Category

Destekle Değiştir

İstanbul Koruyucu Aile Derneği İlk Temas Projesini Tamamladı

By | Destekle Değiştir

Ekim 2019’da düzenlediğimiz Destekle Değiştir etkinliğine katılan İstanbul Koruyucu Aile Derneği (İKAD), çocukların biyolojik ailesiyle yaşamasının mümkün olmadığı durumlarda uygun başka bir aileyle yaşama hakkından yola çıkan koruyucu ailelik modelinin yaygınlaştırılması ve mevcut koruyucu ailelerin desteklenerek güçlendirmesi amacıyla çalışmalar yapıyor. İKAD, İlk Temas projesi ile çocuklarla koruyucu ailelerinin bir araya geldikleri sürecin başından itibaren birbirleri ile ilişki kurma becerilerini güçlendirmek amacıyla  çalışmalar yaptı. Dernek, proje kapsamında, 42 çocuk için 266 bireysel terapi seansı gerçekleştirdi ve koruyucu aileler ile psikologların bir araya geldiği yapılandırılmış paylaşım grupları düzenledi. İKAD aynı zamanda çocuk ile aile arasında güvenli bir ilişkinin kurulmasını sağlayabilecek oyunların yer aldığı  Ebeveynler ve Çocukları İçin İlk Temas Oyun Kitapçığı’nı yayınladı ve koruyucu aile olmaya yeni başlayan aileler için uzman görüşlerinden oluşan bir  video serisi hazırladı. İKAD Yönetim Kurulu Üyesi Alev Topal ile yaptığımız röportajda İlk Temas projesi kapsamında yaptıkları çalışmaları, COVID-19 salgının koruyucu aileler ve çocuklar üzerindeki etkilerini ve Destekle Değiştir etkinliğinin derneğe katkılarını konuştuk.

İlk Temas projesini yakın zamanda tamamladınız. Proje kapsamında yaptığınız çalışmalardan ve projenin çıktılarından bahseder misiniz?

İlk Temas projesi ile koruyucu ailelere ve çocuklarına psikolojik destek sağlayarak ailelerin yaşayabilecekleri zorluklara hazır olmaları konusunda destek olmayı ve çocukların yeniden kurum bakımına dönüş ihtimalini en aza indirmeyi hedefledik.  Projeye başladığımızda hayatımızda henüz COVID-19 salgını nedeniyle oluşan şartlar yoktu. O nedenle planladığımız faaliyetlerde zorunlu olarak bazı değişiklikler yapmak zorunda kaldık. Bu değişiklikleri yaparken koruyucu ailelerin de fikirlerini aldık. Küçük yaş grubunda olan çocuklar ile yüz yüze yapılması planlanan oyun terapilerini iptal edip mevcut koşullarda ailelerin değişen ihtiyaçlarına destek verecek yeni bir yol haritası çizmemiz gerekti. Bu doğrultuda ergenlik dönemindeki çocuklara koruyucu ailelik yapan aileler için uzman psikolog Derya Gülterler ile “Pandemi Sürecinde Gençleri Anlamak Ve Onlara Destek Olmak” başlığında seminerler düzenleyip ailelerin psikoloğa bu yönde sorular sorabileceği oturumlar gerçekleştirdik. Seminerlerde ailelerin seminerin ötesinde daha farklı bir sürece ihtiyacı olduğu tespit edilince psikologlar eşliğinde aileler ile yapılandırılmış paylaşım grupları düzenlendik. Üç oturumdan oluşan bu paylaşım grupları aynı yaş aralığında çocukları olan aileler için farklı gruplar halinde düzenledi. Çocuğu için psikolojik desteğe ihtiyacı olan ailelere proje kapsamında uzman psikologlardan sekiz seanslık ücretsiz bireysel destek sağladık.

Aileler ve çocuklarla yapılan bu bire bir temasların dışında sisteme eklenen yeni aileler için de ilk temasın önemi üzerine içeriklerin hazırlanmasına devam edildi. Koruyucu aileliğin ilk aşamasında çocuk ile aile arasında güvenli bağlanmanın sağlanması en önemli konulardan biridir. Bu amaçla özellikle koruyucu aile olmaya yeni başlayanlara destek olması amacı ile psikolog Görkem Demirdöğer eşliğinde ailelerin evde çocuklarıyla rahatlıkla oynayabilecekleri güven geliştirici oyunları içeren bir kitapçık hazırladık. Bunun dışında ailelerden psikologlara sormak istedikleri soruları topla, psikologlardan bu sorulara cevap verdikleri videolar hazırlamalarını istedik. Bu sayede, proje çıktısı olarak bundan sonra sisteme dahil olacak bütün koruyucu aileler için bir oyun kitapçığı ve bilgilendirici videolar hazırlamış olduk. Şimdiye kadar aslında neredeyse bütün koruyucu ailelerin kafasını meşgul eden ve en sık karşımıza çıkan soruların uzmanlar tarafından cevaplandığı videolar paylaşıldı. Bu videoları yine bu proje kapsamında yenilenen internet sitemize ve Youtube kanalımıza yükledik. Proje kapsamında oluşturduğumuz bu materyalleri diğer illerdeki koruyucu aile dernekleri ile de paylaştık. Bu materyallere isteyen tüm koruyucu aileler ya da koruyucu aile olmayı düşünen kişiler https://istanbulkoruyucuaile.org.tr/ adresinden ulaşabilirler.

COVID-19 salgını ve bu kapsamda alınan tedbirler nedeniyle İlk Temas projesinin faaliyetlerinde bazı değişiklikler yapmanız gerekti. Birlikte çalıştığınız grupların salgınla birlikte değişen ihtiyaçlarından ve projede yaptığınız değişikliklerin bu anlamdaki etkisinden bahseder misiniz?

COVID-19 salgını hiç beklenmedik bir durum olarak karşımıza çıktı ve bu süreç aslında koruyucu ailelerin ev içindeki dengelerini tamamen değiştirmiş oldu. Hem eğitim ortamlarının çevrimiçi eğitime geçmesi hem de birçok kurumun uzaktan çalışmaya geçmesi ile koruyucu aileler için de ev içindeki bütün dengeler değişmiş oldu. Aileler bu süreçte ne yapacağını bilemez hissetmeye başladı. Sürekli olarak evin içinde olmak aileler açısından kendilerini de zorlayan bir süreç oldu. Kendilerine ait bir alan kalmamıştı, değişen dengeleri yeniden yapılandırmaya çalışıyorlardı ve bazen kendilerini çok yetersiz hissettikleri anlar oluyordu. O nedenle proje kapsamındaki desteklerle çocuklar için bireysel psikolog seansları yapılabilmesi bu süreçte çocukların yeniden artan kaygılarını dengelemekte onlara çok iyi geldi. Bu süreçte oluşturduğumuz paylaşım gruplarının sonunda aileler yalnız olmadıklarını hissettiklerini ve bu desteğin onlara çok iyi geldiğini söylediler.

Proje kapsamında hazırladığınız Ebeveynler ve Çocukları İçin İlk Temas Oyun Kitapçığı koruyucu aileler ile çocukları arasındaki bağı güçlendirmek için oyun terapisini odağına alıyor. Hazırladığınız kitapçığın kapsamından ve oyun terapisinin katkılarından bahseder misiniz? 

Koruyucu aileliğin özellikle ilk aylarında ailelerin en sık karşılaştıkları sorun güvenli bağlanma sorunu ve ailenin bunu nasıl çözeceğini bilememesidir. Sonuçta evinize sizinle beraber yaşayacak bir çocuk geliyor. Siz heyecanla beklediğiniz bu çocuğa alışmaya çalışıyorsunuz ama çocuk açısından bakıldığında durum daha karmaşık olabiliyor. Öncelikle onun hayatına sadece bir aile girmiyor aslında bütün hayatı, çevresi, sosyal statüsü değişiyor ama daha da önemlisi bilinçaltında bu aileye güvenip güvenemeyeceğini sorguluyor. Daha önce bir kere biyolojik aile ile kopuş yaşadığı için tekrar kuruma dönüp dönmeyeceğinin kaygısını yaşayabiliyor. Bazen çocukta hasarlı bir bağlanma gelişmiş oluyor ve ilk aşamada koruyucu ailesi ile güvenli bağlanma kurması koruyucu aileliğin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için her şeyden daha önemli oluyor. Güvenli bağlanmanın sağlanması için küçük yaş grubunda genelde oyun terapisi yöntemi kullanılıyor. Psikolog Görkem Demirdöğer eşliğinde hazırlanan kitapçıkta daha çok ailelerin evde çocuklarıyla beraber oynayabileceği, basit materyallerin kullanıldığı, aralarında güvenli bir ilişkinin kurulmasını sağlayabilecek oyunlar yer alıyor. Ailelerin rahatlıkla anlayabilmesi için bu kitapçıkta oyunlar aynı zamanda kare kare çizilerek görselleştirildi. O yüzden kitapçıkta bütün ailelerin çok rahatlıkla anlayıp uygulayabileceği oyunların olduğunu söyleyebiliriz.

Proje kapsamında koruyucu ailelerin bir araya gelip deneyimlerini paylaşabileceği paylaşım grupları oluşturdunuz. Bu gruplara neden ihtiyaç duyulduğundan ve bu kapsamda yapılan çalışmalardan bahseder misiniz? Gruplara katılan koruyucu ailelerden aldığınız geribildirimleri paylaşır mısınız?

COVID-19 salgını sürecinin başında psikologlarla yaptığımız görüşmelerde koruyucu aile dışındaki danışanlarının çocuklarında da bu süreçte kaygı dürtüsünün çok arttığını öğrendik. Bu bilgiye dayanarak koruyucu aileleri arayıp, çocuklarının durumlarını sorduğumuzda desteğe ihtiyaçları olduğunu tespit ettik. Süreci nasıl idare edeceklerine dair belirsizlikler ve bir uzmanla konuşma ihtiyaçları vardı. Bu doğrultuda psikologlar ile birlikte 3’er oturumluk paylaşım gruplarını düzenleme kararını aldık. Paylaşım grupları bittiğinde koruyucu ailelerden olumlu yönde birçok geri dönüş oldu. Geri bildirimlerin bir kısmı şöyleydi;

  • “Her şey için çok teşekkür ederim. Bu dönemde gerçekten çok iyi geldi, yalnız olmadığımı sorunların az çok benzer olduğunu gördüm.”
  • “Uzmanlarımız her birimize içtenlikle ve sabırla yaklaştılar. Çok keyifli ve güzeldi. Teşekkür ediyorum. Diğer ailelerle tanışmak çoğu ortak olan sorunları, merak edilenleri paylaşmak iyi oldu. Devamını dileriz.”
  • “Çok güzel bir çalışma oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.”
  • “Daha uzun olmasını tercih ederdim. Çünkü 1.seans tanışma, 2.seans sanat terapisi için resim çizme, son seans sunum ve biraz soru cevap oldu. Keşke 10 seans olsaydı.”
  • “Öncelikle çok ama çok teşekkür ederim gayet güzel ve başarılı bir toplantıydı.”

Destekle Değiştir etkinliğinde yer almanın ve bu kapsamda faydalandığınız hibenin derneğinize, birlikte çalıştığınız gruplara ve yaptığınız çalışmalara nasıl bir katkısı oldu? Etkinlikte sizleri destekleyen bağışçılara iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Projemiz zamanlama olarak COVID-19 salgınına denk geldiği için koruyucu aileler ile görüşmeler yaparak yeni durumun getirdikleri şartlar doğrultusunda projede çeşitli değişiklikler yapmak zorunda kaldık. Bu durum dernek açısından zorlu bir süreç olsa da katılımcılar açısından aslında daha fazla fayda gördükleri bir şekilde sonuçlandı. Çünkü hiç beklenmeyen bir durum karşısında değişen ev içi dinamiklerini dengelemekte birçok aile gibi koruyucu ailelerimiz de zorlandı ve kendilerini sıkışmış hissettiler. Böyle bir dönemde psikologlarla yürütülen bir projenin faydalanıcısı olmak onların da hem ev içi dengeyi sağlamalarına katkı sağladı hem de sorularına katkı sağlayacak çözümleri çok hızlı bir şekilde uzmanlardan alabildiler.  Bireysel seanslardaki kazanım ise böyle bir proje ile psikolojik destek almaya başlayan ailelerden bir kısmının, aslında uzman desteğinin çocuk için ne kadar önemli olduğunu görmeleri, bu yöndeki ihtiyacı fark etmeleri ve terapilere devam etme kararı almaları oldu. Koruyucu aileler bu süreçte özellikle psikolojik destek almaktan dolayı çok memnun oldular. Bizi bu projeyi hayata geçirmek konusunda cesaretlendiren ve destekleyen tüm Destekle Değiştir ekibine ve destekçilerine çok teşekkür ederiz.

Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği Kendine İyi Bak Kutu Oyunu Projesini Tamamladı

By | Destekle Değiştir

Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği (Sağlıkta Genç Yaklaşımlar), sağlık ve eğitim başta olmak üzere çeşitli alanlarda gençlerin doğru bilgiye erişimlerini sağlayarak tutum ve davranış değişikliği yaratmayı ve buna paralel olarak genç insanların başta karar alıcılar nezdinde olmak üzere tüm alanlarda özne olarak kabul edilmesini sağlamak üzere çalışmalar yapıyor. Ekim 2019’da gerçekleştirdiğimiz Destekle Değiştir etkinliğinde Kendine İyi Bak Kutu Oyunu projesini sununan Sağlıkta Genç Yaklaşımlar, proje kapsamında HIV ve AIDS konularında temel bilgileri gençlere eğlenceli bir araç olan kutu oyunu aracılığıyla aktararak  doğru tutum ve yaklaşımla güçlenmeleri amacıyla çalışmalar gerçekleştirdi. Hibe kapsamında kutu oyunundaki HIV ve AIDS’e dair bilgileri Türkiye’de ve dünyadaki yeni veriler ışığında güncelleyen ve tasarımını yenileyerek genç dostu hale getiren Sağlıkta Genç Yaklaşımlar, hazırladığı kutu oyunu tanıtım videosu ile de sosyal medya ve çevrimiçi platformlar aracılığıyla çok sayıda gence ulaştı. Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği Proje Danışmanı Canan Demir ile yaptığımız röportajda Kendine İyi Bak Kutu Oyunu kapsamında yürüttükleri içerik ve tasarım geliştirme çalışmalarını, salgın nedeniyle projede yapılan değişiklikleri ve Kendine İyi Bak kutu oyununun daha fazla gence ulaşması için  önümüzdeki dönemde yapmayı planladıkları çalışmaları konuştuk.

Kendine İyi Bak Kutu Oyunu projesini geçtiğimiz dönemde tamamladınız. Proje kapsamında yaptığınız çalışmalardan ve projenin çıktılarından bahseder misiniz?

Kendine İyi Bak (KİB) Kutu Oyunu, HIV ve AIDS ile ilgili hap bilgileri içeren ve hedef kitlesi gençler olan bir oyun.  Gençlerin oyunu oynarken hem eğlenmesini hem de HIV ve AIDS’e dair doğru tutum ve yaklaşımla güçlenmesi amaçlanıyor.

Bilindiği üzere HIV ve AIDS’e dair veriler, bu alandaki son durum ve gelişmeler düzenli ve belirli aralıklarda hem ulusal hem de uluslararası birçok resmi kurum aracılığıyla yenileniyor ve yayınlanıyor. Bu kapsamda hem gençler olarak hem de kurum olarak savunucusu olduğumuz gençlik ve HIV ve AIDS alanı kesişiminde güncel mevcut durumu takip etmek, gençlere güncel durumu takip edebilecekleri ortam ve fırsatlar yaratmak ve yeni veri ve gelişmeleri daha fazla gence aktarmak oldukça önem arz ediyor.

Destekle Değiştir kapsamında almış olduğumuz hibe KİB hakkında bir süredir yapmayı planladığımız tüm yenilikler ve çalışmaları hayata geçirebilmemiz için bizlere büyük bir katkı ve fırsat sağladı.

Çalışmaya başlarken ilk olarak KİB’in yenilenmesi hakkındaki hedeflerimizi belirledik. KİB içeriğinin en güncel verilerle revize edilmesi, tasarım dili ve oyun mekaniğinin gençlere daha fazla hitap eden zengin görseller ve oyun kurgusu ile yeni baştan tasarlanması ve KİB’in savunuculuk tarafının daha fazla güçlendirilmesi bu çalışmanın hedefleri arasında yer aldı. Bizler de hedeflerimiz doğrultusundaki bu sürece birçok ulusal ve uluslararası kaynağı tarayarak ve en güncel HIV ve AIDS verilerini ve gelişmeleri derleyerek başladık. Daha sonra KİB içeriğinin çerçevesi, tasarım dili ve oyun mekaniği hakkında akran eğitmenleri ve tasarımcılarla yoğun içerik ve tasarım toplantıları düzenleyerek içerisinde birçok yeniliği barındıran içerik, kurgu ve tasarım planları oluşturduk. Tüm planlarımızı tamamladıktan sonra belirlediğimiz hedefleri bütünüyle karşılayan güncel KİB’i fiziksel ortamda oynanabilecek şekilde basım aşamalarını tamamladık. Basım aşamasının tamamlanmasının ardından yeni KİB’in tanıtılması, içeriğindeki hap bilgilerin gençlere ulaşmasını sağlayacak stratejilerle tanıtım çalışmalarına ağırlık verdik. Bu noktada ilk olarak gençlere hitap eden bir KİB tanıtım videosu hazırladık. Hem tanıtım videosu hem de KİB içeriğindeki yeni veri ve bilgilerle kurumumuz sosyal medya hesapları üzerinden gençlere yeni KİB’i tanıtmak üzere yola koyulduk. Birçok tanıtım ve reklam çalışması, kısa bilgi yarışmaları ve tanıtım toplantıları düzenledik. Bu çalışmalar kapsamında tanıtım videosu aracılığı ile 194.942 kişiye, KİB sosyal medya reklamları ile 398.582 kişiye ve kısa bilgi yarışmaları ile birçok yeni kişiye ulaştık. Hali hazırda sosyal medya üzerinden ve tanıtım çalışmalarından ulaştığımız kişi sayısı gün geçtikçe artmaya devam ediyor.

COVID-19 salgını ve bu kapsamda alınan tedbirler nedeniyle Kendine İyi Bak Kutu Oyunu projesi faaliyetlerinde bazı değişiklikler yapmanız gerekti. Bize bu değişikliklerden ve projeye etkilerinden bahseder misiniz?

COVID-19 salgını ile birlikte Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği olarak kurumumuz bünyesinde aktif olan tüm çalışmalar ve çalışma içerikleri çevrimiçi platforma uygun olacak şekilde yeniden tasarlandı. Kurumumuzdaki diğer çalışma ve faaliyetlerde olduğu gibi bu süreçte KİB faaliyetleri arasında yer alan yüz yüze atölye çalışmalarımız da çevrimiçi araçlar kullanılarak sürdürmek üzere revize edildi.

Atölye çalışmalarında ulaşmak istediğimiz hedefler, yeni KİB’in gençlere tanıtılması ve HIV ve AIDS hakkındaki hap bilgilerin doğru yaklaşım ile gençlere aktarılması idi. Bu doğrultuda atölye çalışmalarındaki hedefleri mümkün olan en üst seviyede karşılayacak, yeni KİB’i tanıtacak ve HIV ve AIDS’e dair bilgilerin doğru yaklaşım ile gençlere ulaşmasını sağlayacak yeni faaliyet ve etkinlikler çevrimiçi olarak planlandı.

Sosyal medya tanıtım ve reklam çalışmalarına ağırlık verilmesi, akran eğitmenleri, çeşitli kurum ve kuruluşlar ile çevrimiçi KİB tanıtım toplantılarının düzenlenmesi, interaktif ve katılımcı odaklı faaliyetlerin çalışma planına eklenmesi bu hedeflerimize ulaşmamızı sağlayacak yeni faaliyetler olarak süreç içerisinde yer aldı.

Tanıtım faaliyetleri kapsamındaki çeşitli çalışmalara ağırlık vermek, KİB’in revize edilmesi ve revize edilen halinin gençlere tanıtılması noktasında geçirdiğimiz zamanı pek de olumsuz etkilemedi. Ulaştığımız sayılar göz önünde bulundurulduğunda ciddi bir etkileşim yakalamış olduk.

Aynı şekilde tanıtım ve reklam süreçleri devam ederken birçok kişinin KİB’in güncel versiyonunu oldukça merak etmesi, nasıl oynandığına, salgın sürecinde oynanıp oynanamayacağına, çevrimiçi versiyonunun olup olmadığına dair birçok soru ve taleplerini dile getirmesi bizim için olumlu bir gelişmeydi. Akran eğitmenlerimizin yeni KİB’in oldukça dikkat çekici olduğunun, oyun içerisinde verilen bilgilerin önceki versiyona göre daha hızlı öğrenildiğinin, yeni KİB içerisindeki HIV ve AIDS’e dair verilen bilgilerin, doğru bilgiyi doğru yaklaşımla oyuncuya veren sorular sayesinde daha fazla önem ve anlam kazandırdığının altını çizmeleri sürecin salgın koşullarında da olsa istikrarlı ve etkili olarak devam ettiğini bizlere göstermiş oldu.

Proje kapsamında Kendine İyi Bak Kutu Oyunu’nun tasarımını ve içeriğini güncellemek için çeşitli çalışmalar yaptınız. Neden böyle bir güncellemeye ihtiyaç duydunuz? Yenilenen Kendine İyi Bak Kutu Oyunu’nun özelliklerini ve gençlerin cinsel üreme sağlığı konusunda bilgi edinmesinde nasıl bir rol oynamasını beklediğinizi paylaşır mısınız?

Dünyada ve Türkiye’de yapılan araştırmalar ve HIV ve AIDS hakkında çalışan önemli ulusal ve uluslararası kurumların verilerine göre HIV ve AIDS’ten en çok genç yaş grubu etkileniyor. Bununla birlikte veriler bizlere HIV ve AIDS’in genç yaş grubundaki durumunun artış yönünde olduğunu da söylüyor. Bu durumda gençler olarak HIV ve AIDS’in ne olduğunu, buna karşı doğru yaklaşımın nasıl olması gerektiğini ve HIV ve AIDS’ten korunma yollarının neler olduğunu bilmek, düzenli test yaptırmanın önemini vurgulamak, Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezlerinin çoğalması için talepler yaratmak ve bu alanda savunucu rolümüzü güçlendirmek oldukça önemli.

Kurum olarak düzenli aralıklarla yenilenen HIV ve AIDS’e dair verileri ve gelişmeleri takip etmek, bunları gençlerle paylaşarak onları bu alanda güncel tutacak ortamı hazırlamak, HIV ve AIDS’e dair doğru bilgiyi gençler arasında yaygınlaştırmak benimsediğimiz politikalarımızın alt hedeflerinden yalnızca biri.

Faaliyetlerimiz arasında yer alan KİB, gençlere HIV ve AIDS alanındaki doğru bilgiyi doğru yaklaşımla verebileceğimiz ve gençlerin bu alanda güçlenmelerini sağlayacak önemli faaliyetlerimizden de bir tanesi.

Yenilenen KİB, içerik olarak en güncel HIV ve AIDS verilerini içeriyor. Oyun içerisinde yer alan bu bilgiler, bu alandaki savunuculuğu ön planda tutuyor ve gençlerin daha fazla güçlenmesini sağlayacak bir dil ile aktarılıyor. Aynı zamanda zengin görselleri, renkleri ve tasarım dili ile gençlere daha fazla hitap eden ve ilgi çeken  bir yerde. Bununla birlikte oyun kurgusu içerisindeki doğru bilgi ve yaklaşımın yanı sıra savunuculuğun, dayanışmanın, düzenli test yaptırmanın, Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri’nin öneminin ve haklarımızın altını çizen önemli bir oyun.

Bu özellikleriyle yeni KİB, cinsel sağlık ve üreme sağlığı çatısı altına yer alan HIV ve AIDS konusundaki bilgilere, doğru yaklaşıma, savunuculuğa, korunma yollarına, düzenli test yaptırmanın önemine, en çok gençler tarafından hizmet alınan Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri’nin görünürlüğüne dikkat çekerek gençlerin güçlenmesine olanak ve ortam yaratan öncü bir role sahip.

Kendine İyi Bak Kutu Oyunu’na dair çalışmalarınızın gelecek dönemde de devam edeceğini biliyoruz. Oyunu yaygınlaştırmak ve gençlere ulaştırmak için önümüzdeki dönemde ne tür çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?

Gelecek dönem için çeşitli tanıtım toplantılarına ve sosyal medya çalışmalarına devam edilecek. Ayrıca salgın sürecinin 2021 yılı içerisindeki seyrine göre kurumsal olarak yüz yüze eğitim faaliyetleri düzenlendiği takdirde KİB’in bir araya gelinerek oynatılmasını sağlayacak atölye faaliyetleri için de talep yaratmaya devam edeceğiz.

Aynı zamanda süreç içerisinde kişilerden KİB’in nasıl oynandığına ve çevrimiçi versiyonunun olup olmadığına dair çok fazla soru ve talep aldık. Bizler de önümüzdeki günlerde KİB’in çevrimiçi olarak oynatılması konusunda neler yapabileceğimizi düşünceceğiz. Çevrimiçi versiyonunun nasıl kurgulanabileceği hakkında ön araştırmalar ve derinlemesine çalışmalar yaparak bu konu hakkında bir ön çalışma yapmayı planlıyoruz.

Destekle Değiştir etkinliğinde yer almanın ve bu kapsamda faydalandığınız hibenin kurumunuza, birlikte çalıştığınız gençlere ve yaptığınız çalışmalara nasıl bir katkısı oldu? Etkinlikte sizleri destekleyen bağışçılara iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Kurum olarak Kendine İyi Bak Kutu Oyunu’nu yenilemek, gençlere HIV ve AIDS alanındaki güncel verileri ve araştırmaları sunabileceğimiz bir ortam yaratmak uzun bir süredir çalışma planlarımız arasındaydı. Destekle Değiştir kapsamında almış olduğumuz hibe, gençler için yaptığımız, gençlerin güçlenmesine olanak ve ortam yaratan bu çalışmaya önemli bir katkı sağladı.

Bilim Kahramanları Derneği Kızlar Bilimle Buluşuyor Projesi Kapsamındaki Çalışmalarını Tamamladı

By | Destekle Değiştir

Bilim Kahramanları Derneği (Bilim Kahramanları) bilimsel düşünce ve bilimsel farkındalığın toplumun her kesiminde yayılması ve teşvik edilmesi amacıyla çalışmalar yapıyor, çocukların ve gençlerin erken yaşta bilimle buluşmalarını sağlıyor. Ekim 2019’da düzenlediğimiz Destekle Değiştir etkinliğine Kızlar Bilimle Buluşuyor projesiyle katılan Bilim Kahramanları, bu kapsamda 6-10 yaş arasındaki kız çocuklarının bilim, teknoloji, matematik ve mühendislik becerileri (STEM) geliştirmeleri ve kodlama, proje geliştirme, takım çalışması, sunum yapma gibi alanlarda deneyim kazanmaları amacıyla faaliyetler yürüttü. COVID-19 salgını sebebiyle projeyi çevrimiçi yöntemlerle hayat geçiren dernek; çalışmalarını Adana, Antalya, Balıkesir, Batman, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Hatay, İstanbul, İzmir, Kars, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Mersin ve Samsun illerindeki 20 devlet okulunda okuyan 120 kız öğrenci ve 52 öğretmenle gerçekleştirdi. Bilim Kahramanları Derneği Örgütlenme Koordinatörü Merve Özayıtgu ile Kızlar Bilimle Buluşuyor projesi kapsamında gerçekleştirdikleri faaliyetleri, Destekle Değiştir etkinliğine katılmanın çalışmalarına katkılarını ve  Kızlar Bilimle Buluşuyor projesinin etkilerini konuştuk.

Kızlar Bilimle Buluşuyor projesinin ikinci fazını yakın zamanda tamamladınız. Proje kapsamında yaptığınız çalışmalardan ve projenin çıktılarından bahseder misiniz?

2018 – 2019 yılında ilk kez başvurduğumuz Çocuk Fonu’nda, birçok başvuru arasından destek almaya hak kazanmanın mutluluğunu yaşadık. Projeye katılan kız çocuklarının ilk senedeki başarısı, Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın ev sahipliğinde gerçekleşen Destekle Değiştir etkinliğinde de önemli destekler almamızı sağladı. Bu etkinlikte kazandığımız destekçiler sayesinde takım sayımızı 12’den 20’ye çıkartma şansı bulduk. 2019 – 2020 sezonunda 16 şehirdeki 20 takımdan 120 kız çocuğu yaptığımız çalışmalarda aktif olarak yer aldı. Kızlara, 52 öğretmen rehberlik etti. Bu destek kapsamında yine takımlarımızın ihtiyaç duyduğu eğitim materyallerini ve robot setlerini temin ettik. Projenin bu döneminde çok önem verdiğimiz bir iş birliğini de gerçekleştirdik. Bahçeşehir Üniversitesi BAUSTEM ile projemize katılan kız çocuklarının kazanımlarını ölçen bir etki çalışması sürdürdük. Takım üyeleri olan kız çocukları ile odak grup çalışmaları gerçekleştirdik. Çocuklar, takım koçları ve danışmanlarına yönelik hazırlanan anketler sayesinde geri bildirimler aldık. Raporumuzu tamamladık ve yakın bir zamanda herkesin erişimine açık hale getirmeyi planlıyoruz.

COVID-19 salgını ve bu kapsamda alınan tedbirler nedeniyle Kızlar Bilimle Buluşuyor projesinin 2. fazını uygularken bazı değişiklikler yapmanız gerekti. Bize bu değişikliklerden ve projeye etkilerinden bahseder misiniz?

11 Mart 2020 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Türkiye’de COVID-19 vakasının görülmesi sebebiyle bizler de farklı yaş gruplarından çocuklar ve öğretmenlerle bir araya geldiğimiz kutlama etkinliklerimizi erteleme kararı aldık. Erteleme kararı aldığımız etkinliklerden biri de Kızlar Bilimle Buluşuyor projesi kapsamında desteklediğimiz kız takımlarının da katılım sağlayacağı Minik Bilim Kahramanları Buluşuyor fuarlarıydı. Bu kararımızdan kısa bir süre sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüz yüze eğitime ara vermesi sebebiyle takımlar da çalışmalarına devam edemedi.

Programın uygulama sürecinin yanı sıra etki raporu hazırlıklarımız için planladığımız çalışmaları da değiştirmek durumunda kaldık. Ön test – son test metodunu uygulamayı planladığımız geniş katılımlı etki raporu kapsamında Türkiye genelinde programa katılan 752 takım ile ön test sürecimizi tamamlamıştık. Ancak takımların çalışmalarına ara vermesi ve fuarların gerçekleştirilememesi sebebiyle son testini uygulayamadığımız araştırmayı da bir süreliğine askıya almak ve yöntemimizi gözden geçirmek durumunda kaldık.

Fuarlarımızı Kasım-Aralık ayında çevrimiçi platformlara taşırken, bu süreçte uzaktan takım çalışmalarını yürütecek öğretmenlerimize yönelik destekleyici dokümanlar hazırladık. Ayrıca etki raporumuzu, katılan takımlarla odak grup görüşmeleri yaparak ve kız çocukları ile öğretmenlerine yönelik anketler uygulayarak hazırladık.

Yaşanan salgın sebebiyle hepimiz için oldukça zorlu bir dönem oldu ancak hem uluslararası ortaklarımızın hem de öğretmenlerimizin destekleri ile tüm süreci en uygun şekilde uzaktan ya da hibrit yöntemlerle tamamlayabildiğimiz için mutluluk duyuyoruz. Süreçteki tüm takvim ve uygulama planı değişiklikleri konusundaki anlayışından dolayı Sivil Toplum için Destek Vakfı’na da çok teşekkür ederiz.

Bahçeşehir Üniversitesi BAUSTEM iş birliğiyle projenin kız çocukları ve takımlara rehberlik eden öğretmenler üzerindeki etkisini ölçen bir araştırma gerçekleştirdiğinizden bahsettiniz. Bu araştırmadan öne çıkan bulguları bizimle paylaşır mısınız?

Proje kapsamında bizi en çok heyecanlandıran faaliyetlerden biri etki raporuydu. Bahçeşehir Üniversitesi BAUSTEM iş birliğinde kız çocuklarının STEM alanlarında çalışmalarını ve projeler üretmelerini teşvik etmeyi amaçlayan projemizin etki analizinde programın amaçlarıyla bağlantılı olarak 3 araştırma sorusuna odaklanıldı:

  • Projenin kız çocuklarının STEM alanlarına ve STEM kariyerlerine ilgisi, STEM kimlikleri ve STEM arayışlarında istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi oldu mu?
  • Projenin katılımcı öğretmenler arası iş birliği, öğretmen öz yeterliliği ve öğretim uygulamaları üzerinde anlamlı bir etkisi oldu mu?
  • Kız çocukları proje deneyimlerini nasıl aktarıyor?

Bu araştırma soruları bağlamında çıktılara bakacak olursak; kız çocuklarının proje süresince STEM alanlarına ilgisi başta olmak üzere STEM kimliği, STEM anlayışları ve STEM kariyerlerine olan ilgilerini geliştirme olanağı bulduğunu söyleyebiliriz. Proje etkinliklerinin, kız çocuklarının STEM alanlarını daha fazla tanımalarına ve deneyimlemelerine fırsat verdiği, bu şekilde kız çocuklarının STEM alanlarına yönelik ilgi ve algılarını yeniden gözden geçirme olanağı bulduğuna dair bir görüş oluştu. STEM alanlarına ilişkin olumlu etkilerin kızlardan oluşan takımlarda gerçekleşmesi, olanak verildiğinde kızların bu alanlarda kendilerini geliştirebileceklerini işaret etmesi bakımından umut verici oldu.

Araştırma sonuçlarından takımlara rehberlik eden öğretmenlerin de program uygulamalarından belli bir ölçüde yararlandığı görüldü. Öğretmenler özellikle öğretmenler arası iş birliği eylemlerinde artış olduğunu ifade ettiler. Salgın koşullarına rağmen iş birliğinin artmasının ise program faaliyetleri ile ilişkili olduğu düşünülüyor. Öğretmenlerin hem farklı sınıf düzeylerinden öğrencilerle çalışmaları sebebiyle diğer öğretmenlerle etkileşim içine girdikleri hem de farklı alanlardaki branş öğretmenlerinden destek aldıkları gözlemlendi. Program kapsamında öğretmenlerin takımlara rehberlik etme becerilerini geliştirmek için daha fazla destek sağlanmasının programdan kaynaklı daha güçlü etki gözlenebilmesi bakımından yararlı oldu. Etki raporu öncesi öğretmenlerin desteklenmesinin önemli bir ihtiyaç olduğunu gözlemlemiştik, hatta bu sebeple 3. faza farklı alanlardan öğretmen eğitimlerini dahil etmek adına çalışmalarımızı sürdürdük.

Anketlere ek olarak odak grup görüşmelerinde, kız çocuklarının sezon teması ile ilişkili olarak geliştirdikleri şehir tasarımı projelerinde doğal afetlere dayanıklılık ve sürdürülebilirlik kavramlarına odaklandıkları gözlemlendi. Proje süresince ortaya koydukları ürünlerinde birçok beceri kazandıklarını paylaştılar. Özellikle farklı fikirlerin bir araya getirilerek çözüm üretilmesi ve takım çalışmasından keyif aldıkları öne çıktı. Proje üretimi dışında kız çocukları proje özelindeki materyalleri kullanarak yaptıkları kodlama çalışmalarından detaylı bir şekilde söz ettiler ve kodlama deneyimlerinden keyif aldıklarını ifade ettiler. Takımlar fuar deneyimlerini aktarırken heyecan, mutluluk ve gurur duygularını sıklıkla yansıttı. Kutlama etkinliği olarak önemsediğimiz fuarlardan kız çocuklarının mutlu ayrılmaları, yaptıkları çalışmaları paylaşmaktan heyecan ve gurur duymaları, onlara özgüven inşası anlamında önemli bir katkı sunduğunu ortaya çıkarttı.

Destekle Değiştir etkinliğinde yer almanın ve bu kapsamda faydalandığınız hibenin kurumunuza ve yaptığınız çalışmalara nasıl bir katkısı oldu? Etkinlikte sizleri destekleyen bağışçılara iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Destekle Değiştir etkinliği kapsamında aldığımız destek ile projenin birinci yılından sonra çalışmalarda devam etmek isteyen ancak yerellerinde destek bulamayan kız takımlarımızla projeye devam etme şansı bulduk. Bunun yanı sıra 8 yeni kız takımı daha projeye katılma imkanı elde etti. Bu devamlılığın, programın kazanımları açısından oldukça kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Kızlarımızın, STEM yolculuklarına kesintisiz devam edebilmeleri bizim için çok önemliydi.

Bu etkinlik sayesinde aldığımız destek ile ilk kez bir üniversitenin iş birliğiyle etki raporu hazırlama şansı elde ettik. Etki raporu ile projeye katılan kızların STEM alanlarına ilgilerindeki değişikliklerin nasıl olacağını gözlemlemek istedik. Akademisyenlerin katkılarıyla hazırlanan rapor, kız çocuklarının STEM alanlarına ilgilerinin ve meraklarının artışı ile 21. yüzyıl becerileri kazanımını da desteklediğini gösterdi. Bu rapor, çalışmalarımızın görünürlüğünün desteklenmesi için de oldukça önemli oldu.

Tüm Destekle Değiştir bağışçılarına, yolculuğumuzda ve kızların STEM yolculuklarında yanımızda oldukları için çok teşekkür ederiz. Türkiye’de bilim alanında toplumsal cinsiyet eşitliğine vurgu yapmamıza olanak sağladıkları için minnettarız.

Vakfımız, Kızlar Bilimle Buluşuyor projesinin 2021 döneminde gerçekleşecek 3.fazının destekçileri arasında yer alıyor. Projenin yeni döneminde ne tür çalışmalar yapacaksınız? Bu uzun soluklu yaklaşımın birlikte çalıştığınız kız çocuklarının hayatında nasıl bir etkisi olacağını düşünüyorsunuz? 

İçinde bulunduğumuz 3. fazda 16 şehirden 20 kız takımını desteklemeye devam edeceğiz. Programda yine 40 öğretmen yeni mesleki beceri kazanımları deneyimleyebilecek. Bu fazda en önemli faaliyetlerimizden biri 40 öğretmene sağlayacağımız 12 saatlik eğitimler olacak. Bu eğitimlerde amacımız öğretmenlerin hem takımların kullandıkları robot setlerinin yüz yüze ve çevrimiçi kullanımına dair daha derinlemesine bilgi sahibi olması hem proje geliştirme süreçlerinde desteklenmeleri hem de programın en önemli amaçlarından biri olan toplumsal cinsiyet konusunda farkındalık kazanmalarını sağlamaktı. Eğitimlerimizi Şubat ayında uzmanların kolaylaştırıcılığında gerçekleştirdik. 20 kız takımımız bu sene herkesi harekete geçirecek ve spora teşvik edecek projeler geliştirecekler. Çalışmalarını sundukları çevrimiçi festivallere ise Mayıs ve Haziran aylarında katılım sağlayacaklar.

Yine kız çocukları için önemli ve geliştirici bir deneyim olacağına dair şüphemiz yok. Programın; kızların salgın koşullarında, kendilerini ifade etmek, yeni ilgi alanlarını belirlemek ve bu ilgili alanlarına dahil olmak için önemli bir fırsat olacağını düşünüyoruz. Dijital araçları kullanımda da becerilerinin artacağı öngörülerimiz arasında yer alıyor.

İstanbul Koruyucu Aile Derneği’nin İlk Temas Projesi Başladı

By | Destekle Değiştir

Ekim 2019’da ilk kez düzenlediğimiz Destekle Değiştir etkinliğine katılan İstanbul Koruyucu Aile Derneği, katılımcılara İlk Temas projesini tanıttı. İstanbul Koruyucu Aile Derneği’nden Alev Topal’la koruyucu ailelik sistemini, derneğin çalışmalarını ve İlk Temas projesini konuştuk.

Sivil Toplum için Destek Vakfı’nı takip edenler İstanbul Koruyucu Aile Derneği’ni 2017 yılında Kurumsal Destek Fonu kapsamında sağladığımız hibe desteğinden tanıyorlar. Derneğinizle ilk kez tanışacak olan okuyucularımız için kuruluş hikayenizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz

Yapılan birçok araştırma sevgi dolu bir ailede büyümenin, çocuğun hem psikolojik hem de zihinsel gelişiminde çok önemli bir rol olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin de imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, her çocuğun biyolojik ailesiyle, bu durum gerçekleştirilemiyorsa, başka uygun bir aileyle yaşamak ya da devlet tarafından sunulan diğer hizmetlerden yararlanmak hakkıdır. İstanbul Koruyucu Aile Derneği, bu temel haktan yola çıkarak koruyucu aileliğin daha geniş kesimlere anlatılması, nitelikli koruyucu aile sayısının artırılması, mevcut koruyucu ailelere destek verilmesi amaçlarıyla 2012 yılında koruyucu aileler ve uzun süre devlet korumasında çalışan gönüllülerin bir araya gelmesi ile kuruldu. Daha sonraki yıllarda Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu’na üye olan derneğimiz çocuk hakları alanında çalışan birçok sivil toplum kuruluşu ile etkileşim halinde.

Derneğiniz devlet korumasındaki çocukların kurum bakımı yerine koruyucu ailelerin yanına yerleştirilmesi için çalışmalar yapıyor. Koruyucu aile nedir, evlat edinmeden farkı bulunuyor mu? Devlet bakımındaki çocukların kurum bakımı yerine koruyucu ailelerin yanında yetişmesinin çocukların gelişimi açısından ne tür katkıları bulunuyor?

Koruyucu ailelik ve evlat edinme birbirine çok benzeyen aile temelli bakım modelleri olsalar da birbirinden farklı modeller. Yuva ve yurtlardaki çocuklar evlat edinme statüsünde olan ve olmayan olarak ayrılır. Eğer bir çocuğun biyolojik aile ile bilinen hiçbir bağı yoksa ya da biyolojik aile kuruma çocuğun evlat edinilmesini onayladığına dair onay vermediyse bu çocuklar evlat edinme statüsünde olmazlar ve ancak koruyucu aile yanına yerleştirilebilirler. Koruyucu ailelik, çeşitli nedenlerle biyolojik ailesi yanında bakımları bir süre için sağlanamayan ve devlet korumasına alınan çocukların, bakım, eğitim ve yetiştirilmelerinin, sıcak bir aile ortamında, devlet denetiminde gerçekleşmesini sağlayan bir bakım ve hizmet modelidir. Çocuk kendi soyadını taşır ve biyolojik ailesinin görüşme talebi varsa kurumda sosyal hizmet uzmanı gözetiminde biyolojik ailesi ile belli rutinlerde görüşmesi sağlanır, görüşmeler sonrası yine koruyucu ailesi ile birlikte kalmaya devam eder. Evlat edinmeden en büyük farkı çocuğun biyolojik aile ile bağının sürüyor olmasıdır. Günün birinde biyolojik ailenin çocuğu kuruma bırakma nedenleri ortadan kalkar ve çocuk ile yeniden sağlıklı bir ailevi bağ kurabilecek duruma hem ekonomik hem de sosyal ve ruhsal olarak hazır olabilir ise aile çocuğunu tekrar ailesine katma isteğini dilekçe ile sosyal hizmetlere bildirir. Bu durumda sosyal hizmet uzmanları biyolojik aile ile ilgili detaylı bir inceleme başlatıp çocuğun aileye dönüşü için gerekli şartların uygun olup olmadığını araştırır. Konuya dair olumlu bir karar verilirse, çocuğun biyolojik aileye dönüşü sağlanarak devlet koruması kaldırılır. Bu durum koruyucu aileler ve çocuklar için, aynı biyolojik ailesinden ayrı kalıp yuvaya geldikleri zamanki gibi travmatik bir süreçtir; fakat çocuğun yararına olduğu için psikolojik olarak desteklenir.

Evlat edinme durumunda ise çocuğun biyolojik aile ile bir bağı kalmamıştır. Evlat edinmek isteyen aile hukuksal bir süreci tamamlayarak velayet hakkını alır. Çocuk da aile içinde her türlü yasal hakka sahip olur.

Koruyucu aile olunduğunda çocuk sadece hafta sonları değil her zaman koruyucu aile ile yaşar ve fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişiminden, bakım, eğitim ve yetiştirilmesinden devlet denetiminde koruyucu aile sorumlu olur. Koruyucu aile ile yaşayan çocuk, biyolojik ailesiyle bağlarını sürdürür. Ayrıca çocuk kendi soyadını taşır, koruyucu aile velayetini alamaz. Çocuk kurum bakımındaki diğer çocuklar gibi devletin koruması altındadır ve akranları gibi reşit olana kadar tüm haklara sahiptir.

Kurumlarda artık çocukların fiziki ihtiyaçlarını karşılayacak her şey bulunuyor. Yine de birebir ilgi ve sevginin yerini hiçbir şey dolduramaz. Bunu da ancak bir aile sağlayabilir. Özellikle çocukların gelişiminde 0-2 yaş çok büyük bir önem arz ediyor. Bir çocuğun bu dönemi bir aile yanında geçirmesinin gelişiminde ne kadar büyük bir öneme sahip olduğu birçok bilimsel araştırma ile de ortaya konulmuş durumda. Aynı şekilde çocuklarda güvenli bağlanmanın bu dönemde oluştuğu bilindiğinden çocukların bu dönemde bir aile yanında yaşamaları oldukça önemli. Çok fazla gündemde olmayan bir diğer konu ise yuvalardaki engelli çocuklar. Bu çocukların daha özenli bir bakıma ihtiyacı varken kurumda yaşamlarına devam etmeleri onları çifte dezavantajlı hale getiriyor. Bu noktada yine koruyucu aile yanına yerleştirilmiş olan engelli çocuklarda çok ciddi bir gelişim gözlemleniyor, birçoğu farklı başarı hikayelerine imza atıyor. Bu alanda yapılan araştırmalar çocuklar için sevgisizlik ile şiddetin eşdeğer olduğunu gösteriyor. O yüzden bizler bu alanda çalışan dernekler olarak her çocuğun sevgi ve güven dolu bir aile yanında büyüme hakkını savunmak için elimizden geleni yapıyoruz.

Türkiye’de koruyucu aile sisteminin durumu hakkında bilgi verir misiniz? Dernek olarak çalışmalarınıza başladığınızdan dönemden bugüne koruyucu aile modeli ve bu modelin yaygınlaşması açısından ne tür gelişmeler yaşandı?

Özellikle son birkaç yılda hem koruyucu aile sayısı hem de toplum tarafından koruyucu ailelik hakkındaki farkındalık arttı. Eskiden aileler koruyucu aile olduklarını ya da evlat edindiklerini söylemekte daha büyük zorluk yaşarken, artık, dernekler aracılığı ile daha çok bir araya geliyorlar ve bu konulardan daha rahat bahsediyorlar. Koruyucu aileler kendilerini toplumun değişik kesimlerinde ifade eder hale geldiler. Böylece koruyucu ailelik bizzat koruyucu aileler tarafından çeşitli mecralarda anlatılır oldu ve aday ailelere her yönü ile örnekler oluşturarak bizzat yaşayanlar tarafından yapılan bilgilendirmelerle tanınır hale geldi. Aday aileler ile koruyucu aileler derneğimiz aracılığı ile iletişime geçiyor ve yaptığımız etkinliklerde deneyimlerini paylaşıyorlar.

Derneğimizin üyesi koruyucu aileler ve yönetim kurulu üyeleri, şimdiye kadar koruyucu ailelik ile ilgili birçok ilde farkındalık seminerlerine katılıp koruyucu aile olma süreçlerini paylaşan kişiler. Bu seminerlere katılan ailelerden sonrasında koruyucu aile olup derneğimizi arayanlar oldu ve yaptığımız bu elçilik bizi ayrıca mutlu ediyor.

Dernek kurulduğunda en çok koruyucu ailesi olan iller sıralamasında İstanbul ikinci sıradayken bugün birinci sıraya yükseldi. Bu sonuçta derneğimizin tanıtım ve farkındalık çalışmalarının da etkili olduğunu düşünüyoruz.

Bekar bireylerin evlat edinebildiği ve koruyucu aile olabildiği hala toplum tarafından çok bilinmese de, bu konuda derneğimiz sık sık paylaşımlarda bulunuyor. Her paylaşım sonrası derneğimize birçok geri dönüş mesajı geliyor. Şu an, özellikle İstanbul’da, çok sayıda bekar koruyucu aile bulunuyor.

Dernek olarak koruyucu aileliğin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için aileleri koruyucu aile olduktan sonra da yalnız bırakmıyoruz. Koruyucu aileler süreç içinde yaşadıkları sıkıntılar olduğunda derneği arayıp rahatlıkla psikolojik ve hukuki konularda destek alabiliyor, diğer ailelerin deneyimlerinden faydalanıyor. Ayrıca derneğimize destek olan farklı bölgelerdeki psikologlarımız ile kurduğumuz ağ ile ailelerimize destek oluyoruz. Aileleri bir araya getiren etkinliklerde ise hem ailelerin hem de çocukların yalnız olmadıklarını fark etmelerinin onlara büyük bir rahatlama getirdiğini görüyoruz.

Sivil Toplum için Destek Vakfı olarak 16 Ekim 2019’da ilk kez düzenlediğimiz Destekle Değiştir etkinliğinde yer alarak etkinliğe katılanlara kendinizi tanıtıma fırsatı yakaladınız. Destekle Değiştir sürecindeki deneyimlerinizi ve bu sürecin derneğinize kattıklarını bizimle paylaşır mısınız?

Destekle Değiştir etkinliği özellikle hazırlık sürecinde, bizlerin farklı bir deneyim yaşamasını sağladı. Etkinliğe kadar geçen süreçte hazırlıklarımızı yaparken biz de derneğe tekrardan dışarıdan bakma olanağı bulduk. Aslında bizler çok alışık olduğumuz için, herkesin bildiğini düşündüğümüz terimlerin, ilk dinleyenlerde nasıl bir bilinmezlik oluşturduğunu da görme şansımız oldu. Sunum sırasında insanların koruyucu ailelik ile ilgili asıl merak ettiği şeyin, bu süreci uzun zamandır yaşayan, çocukları büyümüş ailelerin deneyimleri olduğunu fark ettik. Değişimi anlatmak ile değişimi görmek arasında ciddi bir fark var ve insanlar değişimi gördükleri zaman daha cesur davranabiliyorlar. O yüzden ailelerimizin deneyimlerini dinlemek isteyen adayların bizlere ulaşması ve aileler ile birebir konuşmasını sağlamanın ne kadar kıymetli bir iletişim kanalı olduğunu bir kez daha anlamış olduk.

Destekle Değiştir etkinliğinde katılımcılara İlk Temas projesini sundunuz. Proje nasıl bir ihtiyaçtan doğdu? Projenin amacından ve bu kapsamda yapacağınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Koruyucu aileler derneğimizi en çok psikolojik destek için arıyorlar. Bu kapsamda derneğimize destek veren psikologlar tarafından birçok aileye kimi zaman danışmanlık, kimi zaman da uzun süreli terapi desteği verdik. Bunun dışında ailelere zaman zaman yapılandırılmış paylaşım grupları da yaptık. Bütün bu destek çalışmalarının sonucunda ailelerin bize en çok koruyucu aileliğin ilk aşamasında derneğimize başvurduğunu gördük. Uyum süreçleri kimi zaman zorlu geçebiliyor. Aileler bunun aslında normal bir uyum süreci olduğunu, başlangıç aşamasında çocuk ile aralarında güvenli bağlanma oluşana kadar bazı anlaşmazlıklar yaşanmasının doğal ve olası olduğunu bilmediğinden, çocuğun kendisinin yanında mutlu olmadığını düşünüp panik yapmaya başlayabiliyorlar. Uyum süreci sağlıklı bir şekilde yürütülemediğinde maalesef nadir de olsa koruyucu aileliği sonlandırmaya gidilebiliyor. Dernek olarak öncelikle böyle bir sona gidilmemesi için ve uyum sürecini ailelerin en rahat şekilde yıpranmadan atlatabilmeleri için İlk Temas projesini geliştirdik. İlk Temas projesi, yeni koruyucu aile olan ebeveynlerin çocukları ile terapistler eşliğinde grup olarak katılacağı atölye çalışmalarından oluşuyor. Bu çalışmalarda yöntem olarak oyun terapisi kullanılacak. Yaş gruplarına göre çocuk ile aile arasında oyunlar aracılığı ile güvenli bağlanma oluşturulmayı hedefliyoruz. Bütün oyunlar ailelerin evde uygulayabileceği basit materyallerin kullanıldığı oyunlar şeklinde olacak. Proje sonunda da yapılan bu çalışmadan en etkili olan oyunların videoları çekilerek, sosyal ağlarda paylaşılacak. Ayrıca bundan sonrası için de ailelere kaynak oluşturması için edinilen bilgi ve tecrübeler yeni koruyucu aileler ve diğer illerdeki koruyucu aile derneklerine paylaştırılarak süreklilik sağlanacak.

Ailelerin sorun yaşadığı ve psikologlara sık başvuruda bulunduğu bir diğer dönem ise ergenlik. Ergenlik döneminde de yine çocuk ile aile arasında ciddi çatışmalar oluşuyor, bu çatışmalar sonucunda aileler kimi zaman nasıl davranacağını bilemiyor. İlk Temas projesinde aileler için ergenlik üzerine eğitim seminerleri de düzenleyeceğiz. Bu seminerlerde, ergen-ebeveyn ilişkisi, ergen-arkadaş ilişkisi, sosyal medya kullanımı, ergenlik döneminde duygu dünyasındaki ve bedendeki değişim ve bu değişimden doğan ihtiyaçlar gibi konular, uzmanlar tarafından ailelere aktarılacak, arkasından da soru cevap kısmı ile ailelerin merak ettikleri ve sorun yaşadıkları durumlar tartışılacak. Ergenlik döneminde ciddi sıkıntı yaşayan aileler için belirli bir süreyle terapi desteği de sağlanacak.

Projenin kapanışında ise elde edilen çıktıların diğer illerdeki derneklerle de paylaşarak yaygınlaştırılabilmesi için bütün koruyucu aile derneklerinin yönetim kurulu üyelerinden bir kişinin ve varsa çalıştıkları bir psikoloğun davet edildiği bir kapanış toplantısı düzenleyeceğiz. Bu sayede projede edindiğimiz bilgilerin yaygınlaşmasını ve sürdürülebilirliğinin sağlamayı hedefliyoruz.

Bilim Kahramanları Derneği Kızlar Bilimle Buluşuyor Projesinin 2. Fazı için Çalışmalarına Başladı

By | Destekle Değiştir

Ekim 2019’da ilk kez gerçekleştirdiğimiz Destekle Değiştir etkinliğinde yer alan Bilim Kahramanları Derneği, katılımcılara Kızlar Bilimle Buluşuyor projesini tanıttı. Proje kapsamındaki çalışmalarına başlayan Bilim Kahramanları Derneği’nden Merve Özayıtgu ile Türkiye’de STEM eğitiminin durumunu, Destekle Değiştir sürecini ve Kızlar Bilimle Buluşuyor projesinin ikinci döneminde yapmayı planladıkları çalışmaları konuştuk.

Sivil Toplum için Destek Vakfı’nı takip edenler Bilim Kahramanları Derneği’ni 2018-2019 döneminde Çocuk Fonu kapsamında sağladığımız destekten tanıyorlar. Derneğinizle ilk kez tanışacak olan okuyucularımız için Bilim Kahramanları Derneği’nin kuruluş hikayesinden ve çalışmalarından kısaca bahseder misiniz?

Bilim Kahramanları Derneği olarak 2011 yılından bu yana bilimsel düşünce ve farkındalığın yayılması ve özellikle de daha fazla çocuk ve gencin erken yaşta bilimle buluşması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Derneğin kurulmasına da fırsat veren ve Bilim Kahramanları gönüllülerinin hayata geçirdiği ilk program FIRST LEGO League programı oldu. Türkiye’de 2004 yılından beri Bilim Kahramanları Buluşuyor adıyla uygulanıyor. 9-16 yaş arasındaki çocuklar ve gençlerin erken yaşta girişimcilik, proje geliştirme, sunum, bilimsel araştırma yapma, takım çalışması, problem çözme gibi farklı alanlardaki becerilerini artırmayı hedefleyen bu program ile 16 senede 22 binden fazla katılımcıya ulaştık.

Bu sene 6. sezonunu uyguladığımız Minik Bilim Kahramanları Buluşuyor / FIRST LEGO League’de ise 6-10 yaş arasındaki çocuklar mühendislik becerilerini geliştiriyorlar, kodlama becerileri kazanıyor ve takım çalışması deneyimi kazanıyorlar. Her sene değişen teması kapsamında gerçek dünya problemleri konusunda da farkındalık kazanan çocuklar, tüm kazanımlarını fuar adını verdiğimiz etkinlikte başkalarıyla paylaşıyor. Bunun yanında, 6. sezonunu uygulayacağımız bir diğer programımız ise Dünya Robot Olimpiyatı. 6-19 yaş arası çocuk ve gençlerle farklı klasmanlarda uyguladığımız bu programda çocukların ve gençlerin robotik ve kodlama alanında ilgilerini ve meraklarını artırmayı hedefliyoruz. Merak Makinesi ise devlet okullarında okuyan çocuklar için uyguladığımız bir diğer programımız. Çocukların, 5 hafta boyunca uzay ve havacılık alanında mühendislik becerilerini geliştirmeyi hedeflerken bilimsel düşünme basamaklarını deneyimlemelerini bekliyoruz.

Yetişkinler içinse tek bir program yürütüyoruz: Yılın Bilim İnsanı – Genç Bilim İnsanı Ödülleri. 2012 yılından bu yana uyguladığımız programda, her sene 3 farklı üniversitenin atadığı seçici kurul, 38 yaş altındaki bilim insanlarının çalışmalarını bilime katkı, bilimin yayılmasına katkı ve bilimin topluma katkısı kriterlerine göre değerlendiriyor ve yılın bilim insanlarını seçiyor. Seçilen bilim insanlarının çalışmalarını aktardığı ve ödüllerinin takdim edildiği ödül töreni ise Nisan ayında gerçekleşiyor.

Tüm çalışmalarımıza dair detaylı bilgi için www.bilimkahramanlari.org adresimizi ziyaret edebilirsiniz.

Çocukların 21. yüzyıl becerileri kazanması için erken yaştan itibaren bilim, teknoloji, matematik ve mühendislik (STEM) alanlarında eğitim almalarının önemi tüm dünyada giderek daha fazla vurgulanıyor. Türkiye’de STEM eğitiminin durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? Bilim Kahramanları Derneği olarak yaptığınız çalışmalar bu alanda nasıl bir katkı sağlıyor?

2004 yılından beri, çalışmalarımızda çocukların ve gençlerin erken yaşta bilimle buluşmasını sağlayacak ve alternatif öğrenme modellerini deneyimleyecekleri yöntemleri benimsiyoruz. Yürüttüğümüz programlarla çocukların STEM alanlarında mühendislik tasarım becerileri, robotik kodlama gibi somut becerilerin yanı sıra 21. yüzyıl becerileri olarak adlandırılan problem çözme, takım çalışması, iş birlikli öğrenme, eleştirel düşünme, sunum yapma, zaman yönetimi gibi becerileri kazanması için de alanlar yaratıyoruz.

Türkiye’de STEM alanına ilginin arttığından bahsetmek yanlış olmayacaktır. Kendi çalışmalarımızda bunu gözlemlemek bizim için en somut örneklerden. Her yıl kapasitemizin çok üzerinde ve gönüllülerimizin önemli emekleriyle, çalışmalarımızı Türkiye’nin dört bir yanında uyguluyoruz. Bu sene, 16. sezonunu kutladığımız Bilim Kahramanları Buluşuyor programımız bu gayretimizin en önemli örneklerinden. Geçtiğimiz sezonlarda çok daha az sayıda şehirde uyguladığımız programımızı bu sene 69 farklı şehirde çalışmalarını sürdüren 652 takımdan 6.000’e yakın çocuk ve gencin katılımı ile 7 farklı şehirde uyguluyoruz. Benzer şekilde, Minik Bilim Kahramanları Buluşuyor takımlarımızla da 18 farklı şehirde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde düzenleyeceğimiz fuarlarda bir araya geleceğiz.

Bu programlara ilginin artmasını sevindirici buluyoruz. STEM eğitiminin, okul müfredatlarında da daha çok yer bulacağına inanıyoruz. 2023 eğitim vizyonu da benzer vurgular yapıyor. Özellikle tasarım ve beceri atölyeleri ile öğretmen eğitimleri stratejileri ile STEM alanındaki çalışmaların daha fazla öğretmene ve öğrenciye ulaşacağını umuyoruz. Umudumuz ve çalışmalarımız daha fazla çocucğun bilim eğitimi almasını teşvik etmek ve bilimsel süreçleri öğrenmelerini teşvik etmek.

Sivil Toplum için Destek Vakfı olarak 16 Ekim 2019’da ilk kez düzenlediğimiz Destekle Değiştir etkinliğinde sunum yaparak etkinliğe katılanlara kendinizi tanıtıma fırsatı yakaladınız. Destekle Değiştir sürecindeki deneyimlerinizi ve bu sürecin derneğinize kattıklarını bizimle paylaşır mısınız?

2018 – 2019 akademik sezonunda, daha fazla kız çocuğunun bilimsel etkinliklerde yer alma hayali ile Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın Çocuk Fonu’na başvuru yaptık ve başvurumuz olumlu sonuçlandı. 12 farklı kız takımından 72 kız çocuğu 1 sezon boyunca çalışmalarını gerçekleştirdi ve çalışmalarını akranları, velileri ve diğer ziyaretçilerle fuarlarda buluşturdular. Kızlar, yalnızca takım aidiyeti, takım kimliği oluşturma gibi sözel alanlarda değil mekanik süreçlerde de başarılı olduklarını ispat etmiş oldular. Bu başarıya olan inancımızla, Destekle Değiştir etkinliğine başvuru yaptık ve projenin ikinci fazı için 16 Ekim 2019’da özel bir etkinlikte bağışçılarla buluştuk. Etkinlik gecesinde, hayalimizin çok üzerinde bir destek alarak daha fazla kız çocuğuna ulaşacak olmanın heyecanı ve sevincini hissettik. Derneğimizin böyle özel bir organizasyonda yer almasına imkan sağlayan Sivil Toplum için Destek Vakfı ailesine çok teşekkür ederiz.

Destekle Değiştir etkinliğinde katılımcılara Kızlar Bilimle Buluşuyor projesini sundunuz. Bu projenin amacından ve bu kapsamda yapacağınız çalışmalardan bahseder misiniz?

“Kızlar Bilim ile Buluşuyor-2. Faz” projemiz 6-10 yaş arasındaki çocuklara bilim, teknoloji, matematik ve mühendislik becerileri (STEM) kazandırmayı, kodlama alanında farkındalık yaratmayı, proje geliştirme, takım çalışması, sunum yapma gibi alanlarda da deneyim kazanmalarına fırsat veren Minik Bilim Kahramanları Buluşuyor / FIRST LEGO League Jr. Programımızın kapsamında farklı şehirlerden 16 farklı şehirden 20 kız takımını desteklemeyi içeriyor. Bu proje özelinde kendi imkanları ile bu tür STEM projelerine katılma imkanı olmayan devlet okullardan, tamamı kızlardan oluşan takımlar kurma fırsatı elde edeceğiz. Böylelikle hem devlet okullarında fırsat eşitliğini sağlama hem de kız çocuklarının bilimsel etkinliklere katılımını teşvik etme fırsatı elde ediyoruz.

Bu sezonun teması “BOOMTOWN BUILD: Yeni Şehrin Mühendisleri”. Fuara hazırlık sürecinde takımlar kendi çevrelerindeki binaların daha sağlam, herkes için erişilebilir ve daha çevre dostu olarak yeniden düzenlenmesi için proje fikirleri geliştirecek, geliştirdikleri proje fikirlerini LEGO parçalarıyla hazırlayacakları modelle sunacaklar, LEGO Education robot setini kullanarak modellerine hareketli bir parça ekleyecekler. Tüm bu süreci takım olarak yaşayacak, takım çalışmasını deneyimleyecekler.

Bir devam projesi olan Kızlar Bilimle Buluşuyor kapsamında 6-10 yaş grubundaki kız çocuklarından oluşan takımlara yönelik olarak çalışmalar yapmayı hedefliyorsunuz. Bu projeyi devam ettirmek istemenizin sebebi nedir? Projenin bu döneminde gerek çalıştığınız okullar ve takımlar gerekse içerik açısından farklılaşan faaliyetler bulunuyor mu?

Kız çocuklarının da en az erkek çocukları kadar mühendislik ve STEM alanlarına olan ilgilerinin ve meraklarının şahidiyiz ancak öğrenilmiş bir takım toplumsal cinsiyet eşitsizliği kalıpları, kız çocuklarının bu alana olan ilgilerini ifade etmeye bile imkan vermiyor. İçinde bulundukları, büyüdükleri ortamın yanı sıra öğretmenlerin, okulun da zaman zaman robotik, kodlama ya da proje geliştirme temelli işlerin yalnızca erkek öğrencilere uygun olduğu kanısını beslediğini görüyoruz. Tam bu noktada, bir sezon önce kızların da başarılarına şahit olmanın motivasyonu ve heyecanıyla projemizi devam ettirmeye ve projemizin daha çok ilde daha çok kız takımıyla yolculuğuna devam etmesine karar verdik. Şu anda 16 farklı şehirde, 20 kız takımı çalışmalarına başladı. Geçtiğimiz sezon olduğu gibi bu sezon da fuarlarda ve okullarında çokça ilgiyle karşılaşacaklarını düşünüyor ve onlar adına çok heyecanlanıyoruz. Bu sene, ikinci fazını yürüttüğümüz Kızlar Bilimle Buluşuyor projemize akademik bir iş birliği de eşlik ediyor. Programın kazanımlarını anlamlandırmak adına Bahçeşehir Üniversitesi – BAUSTEM Merkezi ile akademik bir araştırmaya başladık. Çocukların erken yaşta bilimle buluşmasının teknoloji, mühendislik, fen bilimleri ve matematik alanlarına olan merakını, heyecanını ve ilgisini ölçeceğiz. Raporun yaz aylarında yayınlaması için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Kızların başarısını akademik bir araştırma ile taçlandıracağımız için çok heyecanlıyız

Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği Kendine İyi Bak Kutu Oyunu Projesine Başladı

By | Destekle Değiştir

Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği, Vakfımızın Ekim 2019’da ilk kez gerçekleştirdiği Destekle Değiştir etkinliğine katılan üç sivil toplum kuruluşu arasında yer aldı. Etkinlikte, katılımcılara Kendine İyi Bak Kutu Oyunu Projesi’ni sunan Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği’nin Genel Koordinatörü Pelin Anılan, derneğin cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusundaki çalışmalarını ve Destekle Değiştir sürecini anlattı.

Sivil Toplum için Destek Vakfı’nı takip edenler Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği’ni 2017-2018 döneminde Kurumsal Destek Fonu kapsamında sağladığımız hibe desteğinden tanıyorlar. Derneğinizle ilk kez tanışacak olan okuyucularımız için derneğinizin kuruluş hikayesinden ve çalışmalarından kısaca bahseder misiniz?

Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği 2015 yılında Y-PEER Türkiye (Genç Akran Ağı)’nın, tüzel kişilik kazanmasıyla kurulmuş bir sivil toplum örgütü. Dernek, sağlık ve eğitim başta olmak üzere benzeri alanlarda genç insanların doğru bilgiye erişimlerini sağlayarak tutum ve davranış değişikliği yaratmayı, buna paralel olarak genç insanların başta karar alıcılar olmak üzere tüm alanlarda özne olarak kabul edilmesini, bireysel niteliklerin açığa çıkarılarak güçlendirilmesini, öznelliklerinin temel alındığı alanlar açarak katılım odaklı sosyal faydayı gerçekleştirmeyi kendisine vizyon ediniyor.Derneğimiz, 2000 yılında Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)’nun birlikte kurmuş olduğu Doğu Avrupa ve Merkez Asya’da faaliyete başlamış bir gençlik ağı olan Y-PEER’in bir parçası. Y-PEER, aktif yurttaşlık, cinsel sağlık üreme sağlığı ve hakları, toplumsal cinsiyet ve insan hakları gibi konularda çalışıyor.

Y-PEER Türkiye ise bu uluslararası ağın genç gönüllülerinden ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan gençlerin cinsel sağlık üreme sağlığı ve hakları konusunda çalışan bir üyesi. 2004 yılında Türkiye’de çalışmalarına başladı ve 2015 yılında Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği (Y-PEER Türkiye) olarak tüzel kişilik kazandı. Temelde cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve hakları olmak üzere toplumsal cinsiyet ve insan hakları konularında çalışmalarını yürütüyor. Derneğimiz, gençlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı alanında doğru ve yararlı bilgiye ulaşmalarını sağlamayı, çeşitli gençlik gruplarının ihtiyaçlarını ve taleplerini temel alan hak temelli projeler yürütmeyi, savunuculuk çalışmaları yürütmeyi ve desteklemeyi ve Genç Dostu Sağlık Hizmeti modellerinin gelişmesini hedefliyor. Bu hedefler doğrultusunda hayata geçirdiğimiz faaliyetler:

  •  Üreme Sağlığı Akran Eğitimleri Projesi (ÜSAEP): UNFPA ortaklığı ile yaklaşık 14 yıldır devam eden alanındaki ilk ulusal akran eğitimi projesidir. Proje, gençleri güçlendirerek özellikle cinsel sağlık üreme sağlığı ve insan hakları ve genç dostu sağlık hizmetine erişim konusunda savunuculuk faaliyetleri yapmalarını hedefliyor.
  • Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Gençlik Hakları Projesi: UNFPA Türkiye Ofisi ortaklığıyla yürütülen, küresel hedeflerin LGBTİ+ ve gençlik hakları ile olan ilişkisini yakından incelemek ve bu alanda düzenlenen etkinliklerle farkındalık yaratmayı hedefleyen bir savunuculuk projesidir.
  • Sanal Akran Projesi: Online kurslar ve testler ile sadece cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile ilgili temel bilgileri kapsamanın yanı sıra gençlerin anonim şekilde cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile ilgili sorularını sorabilecekleri ve deneyimli akran eğitmenleri tarafından cevap alabilecekleri e-öğrenme internet sitesini içeren bir projedir.
  • Tiyatro Tabanlı Akran Eğitimleri Projesi (TBT): UNFPA Türkiye Ofisi tarafından desteklenen proje, gençlere cinsel sağlık ve üreme sağlığı, toplumsal cinsiyet, HIV ve AIDS alanında doğru ve güvenilir bilgileri akran eğitimi ve tiyatro tabanlı yöntemlerle ulaştırmayı amaçlıyor.
  • Learning Exchange Programı: “Cinsel Haklar İnsan Haklarıdır!” projesi, derneğimizin Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ile ortak olarak yürüttüğü bir karşılıklı öğrenme projesidir. Bu proje ile, gençler arası güvenli ilişkiler ve güvenli cinsellik üzerine çalışan iki dernek olarak, alandaki bilgi birikimi ve deneyimlerimizi paylaşmayı, cinsel şiddeti önleme noktasında cinsel sağlık bilgisinin önemini daha görünür kılmayı hedefliyoruz.
  • Genç Mültecileri Destekleme Programı (GMDP): UNFPA Türkiye Ofisi desteği ile yürütülen bir güçlendirme programıdır. Program; Ankara, Diyarbakır, Hatay ve İzmir’deki 15-30 yaş arasındaki genç mültecileri güçlendirerek uyum süreçlerini desteklemeyi, bu yolla sivil alanda gençlik ve insani yardım çalışmaları temelinde sosyal etki oluşturmayı amaçlıyor. Proje 15-30 yaş arasındaki mülteci gençlerle Türkiye’den gençlerin bağının güçlendirilmesini, sağlık hizmetlerine erişim ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konuları da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamayı hedefliyor.
  • Kendine İyi Bak HIV AIDS Eğitsel Kutu Oyunu: HIV ve AIDS ile ilgili hap bilgileri içeren, gençlerin oynarken hem eğlenmesini hem de HIV ve AIDS ile ilgili bilgilere ulaşmasını sağlayan ve oyun esnasında gençlerin doğru tutum ve yaklaşıma dair güçlenebileceği temel mesajların da yer aldığı eğitsel bir kutu oyunudur.

Türkiye’de gençler cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusunda doğru bilgiye erişebiliyorlar mı? Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği olarak gençlere nasıl ulaşıyorsunuz ve bu konularda bilgilendirme yapmak için nasıl bir yaklaşım ve yöntem kullanıyorsunuz?

Dünya genelindeki ve Türkiye’deki mevcut duruma baktığımızda gençlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularında doğru bilgiye erişimde büyük zorluklar yaşadığını görüyoruz. Diğer bir deyişle, cinsel sağlık ve üreme sağlığı durumunun farkında olma, konu hakkında doğru bilgiye ulaşabilme imkanı hala kısıtlı ve yetersiz. Okul müfredatlarında yaşa uygun kapsamlı cinsel sağlık üreme sağlığı bilgisi verilmediği gibi, genç insanlar herhangi bir cinsel sağlık üreme sağlığı bilgisine ulaşmak için doktora gitmek yerine çoğunlukla interneti ya da arkadaşlarını tercih ediyor. Böyle bir tabloda doğru bilgiye ulaşmak, düzenli test yaptırmak, korunma ve bulaşma yollarını öğrenmek, bu konuda yaklaşım geliştirmek oldukça önem arz ediyor.

Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği olarak başta cinsel sağlık, üreme sağlığı ve hakları, toplumsal cinsiyet ve insan hakları konularında yaptığımız farkındalık, görünürlük çalışmalarının yanı sıra 1 Aralık Dünya HIV ve AIDS farkındalık günü kapsamında da çeşitli faaliyetler yürütüyoruz. Tüm bunlarla beraber Türkiye’nin dört bir yanındaki eğitim faaliyetlerimiz, HIV ve AIDS alanında tiyatro tabanlı yöntemlerle sürdürdüğümüz ve böylece çok geniş kitlelere ulaştığımız faaliyetlerle çeşitli gençlik gruplarıyla bir araya gelme ve birlikte güçlenme fırsatımız oluyor. Gençlerle bir arada yaptığımız faaliyetlerin yanı sıra sosyal medya hesaplarımız üzerinden de savunuculuk kampanyaları yapmaya ve doğru bilgiyi yaygınlaştırmaya devam ediyoruz.

Gençten gence ulaştığımız bu faaliyetler bizi henüz ulaşamadığımız daha birçok genç insana tanıtması ve akranı vasıtasıyla derneğimizden, faaliyetlerimizden haberdar olması noktasında referans oluyor. Böylece gençler bize ulaşıyor. Gençler internet sitemizdeki eğitim talep formunda yer alan gerekli açıklamalar doğrultusunda talep ettikleri eğitimi seçiyorlar ve bizler de talep edilen eğitim şekline göre eğitmenlerimiz ve eğitim içeriğine göre hazırlanan materyaller ile ortak kararlaştırılmış tarihte onlarla buluşuyoruz.

Derneğinizin cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusunda yaptığı çalışmalarda HIV ve AIDS’e ilişkin bilgilendirmeler öncelikli şekilde yer alıyor. Bu konuya öncelik vermenizin nedeni nedir?

Dünya çapında 36.9 milyon kişi HIV ile yaşıyor. Dünyada her hafta 15-24 yaş arası 7.000 kız çocuğu ve genç kadın HIV ile enfekte oluyor. Yeni HIV enfeksiyonlarının %34’ü 15-24 yaş arası gençler arasında gerçekleşiyor. Türkiye’de ise son 10 yılda HIV/AIDS vakalarında yaklaşık %455 artış var ve virüsten en fazla etkilenen grup;20 – 49 yaş arasında. 2019 yılı Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de HIV ile yaşayan kişi sayısı yaklaşık 20.000.

Veriler bize Dünyada da Türkiye’de de en fazla etkilenen grubun gençler olduğunu ve yıllara bakınca HIV ve AIDS vakalarında ciddi şekilde artış olduğunu söylüyor. Hal böyle olunca cinsel sağlık ve üreme sağlığı odağında faaliyetlerini sürdüren derneğimiz için HIV’in ve AIDS’in ne olduğunu ve ne olmadığını bilmek, korunma yöntemlerini ve bulaşma yollarını öğrenmek, test yaptırmak ve anonim test merkezlerinin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak; bu doğrultuda farkındalığın oluşturulması ve genç insanların doğru bilgiye ulaşması öncelikler arasına giriyor.

Sivil Toplum için Destek Vakfı olarak 16 Ekim 2019’da ilk kez düzenlediğimiz Destekle Değiştir etkinliğinde yer alarak etkinliğe katılanlara kendinizi tanıtıma fırsatına sahip oldunuz. Destekle Değiştir sürecindeki deneyimlerinizi ve bu sürecin derneğinize kattıklarını bizimle paylaşır mısınız?

Destekle Değiştir etkinliğine katılmak, kendi adıma olduğu kadar ekibimiz için de çok farklı bir deneyimdi. Öncelikle yaklaşık 4 yıldır çalışmalarda bulunduğum alanda bu kadar çok bağışçı ile bir araya gelip bizi neden desteklemeleri gerektiğini sadece 6 dakikada açıklamak; sonraki 6 dakikada ise sorularına cevap vererek ikna etmeye çalışmak heyecanlı olduğu kadar keyifliydi de. Etkinliğe katılan kişileri öncesinde standımızda ağırlamak, derneğin sadece Kendine İyi Bak Kutu Oyunu’nu değil aynı zamanda diğer çalışmalarını da aktarmak, hedef kitlesi gençler olan bizler için farklı bir deneyimdi çünkü yetişkinlere gençlerin önemsediği ancak seslerini duyuramadığı bir konuda kendimizi anlatma fırsatı bulmuş olduk. Ayrıca buradan sonrasında geliştirdiğimiz ilişkiler ile kazandıklarımız sadece o gün bağış yapanların bağışları değil aynı zamanda sonrasında ilişkilenmeler de oldu.

Destekle Değiştir etkinliğinde katılımcılara Kendine İyi Bak Kutu Oyunu projesini sundunuz. Kendine İyi Bak Kutu Oyunu nedir? Projenin amacından ve bu kapsamda yapacağınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Kendine İyi Bak HIV AIDS Eğitsel Kutu Oyunu, 2011 yılında bir grup genç ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Ofisi çalışanlarının destekleriyle hazırlanmış olan bir kutu oyunu. İçeriğinde HIV ve AIDS’e dair bilgilerin yer aldığı, oyuncuların piyonlarını sembolik evlerinden çıkartarak karşılarına çıkan HIV ve AIDS’e dair bilgileri konuşarak öğrendikleri bir oyun.

Projenin amacı, gençlerin hali hazırda okul ortamında elde edemediği doğru bilgilere arkadaşları ile bir araya geldikleri ve güvenli bir paylaşım ortamı oluşturarak kutu oyunu yoluyla ulaşmalarını sağlamak. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı akran eğitmenliği yapan kolaylaştırıcılarımız toplamda 1.500’e yakın gence ulaşıp bu oyununun oynanması aracılığıyla bilgilerin aktarılmasını sağlayacaklar. Yine proje kapsamında limitli sayıda olan kutu