tanıtan ve proje kapsamında hayata geçirdiğimiz Acil Destek Hattı numarasının yer aldığı broşürleri tasarlayarak, marketler, alışveriş merkezleri, bakkallar başta olmak üzere Yüksekova’nın farklı yerlerine gidip, dağıttık. Broşürleri dağıtırken şiddet maruz bırakılan kadınların her zaman erişebileceği bir kuruluş olduğumuzu da belirttik. Bahsettiğimiz alanlarda çalışan kişilerin çok büyük bir oranının erkek olması nedeniyle daha çok erkeklerle görüştük ve erkeklerin de desteğini aldık. 1000 adet bastırdığımız broşürler Hakkari’nin Yüksekova ilçe merkezinde bulunan 10 mahallede 100’ün üzerinde bakkal, market, fırın, terzi, manav, terzi vb. kadınların aktif bir şekilde gittiği alanlara dağıtıldı.
Acil Durum Hattımızı açıktan sonra şiddete maruz kalan kadınların 7/24 ulaşabileceği bir başvuru merkezi olarak faaliyetlerimizi yürütmeye ve kadınlardan başvurular almaya başladık. Bazı kadınlar sadece telefon üzerinden bizlere ulaşırken bazıları doğrudan derneğimize gelerek projemizin faaliyetlerinden birisi olan yüz yüze görüşmelere katıldı. Eş zamanlı olarak Ankara Barosu geçmiş dönem başkanlığını üstlenmiş Avukat Sema Aksoy’un desteğiyle YUKADER Şiddetle Mücadele El Kitapçığı hazırlandı. Bu kitapçık içerisinde şiddetin ne olduğu, şiddet türleri ve kişinin yasal hakları hakkında kısa ve net bilgiler veriliyor. En kısa zamanda bu rehberimizin çıktılarını Yüksekova halkı ve paydaşlarımızla paylaşacağız.
Proje boyunca şiddetle mücadele konusunda belirleyici rol oynayan kamu kurum ve kuruluşlarını da ziyaret ederek, proje destek olmaları için gerekli bilgilendirmeleri yaptık. Hakkâri Valiliği, Yüksekova Kaymakamlığı, Yüksekova İlçe Emniyet Müdürü, Yüksekova Halk Eğitim Merkezi, Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi, Yüksekova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Yüksekova İlçe Sağlık Müdürlüğü, Yüksekova Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı, Yüksekova Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi, Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası, Rehabilitasyon Merkezleri şeklinde sıralayabileceğimiz kurumlarla Yüksekova’daki gizlenen ve dile getirilmeyen şiddete dikkat çekmek ve kamu kurumlarının şiddetin örtbas edilmemesi için yapabilecekleri konusunda tartıştık, konuştuk.
Bütün bu çalışmaları gerçekleştirirken projemizin bir sonraki aşamasına proje ekibimizi hazırlamamız gerekiyordu. Şiddet maruz bırakılan kadınlar ile yüz yüze görüşmeler yapmak ve kadınlara gerekli desteği sağlamak için biz de kapasitemizi geliştirmeli ve konuya profesyonel ve çözüm odaklı bir şekilde yaklaşmalıydık. Bu hedef doğrultusunda uzun yıllardır bu konuda çalışmalar yürüten KAMER Vakfı çalışanlarından 3 günlük kapsamlı bir eğitim aldık.
Kapasite gelişimlerinin ardından yüz yüze başvurular almaya başladık. 4 Ağustos 2021 – 4 Temmuz 2022 tarihleri arasında 63 şiddet vakası ile ilgili görüşmeler yaptık. KAMER Vakfı’nın desteğiyle hazırladığımız soru listemiz sayesinde görüştüğümüz kadınların hangi şiddet türlerine maruz kaldığını ve sürecin nasıl ilerlemesi gerektiğini belirledik. Bu noktada vurgulamanın önemli olduğunu düşündüğümüz bir konu da bizler her ne kadar şiddete maruz bırakılan her kadına destek olmak istesek de her zaman başvuranın isteğini esas aldık. Bu sebeple bir aşamadan sonra iletişim kuramadığımız veya sunduğumuz destek önerilerini kabul etmeyen başvuranlar da oldu.
Son olarak, projeye şiddete maruz kalan kadınlara destek olabilecek bir psikolog dahil ettik ve kadınlara psikolojik destek de sağlamaya başladık. Projemizin aşamalarının ve çıktılarımızın raporlanması için ise bir İzleme ve Değerlendirme Uzmanı ile çalıştık.
Faaliyet yürüttüğünüz bölge özelinde düşündüğünüzde kadına yönelik şiddet hakkında konuşmanın ve bu alanda çalışma yapmanın zorluklarından bahsedebilir misiniz? Bu zorluklarla mücadele edebilmek için ne tür stratejiler geliştirdiniz?
Yüksekova genelinde şiddet örtülü yaşanıyor. Bu nedenle de Yüksekova’daki şiddet vakaları kamu kurumlarınca verilere yansıtılmamış veya yansımamış olarak karşımıza çıkıyor. Yaptığımız çalışmalar sayesinde Yüksekova yerelinde kadına yönelik şiddet verisi tutan bir kuruluş haline geldik aynı zamanda da birçok kamu kurumunu örgütlemiş olduk. Kamu kurumlarının Yüksekova’da kadınlara verdiği hizmetler daha verimli olmaya başladı. Bu proje ile beraber şiddet vakası alan bir kuruluş haline gelmiş olmamız, diğer mekanizmalarda olan eksiklikleri görmemize ve politika önerileri sunmamıza imkân tanıdı. Öte yandan, kendimizi kadınların “kurtarıcısı” olarak görme içgüdüsüne çok daha fazla sahiptik. Fakat, aldığımız kapasite geliştirme eğitimleri sonrasında ve bu proje ile beraber artık çok daha fazla profesyonel çalışıyor, kadınlara reçete vermek veya direk bireysel görüşümüzü kadına yöneltmek yerine daha verimli iletişimler kuruyor ve daha sağlıklı süreçler izleyebiliyoruz. Şiddet başvurusu alan bir kuruluş olmamız kurumsal çalışma düzenini de beraberinde getirdi. Şiddet başvurusu almadan önce randevu sistemi ile çalışmıyorken şu anda kadınlar görüşme yapmak istediklerinde (çok aciliyeti ve hayati tehlike teşkil etmiyor ise) Acil Destek Hattını arıyor ve randevu oluşturuyor. Bu da derneğin faaliyetlerini daha sistemli ve düzenli gerçekleştirmesine ve gelen başvuruların gizliliğinin korunabilmesine olanak sağlıyor.
Hassas bir konu olan şiddet konusunda kadının kendini rahat ve güvende hissedebileceği bir ortam hazırlayabilmemize de bu randevu sistemi vesile oldu. Bir diğer konu ise şiddetin Yüksekova’da olan varlığını hem yerel hak hem de kamu kurumları kabul etmiş durumda. Verilerimizin gerçekliği ve ciddiyeti girdiğimiz her toplantı ve buluşmalarda kayda değer bir veri haline geldi.
Şiddet maruz bırakılan kadınların haklarını bilmesi neden önemli? Kadınları bu alanda güçlendirmek için yapılan çalışmalarda nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
Proje döneminde öncelikli olarak kadınlara hakları detaylı bir şekilde aktarıldı. Başvuranın talebi ne olursa olsun, YUKADER’e gelen her kadına yasal hakları ve yararlanabilecekleri sosyal hizmetler hakkında bilgi verildi. Bölge kadınını güçlendirmek bu süreçteki öncelikli ve en önemli hizmetlerimizden biri haline geldi. Bu nedenle de YUKADER’e bir nedenden yolu düşmüş her kadını takip ederek, destek mekanizmasının sürekliliğini sağlamaya çalıştık.
Bu alanda çalışmak isteyen herkese öncelikle kendilerini bu konuda eğitmelerini ve yasal haklar konusunda bilgi sahibi olmalarını tavsiye edebiliriz. Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda çalışmak çok değerli; ancak aynı zamanda çok ince dengelerin de olduğu bir alan. Burada her zaman başvuranın isteğinin ve kararının esas olduğunu unutmamak gerekiyor. Sizin için ne kadar zor olsa da ve belki de bireysel olarak kararın yanlış olduğunu düşünseniz de bu durumu sürece yansıtmamalısınız. İletişime ve desteğe her zaman açık olduğunuzu göstermelisiniz, asla yargılamamalı ve her şekilde kabul etmelisiniz. Öncelikle şunu unutmamak gerekiyor ki karşınızdaki kişi çok zorlu yollardan geçmiş ve adım atmakta zorlanan birisi aynı zamanda haklı olarak cesaret edemeyen biri. Bu noktada, yaşadıklarının onun suçu olmadığını bilmesi ve bunu kabullenmesi için elinizden geleni yapmalısınız.
Biz projemiz kapsamında yarattığımız etkileri de gözlemlemek adına aynı zamanda kadınlarda oluşan değişimi görebilmek için destek sağladığımız tüm kadınlarla iletişimimizi sürdürdük, onları takip ettik. Aldığımız bazı geri bildirimleri not ettik. Kadınlardan aldığımız bazı geri bildirimleri sizlerle paylaşmak isteriz.
“Çarşıya çıktığımda herkes bana zarar verecekmiş gibi hissediyordum. Bu yüzden hep korku içinde yaşıyordum ve sürekli arkamı hep kontrol etmek zorunda hissediyordum. Artık yalnız olmadığımı ve başıma bir şey gelirse nereye başvuracağımı biliyorum. Kendimi çok güçlü hissediyorum.”
“Ablam bu şiddetle hep yaşayacak ama ben sizin sayenizde bu eziyetten kurtuldum.”
“Psikolojik desteğe ilk başladığım kendimi herkese ne kadar yüzeysel olaylar üzerinden anlattığımı farkettim. Benim nasıl hissettiğimi hiç kimse sormamış bu zamana kadar. Kendimi açmam beni çok zorladı. Çünkü benim ne hissettiğimi bu zamana kadar hiç kimse sormamıştı.”
“Bu destekle artık hiç birşeyi ertelememeyi ve ben olmayı öğrendim. Herkesten önce benim hislerim ve benim ne istediğim önceliğim oldu. Özetle, güçlü hissediyorum.”
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’ndan aldığınız hibe desteğinin derneğinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? Toplumsal cinsiyet alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli?
Bildiğiniz gibi YUKADER Yüksekova’da kurulan ilk kadın derneği. Lokal düzeyde şiddete maruz bırakılan kadınlara destek olarak çok zor bir çalışma yürütüyor. Maalesef bu bölgede ve genel olarak Hakkari’de resmi verilere yansımayan bir şiddetle karşı karşıyayız. Bunun arkasında pek çok sebep sayabiliriz: Şiddetin sadece fiziksel olduğunun düşünülmesi, kadın şiddete maruz bırakıldığını fark etse bile küçük bir yer olması ve kamu kurumlarında da akraba veya tanıdıkların çalışması, tarafsız ve güvenilebilir destekçilerin bulunamaması, erkek egemen bir toplum olduğu için kadınların şiddet şikayetlerinin göz ardı edilmesi, kadınların destekçi bulamaması sebebiyle cesaretlerinin kırılması ve yalnız hissetmesi, şiddetin göz ardı edilmesinin aile ve toplum düzeni devamlılığını sağlayacağının düşünülmesi. Tüm bu gerçeklikler, sadece şiddet maruz kalan kadınlar için değil bu konuda çalışmalar yapmak isteyen ve şiddet mağdurlarına destek vermek isteyenleri de yıldıran ve cesaretlerini kıran bir sonuç doğuruyor. Sürekli bir ikna ve mücadele halinde olmak gerekiyor. Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projemiz kapsamında aldığımız destekle öncelikle dernek ekibi olarak kendi kapasitemizi geliştirdik ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda kendimizi eğittik. Başvuran kadınlara psikolojik destek sağlayabilmek için psikologla beraber çalışmaya başladık ve tüm çalışmalarımızın raporlanmasını sağladık. Bu sayede farklı sektörlerdeki paydaşlarımıza ve yerel halka hem kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda farkındalık kazandırabildik hem de bizim neler yaptığımızı aktarabildik. Eğer bu proje kapsamındaki finansal desteğe sahip olmasaydık bu çalışmaların hiçbirini yapmamız mümkün olmayacaktı.
Çalışmaların sürekliliğinin sağlanması için de finansal desteğe ihtiyaç duyuluyor. En ufak bir bağışın bile çok büyük etkiler yarattığını bir yıllık proje sürecimizde gözlemledik. Proje süresince 63 kadınla birebir görüştük ve binlercesine şiddetin ne olduğunu anlattık, ihtiyaç halinde bize gelebileceklerini söyledik. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddet konularında güvenin esas olduğunu söylemek isteriz. Biz projemizle birlikte sağlam bir zemin kurduk ve kurumların ötesinde bireylerin bize güvenmesini sağladık. Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda bölge ve hatta şehirde bilinen bir kuruluş haline geldik. Bu durumu devam ettirmemiz, hatta daha fazla kişiye ulaşmamız için bağışçıların desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Yoksa maddi yetersizlikler nedeniyle bize güvenen bireyleri yarı yolda bırakacağız.
YUKADER’in gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz?
Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projesi kapsamında yürüttüğümüz çok yönlü faaliyetler beraberinde birçok ihtiyacı da ortaya çıkarmıştır. Kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) üzerinde durması gereken konuları birkaç temel başlıkta özetlemek mümkündür. Kadına yönelik şiddetle mücadelede her bir kurum ve birey çok değerlidir ve kadına yönelik şiddetin varlığının kabul edilmesi ve çözüm önerileri geliştirilmesi için sürekliliği olan stratejik çalışmalar gerekmektedir.
- Farkındalıkların ve Doğru Bilgilerin Yaygınlaşması
12 ay boyunca yürüttüğümüz projeye hem yerel halkı hem de kamu kurumlarını dahil ettik. Bu sayede proje etkileri katlanarak artmıştır; zira şiddetle mücadelede farkındalıkların hem kamu çalışanları hem de yerel halk düzeyinde artırılması çok büyük bir öneme sahiptir. Şiddete maruz kalan kadınların yaşadığı en büyük sorunlardan bazıları; yalnız hissetme, toplumsal baskılardan korkma ve en kötüsü de gerçekleri açıkladığında ciddiye alınmama ihtimalidir. Aynı zamanda, kadınların pek çoğu toplumun geneliyle benzer şekilde yasal haklarından, kamu kurumlarının verdiği barınma, sosyal ve ekonomik desteklerin varlığı konusunda yeterli bilgiye sahip değildir. Hatta pek çok konuda kendilerini korkutan yanlış bilgiler duymakta ve onları doğru kabul etmektedir. Tüm bu bilgi eksikliği ve/veya yanlış bilgi yayılımı kadınların karar alma sürecini etkiliyor ve hak mahrumiyetine düşmesine neden oluyor. Yaptığımız saha çalışmalarında gördük ki kadınlar kamu kurum ve kuruluşlarının verdiği hizmetleri bilmiyor ve/veya hizmetlere ulaşmakta sorun yaşıyor. Bu nedenle, proje kapsamında hazırladığımız broşürlere şiddete maruz kalan kadınlara yönelik hizmetler veren kamu kurum ve kuruluşlarının da numaralarını ekledik. Kamu kurumları ve STK’ların verdikleri hizmetleri ve destekleri kadınlara daha fazla aktarması aynı zamanda eğitim ve bilgilendirme seminerlerinin sayısını çoğaltılması gerekiyor.
- Veri Tabanı Oluşturulması ve Düzenli Veri Girişi
Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projesi ile kamu kurumlarına kadına yönelik şiddet verilerinin olmasının önemini aktardık. Böylece, gelen vakaların sonucu ve çözülme yöntemleri rahatlıkla takip edilebilecektir. Şiddete maruz kalmış ve YUKADER’e başvurmuş tüm kadınların verileri oluşturduğumuz veri tabanında buluyor, verilerin paylaşılmamasına, bireylerin gizliliğinin korunmasına azami özen gösteriliyoruz.
- Dil Bariyerinin Oluşmaması İçin Çalışmalar Yürütülmesi
Kadınların adalete erişimi noktasında dil bariyerine takıldıklarını söyleyebiliriz. Bunu aşmak için Farsça ve Kürtçe’nin Kurmanci lehçesini konuşan personellerin alınması ve/veya sayısının arttırılması, yaygınlaştırma çalışmalarının yapılması şiddet mağduru kadınların ilgili mecralara başvuru yaparken kendilerini rahat hissetmelerini sağlayacak ve aracısız bir iletişim ile verilen hizmetin verimliliğini de arttıracaktır. Aynı zamanda okuma yazma bilmeyen kadınların halk eğitim veya diğer kamu kurumları tarafından okuma-yazma öğrenmesi teşvik edilmelidir. Yürütülecek bu tarz çalışmalar, kadınların toplumun içerisine entegre olmasını da artıran çarpan etkisi yaratacaktır.
- Psikolojik Destek İhtiyacı
Yürüttüğümüz saha çalışmaları gösterdi ki kadınlar yaşadıkları şiddetin farkındalar ve bundan kurtulmak istiyorlar; ancak ekonomik sorunlar, yerelde yaşamanın verdiği baskılar karar verme sürecini yavaşlatıyor. Bu süreçte özellikle çocuklu kadınların dertleşmeye ihtiyaç duyduğu gözlemledik. Dolayısıyla kadınların şiddetle mücadele edebilmesi için ekonomik özgürlüklerinin olması ve kendilerini yalnız hissetmemesi çok önemlidir. Bu nedenle iş bulma, maddi, ayni ve psikolojik destek konularında kadınlara daha fazla hizmet verilmesi bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca, eşleri cezaevinde olan kadınlarda öfke problemi, kendini ifade edememe ve/veya içe kapanma gibi ortak sorunlar olduğunu gözlemledik. Bu süreç içerisinden geçen kadın ve çocuklara yönelik desteklerin artırılması veya verimliliğinin gözden geçirilmesi oldukça önemlidir.
Her ne kadar projeyi tasarlarken eklememiş olsak da uygulama sürecinde gördük ki hukuki destek kadınlar için elzem. Aldığımız 63 başvuran 18’i hukuki destek talep ediyordu. Şiddet vakalarının çoğunun aile içinde yaşandığı göz önüne alındığında (Proje kapsamındaki başvuruların % 88’i aile içi şiddet kapsamındadır.) kadınların ücretsiz olarak ulaşabileceği hukuki desteği verilmesi çok önemlidir. YUKADER olarak bundan sonraki çalışmalarında hukuki desteğe önemli bir bütçe ayırma karar verdik.
- Verilen Desteklerin Uygulamada Kısıtlayıcı İçeriklere Sahip Olmasının Yarattığı Zorluklar
Sosyal Hizmet Merkezi’nin öncelikli olarak eşi ölen veya cezaevinde olan kadınlara sağladığı Sosyal ve Ekonomik Hizmet Desteği’nin (SED) uygulamasını değiştirmesi gerekiyor. Her ne kadar SED’in koşulları arasında sadece eşi ölen veya cezaevinde olan kadınlar destekten faydalanabilir şeklinde bir ibare olmasa da sosyal incelemede bu çerçevede değerlendirmeler yapılıyor. Bu nedenle eşini kaybetmiş veya eşi cezaevinde olan kadınlar bu destekten faydalanırken ekonomik şiddet gören diğer kadınlar bu desteği alamıyor. Kadınları kapsayıcı yardımların şartlarının iyi belirlenmesi ve uygulanması yönündeki çalışmaların yakından takip edilmesi gerekliliğinin hayati önem taşıdığını düşünüyoruz. Bir diğer önemli konu ise Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın sağladığı bazı desteklerin şartlarının net olarak bilinmemesi ve/veya Yüksekova genelinde uygulanmaması. Bakanlık bazında verilen yardımların şartlarının daha net bir şekilde belirlenmesi ve ayrıca kamu kurumlarının bu yardımların uygulanabilirliğini denetlemesi gerekiyor.
- Ekonomik Özgürlüğün Teşvik Edilmesi
Kadınların ekonomik özgürlüklerinin olmaması, karar alma sürecini önemli ölçüde etkilemektedir. Şiddete maruz bırakılan birçok kadın boşanmaya cesaret edemiyor çünkü daha sonrasında ailelerinin kendilerini kabul etmeyeceğini, nafaka alamayacaklarını ve boşanma sonrasında ciddi ekonomik sorunlar yaşayacaklarını düşünüyorlar. Bu da boşanmalarına engel oluyor ve şiddet sarmalı içerisinde yaşamaya devam etmek zorunda kalıyorlar. Bu nedenle, eşi vefat eden, eşi cezaevine olan veya boşanan kadınların istihdama ve sosyal hayata katılımını artırmak amacıyla çalışmalar yapılmalı aynı zamanda mevcut çalışmaların niteliği gözden geçirilmelidir. YUKADER, Yüksekova yerelinde bu soruna alternatif bir çözüm olarak, mevcut dernek ekibi ile birlikte sahada tanışılan üretici kadınların dahil edildiği Yüksekova Demeter Tarımsal Kalkınma Kadın Kooperatifi’ni kurduk. Şu an mevcut sayısı 16 olan çalışanıyla bu sorunun çözümünü destekler nitelikte hareket ediyoruz. Bu süreçte YUKADER’in izlediği stratejiler şu şekilde sıralanmaktadır:
- Kadınlara öncelikli olarak insana yaraşır iş koşulları yaratmak,
- Kültür ve geleneklerin yoğunluğunun farkında olarak kadınları çevre baskısından ve eleştirel ortamdan sıyıracak, rahat çalışabilecekleri bir iş modeli geliştirmek,
- Kadınların kapasite gelişimine katkıda bulunmak,
- Aile içi ekonomilerine katkı sağlamalarına imkân tanımak,
- Ekonomik kazancın kadın üzerinde olumlu etkilerini arttırarak yerelde özgüveni yüksek kadın profilini ortaya koymak,
- Yerelin ekonomik ve tarımsal kalkınmasına kadın gücüyle destek sağlamak.
YUKADER olarak kadınların her anlamda güçlendirmenin faydasını gözeten çalışma prensipleri geliştirmek amacıyla çalışmalar yürütüyor, yerelde tüm imkanları kullanmaya çalışıyor ve çoğu zaman imkansızlıklarla da mücadele ediyoruz.
- Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Eğitim Müfredatına Dahil Edilmesi
Toplumsal cinsiyet eğitimi en temelde çocukluktan başlamalı ve okul eğitimiyle desteklenmelidir. YUKADER olarak okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin verilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu eğitimin özellikle ilkokul döneminde başlanması çocukların kendi ailelerindeki yanlış toplumsal kabullerden farklı algılar ile yetişmelerine imkân tanıyacaktır. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılık konusunda farkındalık kazanmalarına destek olacaktır. Bu sayede çocukların cinsiyet eşitliği ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında küçük yaşlarda belli bir farkındalığının oluşması ileride oluşabilecek toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de bir nebze önünü kesmeye olanak sağlayacaktır.
- Kadın Kooperatiflerinin ve/veya Kadın İşletmecilerin Teşvik Edilmesi
YUKADER olarak kurduğumuz Demeter Tarımsal Kalkınma Kadın Kooperatifi ile bölgedeki pek çok kadına iş imkânı sağlıyoruz.
Uluslararası koruma statüsündeki kadınlar, şiddetten kaçan ve ekonomik özgürlüğünü kazanmaya çalışan kadınlar başta olmak üzere çalışmak isteyip de iş bulamayan pek çok kadına iş imkânı tanıyan Demeter bu anlamda bir örnek teşkil ediyor. Kendi deneyimlerimizden ve proje kapsamında yaptığımız görüşmelerden yola çıkarak kooperatif veya özel işletme kurabilmesi için kadınların teşvik edilmesi ve bu süreçte kadınlara finansal destekler verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
- Kreş ve Anaokulu Sayılarının Artırılması
Kadınların çalışması ve ekonomik zorluklarla mücadele etmesinin kolaylaştırılması için verilen teşviklerin ve desteklerin yanı sıra çocuklarını emanet edebilecekleri kreş ve/veya anaokullarının sayısının artırılması elzemdir. Çocuklarını güvenle bırakabilecekleri bir alan olmaması nedeniyle kadınlar iş bulmakta ya da iş hayatına katılımda zorluklar yaşıyor.
- Sığınma Evlerinin Artırılması
Şiddete maruz kalan kadınlar için sığınma evleri çok önemlidir. Bu nedenle sığınma evlerinin sayılarının ve/veya kapasitelerinin artırılması gerekiyor. Aynı zamanda, sığınma evleri hakkında çok fazla bilgi kirliliği bulunuyor bu nedenle de kadınlar sığınma evlerine gitmeye çekiniyor. YUKADER olarak kadınlara sığınma evleri hakkında doğru bilgiler aktardık; ancak yaygın olarak kabul edilmiş yanlış bilgilerin yerini doğrulara bırakabilmesi için bölgede bilgilendirme günleri yapılması gerekiyor.
- Belediyelerde Kadın Birimi Kurulması ve Kadınların Karar Mekanizmalarında Yer Alması
Yüksekova’da ve genel olarak Hakkâri’de kadınların karar mekanizmasına dahil edilmesi için çalışmalar yapılması gerekiyor. Toplumdaki ön yargıların kırılması için kadınların karar mekanizmalarında yer alması, “kadınlara uygun iş tanımlarının” sorgulanmasının önünü açacaktır aynı zamanda kadınların çalışması üzerinde üretilen, kadının çalışmasının “kötü” olduğu algısı değişecektir. Toplumsal ön yargılar kadınların çalışmalarının önünde duran engellerin başında geliyor. Bu nedenle kadınların karar mekanizmalarına olması kamu kurumları düzeyinde teşvik edilmelidir.
- Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’nin Görünürlüğünün Artırılması
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin (ŞÖNİM) sadece illerde değil ilçelerde ve kırsalda da görünürlüğünü artırması ve sahada daha etkin yer alması gerekiyor. Kadına karşı şiddetle mücadelede kurumların bilinirliğinin ve verdiği desteklerin artması önemlidir. Ayrıca Yüksekova’nın coğrafi şartları göz önüne alındığında kış aylarında sığınma talebi bulunan kadınların, Hakkâri merkeze gönderilmek üzere bekletilmesi de kadınlarda bir başka travma oluşturuyor. Bu sebeple kadın sığınma evlerinin sadece il merkezlerinde değil ilçelerde de açılması büyük önem arz etmektedir.
Son Yorumlar