Category

Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu

Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2024 Dönemi Başvuruları Sona Erdi

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu, Dijital Dönüşüm Fonu

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) dijital dönüşüm süreçlerini kapasite güçlendirme programları ve hibelerle desteklemek amacıyla European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Fonu‘nun 2024 dönemi başvuruları sona erdi.

Fona, teknik kriterlere uyan 58 STK başvuruda bulundu. Başvuruların 40’ı dernek, 10’u vakıf, 6’sı kooperatif, 1’i federasyon ve 1’i sendika tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar tarafından yapıldı. Fona Ankara, Antalya, Bingöl, Çanakkale, Denizli, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karaman, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mardin, Mersin, Ordu, Rize, Samsun, Siirt, Şanlıurfa ve Tokat olmak üzere 20 ilden başvuru alındı. Dijital Dönüşüm Fonu’ndan talep edilen toplam hibe tutarı 6.933.470 TL oldu.

Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2024 Dönemi Başvuruları Açıldı!

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu, Çevresel Sürdürülebilirlik Fonu, Dijital Dönüşüm Fonu

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) dijital dönüşüm süreçlerini güçlendirmek için European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2024 dönemi başvuruları başladı.

Fon, STK’ların dijital dönüşüm planları oluşturmasını ve hayata geçirmesini destekliyor. 14 ay devam edecek olan hibe programının ilk iki ayında bilgilendirici atölye ve toplantılar düzenlenecek, sonraki 12 ayda ise STK’lar hibe desteği, mentorluk ve çeşitli yetenek geliştirme fırsatlarından faydalanacaktır.

2024 dönemi için yapılacak başvurularda aşağıdaki yaklaşımlardan en az birinin yer alması bekleniyor:

  • Kurumsal Verimlilik: STK’nın bilgi ve veri ile ilişkisini iyileştirmesi ve/veya düzenlemesi, veri yönetimi, haritalama, yeni yazılımlar edinme ve ekiplerin bu süreçlere uyumu.
  • Paydaşlarla İletişimi Güçlendirmek: İletişim altyapısını geliştirme, savunuculuk çalışmalarını destekleme, programların dijitalleştirilmesi.
  • Gelir Getiren Ürün/Hizmet Geliştirme: Bağışçı arayüzü, e-eğitim programları, bağışçı odaklı bilgilendirme sistemleri.
  • Veri ve Altyapıyı Paylaşıma Açmak: Kullanılan dijital altyapıların ve verilerin diğer STK’ların erişimine sunulması.

Başvuru kriterleri:

  • Türkiye’de kurulmuş dernekler, vakıflar, kooperatifler ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluşlar,
  • En az bir yıldır sahada aktif olarak çalışan kuruluşlar,
  • 2023 yılı gelirleri 40.000 TL ile 4.000.000 TL arasında olan kuruluşlar,
  • İlgili alanda deneyim ve kapasiteye sahip kuruluşlar.

Dijital Dönüşüm Fonu kapsamında STK’lara dağıtılacak hibenin toplam tutarı en az 1.684.000 TL’dir. Başvuru yapan STK hibe programından en fazla  210.500 TL talep edebilir.

Fona başvurmak isteyen kuruluşların başvuru formunu eksiksiz şekilde doldurarak 11 Ekim, saat 18:00’a kadar göndermeleri gerekir.

Dijital Dönüşüm Fonu hakkında detaylı bilgilere (başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri ve fon takvimi) ve başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz.

Derin Yoksulluk Ağı ile İstanbul’da Afet Yoksulluğunun Verileştirilmesi ve Verilerin Paylaşımı Projesi Hakkında Konuştuk

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu

Açık Alan Derneği’nin bir girişimi olan ve derin yoksulluk ile mücadele etmek amacıyla hayata geçirilen Derin Yoksulluk Ağı (DYA), derin yoksulluğun sürdürülemez koşullarını görünür kılmak ve yoksulluğu bir insan hakları ihlali olarak tartışmak için çalışmalar yürütüyor. Derin Yoksulluk Ağı, #EvdenDeğiştir kampanyası ile pandeminin başından beri bağışçılarla derin yoksulluk koşullarında kişileri temel ihtiyaç desteği sağlamak için bir araya getiriyor. European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Fonu kapsamında desteklediğimiz DYA, proje kapsamında Kahramanmaraş depremleri sonrası İstanbul’a gelen ailelerin ve üniversite öğrencilerinin yaşadıkları yoksulluk durumunu takip etmek ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla çalışmalarını yürütecek. Bu amaç doğrultusunda İstanbul’un afet yoksulluğu haritasını çıkaracak olan DYA, yoksulluğun nasıl deneyimlendiği ve ihtiyaç duyulan destek türleri ile ilgili veri üretecek. Üretilen veriler alanda çalışan farklı paydaşlarla paylaşacak.

Derin Yoksulluk Ağı ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; yoksulluk kavramı, afetlerin yoksul bireyler üzerindeki etkisi ve proje kapsamında yürütecekleri çalışmalar hakkında konuştuk. 

Derin Yoksulluk Ağı’nın yoksullukla mücadelede benimsediği yaklaşımdan bahseder misiniz?

Derin Yoksulluk Ağı’nın yoksullukla mücadelede benimsediği yaklaşım, yoksulluğu çok boyutlu bir sorun olarak ele almayı ve bu soruna insan hakları perspektifinden yaklaşmayı içerir. Bu yaklaşım, yoksulluğun sadece ekonomik bir eksiklik olmadığını aynı zamanda sosyal, kültürel ve ekonomik haklara erişim engelleriyle bağlantılı olduğunu vurgular. Derin Yoksulluk Ağı, yoksulluğun yalnızca gelir yetersizliği ile sınırlı olmadığını, bunun yanında eğitim, sağlık, konut gibi temel yaşam standartlarına erişim eksikliklerini de içerdiğini kabul eder ve bu eksikliklerin insan hakları ihlalleri olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunur.

Derin Yoksulluk Ağı yoksullukla mücadele stratejilerini, saha çalışmaları ve toplumsal etkileşim üzerine kurar. Bu çalışmalar, yoksulluk koşullarında yaşayan bireylerin gerçek ihtiyaçlarını ve deneyimlerini doğrudan anlamayı amaçlar ve bu bilgilere dayanarak sürdürülebilir ve hak temelli çözümler geliştirmeyi hedefler. Özellikle kadın ve çocuklar gibi dezavantajlı grupların yaşadığı özel sorunlara odaklanarak, sosyal dışlanma, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim gibi konularda politikalar geliştirilir.

Toplumsal farkındalığı artırmak ve politika yapıcıları etkilemek için yapılan lobi çalışmaları ve savunuculuk kampanyaları, Derin Yoksulluk Ağı’nın stratejilerinin merkezi unsurlarıdır. Bu yaklaşım, yoksulluğun sadece maddi yetersizliklerle değil, aynı zamanda geniş yoksunluk ve insan hakları sorunları olarak ele alınmasını sağlamak için kesişimsel ve çok yönlü çözümler sunar. Bu çerçevede, coğrafi bölge, etnik köken, göçmenlik statüsü gibi toplumsal kilit özellikler dikkate alınarak özel politikalar geliştirilir, bu da yoksulluğun her birey ve grup üzerinde farklı etkiler yaratabileceği gerçeğini göz önünde bulundurur.

Dijital Dönüşüm Fonu kapsamında sağladığımız hibe desteğiyle İstanbul’da Afet Yoksulluğunun Verileştirilmesi ve Verilerin Paylaşımı projesini hayata geçiriyorsunuz. Projenin amacından ve yürüttüğünüz faaliyetlerden bahseder misiniz?

 İstanbul’da Afet Yoksulluğunun Verileştirilmesi ve Verilerin Paylaşımı projemiz, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sonrasında İstanbul’a tahliye edilen aileler ve afetten dolayı kayıpları olan üniversite öğrencilerinin yaşadığı yoksulluk sorunlarını izlemek ve bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla tasarlandı. Proje kapsamında, depremden etkilenen bu grupların dağınık durumdaki verilerini toplamayı, bu verileri derinlemesine analiz etmeyi ve bir veri tabanına entegre etmeyi hedefliyoruz. Analiz sonuçlarının afet sonrası yoksulluğun coğrafi dağılımı, deneyimleme biçimleri, ulaşılan ve ihtiyaç duyulan destekler hakkında detaylı bilgiler sağlayacağını düşünüyoruz. Veri tabanı çalışmasında hane içini ve bireyi en iyi şekilde tanımlamaya dair soruların hazırlık aşaması tamamlandık ve yoksulluğun kesişimselliği üzerine birçok farklı kırılım başlıkları oluşturduk. Saha çalışmaları, hane ziyaretleri, bireysel mülakatlar aracılığı ile verileri bu sisteme yüklüyoruz. İhtiyaç Haritası geçmiş veri tabanı çalışmamızı güncelleyerek ve yeni eklemelerle bu konuda bizim yine en büyük destekçimiz oldu. 

Elde ettiğimiz bu verileri ve deneyimleri diğer sivil toplum kuruluşları (STK), yerel yönetimler ve ilgili aktörlerle paylaşacağız. Umuyoruz ki bu paylaşımlar, koordinasyonu artırarak daha etkili destek modellerinin geliştirilmesine olanak tanıyacak. Aynı zamanda, elde edilen verilerin görselleştirilmesi ve analizi için yapay zeka araçlarından yararlanılacak böylece verilerin anlamlandırılması kolaylaşacak ve daha geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından erişilebilir olacak.

Projenin uygulanması, sahada yürütülen ayni destek programı ile gerçekleştirilecek. Bu, araştırmaların saha ile olan ilişkileri güçlendirerek sürdürülebilir bir etki yaratmasını sağlayacak. Ayrıca, dijital dönüşüm ile veri toplama ve paylaşım süreçlerinin daha etkin yönetilmesini hedefliyoruz. Dijital platformların kullanımı sayesinde, projenin diğer aktörlerle olan iletişimi ve koordinasyonu güçlendirilecek böylece afet sonrası yoksullukla mücadelede daha kapsamlı bir yaklaşım benimsenecek. Bu çalışma sonucunda, afet bağlamında dezavantajlı gruplar için yürütülen destek ve savunuculuk çalışmaları bilgiye dayalı ve koordine bir şekilde ilerleyecek.

İstanbul’un afet yoksulluğu haritasını çıkarmak için nasıl bir metodoloji izliyorsunuz? Bu harita hangi bilgileri içerecek ve hangi amaçlarla kullanılacak?

İstanbul’un afet yoksulluğu haritasını çıkarmak için izlediğimiz metodoloji, kapsamlı ve çok yönlü bir veri toplama ve analiz sürecine dayanıyor. Bu süreçte, depremden etkilenen ve İstanbul’a tahliye edilen aileler ile İstanbul’daki üniversitelerde okuyan öğrencileri kapsayarak mevcut veri tabanımızı genişletiyoruz. Veri tabanımızı düzenli olarak güncelleyerek ve sürekli yenileyerek, dahil olan kişilerin aldıkları diğer destekleri ve destek kanallarını da ekliyoruz.

Yapılan görüşmelerde aşağıdaki bilgileri topluyoruz:

  • Genel Hane Bilgisi,
  • Beslenmeye dair bilgiler,
  • “Geçmişe göre daha mı iyi, daha mı kötü besleniyorsun?” gibi sorular,
  • Hanede engelli var mı?
  • Hanede varsa çocuk, yaş grupları?
  • Ayni ve nakdi destek durumu,
  • Borç/Kredi durumu,
  • Oturduğunuz evin depreme dayanıklı olup olmadığı,
  • Psikolojik desteğe ihtiyaç duyan ve yardım alan var mı?
  • Afette doğrudan sizi etkileyen bir kayıp oldu mu?
  • Acil ihtiyacınız nedir?

Öğrencilere yönelik sorular:

  • Bakmak zorunda olduğu hane halkı var mı?
  • İstediği okulda mı okuyor?
  • Okulda ne sıklıkla öğün atlıyor?
  • Okula devam edemezse bunun nedeni nedir?
  • Eğitiminde hangi malzemenin eksikliğini yaşıyor?
  • Spor yapabiliyor mu?
  • Kendi odası var mı?
  • Neler yaparak eğleniyor?
  • En son hangi eğlence için harcama yaptı?

Bu ve bunlara benzer sorularla hanenin ve bireyin yaşadığı yoksunlukları en doğru şekilde tanımlamaya çalışıyoruz. Aldığımız adres bilgileri ile oyun ve park alanlarına, kreş ve bakım merkezlerine, sağlık hizmetlerine, yeşil alana, toplu taşımalara erişebilme olanaklarını da yapay zeka çalışması ile raporlamayı hedefliyoruz. 

Afetlerin genellikle yoksul bireyleri daha fazla etkilediği gözlemleniyor. Bu durumun arkasındaki sebepleri ve bu kesimlerin afet sonrası nasıl desteklenmesi gerektiğini değerlendirir misiniz?

Afet sonrasında toparlanmak için destek mekanizmalarına sahip olmak oldukça önemli. İstanbul ve farklı illere tahliye olan ailelerin, akraba, arkadaş desteği ile hızlıca bölgeden ayrılabildiklerini gözlemledik. Yeni bir şehre yerleşmek, iş ve eğitim olanaklarından faydalanmak için güçlü bir sosyal ağınızın olması gerekli. Her hanenin böyle bir imkânı olmuyor. Yaşadığımız çoklu krizler çağında çalıştığımız hanelerin temel gıdaya, sağlık hizmetlerine, güvenli konuta, nitelikli eğitime erişimde yaşadıkları zorluklar afetlerde daha da derinleşiyor. 

Derin Yoksulluk Ağı’nın gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz? Sağladığımız hibe desteği gelecekteki hedef ve projelerinizi nasıl etkiledi?

Verilerin görselleştirilmesi projesi gelecekte çalışmak istediğimiz, ihtiyaç ve destek sistemlerinin bir harita üzerinde görselleştirilmesi çalışmasıyla oldukça paralel ilerliyor. Kentin imkanlarına ve diğer sosyal destek alanlarına erişebilirlik üzerinden doğrudan ve dolaylı şekilde gerçekleşen, özellikle kadın ve çocukların yaşadıkları ayrımcılık ve hak ihlallerini haritalamak istiyoruz. Yaşanılan semtteki gece aydınlatması, toplu taşıma pratikleri, yeşil alana uzaklık, kreş hakkı, istihdam olanakları gibi bölgenin sosyoekonomik yapısını anlamak ve görselleştirmek sonucunda da yerel ve kamu hizmetlerini bu alanlara yönlendirmek için savunu çalışmalarını hedefliyoruz. 

Bağış kültürünün yeniden yapılanmaya başladığı bu dönemde bağışçılara nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Derneğimiz bu sene valilik onaylı yardım toplama iznini aldı. Bireysel kampanyalar, kermesler ve tiyatro-konser gelirleri gibi çeşitli alanlarda, özellikle koşu, yüzme ve bisiklet maratonları gibi etkinliklerle, bağışçılarımızla buluşma imkânımız arttı. Bu sene Adım Adım Platformu’nda da kampanyalarımızı başlattık. Gönüllü destekçilerimizin emeği ile oluşturulan dayanışma çemberleri modeli sayesinde bağışçılık kültürünün yaygınlaşacağına inanıyoruz. Sosyal medyanın gücünü kullanarak, özel günler ve savunu çalışmaları için fenomenlerden destek alıyoruz. Bağışçı haklarını koruyan Açık Açık Platformu’nun bir üyesiyiz. Bireysel ve kurumsal bağış alma oranlarımız oldukça iyi; çalışma ilkelerimiz olan hesap verebilirlik ve şeffaflığı her çalışmamızda önceliklendiriyoruz. Tüm bunlarla eş zamanlı olarak Dijital Dönüşüm Projesi kapsamında Kerem Çiftçioğlu’ndan mentor desteği almaya başladık. Bağışçılarla olan ilişkilerimizi, ayni bağışların kabul süreçlerini ve bağış kampanyalarını kurumsal bir çerçeve içinde ele alacağız.

Dijital Dönüşüm Fonu’na Yapılan Başvurularla İlgili Değerlendirme Metnimiz Yayımlandı

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de şiddetli bir şekilde etkileyen depremlerin ardından bölgede yaşanan tahribatın giderilmesi ve depremden etkilenenlerin iyi olma halinin desteklenmesi amacıyla sahada aktif olarak faaliyet gösteren ve/veya bölgeye destek sağlamak üzere çalışmalarına başlayan sivil toplum kuruluşlarının (STK) dijital dönüşüm süreçlerini kapasite güçlendirme programları ve hibelerle desteklemek amacıyla European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Fonu’nun başvuru ve seçim süreçleri tamamlandı.

STK’ların bu süreçte öne çıkan ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla fona yapılan başvuruların yoğunlaştığı konulara, başvuru yapan kuruluşların genel durumu ve ihtiyaçlarına dair değerlendirmelerimizin yer aldığı açıklama metnine buradan  ulaşabilirsiniz.

Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2021 Döneminde Desteklediğimiz STK’ların Dijital Dönüşüm Planlarını Desteklemeye Devam Ediyoruz!

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu

Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2021 döneminde hibe desteği sağladığımız sivil toplum kuruluşlarının (STK), hayata geçirdikleri dijital dönüşüm planlarının etkisinin artmasına, devam etmesine ve yaygınlaşmasına katkı sağlamak amacıyla European Bank for Reconstruction and Development ve Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle kurduğumuz Dijital Dönüşüm Fonu Küçük Destekler hibe programı kapsamında dört STK’ya toplam 194,151 TL hibe desteği sağlıyoruz.

Desteklenen STK’ların çalışmaları ile ilgili ayrıntılı bilgileri aşağıda görebilirsiniz:

Ekosfer Derneği (Ekosfer), 2021 yılında sağladığımız hibe desteğiyle savunuculuk ve kaynak geliştirme kampanyalarını dijital platformlarda daha etkili bir şekilde yürütebilmek amacıyla kuruluşun ihtiyaçlarına cevap verecek bir internet sitesi geliştirdi. Derneğin 2021 döneminde yürüttüğü çalışmalarla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Ekosfer, Küçük Destekler hibe programı kapsamında sağladığımız 46.000 TL ile internet sitesinin ve dijital platformların verimliliğini arttırmak amacıyla bakım ve geliştirme çalışmalarını yapacak. Aynı zamanda finansal hareketlerin takibini yapabilecekleri dijital bir yapı kuracak.

Kadın Balıkçılar Derneği (KBD), 2021 yılında sağladığımız hibe desteğiyle bilgisayar destekli gıda güvenlik uygulamaları ve Mavi Pazaryeri isimli e-ticaret platformu kurdu. Derneğin 2021 döneminde yürüttüğü çalışmalarla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. KBD, Küçük Destekler hibe programı kapsamında sağladığımız 53.751 TL ile deniz emekçisi kadınların görünürlüğünün arttırmak ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadınların yaşadıkları mesleki ve toplumsal sorunlar hakkında kamuoyu oluşturmak amacıyla sosyal medya kampanyası düzenleyecek.

Troya Çevre Derneği, 2021 yılında sağladığımız hibe desteğiyle yenilenebilir enerji kooperatiflerini bir araya getirecek bir sosyal platform oluşturdu. Derneğin 2021 döneminde yürüttüğü çalışmalarla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Troya Çevre Derneği, Küçük Destekler hibe programı kapsamında sağladığımız 47.000 TL ile yenilenebilir enerjiyi akademik ve teknik olarak daha kapsamında ele almak, alandaki gelişmeleri ve deneyimleri daha fazla yaygınlaştırmak amacıyla Yenilenebilir Enerji Ajansı internet sitesini kuracak.

Yaşam için Toprak Derneği, 2021 yılında sağladığımız hibe desteğiyle kompost ve toprak iyileştirme konularında bilgi almak amacıyla başvurulan ana kaynak haline gelmesini amaçladıkları bir internet sitesi kurdu. Derneğin 2021 döneminde yürüttüğü çalışmalarla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Yaşam için Toprak Derneği, Küçük Destekler hibe programı kapsamında sağladığımız 47.400 TL hibe desteğiyle derneğin görünürlüğünü arttırmak amacıyla yapılacak iletişim çalışmaları için veri tabanı oluşturacak.

Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2023 Döneminde Desteklenecek STK’lar Belirlendi

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu, Çevresel Sürdürülebilirlik Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de şiddetli bir şekilde etkileyen depremlerin ardından bölgede yaşanan tahribatın giderilmesi ve depremden etkilenenlerin iyi olma halinin desteklenmesi amacıyla sahada aktif olarak faaliyet gösteren ve/veya bölgeye destek sağlamak üzere çalışmalarına başlayan sivil toplum kuruluşlarının (STK) dijital dönüşüm süreçlerini kapasite güçlendirme programları ve hibelerle desteklemek amacıyla European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2023 döneminde desteklenecek STK’lar belirlendi. Fon kapsamında 9 STK’ya toplam 1.440.000 TL hibe desteği ve mentorlarla çalışma, uzman destekleri vb. gibi imkanlardan oluşan dijital dönüşüm alanında kurumsal gelişim destekleri sağlayacağız.

Desteklenen STK’lar ve çalışmaları ile ilgili ayrıntılı bilgileri aşağıda görebilirsiniz:

65+ Yaşlı Hakları Derneği (65+YHD): Herkes için sağlıklı ve değer gören yaşlılık hakkını farklı kuşaklar ile bir arada desteklemek ve yaşlı nüfusu için sosyal politikalar geliştirmek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. 65+ YHD sağladığımız 160.000 TL hibe desteğiyle Çıktıların Yaygınlaştırılması ve Görünürlüğünün Artırılması projesini hayata geçirecek. Dernek proje kapsamında yaşlılık alanında savunuculuk çalışmaları yürütmek amacıyla açık kaynaklı dijital arşiv oluşturacak ve dijital iletişim stratejisi hazırlayacak. Aynı zamanda depremden etkilenen yaşlı kişilerle iletişim kurma yöntemleri ilgili çok dilli iletişim materyalleri hazırlayacak olan 65+YHD, bu materyallerin dijital platformlarda aracılığıyla yaygınlaşması için çalışmalar yapacak.

Derin Yoksulluk Ağı (DYA): Açık Alan Derneği’nin bir girişimi olarak faaliyetlerini yürüten DYA, derin yoksulluğun sürdürülemez koşullarını görünür kılmak, yoksulluğu bir insan hakları ihlali olarak tartışmak ve derin yoksulluk koşullarında yaşayan kişilerin temel ihtiyaçlarına erişimlerini desteklemek amacıyla çalışmalarını yapıyor. DYA sağladığımız 160.000 TL hibe desteğiyle İstanbul’da Afet Yoksulluğunun Verileştirilmesi ve Verilerin Paylaşımı projesini hayata geçirecek. DYA proje kapsamında Kahramanmaraş depremleri sonrası İstanbul’a gelen ailelerin ve üniversite öğrencilerinin yaşadıkları yoksulluk durumunu takip etmek ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla çalışmalarını yürütecek. Bu amaç doğrultusunda İstanbul’un afet yoksulluğu haritasını çıkaracak olan DYA, yoksulluğun nasıl deneyimlendiği ve ihtiyaç duyulan destek türleri ile ilgili veri üretecek. Üretilen veriler alanda çalışan farklı paydaşlarla paylaşacak.

Kalkınmada Kadının Sağlık Hakkı Derneği (Kadınsa): İzmir’de faaliyet yürüten Kadınsa, kadının sağlık hakkının yaşamın her dönemini kapsayacak biçimde ele alınmasını ve toplumsal cinsiyet bakış açısının sağlık alanında ana plan ve politikalara entegre edilmesini sağlamak amacıyla çalışmalarını yapıyor. Sağladığımız 160.000 TL hibe desteğiyle Sağlık 4.0 ve Sağlıkta Dijital Eşitlik için Eylem Planı projesini hayata geçirecek. Dernek proje kapsamında kanser tanısı almış ve tedavisi devam eden depremden etkilenmiş kadınlara erişebilirliği arttırmak ve kadınların ihtiyaçlarını daha iyi anlayarak politika üretilmesine katkı sağlamak amacıyla OncoHealth Assistant mobil uygulamasını güncelleyecek ve uygulamanın bilinirliğini arttırmak amacıyla tanıtım faaliyetleri yürütecek.

Konuşmamız Gerek Derneği: Türkiye’de menstrüel ürünlerin erişilebilirliğinin, kalitesinin ve sürdürülebilirliğinin artırılması, regl yoksulluğu ve deneyimleri ile ilgili veri toplama ve içerik oluşturmanın yaygınlaştırılmasını ve Milli Eğitim Müfredatı’na kapsamlı cinsellik ve regl olma eğitiminin dahil edilmesi amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Sağladığımız 160.000 TL hibe desteğiyle Menstrüasyonun Dijital Dalgası! projesini hayata geçirecek. Dernek proje kapsamında mültecilerin ve afetlerden etkilenenlerin mevcut sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak amacıyla geliştirilen HERA Dijital Sağlık mobil uygulaması içerisine regl sağlığı bölümü ekleyecek. Ayrıca depremden etkilenen kadınların üreme sağlığı hizmetlerine erişebilirliğini arttırmak amacıyla farkındalık çalışmaları yapacak. Aynı zamanda regli yoksulluğu alanında savunuculuk faaliyetleri yürütmek için internet sitelerini güncelleyecek olan dernek; dijital kampanyalar, bağış toplama çalışmaları ve iletişim faaliyetlerini bu platform üzerinden yürütecek.

Köy Okulları Değişim Ağı (KODA): Köyde yetişen çocukların eğitim süreçlerini sürdürülebilir şekilde iyileştirmeyi hedefleyerek köylerde, çocuktan başlayarak tüm topluluğa yayılacak ve kırsal kalkınmayı destekleyecek yenilikçi bir eğitim anlayışını hayata geçirmek için faaliyetler yürütüyor. Sağladığımız 160.000 TL hibe desteğiyle KODA Dijital Güçlenme Programı projesini hayata geçirecek. KODA proje kapsamında faydalanıcılar, bağışçılar, kamu ve özel sektör paydaşlarıyla işbirliklerini güçlendirmek için çalışmalarına müşteri ilişkileri yönetimi programı olan Salesforce entegre edecek. Aynı zamanda hibe kapsamında sağlanacak mentorluk ve atölye destekleri sonucunda çalışanlarının dijital kapasitesini güçlendirmeyi hedefleyen KODA, bu destekler sonunda detaylı bir dijital dönüşüm stratejisi hazırlayacak.

Medikal Arama Kurtarma Derneği (MEDAK): Deprem, yangın, sel gibi afetlerde, büyük kazalarda, toplumsal ayaklanmalarda, dağ ve doğa koşullarında meydana gelen kaybolma ve kaza olaylarında, eğitimli ve organize olmuş tıbbi personelin olay yeri ve çevresinde aktif saha hizmeti yapabilmesi için gereken koordinasyonunu sağlamak ve bu personele bu gibi acil durumlarda kendi hayatını idame ve hayat kurtarma görevleri için gereken tüm eğitimi vermek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. MEDAK sağladığımız 160.000 TL hibe desteğiyle HERA Sağlık Koordinasyon ve Haritalama Sistemleri projesini hayata geçirecek. Kahramanmaraş depremleri sonrası bölge özelinde yapılan kaynak israflarının önüne geçmek için hazırladıkları Afet Sağlık Haritası ve Hera Digital Health platformlarını geliştirmek ve bilinirliğini arttırmak amacıyla çalışmalar yürütecek.

S.S. Meryem Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi (Meryem Kadın Kooperatifi): Adana’da faaliyet yürüten Meryem Kadın Kooperatifi farklı üretim alanlarıyla kadınlara istihdam olanakları yaratmak ve kadınların güçlenmesini sağlamak amacıyla çalışmalar yapıyor. Kooperatif sağladığımız 160.000 TL hibe desteğiyle Dijital Güç projesini hayata geçirecek. Meryem Kadın Kooperatifi proje kapsamında kooperatifin bilinirliğini arttırmak, ürün ve hizmetlerini yaygınlaştırmak ve kaynak çeşitliliğini arttırmak amacıyla e-ticarete uyumlu internet sitesi geliştirecek.

S.S. Yaren Fikri Mülkiyet Hakları ve Proje Danışmanlığı Kooperatifi (Yaren Kooperatifi): İzmir’de çalışmalar yapan Yaren Kooperatif, kısa ve uzun vadede öncelikle Ege Bölgesi, daha sonra Türkiye genelinde sürdürülebilir eğitim ve kalkınma projeleri oluşturmak, eğitimdeki kültürel, sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri en aza indirerek toplumun tüm kesimlerinde sosyal dengeyi sağlayacak projeler yaratmak ve sürdürmek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Kooperatif sağladığımız 160.000 TL hibe desteğiyle Koop 4.0, Yaren Dijital Olgunluk ve Kapasite Geliştirme Planı projesini hayata geçirecek. İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) ortaklığıyla hayata geçirilecek proje kapsamında Hatay’da faaliyet gösteren kooperatiflerin Kahramanmaraş depremleri sonrası dijital olgunluk seviyeleri ölçülecek. Bu amaç doğrultusunda iki ay süreyle kooperatifçilik, dijital olgunluk ve dijitalleşmenin kooperatifler üzerindeki etkisiyle ilgili eğitimler alacak olan İSTE öğrencileri, eğitimler sonunda edindikleri bilgiler doğrultusunda Hatay’da bulunan kooperatiflerin mevcut durumunu ve ihtiyaçlarını analiz edecek. Analizler sonrası her bir kooperatife uygun eğitim programları hazırlanarak kuruluşların dijital olgunluk seviyesini arttırmak için çalışmalar yürütülecek.

Türkiye Alzheimer Derneği (TAD) kişilerin, Alzheimer hastalığı ve bakımı konusunda bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve bu hastalıktan muzdarip kişi ve ailelerin yaşam kalitesinin artırılması amacıyla çalışmalar yürütüyor. TAD fon kapsamında sağladığımız 160.000 TL hibe desteğiyle kurumsal verimliliğini ve paydaşlarla iletişim kapasitesini güçlendirmek amacıyla Alztek Dönüşüm projesini hayata geçirecek. Dernek proje kapsamında Alzheimer hastalığından korunmanın yolları, Alzheimer hastalarının bakımı, Alzheimer hastalarıyla iletişim başta olmak üzere zihinsel ve fiziksel egzersizlerin, sağlıklı yaşlanma ile ilgili bilinçlendirme eğitimlerinin yer alacağı ücretsiz ve açık kaynaklı Sağlıklı Yaşlanma Platformu’nu kuracak.

 

 

Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2023 Dönemi Başvuruları Sona Erdi

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de şiddetli bir şekilde etkileyen depremlerin ardından bölgede yaşanan tahribatın giderilmesi ve depremden etkilenenlerin iyi olma halinin desteklenmesi amacıyla sahada aktif olarak faaliyet gösteren ve/veya bölgeye destek sağlamak üzere çalışmalarına başlayan sivil toplum kuruluşlarının (STK) dijital dönüşüm süreçlerini kapasite güçlendirme programları ve hibelerle desteklemek amacıyla European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2023 dönemi başvuruları sona erdi.

Fona, teknik kriterlere uyan 26 STK toplam 27 dijital dönüşüm planıyla başvuruda bulundu. Başvuruların 24’ü dernek ve 3’ü kooperatif tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar tarafından yapıldı. Fona Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Mersin ve Şanlıurfa olmak üzere 13 ilden başvuru alındı. Dijital Dönüşüm Fonu’ndan talep edilen toplam hibe tutarı 3.052.828 TL oldu.

Dijital Dönüşüm Fonu 2023 Dönemi Tanıtım Toplantısına Davetlisiniz

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de şiddetli bir şekilde etkileyen depremlerin ardından bölgede yaşanan tahribatın giderilmesi ve depremden etkilenenlerin iyi olma halinin desteklenmesi amacıyla sahada aktif olarak faaliyet gösteren ve/veya bölgeye destek sağlamak üzere çalışmalarına başlayan sivil toplum kuruluşlarının dijital dönüşüm süreçlerini kapasite güçlendirme programları ve hibelerle desteklemek amacıyla European Bank for Reconstruction and Development  ve Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2023 döneminin çevrimiçi tanıtım toplantısına davetlisiniz.

5 Temmuz 2023 Çarşamba günü saat 13.00-14.00 arasındaki gerçekleşecek tanıtım toplantısında fonun öncelikleri, başvuru koşulları ve değerlendirme kriterleri gibi konularda bilgi paylaşımının yanı sıra katılımcıların fon ve başvuru süreci hakkındaki sorularına yanıt verilecek bir soru-cevap oturumu da düzenlenecektir.

Toplantıya katılmak isteyenlerin kayıt formunu doldurmasını rica ederiz. Toplantının katılım bağlantısı yalnızca kayıt yaptıran kişilere e-posta yoluyla iletilecektir.

Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2023 Dönemi Başvuruları Açıldı

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de şiddetli bir şekilde etkileyen depremlerin ardından bölgede yaşanan tahribatın giderilmesi ve depremden etkilenenlerin iyi olma halinin desteklenmesi amacıyla sahada aktif olarak faaliyet gösteren ve/veya bölgeye destek sağlamak üzere çalışmalarına başlayan sivil toplum kuruluşlarının (STK) dijital dönüşüm süreçlerini kapasite güçlendirme programları ve hibelerle desteklemek amacıyla European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2023 dönemi başvuruları açıldı.

Fon kapsamında desteklenmeye hak kazanan her bir STK’nın kurumsal hedefleri doğrultusunda dijital dönüşüm planı oluşturması ve uygulaması bekleniyor. Toplam 15 ay sürecek hibe programının ilk üç ayında STK’lara yönelik yön belirleyici, bilgilendirici ve yetenek geliştirici atölyeler düzenlenecek. Daha sonraki 12 ayda ise STK’lar hibeler, mentorluk, pro bono ve diğer yetenek geliştirici çeşitli imkanlardan faydalanacak.

Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2023 dönemine yapılan başvuruların odağında aşağıda yer alan yaklaşımlardan en az bir tanesinin yer alması beklenir:

  1. Kurumsal Verimlilik: STK’nın bilgi ve veri ile ilişkisini iyileştirmesi ve/veya düzenlemesi aynı zamanda haritalama, veri tabanı oluşturma, yeni veri toplama biçimleri, yeni yazılımların satın alınması ve ekiplerin bu sürece uyumunun sağlanması gibi çalışmalar,
  2. Paydaşlarla İletişim: STK’nın kamuoyunu ve/veya hedef kitlesini hareketlendirebileceği iletişim altyapısı oluşturulması, savunuculuk çalışmalarında desteklemek amacıyla veri görselleştirme çalışmaları, mevcut bir programın dijital ortama aktarılarak dönüştürülmesi gibi çalışmalar,
  3. Gelir Getirme Potansiyeli Olan Ürün veya Hizmet Geliştirme: Bağışçı arayüzü, e-dükkân, kayıt temelli e-eğitim ve/veya e-sertifika programı oluşturması, bağışçı odaklı bilgilendirme için altyapı kurulması gibi çalışmalar,
  4. Verileri, Altyapıyı ve Ürünleri Başkalarının Kullanımına Açmak: Kullanılan dijital altyapıların ve toplanan verilerin, farklı STK’ların da kullanımına sunulmasını içeren çalışmalar.

Aşağıdaki başvuru kriterlerine uyan ve tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar hibe programına başvurabilirler:

  • Türkiye’de kurulmuş dernekler, vakıflar, kooperatifler ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluşlar,
  • En az bir senedir sahada aktif olarak çalışan kuruluşlar,
  • 2022 gelirleri 40.000 TL ve 4.000.000 TL arasında olan kuruluşlar,
  • İlgili alanda deneyim, kurumsal kapasite ve vizyona sahip kuruluşlar.

Dijital Dönüşüm Fonu kapsamında STK’lara dağıtılacak hibenin toplam tutarı en az 960.000 TL’dir. Başvuru yapan STK hibe programından en fazla 120.000 TL talep edebilir.

Fona başvurmak isteyen kuruluşların başvuru formunu eksiksiz şekilde doldurarak 17 Temmuz Pazartesi günü saat 18:00’a kadar göndermeleri gerekir.

Dijital Dönüşüm Fonu hakkında detaylı bilgilere (başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri ve fon takvimi) ve başvuru formuna  ulaşabilirsiniz.

Kadın Balıkçılar Derneği ile Dijital Dönüşüm Fonu Kapsamındaki Çalışmalarını Konuştuk

By | Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu

Kadın Balıkçılar Derneği (KBD), denizlerin ekolojik dengesinin sürdürülmesini sağlamak, denizlerden ve deniz ürünlerinden sağlıklı ve etkin biçimde faydalanmak ve deniz ekosistemin kullanıcılarından biri olan kadın balıkçıların toplumsal, ekonomik ve mesleki olarak güçlenerek karar alma süreçlerinde yer almasını sağlamak amacıyla çalışmalar yapıyor. European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu kapsamında hibe ve kapasite gelişim desteği sağladığımız Kadın Balıkçılar Derneği, Mavi İşler Dijital Dönüşüm projesi kapsamında kurumsal kapasitesini arttırmak ve finansal sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla çalışmalarını yürüttü. KBD hibe kapsamında, aynı zamanda, dijital altyapısını güçlendirerek bilgisayar destekli gıda güvenlik uygulamalarını ve Mavi Pazaryeri e-ticaret platformunu hayata geçirdi.

Kadın Balıkçılar Derneği Mavi İşler Dijital Dönüşüm Proje Sorumlusu Aslı Olgunlar, Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Kübra Ceviz Sanalan ve Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Huriye Göncüoğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; sualtı ekosistemini korumak ve sürdürülebilir balıkçılığı sağlamak amacıyla alınması gereken tedbirler, Mavi Büyüme ve Mavi Ekonomi kavramları, derneğin 2022 planları ve hibe kapsamında yürüttükleri çalışmalar hakkında konuştuk.

Akdeniz Genel Balıkçılık Konseyi General Fisheries Commission for the Mediterranean – GFCM)’nin 2021 verisine göre Akdeniz balıkçılığının yıllık ekonomik değeri 8.8 milyar ABD doları. Böylesi büyük bir sektörde sualtı ekosistemini korumak ve sürdürülebilir balıkçılığı sağlamak amacıyla ne tür tedbirler alınması gerekiyor?

Sürdürülebilir denizler ve balıkçılık hem yerel hem de küresel anlamda bazı ciddi sorunlar yaşıyor ve zor zamanlar geçiriyor. Hem denizel kaynakların ve balıkçılık sektörünün sürdürülebilirliğini sağlayabilmek hem de denizlerin sağlığı için sürdürülebilirliği devam ettirebilmek için teşvik edici tedbirlere, politikalara ve uygulamalara ihtiyacımız var.  Türkiye’deki belli başlı sorunları şu şekilde sıralayabiliriz:

1) Denizel Kaynakların ve Çeşitliliğin Azalması ile Mücadele

  • Çevre Kirliliği: Kıyı yerleşim yerlerindeki kontrolsüz nüfus artışı, denetimsiz ve bilinçsizce yapılan çevre planlama ve atık yönetimleri evsel ve endüstriyel çevre kirliliğinin artmasına neden olarak günümüz ve gelecek nesillerin deniz kaynaklarını ciddi şekilde tehdit ediyor.
  • Küresel Isınma/İklim Değişikliği: Aşırı endüstriyel büyüme ve sanayilerin kontrolsüzce atmosfere saldıkları gazların neden olduğu düşünülen sera etkisi dünyada kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıkların artmasına ve iklimlerin değişmesine sebep oluyor. Bu kısa dönemde kontrol edilemeyen iklim değişiklikleri denizleri ve dolayısıyla deniz canlılarını ciddi şekilde olumsuz etkiliyor.
  • Ekolojik Dengenin Bozulması: Çevre kirliliği, küresel ısınma, yanlış avlanma gibi denizlerin aldığı tüm olumsuz etkiler dünya üzerinde yaşayan tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi için gerekli olan doğal şartların bozulmasına neden oluyor. Bu durum, denizlerdeki yaşamın azalmasına ve hatta bölgesel olarak bitmesine sebep oluyor.
  • İstilacı Balık Türlerinde Artış: Deniz ve iç sulara çeşitli yollarla ulaşarak buradaki türlerin besin kaynaklarını ve habitatını olumsuz etkileyen bazı istilacı türler Türkiye’de son yıllarda gözlenen önemli bir problem.

2) Yasadışı, Kayıtdışı ve Kuraldışı (YKK) Balıkçılık ile Mücadele

  • Yasa Dışı Avcılık: Yer, zaman ve tür yasaklarına uyulmaması, kaçak trol avcılığının ve/veya hedef dışı türlerin avcılığının yapılması, hayalet avcılık ve denizlerin dip bölgesinin tahribatı gibi sınırsızca ve bilinçsizce yapılan yasa dışı deniz avcılığı balıkçılık sektörünün kanayan yarası olmaya devam ediyor. YKK balıkçılığın artması, denizlerimizin kısa vadede iyileşemeyecek zararlar görmesine neden oluyor. Ayrıca, onca emekle ve alın teriyle çalışan, vergi yükümlülüklerini yerine getiren balıkçılarımızın haksız rekabete maruz kalmasına sebep olup mesleki sürdürülebilirliklerini tehdit ediyor.
  • Aşırı Avlanma ve Avcılık Sonrası Balık İsrafı: Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü‘ne göre 2010 ve 2014 yılları arasında küresel deniz balıkçılığından kaynaklanan yıllık ıskarta miktarı av miktarının %10,8’ini oluşturuyor. Türkiye ve çevresindeki denizlerde yapılan çalışmalara göre bu kayıplar %6 ila %45 arasında gerçekleşiyor.
  • Endüstriyel Balıkçılığın Aşırı Büyümesi: Aşırı kapasiteli endüstriyel balıkçılık filoları, hem denizlerimizdeki doğal kaynaklar üzerinde büyük baskı oluşturuyor hem de küçük ölçekli balıkçılık yapan geleneksel balıkçının mesleki ve finansal sürdürülebilirliğini zorluyor. Küçük ölçekli balıkçılık Türkiye’de balıkçılığın yaklaşık %90’ını oluşturmakta. Öte yandan, tutulan balığın sadece %10’u küçük ölçekli balıkçılar tarafından avlanıyor. Bu durum, küçük ölçekli balıkçının gelir düzeyinin az olmasına sebep olup sosyo-ekonomik durumlarını zayıflatıyor.
  • Amatör Balıkçıların Yasal Olmadığı Halde Tuttuğu Balığı Satması: Amatör balıkçıların, avladıkları miktar resmi rakamlara dahil edilmese de ticari balıkçılık üzerinde önemli bir av baskısı oluşturduğu düşünülüyor.
  • Yasa Dışı Zıpkınlı Balık Ticareti: Kıyı şeridinde zıpkın avcılığının balık yuvalarına zarar vermesi, zıpkın avcılığının gece ve tüple yapılması, ekonomik değeri yüksek olduğu için belirli balıklara odaklanılması bir bölgedeki demersal balık stoklarını birkaç günde çökertebilecek olumsuz ekosistemsel sonuçlara neden olabiliyor.

3) Sosyal, Kültürel ve Rekabet Koşullarının Yetersizliği

  • Türkiye’de Balık Tüketim Alışkanlıkları: Avlanan balıkların %31,7’lik kısmı taze olarak, geri kalan % 59,3’lük kısmı ise işlenmiş olarak tüketiliyor. Ancak Türkiye’de üretilen balığın %86,2’lik kısmı taze olarak tüketiliyor. İşlenmiş balıkların (dondurma, kurutma, tuzlanma, konserveleme ve tütsüleme, vb.) miktarı ise sadece %13,8 civarında. Türkiye’de balık tüketim alışkanlıklarının, sadece taze ve belirli av dönemlerinde tüketilmesi, avlanan balığın verimli tüketimini engellediği gibi, mevsimselliğe ve fiyat dalgalanmalarına neden oluyor. Avcılığın bol olduğu dönemlerde fiyatlar düşerken, avcılık azaldığında ise fiyatlar yükseliyor. Fiyatların aşırı düşmesi balıkçının kazancını, aşırı yükselmesi ise balık tüketimini olumsuz etkiliyor.
  • İşlenmiş Balık Kültürünün Azlığı: Teknolojinin ve yatırımların yetersiz olması nedeniyle; Türkiye’de balık işleme ve muhafaza etme yöntemlerinin uygulanmasında sorunlar bulunuyor. Örneğin; satılamayan veya ekonomik değeri düşük olduğu için avlanan balıklar çöpe atılarak israf ediliyor. Hal böyleyken, işlenmiş ürün yelpazesinin genişletilmesi, katma değeri yüksek ürünler üretilmesi ve pazarlaması konularında araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılması önem kazanıyor.
  • Cinsiyet Ayrımcılığı: Türkiye’de aile balıkçılığının temelini kadınlar oluşturuyor. Ancak toplumumuzda, gerek balıkçılığın erkek mesleği olarak görülmesi gerekse kadının aile ve yurt ekonomisinde geri planda tutulması nedeniyle kadın balıkçılar ve balıkçılık sektöründeki kadınlar sosyal ve ekonomik anlamda zayıflatılıyor. Ayrıca, geçimini denizden sağlayan kadınların varlıkları ve kararları cinsiyet ayrımcılığı yüzünden sektörün politikalarına yansımıyor. Bu eşitsizliğin durdurulması, kadın haklarının gözetilmesi ve korunması hem Türkiye’deki kadınlara hem de ülke ekonomisine önemli derecede katma değer sağlayacaktır.
  • Küçük Ölçekli Balıkçılığın Sosyo-ekonomik Düşüşü: Yukarıda belirttiğimiz tüm bu sebeplerden ötürü, tükenmekte olan denizlerimizdeki balık stokları ve sektördeki adil olmayan rekabet koşulları hem geleneksel küçük ölçekli balıkçının hem de geçimini balıkçılık sektöründen elde eden küçük esnafın üretkenliğine, verimliliğine, geliri ve mesleki sürdürülebilirliğine ciddi anlamda zarar veriyor.
  • Eğitimsizlik: Bilinçsizce ve farkında olmadan; kullanılan ve tüketilen denizel kaynaklar, yıpratılan ve kirletilen denizler küresel anlamda insanın yaşam koşullarını olumsuz etkiliyor. Bu sebepten, denizlerin biyolojik dengesinin ve çeşitliliğinin sürdürülmesi amacıyla denizlerden ve deniz ürünlerinden sağlıklı ve elverişli bir biçimde faydalanmayı, adil, bilinçli, sağduyulu ve sürdürülebilir balık avcılığı ve tüketimi konusunda hem bireysel hem de kurumsal eğitimler gerçekleştirilerek, bireylerin farkındalıklarının arttırılması gerekiyor.

4) Devlet ve Örgüt Desteklerinin Yetersizliği

  • Tedbir, Denetim ve Mevzuat Yetersizlikleri: Yukarıda belirttiğimiz sorunlar ile ilgili olarak tedbirler ve denetimin arttırılması, gerekli alanlarda mevzuat eklemeleri ve/veya değişikliklerinin yapılması gerekiyor.
  • Yetersiz Örgütlenme ve Organizasyon: Yukarıda belirttiğimiz sorunların çözümlenmesi, denizlerinizin ve deniz canlılığının korunması için gerekli önlemlerin belirlenmesi, birey ve kurumların bilinçlendirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınıp uygulanması konularında balıkçılık sektöründe çalışan tüm insanların örgütlenmesi ve organize bir şekilde çalışması gerekiyor.

Son dönemlerde sıklıkla duyduğumuz Mavi Büyüme ve Mavi Ekonomi kavramları arasındaki fark nedir? Bu kavramların öneminden ve uygulanması için ulusal düzeyde yürütülen çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Kısaca ‘Mavi Büyüme’ bir strateji ve hedef; “Mavi Ekonomi” ise bu hedefin gerçekleştirilmesine olanak sağlayan bir kavram ve araçdiyebiliriz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Avrupa Birliği’nin Sıfır Emisyon Stratejisi (Temiz Enerji) ve ekonomi hedefleri denizlerdeki tahribatın artması ile kalkınma ve doğa arasındaki dengenin kurulmasına odaklanıyor. Günümüzde balık stoklarının azalması, okyanusların hala asidik olması, deniz seviyesinin yükselmesi, deniz ürünlerinin toksitisesinin artması aynı zamanda ekonomik bir sorun. Özellikle denizel sektörlere bağımlı yaşayanları yoksullaştırıyor ve denizel kaynaklı gıdanın azalmasına yol açıyor. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Dünya Bankası gibi uluslararası kurumlar mavi ekonomi konusunu daha ciddiye alan çalışmalar yapmaya başladı.

Eylül 2012’de Brüksel’de Avrupa Komisyonu ‘Deniz ve Denizcilik Sektörleri için Sürdürülebilir Büyüme’ hakkında bir basın bülteni yayımlayarak Mavi Büyüme stratejisini ortaya attı: Mavi Büyüme, bir bütün olarak denizcilik ve denizcilik sektörlerinde sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için uzun vadeli bir stratejidir. ‘Mavi Ekonomi’ kabaca 5,4 milyon işi temsil ediyor ve yalnızca Avrupa bölgesinde yılda yaklaşık 500 milyar Avro’luk brüt katma değer üretiyor. Strateji; kısmen Gunter Pauli’nin Mavi Ekonomi kavramına atıfta bulunularak benimsenmiştir. Mavi büyüme stratejisi, her ülke için gıda ve enerji güvenliğinin sağlandığı, aynı zamanda denizde veya denizde çalışmak isteyenler için sürdürülebilir işlerin olduğu sürdürülebilir bir gelecek için denizel ekonomiyi büyütmeye yönelik hedefler ortaya koyar. Dolayısıyla, aslında “mavi” suyu, “büyüme” ise ekonomiyi ifade eder. Mavi Büyüme, döngüsel ekonominin bir parçasıdır da diyebiliriz. Sadece balıkçılık sektörü için değil aynı zamanda denizel taşımacılık, kıyı turizmi, okyanus enerjisi, denizel araştırmaları da kapsar.

Kadın Balıkçılar Derneği olarak bu kavramların ve politikaların ülkemizde tanıtımı ve balıkçılık sektöründeki uygulamaların yaygınlaştırılması amacıyla çalışıyoruz. Mavi İşler Dijital Dönüşüm projemizin yanı sıra, bu kapsamda bugüne kadar yaptığımız çalışmalarımızı kısaca şöyle özetleyebiliriz;

  • Küçük ölçekli aile balıkçılarını desteklemek üzere mesleki sorunlarına yönelik güçlendirme ve farkındalık çalışmaları,
  • Balıkçılık sektöründe Mavi Büyüme için olmazsa olmaz olan cinsiyet eşitliği politikalarına yönelik savunuculuk faaliyetleri,
  • İlk projemiz olan “Mavi Gezegen Mavi İşler” projesi ile avcılık sonrası balık israfı ile ilgili farkındalığı arttırmak ve ülkemizde bu israfı azaltmak amacıyla balıkçılıkta ıskartaya çıkan balığın geleneksel yöntemlerle işlenmesi ve konservelenerek ekonomiye geri kazandırılması için faaliyetler yürüttük.

Ayrıca, Türkiye’de yine Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün desteklediği Pesca Turizm (balık sezonu dışında küçük ölçekli balıkçıların denizden gelir elde etmesini sağlayan turizm) ve deniz enerjisi yatırımları (uygulamaları), İzmir Kalkınma Ajansı’nın deniz teknolojisi projeleri takip edebildiğimiz mavi ekonomi çalışmalarıdır.

Vakfımızdan aldığınız hibe ve kapasite gelişim desteği ile Kadın Balıkçılar Derneği’nin dijital dönüşümünü güçlendirmek için hangi alanlara odaklandınız? Bu kapsamda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Mavi İşler Dijital Dönüşüm (MİDD) projemiz ile kurumsal verimliliğimizi ve sürdürülebilirliğimizi arttırmak üzere çalışmalar yaptık. Bu kapsamda kısaca faaliyetlerimizi şu şekilde sıralayabiliriz.

Derneğimiz bünyesinde;

  1. Bir dernek iktisadi işletmesi
  2. Fonzip ve PAYTR işbirliği ile bir dijital bağış sistemi,
  3. Kurduğumuz e-ticaret platformu (Mavi Pazaryeri) ile yeni kurulmuş ve kaynakları kısıtlı bir dernek olarak kurumsal kaynaklarımızı dijitalde arttırma çalışmaları gerçekleştirdik.

Ayrıca;

  • Yazılım ve donanım ihtiyaçlarımız belirlendi ve envanter listeleri oluşturuldu.
  • Yazılım ve donanım ihtiyaçlarımız doğrultusunda sivil toplum kuruluşları (STK) için var olan fırsatlar araştırıldı ve gerekli olanlar tespit edilerek yararlanıldı.
  • Proje ve görev yönetimi, ödeme ve bağış toplama sistemi temin edildi ve kullanılmaya başlandı.
  • Kurumun dijital güvenliği arttırma çalışmaları yapıldı.
  • Habitat Derneği ile gerçekleştirilen işbirliği sonucunda kadın balıkçılara yönelik dijital becerileri geliştirecek dijital okuryazarlık eğitimi gerçekleştirildi.
  • Ekip içi iletişimde kullanılan araçların verimliliği arttırıldı.
  • Paydaşlarla iletişimi güçlendirmek için gerekli altyapı iyileştirilmesi yapıldı.
  • İnternet sitemize içerik üretilerek güncel tutulmaya devam edildi.
  • Dijital mecralarda içerik paylaşabilmek için kurumun dijital üretim kapasitesi güçlendirildi.
  • Dijital olarak kullanılabilecek kaynak geliştirme araç ve platformları hakkında bilgi edinildi. Derneğimizin ihtiyacını karşılayabilecek araç ve platformları belirlenip yapımıza entegre edildi.
  • Derneğimizdeki tüm veriler düzenlenerek yedeklendi ve güvence altına alındı. Veri yönetiminin planlaması yapıldı.
  • Veri yönetimi ve bu konuyla ilgili yasal süreçleri (Kişisel Verileri Koruma Kanunu- KVKK) hakkında geliştirme çalışmaları yapıldı.

Kısaca, derneğimizin dijital altyapı kapasitesinin arttırılması için de gerekli yazılım, donanım, güvenlik, insan kaynağı, iletişim, arşivleme, marka, veri ve kaynak yönetimi gibi konular üzerinde iyileştirme çalışmaları yaptık.

Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu kapsamında aldığınız desteğin derneğinize ve çalışmalarınıza nasıl bir katkısı oldu? Fonu destekleyen bağışçılarımızla paylaşmak istediğiniz bir mesajınız var mı?

Denizlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve denizel sektörlerde çalışan kadınların güçlendirilmesi amacıyla çalışmalarını yürüten yeni kurulmuşbir dernek olarak; pandemi koşullarına rağmen, dijitalde çalışmalarımıza devam edebilmiş üstüne üslük kurumsal kapasitemizi önemli ölçüde iyileştirerek derneğimizin sürdürülebilirliği için önemli bir sıçrama elde edebildik.

Dijital araçlara bakış açımız olumsuzdan olumluya bir dönüş yaşadı. Aynı zamanda, dijital araçları kullanımına çok daha hızlı adapte olabildik. Bünyemize kattığımız bu dijital araçlar sayesinde faaliyetlerimizi hızlandırarak daha güvenli ve verimli çalışmaların altyapısını da oluşturmuş olduk. Ayrıca, dijital ortamda sürdürülebilir kaynak geliştirme altyapıları edinerek derneğimizin sürdürebilirliği konusunda kısa bir dönem içinde büyük yol katettik.

Kadın Balıkçılar Derneği olarak, çalışmalarımız ülkemizin tümünü kapsıyor. Üyeler, çalışanlar, işbirlikçiler, destekçiler, gönüllülerimiz ve hedef kitlemiz bağlamında Türkiye’nin birçok ilinde yer alıyoruz. Bu sebepten, bir araya gelmek ve iletişim halinde kalmak faaliyetlerimizin devamlılığı ve verimi açısından çok önemli. Pandemi ile beraber bir araya gelmek neredeyse imkânsız hale gelmişti. Ancak, MİDD projemiz kapsamında yürüttüğümüz  çalışmalarımız sayesinde, bu büyük engeli büyük ölçüde aştığımızı söyleyebiliriz. Pandemi süresince, dijital araçları kullanarak (sosyal medya iletişimi, Zoom toplantıları ve etkinlikleri, Slack ve WhatSapp iletişimi, internet sitesi, vb.) faaliyetlerimize verimli bir şekilde devam edebilmenin mutluluğu içindeyiz. Ek olarak, bu süreçte dijitalde aktif olmanın etki alanımızı daha da genişlettiğini, ekip çalışmalarımızın verimini daha da arttırdığını ve kaynaklarımızın daha hızlı çoğaldığını gördük. Bu sebepten, pandemi sonrasında da dijital faaliyetlerimizi sürdürmeye ve geliştirmeye devam edeceğiz.

Son olarak; Fon kapsamında uygulanan Kapasite Gelişim Bileşeni faaliyetleri çerçevesinde aldığımız atölyeler, eğitimler ve mentörlük destekleri kapasite gelişim sürecimizi  kolaylaştırıp hızlandırdı. Aynı zamanda, kıymetli bilgi aktarımlarından da çok fazla faydalandığımızı önemle belirtmek isteriz. Sizinle çalışmak büyük zevkti!

Kadın Balıkçılar Derneği’nin 2022 yılı için öncelik vereceği alanlar ve çalışmalar neler olacak? Derneğin önümüzdeki dönem için planlarından bahseder misiniz?

Yukarıda belirttiğimiz kurumsal öğrenimlerimizle beraber dijital çağa ayak uydurmayı ve MİDD projemizi bir programa dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu program kapsamında kısa ve orta vadede hedeflerimiz;

  • E-ticaret platformumuzu pazaryerleri, üreticiler ve ürünler kapsamında genişletmek,
  • Dijital eğitimler, atölyeler, seminerler, toplantılar ve etkinlikler gerçekleştirmek,
  • E-bağış sistemimizi genişleterek, aktif e-bağış kampanyaları yürütmek,
  • E-kitap, e-dergi gibi dijital yayınlarımızı çoğaltmak,
  • İnternet sitemizi güncel tutmak ve mavi ekonomi, mavi büyüme ve mavi sürdürülebilirlik için bir e-kütüphane oluşturmak,
  • Dijital altyapı çalışmalarımıza devam etmek (e-imza, e-muhasebe, KEP, vb.).