Monthly Archives

Nisan 2024

Turquoise Coast Environment Fund- Turkey Kapsamında Desteklenecek STK’lar Belirlendi

By | Turquoise Coast Environment Fund

Turquoise Coast Environment Fund- Turkey (TCEF) hibe programı, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de şiddetli bir şekilde etkileyen depremlerin ardından; Adana, Hatay ve Mersin kıyı bölgelerindeki biyolojik çeşitliliği, ekosistem hizmetlerini, tarımsal verimliliği, su ve atık yönetimini, denizel alanlar ve kıyı arazilerini korumak için çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Turkey Mozaik Foundation ve Turkish Philanthropy Funds iş birliğiyle hayata geçiriliyor. TCEF hibe programı kapsamında yedi STK’ya toplam 2.067.830 TL hibe desteği sağlayacağız.

Desteklenen STK’lar ve çalışmaları ile ilgili ayrıntılı bilgileri aşağıda görebilirsiniz:

Antakya Çevre Koruma Derneği, (Asi Nehri ve Deltası Çevre Vizyon Planı ve Farkındalık Kampanyası Projesi, 290.830 TL), Hatay
Antakya Çevre Koruma Derneği, bölgedeki çevre sorunlarına dikkat çekmek, çevreye duyarlı topluluklar oluşturmak ve doğal mirası korumak amacıyla çalışıyor. 290.830 TL hibe desteğiyle Asi Nehri ve Deltası Çevre Vizyon Planı ve Farkındalık Kampanyası projesini yürütecek. Bu proje kapsamında Asi Nehri Deltası’nın korunması için yerel yönetimlerle iş birliği içinde bir çevre koruma vizyon planı oluşturacak. Ayrıca, bölge halkının kıyıların korunmasına yönelik farkındalığını artırmak için bir belgesel film hazırlanacak.

Doğa ve Bilim Derneği, (Hatay Samandağ Hırlavuk Kıyılarındaki Köpekbalığı ve Vatoz Türleri Habitatlarının Restorasyonu, Korunması ve İzlenmesi Projesi, 350.000 TL), Hatay
Doğa ve Bilim Derneği, bilimsel konulara erişimi güçlendirmek, denizel ve karasal biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği ile ilgili araştırma ve çalışmalar yapmak, doğa bilimlerini sevdirmek ve bu sayede doğayı ve çevreyi koruma bilincini artırmak amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Dernek 350.000 TL hibe desteğiyle Hatay Samandağ Hırlavuk Kıyılarındaki Köpekbalığı ve Vatoz Türleri Habitatlarının Restorasyonu, Korunması ve İzlenmesi projesini hayata geçirecek. Proje kapsamında Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği Kırmızı Listesi’nde bulunan köpekbalığı ve vatoz türlerinin üreme bölgelerinden birisi olan Samandağ Hırlavuk kıyısının habitat tahribatının restorasyonu, bölgede dağılım gösteren türlerin kompozisyonunun çıkarılması ve izlenmesi amacıyla çalışmalar yürütecek. Ayrıca Samandağ’daki vatoz tarlası türleri ve habitatın korunması, bu nadir mikro-ekosistemin devamlılığının sağlanması için bölgedeki balıkçıları ve yerel halkı bilinçlendirmek amacıyla çalışmalar yapacak.

Hatay Tabiat Koruma Derneği, (Gölbaşı Gölü Sürdürülebilirliği İçin Reaktif Yaklaşım Projesi, 220.000 TL), Hatay
Hatay Tabiat Koruma Derneği, Hatay’in doğal kaynaklarının ve biyolojik çeşitliliğinin, ekosistem bütünlüğü içerisinde, sürdürülebilir bir gelecekte korunarak kullanılmasını sağlamak amacıyla çalışmalarını yürütüyor. 220.000 TL hibe desteğiyle Gölbaşı Gölü Sürdürülebilirliği İçin Reaktif Yaklaşım (GOSREY) projesini hayata geçirecek olan dernek; Gölbaşı Gölü’nün sürdürülebilirliğini desteklemek amacıyla yerel topluluklara ve STK’lara yönelik farkındalık çalışmaları yürütecek. Bu amaç doğrultusunda farklı yaş gruplarındaki 500 kişiye yönelik ekoturizm ve biyoçeşitlilik eğitimleri düzenleyecek. Aynı zamanda yerelde bulunan 50 STK gönüllüsünün yönetsel kapasitesini güçlendirmek amacıyla çeşitli eğitimler gerçekleştirecek.

S.S. Karataş Su Ürünleri Kooperatifi, (Karataş Yapay Resifleri İzleme ve Ekolojik Değerlendirme Projesi, 350.000 TL), Adana
Karataş Su Ürünleri Kooperatifi balıkçılığın sürdürülebilir olması, Karataş kıyılarının geleceğini iklim krizine dayanıklı hale getirilmesi ve bölgedeki balıkçılığını desteklenmesi amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Kooperatif, 350.000 TL hibe desteğiyle Karataş Yapay Resifleri İzleme ve Ekolojik Değerlendirme projesini hayata geçirecek. Proje kapsamında bölgede konumlandırılmış yapay resiflerin ekolojik fonksiyonlarının değerlendirilmesi ve tür çeşitliliğinin izlenmesi amacıyla çalışmalar yürütecek. Ayrıca, bundan sonraki izleme ve değerlendirme çalışmalarının standardize edilmesi amacıyla bilimsel protokollere uygun bir araştırma tasarımı oluşturulacak.

Sanayide Yeşil Dönüşüm, İklim Değişikliğine Uyum ve Biyoekonomi Araştırmaları Derneği (YİBA), (Kum Zambağını İzleme ve Koruma Projesi (KUZİKO), 170.000 TL), Adana
YİBA iklim değişikliğine uyum, gıda arz güvenliği ve tarım, iklim eğitimleri, kırsal üretimler, yerel yönetim çalışmaları, sanayide yerel dönüşüm, iklimlendirme çalışmaları, yeşil sanat ve kültür, su hakkı konularında faaliyet yürütüyor. Dernek 170.000 TL hibe desteği ile KUZİKO projesini hayata geçirecek. Bu doğrultuda Adana’nın Karataş ve Yumurtalık ilçeleri kıyılarında bulunan ve Türkiye’de koruma altına alınan türler arasında yer alan kum zambaklarına yönelik farkındalığın artması amacıyla çalışmalarını yapacak. Bu doğrultuda kum zambaklarının korunmasına yönelik politika önerileri geliştirecek olan dernek, alanda çalışan paydaşlar arasındaki iş birliğini geliştirmek amacıyla çevrimiçi bir platform oluşturacak.

Sınırlı Sorumlu Samandağ İlçe Merkezi Ev Mahalleleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, (Su Yönetimi ve Biyolojik Çeşitliliği Güçlendirme Projesi, 350.000 TL), Hatay
Kooperatif dirençli gıda ağı modelleri oluşturmak ve bölgedeki üreticileri güçlendirmek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. 350.000 TL hibe desteğiyle Su Yönetimi ve Biyolojik Çeşitliliği Güçlendirme projesini hayata geçirecek olan kooperatif; su yönetimi ve biyolojik çeşitliliği destekleyerek, ortak üretim alanının sürdürülebilirliğini artırmak ve yerel ekosistemlerin korunmasına katkı sağlamak amacıyla çalışmalarını yürütecek. Bu doğrultuda yağmur suyu hasadı için depolama faaliyetleri yürütecek olan kooperatif; toprak erozyonunu minimizasyonu için ağaçlandırma çalışmaları yapacak. Son olarak, 50 çiftçiye yönelik iki günlük teorik ve uygulamalı su yönetimi eğitimleri düzenleyecek.

Tarsus Slow Food Yeryüzü Pazarı Derneği, (Balık Baykuşu Yok Olmadan Keşfet! Projesi, 337.000 TL), Adana
Gıdanın sürdürülebilir ve temiz satın alımı ve tüketimi için farkındalık çalışmaları yapan Tarsus Slow Food Yeryüzü Pazarı Derneği; gıda israfını azaltmak, doğal üretim ortamını, teknikleri ve biyoçeşitliliği korumak amacıyla faaliyetlerini yürütüyor. Dernek 337.000 TL hibe desteğiyle Balık Baykuşu Yok Olmadan Keşfet! Projesini hayata geçirecek. Proje kapsamında balık baykuşlarının yaşam alanlarının araştırılması ve farkındalığın artırılması amacıyla çalışmalarını yapacak. Bu doğrultuda gerçekleştirilecek saha çalışmaları sonucunda Bilimsel Balık Baykuşu Araştırma Raporu hazırlayacak olan dernek; Balık Baykuş türünün korunmasına yönelik farkındalığı arttırmak amacıyla Balık Baykuşu Kitapçığı hazırlayacak. Son olarak, saha çalışmaları, farkındalıklar ve ziyaretlerin yer aldığı projenin amacı ve sonuçlarının anlatıldığı Balık Baykuşu Projesi kısa filmi hazırlanacak.

Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği ile Çocuk Hakları Ekseninde Koruyucu Ailelik: İhtiyaçlar ve Haklar Projesini Konuştuk

By | Koruyucu Aile Fonu

Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği (Hayat Sende), devlet korumasında yetişen çocuk ve gençlerin temel yaşam becerilerini kazanmış şekilde, ayrımcılığa uğramadan hayata atılması vizyonuyla çalışmalarını yürütüyor. Merve Üretmen, KRM Yönetim Danışmanlık ve Turkey Mozaik Foundation iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Koruyucu Aile Fonu kapsamında sağladığımız hibe desteğiyle Çocuk Hakları Ekseninde Koruyucu Ailelik: İhtiyaçlar ve Haklar projesini hayata geçiren Hayat Sende,  Koruyucu Aile ve Koruyucu Aile Bakımındaki Çocuk Hakları Bildirgesi hazırlayacak. Bu çerçevede koruyucu ailelerle, koruyucu aile yanında kalan çocuklarla ve sosyal hizmet uzmanlarıyla derinlemesine görüşmeler yapılacak. Derinlemesine görüşmeler sonucunda ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda bildirinin ilk taslağı hazırlıyor. Bildiri taslağı koruyucu aileler, koruyucu aile yanında yetişen gençler, sosyal hizmet uzmanları, avukatlar, psikologlar, sivil toplum ve kamu temsilcilerinden oluşan bir ekiple birlikte son haline getirecek. Hazırlanacak bildiri Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yapılacak ziyaretlerle mevzuata yönelik bir öneri olarak sunulacak.

Hayat Sende ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; proje faaliyetlerinden, derneğin yürüttüğü çalışmalarda, koruyucu aile modelinin öneminden ve derneğin gelecek dönem planları hakkında konuştuk. 

Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği, Koruyucu Aile Fonu kapsamında Vakfımızdan hibe alıyor. Okuyucularımızın derneğinizi daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Devlet koruması altında yetişen çocukların ve gençlerin ihtiyaç duydukları desteklere erişimine katkı sağlamak amacıyla 2007 yılında Ankara’da kurulduk. Dernek olarak koruma altındaki gençlere yönelik özel çalışmalar yapıyoruz. Gençlerin haklarına erişimini kolaylaştırmak amacıyla hak temelli bir yaklaşımla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Aynı zamanda, çocuk koruma sisteminin güçlendirilmesi için şeffaflık, hesap verebilirlik ve veri paylaşımı gibi alanlarda da faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Bununla birlikte, bireyleri psikolojik destek, hukuki destek, eğitimler ve mentor destekleriyle güçlendirmeye odaklanıyoruz. Özetle, devlet koruması altında yetişen gençlerin yaşamlarını iyileştirmek ve haklarını savunmak amacıyla çeşitli çalışmalar yapıyoruz.

Koruyucu Aile Fonu kapsamında sağladığımız hibe desteğiyle Çocuk Hakları Ekseninde Koruyucu Ailelik: İhtiyaçlar ve Haklar projesini hayata geçirdiniz. Projenin amacından ve proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahserder misiniz? 

Hayat Sende olarak, devlet koruması altında yetişen çocuk ve gençlerin karşılaştığı sorunların kökeninin kurum bakımı olduğunu tespit ettik. Bu nedenle, aile temelli bakım modellerinin desteklenmesi gerektiğini savunuyoruz. Yatırımların, koruyucu ailelik, evlat edinme ve biyolojik ailenin güçlendirilmesi gibi alanlara odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Koruyucu ailelik sisteminin nasıl yaygınlaştırılabileceği ve güçlendirilebileceği üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’de koruyucu ailelik mevzuatının çocukların ve ailelerin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığına dikkat çekiyoruz. Son 15 yılda koruyucu aile sayısında artış olmasına rağmen, hala birçok çocuk kurum bakımında büyüyor.. Proje kapsamında, koruyucu ailelere ve çocuklara sunulması gereken hakları belirleyerek, mevzuatta yer alması için bir öneri raporu hazırlıyoruz. Bunun için, koruyucu ailelik sisteminin daha gelişmiş olduğu beş ülkenin mevzuatını ve sistemlerini inceliyoruz. Ayrıca, koruyucu aileler, yanlarında büyüyen gençler ve sosyal hizmet uzmanlarıyla görüşmeler yaparak ihtiyaçları belirliyoruz. Proje sonunda, politika yapıcılara yönelik bir öneri raporu sunmayı amaçlıyoruz.

Koruyucu ailelik modelinin çocuk haklarına sağladığı katkıdan ve bu haklar üzerindeki etkisinden bahseder misiniz?

Bazen çalışmalarımızla ilgili yanlış anlaşılmalar oluyor. Hayat Sende olarak çocukların devlet koruması altına alınmasına karşı olduğumuz düşünülüyor. Oysa ki, risk altında olan ve korunmaya ihtiyaç duyan çocukların devlet koruması altına alınmasını savunuyoruz. Kurum bakımının, çocukların gelişimini olumsuz etkilediğini gösteren çalışmalar var. Kurum bakımındaki çocuklar bireysel ilgi ve sevgiye ulaşamazlar ve yaşamları sürekli başkaları tarafından belirlenir. Bu durum, çocukların psikolojik ve duygusal gelişimini riske atıyor. Koruyucu ailelik, bu olumsuz etkileri azaltmak için en iyi sistemlerden biridir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, her çocuğun bir aile yanında yaşama hakkını vurgular. Dolayısıyla, koruyucu ailelik modeli, çocukların bu hakkı elde etmelerini sağlayan bir bakım modelidir.

Çocuk Hakları Ekseninde Koruyucu Ailelik kavramını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla sivil toplum kuruluşlarının (STK) ve farklı paydaşların rollerinden bahseder misiniz? 

Koruyucu ailelik sisteminin işleyişi ve gereksinimlerinin tüm paydaşlar tarafından anlaşılması oldukça önemlidir. Koruyucu ailelik modeli bazen duygusal bir bakış açısıyla ele alınabilir ve koruyucu ailelerin hakları geri planda kalabilir. Aileler, çocuklarına sundukları hizmetlerle ilgili şikayetlerini dile getirmede çekimser kalabilirler bu nedenle, STK’ların ailelerin seslerini duyurabilmesi için onları desteklemesi gerekir. Aynı zamanda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın koruyucu ailelik mevzuatını ve uygulamasını geliştirmede temel bir rolü bulunuyor. Bu noktada önemli olan bütçelerin yeni kurumlar açmak amacıyla kullanılması yerine koruyucu ailelik modeline geliştirilmesidir. Bu, sosyal hizmet uzmanlarının ve psikologların istihdamının artırılması ve daha fazla aileye ulaşarak koruyucu ailelerin desteklenmesi anlamına geliyor. Ayrıca, UNICEF gibi uluslararası kuruluşların da bu modele destek olması ve STK’ları güçlendirmesi gerekir.

Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz? Sağladığımız hibe desteği gelecekteki hedef ve projelerinizi nasıl etkiledi?

Hayat Sende, alternatif bakım alanında farklı yararlanıcı gruplarına yönelik çok yönlü çalışmalar gerçekleştiren bir STK’dır. Gelecekteki hedeflerimizin bir kısmı halen koruma altında bulunan çocuk ve gençlerin haklara ve hizmetlere erişmesine katkı sağlamak ve güçlendirmek üzerinedir. Bir kısmı ise korumadan ayrılmış ve yeterli sosyal desteğe erişememiş gençlerin; istihdam, eğitim, ve sosyal yaşantılarındaki sorunlarının desteklenmesi ve güçlendirilmesi ile sosyal hayata uyumlarının kolaylaştırılması ile ilgilidir. Ayrıca, koruyucu ailelik mevzuatının geliştirilmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Projemiz mevzuat çalışmalarına güçlü bir temel oluşturarak, bir konuyla ilgili savunuculuk yapabilmek için önce elimizde bu konuda net bir verinin bulunması gerektiğini gösteriyor. Aldığımız hibe desteği de bu veriyi ve temeli oluşturuyor. Bundan sonraki hedefimizin, bu politika önerisinin hayata geçirilmesi için toplum ve politika yapıcıları düzeyinde savunuculuk faaliyetlerine devam etmek olduğunu söyleyebiliriz.

 

Çanakkale Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Derneği ile Çocuğumla İlk Temas: Ebeveyn ve Öğretmen Eğitimi Projesini Konuştuk

By | Koruyucu Aile Fonu

Çanakkale Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Derneği (ÇAKEV), devlet koruması altındaki çocukların aile temelli bakım altında yetişmesine katkı sağlamak, toplumun koruyucu aile konusunda farkındalığını arttırmak aynı zamanda sistemin tüm tarafları ile çalışmalar yaparak nitelikli koruyucu ailelerin sayısını artırmak ve mevcut koruyucu aileleri, evlat edinen aileleri ve çocuklarını desteklemek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Merve Üretmen, KRM Yönetim Danışmanlık ve Turkey Mozaik Foundation iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Koruyucu Aile Fonu kapsamında sağladığımız hibe desteğiyle Çocuğumla İlk Temas: Ebeveyn ve Öğretmen Eğitimi projesini hayata geçiriyor. ÇAKEV proje kapsamında farklı yaş gruplarındaki çocukların değişen ihtiyaçlarını göz önüne alarak koruyucu aile olmaya ya da evlat edinmeye karar vermiş ailelerin aynı zamanda çocuğun ekosistemi içerisinde yer alan öğretmenlerin tanışma sürecindeki farkındalıklarını arttırmak, çocukların uyum sürecine destek olmak ve çocuğun ekosistemi içerisinde yer alacak bireyleri bilinçlendirmek amacıyla çalışmalar yapıyor.

ÇAKEV ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; proje kapsamında yürütülen çalışmalar, çocuğun eğitim hakkının korunmasının önemi ve hibe desteğinin derneğe sağladığı faydalar hakkında konuştuk. 

Çanakkale Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Derneği, Koruyucu Aile Fonu kapsamında Vakfımızdan ilk kez hibe alıyor. Okuyucularımızın derneğinizi daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Eksiklikleri giderebilecek tek ortam sevgi dolu ve güvenli bir aile ortamıdır. Her çocuğun koşulsuz sevgi, destek ve güven hissetmeye ihtiyacı vardır. Hayatın her aşamasında herkesin bir ebeveyn desteğine ihtiyacı vardır. Hiç kimse aile ortamında büyüme şansından mahrum bırakılmamalı, gelecekte sorunlarla dolu bir dünyaya adapte olmamalı. Çocukların aile ortamında bedensel, eğitsel, psikososyal açıdan sağlıklı bir kişilik ve iyi alışkanlıklar kazanarak hayata hazırlanması temel bir hak olarak kabul edilmelidir. 

Çanakkale’de temel hakları savunacak bir derneğin eksikliği aynı zamanda koruyucu aileliğin, evlat edinmenin ve gönüllülüğün daha geniş kitlelere ulaştırılması ve mevcut koruyucu ailelere destek sağlanması amacıyla ailelerle birlikte bir dernek kurmaya karar verdik. Çalışmalarımızın odak noktası, aile yanında bakımı teşvik etmek ve yaygınlaştırmak, çocuklara, evlat edinenlere ve koruyucu ailelere yönelik ortak faaliyetler düzenlemek. Bu çerçevede, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Milli Eğitim İl Müdürlüğü ile iş birliği yapıyoruz.

Türkiye genelinde 2022 yılı verileriyle:

Kuruluş bakımı altında bulunan çocuk sayısı 14.141
Koruma altına alınmadan aile yanında destek verilen çocuk sayısı 154.853
Aileye döndürülen çocuk sayısı 4.250
Evlat Edindirilen çocuk sayısı 556
Koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı 9.011
Koruyucu aile sayısı 7.439
Özel kreş ve gündüz bakım evlerinde ücretsiz bakılan çocuk sayısı 2. 744
TÜİK, İstatistiklerle Çocuk, 2022 23.152

2022 yılı verilerine göre Çanakkale’de 54 koruyucu aile yanında 62 çocuğun bakımı sağlanırken, bugün itibariyle 63 aile yanında 69 çocuğun bakımı sağlanıyor. Halen 0-12 yaş grubunda 61 çocuğa çocuk evlerinde bakım sağlanıyor. 

Koruyucu Aile Fonu kapsamında sağladığımız hibe desteğiyle Çocuğumla İlk Temas: Ebeveyn ve Öğretmen Eğitimi projesini hayata geçirdiniz. Projenin amacından ve proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahserder misiniz? 

Dört yüz yüze ve iki çevrimiçi buluşma kapsamında, koruyucu ve evlat edinen ailelere çocukların ihtiyaçlarına duyarlı bir yaklaşım geliştirmeleri için bağlanma türleri ve güvenli bağlanmanın aşamalarını anlattık. Ebeveyn eğitiminin tüm aşamaları tamamlandı ve Ebeveyn Stres Ölçeği ile ailelerin stres seviyeleri ölçüldü. Öğretmen eğitimleri ise Nisan-Mayıs aylarında gerçekleştirilecek.

Ebeveyn eğitimlerindeki katılımcılardan gelen sorular ve Ebeveyn Stres Ölçeği’ne verilen yanıtlar;, ailelerin en büyük zorluklarının çocuklarıyla buluştuktan sonraki ilk altı ay ve çocuklarının ergenlik döneminde yaşadıkları olduğunu gösteriyor. 

Ebeveyn eğitiminde elde edilen çıktılardan bazıları şunlar:

  • Ailelerle çocukların ilk karşılaşmasından sonraki birkaç ayın ve sonraki zorlukların motivasyonu artırdığı,
  • İlk aylarda çocuğun ailenin düzenine alışması ve yeni rutinler edinmesinin bağı geliştirdiği,
  • Ailenin çocuk için kapsayıcı, şefkatli ve onu koşulsuz kabul eden ebeveynler olmasının çocuğun yeni koşullara uyumunu artırdığı,
  • Çocuğun yeni ortamında günlük ihtiyaçlarını karşılarken ebeveynin yumuşak geçişlerle ona eşlik etmesinin çocuk-ebeveyn ilişkisini güçlendirdiği.

Ebeveyn eğitimlerinde çocukların okul ile olan ilişkilerine dair çıktılar da şöyle:

  • Koruyucu ailelerin ve evlat edinmiş ailelerin çocuklarının okuldaki durumlarına ilişkin stres seviyelerinin yüksek olduğu,
  • Koruyucu ailelerde ve evlat edinilmiş çocuklarda dikkat eksikliği, disleksi, hiperaktivite gibi tanılar olduğu ve bu durumların akademik becerileri ve davranışları etkilediği,
  • Bu tanılardan kaynaklanan sorunlarla ebeveynlerin başa çıkmakta zorlandığı.

Ancak, ebeveynlerin geri bildirimlerinden anlaşıldığı kadarıyla, öğretmenin çocuğa olan yaklaşımı sınıf içinde çocuğun okul davranışlarını etkiliyor. Bu doğrultuda, önümüzdeki aylarda koruyucu aileler ve evlat edinen aileler ile öğretmenler arasında dört oturum gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Böylece, çocukların akademik ve sosyal becerilerinin daha fazla desteklenmesi ve okul sistemi içinde kendilerini daha iyi ifade etmelerini amaçlıyoruz. 

Çocukların eğitim hakkının ihlal edilmesi, en yaygın çocuk hakları ihlallerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Eğitim haklarının korunması ve güçlendirilmesi için neler yapılabilir?

Çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki gelişimi için eğitime gereksinimi var. Eğitim; çocuğun bilgi ve beceri kazanmasını desteklemenin yanında, kişisel ve sosyal gelişimlerine de katkıda bulunarak, arkadaşlık, iş birliği ve saygı değerlerini benimsemelerine destek olur. Her çocuğun eğitim öğretim hakkı, herhangi bir ayrım yapılmaksızın hukuksal olarak korunur. Ancak çocuğun bu haklardan en yüksek faydayı sağlayabilmesi, biyolojik ailelerin veya bakım sağlayan ailelerin bu konuda farkındalık sahibi olmaları ile mümkündür.  Bu nedenle, özellikle ailelerin bilgilendirilmesi ve eğitim öneminin kavranması büyük önem taşıyor. Eğitim hakkının tüm çocuklara sağlanabilmesi için, erişilebilir ve kapsayıcı eğitim politikaları geliştirilmeli, günümüzde artan öğrenme güçlüğü olan çocuklara yönelik etkin programlar hazırlanıp yaygınlaştırılmalıdır. 

Çocuğumla İlk Temas: Ebeveyn ve Öğretmen Eğitimi projesinin sonuçları, evlat edinme sürecindeki çocuk hakları perspektifini güçlendirmek ve gelecekteki benzer projeler için ne tür öneriler sunabilir?

Bu projeyle, ailelere psikolojik destek sağlamayı amaçlıyoruz. Ayrıca, bireyler çocuklarıyla hayatlarını birleştirdiklerinde karşılaşma ihtimalleri bulunan zorluklara karşı donanımlı olmalarını ve psikolojik olarak güçlü olup ne yapmaları gerektiği konusunda bilgilendiriyoruz.

Ailelerden sonra çocuklarla en çok vakit geçirenler öğretmenler. Öğretmenler, zaman zaman koruyucu ailede yetişen ya da evlat edinilmiş çocuklara pozitif ya da negatif ayrımcılık yapabiliyorlar. Çoğu iyi niyetli olmakla birlikte, çocukların durumunu öğrendiklerinde nasıl yaklaşım gösterecekleri konusunda tereddüt ediyorlar. Literatürden edinilen bilgilere göre; bir gün ya da daha fazla süre kurum korumasında kalan çocukların ortak özellikleri terk edilme, istenmeme, yas gibi duygularla çok erken karşılaşmış olmaları ve bu duygularla baş etmeye çalışırken zaman zaman hırçınlaşıp uygun olmayan dışa vurumlara rahatsızlık yaratabilirler. Amacımız, bu ve buna benzer nedenlerle çocuklarımızın ötekileştirilmesini engellemek ve bu alanda farkındalığı artırmak. Evlat edinmenin de bir çeşit çocuk sahibi olma yöntemi olduğu ne kadar kabul görürse, o kadar normalleşecek ve bu sayede hem çocuklar hem aileler daha rahat edecekler. Bu normalleşme sürecine katkı sağlayacak her türlü bilinçlendirici ve bilgilendirici eğitime çok fazla ihtiyaç duyuluyor.

Çanakkale Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Derneği’nin gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz? Sağladığımız hibe desteği gelecekteki hedef ve projelerinizi nasıl etkiledi?

Aldığımız hibe desteği sürdürülebilirlik ve kapasite artırımı konularında derneğimize destek oluyor. Yönetimimize moral ve motivasyon sağlıyor. Bu projeyle birlikte derneğimizin zayıf yönlerini tespit ediyoruz. Üyelerimize yönelik savunuculuk, iletişim, sürdürülebilirlik, veri toplama, analiz teknikleri ve kapasite artırımı gibi konularda eğitim faaliyetleri planlıyoruz ve bu konuda fon verenlerle ortak projeler yapmayı hedefliyoruz. Kurum bakımında çocuk kalmaması, koruyucu ailelik konusunda farkındalık için etkinlikler yapılması, sosyal medyada görünürlüğün artırılması hedeflerimiz arasında yer alıyor. Sorunları daha açık, çözülebilir hale getirmek ve arzu edilen hedeflere ulaşmak için en iyi yolları bulmak amacıyla Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile ortak çalıştay düzenliyoruz. Şefkat yorgunu ailelere yönelik psikoterapi projesi tasarlıyoruz. Çocuğumla İlk Temas Ebeveyn ve Öğretmen Eğitimi projesine katılan ailelerden edindiğimiz bilgiler neticesinde terapi de ihtiyaç olarak belirlendi. Bu proje de hedeflerimiz arasında.

Ancak derneklerin en büyük sorunu ekonomik yetersizlikler. Kapasite artırımı ve sürdürülebilirlik, bağışçıların katkısıyla mümkün oluyor. Biz de gerçekleştirdiğimiz proje ile aldığımız hibe sayesinde hedeflerimize ulaşmaya başladık.  Yeni kurulan derneklerin tanıtımı ve sürdürülebilirliği için bağışçılara daha fazla ihtiyaç var.

 

Turquoise Coast Environment Fund-Turkey 2024 Dönemi Başvuruları Açıldı

By | Turquoise Coast Environment Fund

The Turquoise Coast Environment Fund – Turkey (TCEF), kara ve denizle bağlantılı adalar, kıyısal bölgeler ve sulak alanlar da dahil olmak üzere, Türkiye’nin güney ve batı kıyı bölgelerinde; doğa, biyoçeşitlilik, deniz ve kıyı koruma konularında aktif olarak faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) çalışmalarını finansal olarak desteklemek amacıyla Vakfımız iş birliğinde hayata geçirilen TCEF hibe programının 2024 dönemi başvuruları açıldı.

Fonun 2024 döneminde de Türkiye’nin güney veya batı kıyı bölgelerindeki doğal çevrenin korunması, iyileştirilmesi ve yenilenmesi amacıyla çalışmalar yürüten STK’ların projeleri desteklenecektir. Bu amaç doğrultusunda proje fikirlerinde aşağıda detayları paylaşılan üç temel öncelik alanından en az bir tanesinin yer alması beklenir:

  • Sürdürülebilir gıda sistemlerini teşvik eden projeler:

Mevcut gıda-tarım bağını koruyarak, sürdürerek ve yeniden inşa ederek gıda sistemlerinin geleceğini yansıtan projeler bu başlık altında değerlendirilecektir. Bu başlık altında desteklenecek projelerin, onarıcı tarım stratejileri ve gıda üretim sistemlerinin her türlü etkilerini dikkate almak ve yönetmek gibi bütünsel bir yaklaşım geliştirilmesi beklenecektir.

  • Biyoçeşitliliğin korunması için ekosistem tabanlı yönetim yaklaşımına sahip projeler:

Karasal ve denizel biyoçeşitliliği ele alan projeler, küçük ölçekli balıkçılık ve diğer kaynaklar dahil olmak üzere, kıyı kullanımının bütünsel, sektörler arası, yerelden ulusala, şeffaf, uyarlanabilir, kapsayıcı ve katılımcı yönetimini teşvik eden yenilikçi yaklaşımlar bu başlık altında değerlendirilecektir.

  • Koruma alanında çalışan STK’larının yasal ve kurumsal olarak desteklenmesini ve güçlendirilmesini amaçlayan projeler:

Savunuculuk, ağ oluşturma ve koruma eylemini harekete geçirmek istedikleri ilgili alanlar çerçevesinde doğru veri ve bilgilere erişme yeteneği geliştirme dahil olmak üzere çeşitli tematik alanlarda yerel kuruluşların kapasitelerinin güçlenmesini amaçlayan projeler desteklenecektir.

Aşağıda yer alan başvuru kriterlerine uyan ve tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar hibe programına başvurabilirler:

  • Türkiye’de kurulmuş dernekler, vakıflar, kooperatifler ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluşlar*,
  • En az bir senedir sahada aktif olarak çalışan kuruluşlar*,
  • 2023 gelirleri 4.000.000 TL’nin altında olan kuruluşlar,
  • İlgili alanda deneyim, kurumsal kapasite ve vizyona sahip kuruluşlar.

TCEF kapsamında STK’lara dağıtılacak hibenin toplam tutarı en az 1.400.000 TL‘dir. Başvuru yapan STK’lar hibe programından en fazla 450.000 TL talep edilebilir.

Fona başvurmak isteyen kuruluşların başvuru formunu eksiksiz şekilde doldurarak 8 Mayıs 2024 saat 18:00’e kadar göndermeleri gerekir.

TCEF hibe programı hakkında detaylı bilgilere (başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri ve proje takvimi) ve başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz.