Monthly Archives

Kasım 2023

Doğa Koruma Merkezi Vakfı Yangınlar Sonrası Akdeniz Ormanları ve Makiliklerinin Geri Gelişinin İzlenmesi ve Bulguların Kamuoyu ile Paylaşılması Projesini Tamamladı

By | Orman Yangınları Acil Destek Fonu

Doğa Koruma Merkezi Vakfı (DKM), bilimsel yaklaşımları temel alarak biyolojik çeşitliliğin etkin şekilde korunması ve doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi amacıyla çalışmalar yapıyor. Turkey Mozaik Foundation, Actecon ve 212 işbirliğiyle bireysel ve kurumsal bağışçıların finansal desteği ile hayata geçirdiğimiz Orman Yangınları Acil Destek Fonu kapsamında DKM, Yangınlar Sonrası Akdeniz Ormanları ve Makiliklerinin Geri Gelişinin İzlenmesi ve Bulguların Kamuoyu ile Paylaşılması projesini hayata geçirdi.

DKM ile gerçekleştirdiğimiz röportajda ekosistem onarımı kavramı, çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir yaşam alanları, hibe kapsamında yürüttükleri çalışmalar ve vakfın gelecek dönem planları hakkında konuştuk.

Ekosistem onarımı nedir? Ekosistem onarımının iklim değişikliği üzerindeki etkilerinden bahseder misiniz?

Ekosistem onarımı, herhangi bir sebepten tahrip olmuş bir alanın tür kompozisyonu, yapısal özellikleri, ekosistem dinamikleri ve ekosistem hizmetleri açısından orijinal haline dönüştürülmeye çalışılması olarak tanımlanabilir. Kamuoyu, hatta birçok uzman da ekosistem onarımı denince ekosistemin bütün bileşenlerini göz önünde bulunduran bütüncül bir yaklaşım yerine sadece ağaçlandırma çalışması algılayabiliyor. Toprak onarımı da bu kapsamda toprak ekosisteminin yapısının, işlevlerinin, mikro organizmalarının zenginliğinin, besinlerin yoğunluğunun ve karbon düzeyinin iyileştirilmesine yönelik yapılan uygulamalardır. Toprak onarımı uygulamaları, toprağın karbon tutma kapasitesinin artırılmasına doğrudan katkı verdiği için önemli iklim değişikliği azaltım araçlarından biridir.

6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle beraber çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir yaşam alanlarının önemi bir kez daha tartışılmaya başlandı. Çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir yaşam alanlarının öneminden bahseder misiniz?

6 Şubat depremleri sonrasında gündeme gelen konulardan biri de kentlerin yeniden inşaat sürecinin planlanmasının, çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir yaşam alanlarının önemi ile ilgiliydi. Bu konuları tartışırken deprem, sel-taşkın gibi afetlerin dışında, Türkiye’yi önemli ölçüde etkileyecek iklim değişikliğini de göz önüne almak büyük önem taşıyor. Bu kapsamda şehirlerde atılabilecek birçok adım bulunuyor. Modern şehirler iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltacak ve dayanıklılığı artıracak şekilde oluşturulabilir. Dünya’da genelinde bu konuyla ilgili birçok iyi örnek bulunsa da Türkiye’nin bu konudaki karnesi ne yazık ki zayıf. Doğa Temelli Çözümler, Ekosistem Tabanlı Uyum, Ekosistem Hizmetlerinin Haritalanması gibi yaklaşımlar, küresel ölçekte şehirleri doğal afetlere karşı hazırlıklı, iklim değişikliğinin etkilerine karşı önlemlerle donatılmış hale getiriyor.

Doğaya karşı değil, doğa ile birlikte çalışarak iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin ve afet riskinin azaltılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda ve su güvenliğinin sağlanması ile insan sağlığının korunmasına katkıda bulunan Doğa Temelli Çözümler, değişen ve değişmesi öngörülen iklim koşullarının oluşturduğu etkileri dönüştürmekte bir araç olarak kullanılabilir. Ekosistem onarımı çalışmaları, doğal alanların, suyu tutacak şekilde planlanması, bu şekilde yerleşimlerde sel-taşkın kontrolünün sağlanması, yağmur hasadı yöntemleriyle (teraslama, hendekler, vb.) toprağın su tutma kapasitesinin artırılması, tarımsal uygulamalarda su kaynaklarının etkin kullanımı, verimli ulaşımda temiz enerji kaynaklarının tercih edilmesi gibi uygulamalar, çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşturulması için kentlerde yapılabileceklere örnek olarak verilebilir.

Hibe desteğimizle gerçekleştirdiğiniz Yangınlar sonrası Akdeniz Ormanları ve Makiliklerinin Geri Gelişinin İzlenmesi ve Bulguların Kamuoyu ile Paylaşılması projesini tamamladınız. Proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?

Yangınlar sonrası Akdeniz Ormanları ve Makiliklerinin Geri Gelişinin İzlenmesi ve Bulguların Kamuoyu ile Paylaşılması Projesi’nin iki temel hedefi vardı: 2021 yılında Antalya, Mersin ve Muğla’da yanan alanlar ile ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi ve vatandaş bilimi yöntemi kullanarak izleme çalışmalarının yürütülmesi. Proje kapsamında 2021 ve 2022 yılında Akdeniz Bölgesi’nde yaşanan yangınlarla ilgili detaylı mekânsal ve biyolojik çeşitlilik verileri toplandı. Böylelikle bu alanlarda yalnızca ne kadar alanın yandığı değil, hangi önemli canlı türleri ve habitatların yandığıyla ilgili veri bir araya getirildi. Bu veriler, kamuoyuna açık bir internet sayfasında interaktif araçlarla paylaşılabilir hale getirildi. Projenin önemli bir diğer ayağı da bölgedeki farklı paydaşlarından bilgi toplamak ve projeyle ilgili bilgi paylaşmak oldu. Bu kapsamda görüşmeler ve toplantılar hayata geçirildi. Projenin odağında tek taraflı bir bilgi üretmek değil, bu alanların vatandaş bilimi doğrultusunda hazırlanan internet sayfası aracılığıyla katılımcı şekilde izlenmesi vardı. Bu yüzden vatandaşların yanan alanların biyolojik çeşitlilik unsurları ile değişimini izleyip paylaşabilecekleri arayüzler internet sayfasına entegre edildi. Proje ve internet sayfası, yerelde yapılan toplantılarla kamuoyuna tanıtıldı ve proje kapatıldı. Proje tamamlanmış olsak da internet sayfasının ve dolayısıyla proje misyonunu sürdürmeye devam edecek.

Orman Yangınları Acil Destek Fonu’ndan aldığınız hibe desteğinin derneğinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? İklim değişikliği, çevre, ekosistem gibi alanlara yönelik yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli?

Proje ile orman yangınları ile ilgili katılımcı, kamuoyunu izleme ve karar alma mekanizmalarını odağına koyan bir çalışma ilk kez hayata geçirildi. Farklı resmî kurumlarla ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla (STK) irtibatlar kuruldu, görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerle orman yangınları çalışmalarında kamu kurumları, STK’lar ve vatandaşların işbirliği geliştirmesi konusunda görüş birliği sağlandı ve kurulan ilişkilerin sürdürülmesinin önemi belirlendi. Bu gibi projelerin, özellikle de iklim afetlerinin arttığı günümüzde, desteklenmesi büyük önem taşıyor. Türkiye’yi ve doğasını iklim krizlerine hazır bir ülke haline getirebilmenin yolu, iklim değişikliği, ekosistem onarımı ve katılımcı çalışmaların desteklenmesinden geçiyor.

Doğa Koruma Merkezi Vakfı’nın gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz?

DKM olarak, odağımıza doğal ekosistem korunması ve ekosistem onarımı konularını koyarak çalışmalarımızı gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Önem verdiğimiz en temel konular arasında, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir doğal kaynak kullanımı konusunda uygulayıcılarla bir arada çözümler oluşturmak geliyor. Bunun için de hem kamu kurumları hem özel sektör hem de vatandaşlarla çalışmaya devam edeceğiz. Tüm Dünya’da olduğu gibi ekosistem onarımı konusu da bizim için öncelikli. Son olarak, yalnızca doğal alanlar değil, sürdürülebilir kentlerin planlanması ve oluşturulması, bu şekilde afetlere karşı daha dirençli toplumlar oluşturulması için çalışmaya devam edeceğiz.

Koruyucu Aile Fonu Fon Başlangıç Raporu Yayımlandı

By | Koruyucu Aile Fonu

Devlet koruması altında bulunan çocukların güvenli ve sevgi dolu bir aile ortamında hayata hazırlanması ve aile temelli bir bakım altında büyümesi için koruyucu aile ve evlat edinme sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefiyle çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının projelerini desteklemek amacıyla Merve ÜretmenKRM Yönetim Danışmanlık ve Turkey Mozaik Foundation işbirliği, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteğiyle hayata geçirdiğimiz Koruyucu Aile Fonu’nun Fon Başlangıç Raporu yayımlandı. Fon kapsamında Çanakkale Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Derneği‘ne, Denizli Koruyucu Aile Derneği’ne, Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği’ne, İstanbul Koruyucu Aile Derneği’ne ve KALBEN Korunma Altında Yetişen Gençler ve Koruyucu Aile Derneği’ne toplam 833.500 TL hibe desteği sağlıyoruz.

Koruyucu Aile Fonu’nun yapısı, desteklediğimiz STK’lar ve yapacakları çalışmalara dair bilgilerin yer aldığı raporumuza buradan ulaşabilirsiniz.

Yaren Kooperatif ile Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 Projesini Tamamladı

By | Yarınlara Uçuyoruz Projesi

S.S. Yaren Fikri Mülkiyet Hakları ve Proje Danışmanlığı Kooperatif (Yaren Kooperatif) kısa ve uzun vadede öncelikle Ege Bölgesi, daha sonra Türkiye genelinde sürdürülebilir eğitim ve kalkınma projeleri oluşturmak, eğitimdeki kültürel, sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri en aza indirerek toplumun tüm kesimlerinde sosyal dengeyi sağlayacak projeler yaratmak ve sürdürmek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Vakfımız yürütücülüğünde Pegasus Hava Yolları tarafından hayata geçirilen Yarınlara Uçuyoruz Projesi hibe programı kapsamında Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 projesini hayata geçirdi.

Yaren Kooperatif ortaklarından Özgür Topaç ile gerçekleştirdiğimiz röportajda proje kapsamında yürütülen çalışmalar, dijital okuryazarlık seviyesinin iyileşmesinin önemi, Koop 4.0 Yaren Dijital Olgunluk Modeli & Dijital Olgunluk raporu ve kooperatifin gelecek dönem planları hakkında konuştuk. 

Hibe desteğimizle gerçekleştirdiğiniz Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 projesini yakın zamanda tamamladınız. Proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?

Gençlerin iyi olma halini desteklediğimiz bununla beraber yerel kalkınmanın aktörlerinden kooperatiflerin dijital altyapısını değerlendirip güçlendirmek için öneri ve eğitimler sunduğumuz Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 projemiz çeşitli etaplardan oluşuyordu. 30 üniversite öğrencisi gönüllümüz ile beraber uzun süre literatür taraması yaparak, dijital olgunluk ölçeği geliştirdik. Proje paydaşlarını belirlemek amacıyla kooperatif araştırması gerçekleştirdik. Karşılıklı anlaştığımız kooperatifleri ziyaret ettik, mülakat ve anket yolu ile ölçeğimizi uyguladık. Çıkan sonuçları analiz ettik ve bu analize uygun şekilde eğitim programları hazırladık. Kooperatiflerin 30’dan fazla paydaşına, dijital okuryazarlık dahil çeşitli teknoloji ve dijitalleşme eğitimleri sunduk.

Ankara ve İzmir’deki farklı üniversitelerde okuyan 30 gönüllümüz, çevrimiçi ortamda bir araya gelerek dünyada bir ilki gerçekleştirip, kooperatiflerin dijital olgunluk seviyelerini ölçen bir ölçek oluşturdu. Bu modele Koop 4.0 Yaren Dijital Olgunluk Modeli adını verdik.

İzmir’in Urla ilçesinde akademisyen gönüllülerimizin de katıldığı ilk kampımızı gerçekleştirdik. Geliştirdiğimiz modeli sahada 11 kooperatif üzerinde nasıl uygulayabileceğimiz, sonuçları nasıl raporlayacağımız konusunda detaylı eğitimler aldık. Aydın, İzmir ve Manisa’da farklı iş alanlarında faaliyet gösteren, farklı ölçeklerdeki paydaş 11 kooperatifi ziyaret ettik, anket ve birebir görüşmeler gerçekleştirdik. Elde ettiğimiz sonuçlar ile kooperatiflerin dijital olgunluk seviyesini değerlendirip, her bir kooperatif özelinde yatırım ve eğitim dahil çeşitli önerilerde bulunduk. Elde ettiğimiz bulguları Koop 4.0 Yaren Dijital Olgunluk Modeli & Dijital Olgunluk başlıklı raporda yayımladık.

İkinci kampımızı, eğitim planını gerçekleştirmek amacı ile İzmir’in Çeşme ilçesinde gerçekleştirdik. Gönüllü gençlerimiz birlikte çalıştığımız kooperatifleri değerlendirerek, dijitalleşme ve teknoloji kullanımı üzerine eğitim içerikleri hazırladı. Aynı zamanda kooperatiflerin paydaşlarına dijital okuryazarlık eğitimi asenkron uzaktan eğitim şekilde sunduk. Bir ay süresince kooperatiflerin belirlediği gençlere yönelik dijital pazarlama, veri yönetimi, tasarım ve reklam üzerine eğitimler düzenledik.

Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 projemizi gençlerin iyi olma hali hedefiyle hayata geçirdik. İyi olma halini bilişsel iyilik hali, sosyal iyilik hali ve duygusal iyilik hali modeline entegre ettik. Analiz yapan ve eğitim planlayıp sunan gençler, üniversitede eğitimini aldıkları konuları sahada uygulama fırsatı elde etti. Kırsalda yaşayan ve eğitimlere katılan gençler ise dijital konularda kişisel gelişim imkanına eriştiler. Böylece gençlerin bilişsek iyilik haline hitap edebildik. Farklı üniversitelerde okuyan gençlerin bir araya gelerek ortak hedefte takım olması aynı zamanda kırsalda yaşayan gençlerin akran öğrenmesi yoluyla diyalog kurması ile gençlerin sosyal iyilik halini destekledik. Ülkenin kalkınmada zorluk yaşayan bölgeleri/kuruluşları gözlemlemeleri, bunlara çıkış yolu sunmaları ve kendilerini geliştirerek, daha verimli işgücü haline gelmesini ve bunu bölgelerindeki kalkınmaya aktarmaları ise gençlerin duygusal iyilik hallerine hitap edebildi.

Projenin hedeflerinden birisi de gençlerin dijital okuryazarlık seviyesini artırmaktı. Eğitime katılan öğrencilerin geri bildirimlerini de düşündüğünüzde gençlerin dijital okuryazarlık seviyesinin gelişmesinin faydalarından bahseder misiniz?

Proje paydaşı 11 kooperatif ve Kekemeler Derneği tarafından önerilen 16-31 yaş aralığında 32 genç, kooperatifimiz tarafından hazırlanan dijital okuryazarlık eğitimine katıldı. Bu eğitimlerde, internet sitesinde bilgi aramaya, e-posta kullanımına, farklı işletim sistemleri ve programlara, bulut teknolojilerine, hesap ve tablolama programlarından sunu ve kelime işlemci programlarına çeşitli konularda bilgiler sunduk ve katılımcıların dijital okuryazarlık seviyelerinin artmasına katkı sunmaya çalıştık.

Eğitim öncesi gerçekleştirdiğimiz taramalarda, Excel, Word gibi Microsoft programlarında başarı oranı %30’lar seviyesinde, e-postaya imza ekleme becerisi ise %25 seviyesindeydi. Dördüncü haftanın sonunda bu seviyelerde ciddi bir iyileşme sağladık. Ayrıca programın esnek olabilmesi, katılımcıların kendi istediği zaman ve hızda eğitim almaları için asenkron programlar hazırladık. Konu sonu testleri ile kazanımları belirleyebildik. Bir katılımcının “Uygulamalar konusunda çok eksiğim vardı onları gerçekten öğrendim. Düşündüğüm kadar yorucu değildi, tam istediğim gibi geçti.” yorumu sonrası dijital okuryazarlık konusunda verilen eğitimlerin ve formatın hedef kitle ile uyumlu olduğunu anladık.

Teknoloji ve dijitalleşme hayatın her yerinde var. Gelecekte teknoloji çok daha fazla hayatın içinde yer alacak bu nedenle kendimizi, gençleri ve de çocukları teknolojiyle buluşturup yakınlaştırmamız gereken alanlar oluşturmalıyız. Sadece dijital okuryazarlık olmak ya da kullanıcı olmak değil aynı zamanda teknolojiyi üreten kişiler haline gelmemiz de çok önemli. Bunu da eğitimlerle, kendimizi ve çevremizi geliştirerek yapabileceğimize inanıyoruz.

2000’li yıllar, dijital çağ olarak adlandırılmakta ve bu dönemde rekabet, dijital teknolojilerin kullanımında yaşanmaktadır. Bilginin gücü ön plana çıkıyor, veri en önemli varlık haline dönüşüyor. Bu varlığı en iyi şekilde yönetip süreçlerine aktarabilen kurumlar, etkinliklerini ve verimliliklerini güçlendirerek rakiplerinin önüne geçmekteler. Dijital çağın ve sunduğu fırsatların kaçırılması durumunda, kuruluşların hiper rekabet ortamında stratejik olarak güçlü olmaları artık pek mümkün değil. Yerel kalkınma için yerel kurumların ve kuruluşların, ki buna kooperatifler de dahildir, küresel pazarlarda daha rekabetçi bir pozisyon elde etmesi gerekiyor.  Rekabet seviyelerini güçlendirebilmek için kooperatiflerin de operasyonlarında ve şirket kültürlerinde teknolojik gelişmeleri takip etmeyi, süreçlerine dijitalleşmeyi dahil etmeyi odak haline getirmelerini öneriyoruz.

Pegasus Havayolları tarafından finanse edilip, Sivil Toplum için Destek Vakfı tarafından koordine edilen Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 sadece araştırma yapan ve eğitim sunan bir proje değildir aynı zamanda üniversite öğrencileri, kırsalda yaşayan gençler ve de yerel ekonomik yapının güçlerinden olan kooperatiflerin kendi kaynaklarını güçlendirerek teknoloji yaratır hale gelmelerini hedefleyen bir çalışmadır. Güçlü bir altyapının ve eğitimin gerekliliği konusunda farkındalık yaratan, tüm bu paydaşların dijitalleşmeye yeni bir pencereden bakmasını sağlayan bir teknoloji ve dijital dönüşüm projesidir.

Hibe desteğimizle Teknolojide Gelecek Biziz Koop 4.0 Yeren Dijital Olgunluk Modeli ve Dijital Olgunluk raporunu yayımladınız. Raporun öne çıkan bulgularından ve sunduğunuz önerilerden bahseder misiniz?

Toplumsal kalkınma rollerinin yanı sıra ürün ve hizmetleriyle piyasada yerel, ulusal veya çok uluslu şirketlerle rekabet eden kooperatifler de dijital teknolojiyi etkin kullanıp rekabet avantajı yaratmaya ihtiyaç duymaktadır. Ölçekleri, en geniş anlamıyla kaynaklarını verimli ve etkili kullanma hedefleri, beşerî ve mali sermayeleri ile finansal durumları değerlendirildiğinde kooperatiflerin, dijital dönüşüme uyum için güçlü bir desteğe ve rehberliğe ihtiyaçları olduğunu çok net şekilde görüyoruz. Pek çok akademisyen ve danışman firma tarafından özel ve kamu sektörüne yönelik çalışmalar ortaya konmuş ve bu sektörlerin ilerlemesine katkı sağlanmıştır. Ancak kâr amacı gütmeyen kooperatiflere yönelik dijital yetkinlik değerlendirme çalışmaları yetersiz kalmıştır. Bu da kooperatiflerin dijital rekabette ihtiyaç duydukları dijital danışmanlıktan mahrum kalmalarına sebep olmuştur.

Bizler de bu mahrumiyeti, Ege Bölgesinde, farklı coğrafyalarda ve farklı iş kollarında faaliyet gösteren 11 kooperatif ile gerçekleştirdiğimiz pilot çalışmamızda tespit ettik. Dijital varlıklarına baktığımızda, kooperatiflerin %82’sinin bir internet sitesine, %91’inin Instagram hesabına ve %82’sinin Facebook hesabına sahip olmasına karşın yalnızca üçte birinin bir e-ticaret platformu ile anlaşması olduğu gördük. Bununla birlikte, dijital kabiliyetleri değerlendirdiğimizde, kooperatiflerin ofisinde çalışan kişilerin %100’ünün internet, %69’unun e-posta sistemleri, %35’inin Microsoft uygulamaları ve %29’unun bulut sistemleri kullanabilme becerisi olduğu gözlemledik.  Buna ilave olarak, kooperatiflerin %60’ının yeni teknolojilere yatırımı konusunda bütçe kısıtları olduğu belirtti. Bu açıdan baktığımızda, kooperatiflerin dijital okuryazarlık seviyesinin güncelleştirilmesi ve kooperatiflerin iş birliği içinde dijitalleşme yolculuğunda birbirlerini desteklemelerine olanak veren programların hayata geçirilmesini öneriyoruz. Kooperatif yöneticilerine yönelik periyodik teknolojik toplantıları programa dahil edilebilir. Bu toplantılarda yerel ve küresel kooperatifler tarafından uygulamaya alınan çeşitli dijital uygulamalar tanıtılabilir, örnek uygulamalar konusunda bilgi paylaşılıp kooperatiflerin sorunlarına yönelik teknolojik yenilikler tartışılabilir. Birlikte geçirilen verimli zamanların ve bilgi paylaşımının, kooperatifler arası işbirliği yaratmak üzerine bir avantaj sağlayacağını da öngörüyoruz.

Yarınlara Uçuyoruz projesinden aldığınız hibe desteğinin kooperatifinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? Gençlik alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli?

Yaren Kooperatif olarak, kuruluşumuzdan bugüne üniversitelerin farklı bölümlerinde okuyan gençler arasında sosyal, kültürel ve akademik bağ kurmaya çalıştık ve bunu yaparken farklı toplumsal sorunlara çözüm sunmayı amaçladık.

Yarınlara Uçuyoruz Projesi’nden aldığımız hibe desteği, kooperatifimize ve yürüttüğümüz çalışmalara büyük ölçüde katkı sağladı. Bu destek sayesinde gençlik alanındaki çalışmalarımızı daha etkili ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirme imkanı elde ettik. Projeden elde ettiğimiz hibe desteğinin bize sağladığı avantajların en öne çıkanları, fikrimizi uygulamaya geçirecek finansal destek elde etmek, üniversiteli gençler ve farklı kooperatifler ile ağ oluşturmak ve yeni projeler için fikri ve beşerî altyapı güçlendirmek en önemli kazanımlarımız oldu.

Yarınlara Uçuyoruz Projesi’nden aldığımız hibe, kooperatifimizin bütçesine önemli bir katkı sağladı. Bu, gençlik projeleri ve etkinlikleri düzenlerken daha fazla kaynağa sahip olmamızı sağladı ve böylece daha geniş katılımlı ve nitelikli etkinlikler düzenleme imkânı elde ettik. Gönüllülerimiz, sundukları hizmet karşılığında eğitimlerine destekleyecek finansal kazanıma da sahip oldu. Projeden aldığımız destek aynı zamanda kooperatifimizin kapasite gelişimine de yardımcı oldu. Dünyada bir ilk ölçek ortaya koyabildik, eğitimler, atölyeler ve danışmanlık hizmetleri gibi kaynaklar sayesinde, gençlere daha iyi hizmet sunma becerilerimizi artırdık. Bu da gençlerin kişisel ve mesleki gelişimlerine katkı sağladı. Son olarak, projede bizimle çalışan 11 farklı kooperatif ortakları ile bağlantılar kurma fırsatı bulduk. Bu ağ, deneyimlerimizi paylaşmamıza, işbirlikleri yapmamıza ve en iyi uygulamaları öğrenmemize olanak tanıdı.

Gençlik alanındaki çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi son derece önemli buluyoruz. Her şeyden önemlisi, farklı bağışçılardan gelen destekler, projelere ve organizasyonlara finansal çeşitlilik sağlayabiliyor. Farklı bağışçılardan elde edilen bu maddi ve manevi destekler ek bir kaynağa bağımlı olmadan çalışılmasına imkân verirken, projelerin sürdürülebilirliği artırıyor ve olası mali sıkıntıların etkilerini azaltıyor.

Farklı sivil toplum kuruluşlarının (STK) hedef kitleleri, öncelik verdiği toplumsal sorunlar ve sunabildikleri çözüm önerileri oldukça farklılaşıyor. Tıpkı farklı STK’lar gibi, farklı bağışçılar da gençlik projelerine farklı bakış açıları ve öncelikler getirebilir. Bu da projelerin daha kapsayıcı ve geniş kitlelere hitap eden şekillerde tasarlanmasını sağlıyor. Şunu da burada belirtmeliyiz ki farklı kesimlerden gelen destekler, toplumun geniş bir kesimi tarafından desteklendiğini gösterir ve uygulamacı kuruluş ve gönüllülerinin motivasyonunu artırıyor. Ayrıca, birden fazla bağışçıdan gelen destek, bir bağışçının desteğini kaybetme riskini azaltarak projelerin uzun vadeli hedeflere odaklanmasını sağlıyor.

Sonuç olarak, gençlik alanındaki çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi, projelerin daha güçlü, etkili ve sürdürülebilir olmasını sağlar, gençlerin yaşamlarına olumlu katkılar yapar ve toplumsal gelişime önemli bir ivme kazandırır.

Yaren Kooperatifi’nin gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz?

Biz Yarenler, toplumsal sorunların çözümüne destek sunmak amacıyla çalışıyoruz. Önceliklerimiz, eğitim, kültür, sanat ve yerel kalkınma. Her zaman geleceği gelenekle harmanlayan dost mottosu ile çalışıyor, geleneksel olarak elde edilen bilgi ve kültürü geleceğe aktarıyoruz ve aktarmaya devam edeceğiz.

Bu amaçla, üniversite öğrencisi gönüllülerimizin sayısını ve onların kapasitelerini güçlendirmek üzerine önemli çalışmalar sürdürüyoruz. Kapasite geliştirme programlarımız sürekli olarak devam ediyor ve sosyal ağımız içinde yer alan diğer kuruluşlar ile işbirliğini artırarak devam ettiriyor, kapasitemizi çok yönlü geliştirmeye çaba sarf ediyoruz.

Üniversite işbirliklerini çok önemsiyoruz. Gelecek etkinliklerimizde üniversite – Yaren Kooperatif işbirliklerini daha da artırmayı hedefliyoruz. Bu amaçla, sosyal girişimcilik, proje döngüsü yönetimi, finansal okuryazarlık ve farkındalık yaratma ile dijital tanıtım konularında hem kendimizi güçlendiriyor hem de üniversiteli gençlere yönelik eğitim ve atölye programları hazırlıyoruz. Kısa süre sonra, bu konuda bizi farklı bölgelerdeki üniversitelerde atölyelerde görebileceksiniz.

Sürdürülebilir ve geniş kapsamlı çalışmaların güçlü bir ağ ile yaratılacağını biliyoruz. Bu sebeple, ağ oluşturma çalışmalarımıza da başlamak istiyoruz. Özellikle kültür-sanat üreten kuruluşlar arasında güçlü bir bağ kurulmasını ve bilgi oluşturma ve paylaşımı için platformlar oluşturulması üzerine fikir üretiyoruz. Ülkemizde ve dünyadaki farklı sosyal ağlar ile ilişkilerimizi güçlendiriyor ve onlara dahil olarak birlikte etkin projeler ortaya koymaya çalışıyoruz.

6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, yıkıcılık ve coğrafi açıdan oldukça geniş etkileri olan doğal bir afetti. Sadece binalar değil, mevcut ticari ve sosyal hayat ve geleceğe yönelik beklentilerde de kırılmalara sebep oldu. Bu kırılmalar, toplumdaki ekonomik, kültürel ve sosyal farklılıkları daha da arttırdı. Bu sebeple, bölgeye sunulması gereken programların, sosyal kültürel olduğu kadar ekonomik dayanışmaya ve güçlenmeye katkı sağlaması gerekiyor. Depremin ardından Kahramanmaraş ve civar illerde yaşanan toptan bölgesel yıkım, yerel ve bölgesel düzeydeki ortaklık imkanlarını sekteye uğratıp bölge dışından işbirlikleri yeniden inşa sürecinde zorunlu hale getirmiştir. Yaren Kooperatif olarak bizler, geçmiş yıllarda benzer alanlarda tamamladığımız projelerle hali hazırda belli bir bilgi ve tecrübe birikimine sahibiz. Gerekli imkanlar ve ortaklıkların sağlanması ile bu tecrübeyi bölgeye taşıyabileceğimizi ve bölgede iyi halin ikamesine katkı verebileceğimizi düşünüyoruz. Bu amaçla çeşitli kurumlarla işbirlikleri ve finansal destek konusunda görüşmelerimiz sürdürüyoruz.

 

Turquoise Coast Environment Fund – Turkey’in 2023 Dönemi Fon Başlangıç Raporu Yayımlandı

By | Turquoise Coast Environment Fund

Kara ve denizle bağlantılı adalar, kıyısal bölgeler ve sulak alanlar da dahil olmak üzere, Türkiye’nin güney ve/veya batı kıyı bölgelerinde; doğa ve biyoçeşitlilik, deniz ve kıyı koruma konularında aktif olarak faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) çalışmalarını desteklemek amacıyla Conservation Collective işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Turquoise Coast Environment Fund – Turkey (TCEF) hibe programının 2023 dönemi Fon Başlangıç Raporu yayımlandı. Fon kapsamında Bodrum Klasik Müzik Derneği’ne, Doğal Denge Derneği’ne, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’ne, Marmaris Ekolojik Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ne, S.S. Ayvalık Başka Bir Okul Mümkün Eğitim Kooperatifi’ne ve Sualtı Araştırmaları Derneği’ne toplam 1.294.986 TL hibe desteği sağlıyoruz.

TCEF hibe programının 2023 döneminin yapısı, desteklediğimiz STK’lar ve yapacakları çalışmalara dair bilgilerin yer aldığı raporumuza buradan ulaşabilirsiniz.

Kurumsal Destek Fonu’nun 2023 Döneminde Desteklenecek STK’lar Belirlendi

By | Kurumsal Destek Fonu

6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de şiddetli bir şekilde etkileyen depremlerin ardından, bölgede yaşanan tahribatın giderilmesi ve depremden etkilenenlerin iyi olma halinin desteklenmesi için sahada aktif olarak faaliyet gösteren, bölgeye destek olan ve/veya deprem bölgesinde yer alan sivil toplum kuruluşlarının (STK) kurumsal kapasitelerini güçlendirmek amacıyla Bcause FoundationDalyan FoundationFondation de FranceKarl Kahane FoundationKreuzberger Initiative gegen Antisemitismus (KIgA)Turkey Mozaik FoundationWNS (Holdings) Limited işbirliğiyle ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Kurumsal Destek Fonu’nun 2023 döneminde desteklenecek STK’lar belirlendi. Fon kapsamında 7 STK’ya toplam 6.271.631 TL hibe desteği sağlayacağız.

Desteklenen STK’lar ve çalışmaları ile ilgili ayrıntılı bilgileri aşağıda görebilirsiniz:

Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV) gençlerin toplumsal fayda sağlayan etkinliklerde yer alarak önyargısız, çatışmasız, eşitlikçi ve sosyal bireyler haline gelmesine katkı sağlamak amacıyla çalışmalarını yürütüyor. ALİKEV sağladığımız 999.431 TL hibe desteğiyle kaynak çeşitliliğini artırmak ve derneğin finansal sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla çalışmalarını yürütecek. Bu kapsamda tam zamanlı Kaynak Geliştirme Sorumlusu istihdam edecek ve idari giderlerini karşılayacak.

Dayanışma İnsanları Derneği gençlerin ve kırılgan grupların kalkınmada yer almasına ve afetlere dayanıklı bir sivil toplumun oluşmasına katkı sağlamak amacıyla Adıyaman’da faaliyetlerini yürütüyor. Sağladığımız 790.000 TL hibe desteğiyle organizasyon yönetimini güçlendirecek olan Dayanışma İnsanları Derneği; derneğin politika metinlerini hazırlamak, organizasyon şemasını ve izleme & değerlendirme sistemini oluşturmak amacıyla çalışmalarını yürütecek. Bu kapsamda tam zamanlı Genel Koordinatör ve yarı zamanlı Gençlik Çalışanı istihdam edecek ve idari giderlerini karşılayacak.

Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği (HSO), Hatay ve çevresinde kültür ve sanat alanında bir dönüşüm yaratmak amacıyla çeşitli konserler, projeler ve eğitim atölyeleri gerçekleştiriyor. HSO sağladığımız 999.000 TL hibe desteğiyle kaynak çeşitliliğini artırmak ve finansal sürdürülebilirliğini sağlamak üzere çalışmalar yapacak. Bu amaç doğrultusunda iki tam zamanlı çalışan istihdam edecek olan HSO aynı zamanda hibe desteğiyle idari giderleri karşılayacak.

Kolektif Koordinasyon Derneği (KKD) afetlerden etkilenen toplulukların dayanıklığını ve refahını arttırmak amacıyla sürdürülebilir çözümler geliştirmek için Adana’da faaliyetlerini yürütüyor. KKD sağladığımız 986.000 TL hibe desteğiyle kaynak çeşitliliğini artırmak ve derneğin finansal sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla çalışmalar yürütecek. Bu kapsamda KKD tam zamanlı Genel Koordinatör ve İletişim Sorumlusu istihdam edecek. Aynı zamanda hibe desteğiyle idari giderlerini karşılayacak.

Konuşmamız Gerek Derneği Türkiye’de menstrüel ürünlerin erişilebilirliğinin, kalitesinin ve sürdürülebilirliğinin artırılması, regl yoksulluğu ve deneyimleri ile ilgili veri toplama ve içerik oluşturmanın yaygınlaştırılmasını ve Milli Eğitim Müfredatı’na kapsamlı cinsellik ve regl olma eğitiminin dahil edilmesi amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Konuşmamız Gerek Derneği sağladığımız 1.000.000 TL hibe desteğiyle gönüllülerle işbirliği ve ağ ve ortaklık kurma başlıkları altında çalışmalarını yürütecek. Bu amaç doğrultusunda gönüllü ağının işlerliğini sağlamlaştırmak, gönüllülük stratejisi oluşturmak ve Konuşmamız Gerek Adana pilot temsilciliğini açarak yerel STK’larla işbirlikleri geliştirmek amacıyla çalışmalarını yürütecek. Bu kapsamda tam zamanlı iki çalışan istihdam edecek olan dernek aynı zamanda idari giderlerini karşılayacak.

Medikal Arama Kurtarma Derneği (MEDAK) deprem, yangın, sel gibi afetlerde, büyük kazalarda, toplumsal ayaklanmalarda, dağ ve doğa koşullarında meydana gelen kaybolma ve kaza olaylarında, eğitimli ve organize olmuş tıbbi personelin olay yeri ve çevresinde aktif saha hizmeti yapabilmesi için gereken koordinasyonunu sağlamak ve bu personele bu gibi acil durumlarda kendi hayatını idame ve hayat kurtarma görevleri için gereken tüm eğitimi vermek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. MEDAK sağladığımız 999.200 TL hibe desteğiyle kaynak çeşitliliğini arttırmak ve derneğin finansal sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla çalışmalarını yürütecek. Bu kapsamda tam zamanlı Finans Sorumlusu istihdam edecek olan MEDAK aynı zamanda hibe desteğiyle idari giderleri karşılayacak.

Yeniden Antakya Platformu Derneği (YAP) Hatay’ın kültürel, sosyal ve ekonomik yapısının korunması ve yeniden canlandırılması amacıyla çalışmalarını yürütüyor. YAP sağladığımız 498.000 TL hibe desteğiyle proje yönetimi kapasitesini güçlendirmek amacıyla çalışmalar yürütecek. Bu kapsamda tam zamanlı ve yarı zamanlı iki çalışan istihdam edecek. Aynı zamanda muhasebe hizmeti alacak olan YAP, hibe desteği kapsamında iletişim çalışmalarıyla ilgili kalemleri de karşılanacak.

Her Yaşta Fonu’nun 2023 Döneminde Yapılan Başvurularla İlgili Değerlendirme Metnimiz Yayımlandı

By | Her Yaşta Fonu, Her Yaşta Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası depremden etkilenen yaşlıların iyi olma halini destekleyen, yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonunda AgeSA Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun 2023 dönemi başvuru ve seçim süreçleri tamamlandı.

STK’ların bu süreçte öne çıkan ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla fonun bu dönemi için yapılan başvuruların yoğunlaştığı konulara, başvuru yapan kuruluşların genel durumu ve ihtiyaçlarına dair değerlendirmelerimizin yer aldığı açıklama metnine buradan ulaşabilirsiniz.