Category

Her Yaşta Fonu

Her Yaşta Fonu’nun 2023 Dönemi Fon Başlangıç Raporu Yayımlandı

By | Her Yaşta Fonu, Her Yaşta Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası depremden etkilenen yaşlıların iyi olma halini destekleyen, yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonunda AgeSA Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun yapısı, desteklediğimiz STK’lar ve yapacakları çalışmalara dair bilgilerin yer aldığı raporumuz yayımlandı. Fon kapsamında Dem Derneği’ne, Sınırlı Sorumlu Meryem Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’ne, Türkiye Alzheimer Derneği’ne ve Yüksek Öğrenimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı’a toplam 799.400 TL hibe desteği sağlıyoruz.

Her Yaşta Fonu’nun yapısı, desteklediğimiz STK’lar ve yapacakları çalışmalara dair bilgilerin yer aldığı raporumuza buradan ulaşabilirsiniz.

Her Yaşta Fonu’nun 2023 Döneminde Yapılan Başvurularla İlgili Değerlendirme Metnimiz Yayımlandı

By | Her Yaşta Fonu, Her Yaşta Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası depremden etkilenen yaşlıların iyi olma halini destekleyen, yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonunda AgeSA Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun 2023 dönemi başvuru ve seçim süreçleri tamamlandı.

STK’ların bu süreçte öne çıkan ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla fonun bu dönemi için yapılan başvuruların yoğunlaştığı konulara, başvuru yapan kuruluşların genel durumu ve ihtiyaçlarına dair değerlendirmelerimizin yer aldığı açıklama metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Her Yaşta Fonu’nun 2023 Döneminde Desteklenecek STK’lar Belirlendi

By | Her Yaşta Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası depremden etkilenen yaşlıların iyi olma halini destekleyen, yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonunda AgeSA Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun 2023 döneminde desteklenecek STK’lar belirlendi. Fon kapsamında 4 STK’ya toplam 799.400 TL hibe desteği sağlayacağız.

Desteklenen STK’lar ve çalışmaları ile ilgili ayrıntılı bilgileri aşağıda görebilirsiniz:

Dem Derneği: İşiten toplum ile sağır toplum ve işitme engelliler arasında acıma duygusundan uzak ve istihdamı destekleyen diyalog alanları yaratmak amacıyla çalışmalar yapıyor. İşaret Dili eğitimlerini dijitalleştirdikleri bukalemun.co internet sitesi aracılığıyla çeşitli paydaşlara yönelik düzenledikleri etkinlikleri erişilebilir hale getiriyor ve bireylerin işaret dili bilgisini test edebilmesini sağlıyor. Dernek sağladığımız 200.000 TL hibe desteğiyle Sesimi Duyan Var Mı? projesini hayata geçirecek. Dem Derneği proje kapsamında Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta bulunan toplam 30 çadır kenti ziyaret ederek başta yaşlılar olmak üzere işitme kaybı yaşayan bireylerin ihtiyaçlarını tespit edecek ve bu ihtiyaçların giderilmesi için kaynak geliştirme faaliyetleri yürütecek.

Sınırlı Sorumlu Meryem Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi (Meryem Kadın Kooperatif): Adana’da faaliyet yürüten Meryem Kadın Kooperatifi farklı üretim alanlarıyla kadınlara istihdam olanakları yaratmak aynı zamanda kadınların sosyal ve ekonomik yönden güçlenmesini sağlamak amacıyla çalışmalar yapıyor. Kooperatif sağladığımız 199.900 TL hibe desteğiyle Biz de Varız! projesini hayata geçirecek. Meryem Kadın Kooperatifi proje kapsamında Kahramanmaraş depremlerinden etkilenmiş ve Adana’da ikamet eden 65 yaş üstü 20 kadının iyi olma halini bütüncül bir yaklaşımla desteklemek için bir model geliştirecek. Bu amaç doğrultusunda kadınların sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel ve hukuki kapasitelerini güçlendirmek aynı zamanda teknolojik araçlara erişebilirliklerini arttırmak amacıyla etkinlikler, eğitimler düzenleyecek ve öz bakım hizmetleri sağlayacak. Ayrıca yaşanan depremlerin yaşlılar üzerindeki etkisini görünür kılmak amacıyla farkındalık geliştirme ve bilinçlendirme çalışmaları yürütecek.

Türkiye Alzheimer Derneği (TAD): Kişilerin, Alzheimer hastalığı ve bakımı konusunda bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve bu hastalıktan muzdarip kişi ve ailelerin yaşam kalitesinin artırılması amacıyla çalışmalar yürütüyor. Dernek sağladığımız 200.000 TL hibe desteğiyle Depremzedeleri Unutmuyoruz! projesini hayata geçirecek. Deprem bölgesinde yer alan altı farklı şehirdeki çadır kentleri ziyaret edecek olan TAD; doktor, diyetisyen ve psikologlardan oluşan gönüllü ekibiyle birlikte bu kentlerde yaşayan yaşlıların sağlık durumları düzenli olarak takip edecek ve riskli bulunan kişileri ilgili sağlık kuruluşlarına yönlendirecek. Çadır kentlerde yaşayan yaşlıların ve bakım verenlerin iyi olma haline desteklemek amacıyla psikososyal destek çalışmaları yürütecek olan TAD yaşlıların beslenme ihtiyacına yönelik destek çalışmalar da yapacak.

Yüksek Öğrenimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı (Yöret): Toplumun her kesimine yönelik eğitim ve hizmet projeleri hayata geçiren Yöret, toplumun yaşam kalitesini arttırmak amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Vakıf sağladığımız 199.500 TL hibe desteğiyle Afet Sonrası Yaşlılık Çalışmaları projesini hayata geçirecek. Proje kapsamında afetlerden etkilenen yaşlıların iyi olma halini desteklemek ve yaşanacak afetlerde yaşlılara yönelik hizmetlerde kullanılabilecek Afet ve Sonrası Yaşlılık kılavuzunu hazırlayacak olan Yöret, bu kılavuzu alanda çalışan profesyonellerin kullanımına açılacak. Bu amaç doğrultusunda uygulanacak anketler ve grup görüşmeleriyle, bölgede yaşayan yaşlıların depremler öncesi ve sonrası ihtiyaçları tespit edilecek. Aynı zamanda yaşlılarla birlikte çalışan sağlıkçılara, sosyal hizmet uzmanlarına ve psikolojik destek birimlerine yönelik eğitimler, farkındalık çalışmaları yürütülecek.

Her Yaşta Fonu’nun 2023 Dönemi Başvuruları Sona Erdi

By | Her Yaşta Fonu, Her Yaşta Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası depremden etkilenen yaşlıların iyi olma halini destekleyen, yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonunda AgeSA Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun 2023 dönemi başvuruları sona erdi.

Fona teknik kriterlere uyan toplam 14 STK başvuruda bulundu. Başvuruların 11’i dernek, 1’i vakıf ve 2’si kooperatif tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar tarafından yapıldı. Fona Adana, Ankara, Bartın, Denizli, Hatay, İstanbul, Mersin, Osmaniye ve Şanlıurfa olmak üzere 9 ilden başvuru alındı. Her Yaşta Fonu’ndan talep edilen toplam hibe tutarı 2.794.368 TL oldu.

Her Yaşta Fonu’nun 2023 Dönemi Başvuruları Açıldı

By | Her Yaşta Fonu, Her Yaşta Fonu

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası depremden etkilenen yaşlıların iyi olma halini destekleyen, yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonunda AgeSA Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun 2023 dönemi başvuruları açıldı.

Her Yaşta Fonu’na yapılacak başvuruların odağında aşağıda yer alan yaklaşımlardan en az bir tanesinin yer alması beklenir:

  • Depremden etkilenen yaşlılara yönelik psiko-sosyal destek sağlayan,
  • Depremden etkilenen yaşlıların fiziki iyi olma hallerini destekleyen,
  • Deprem bölgesinde yaşayan yaşlıların hizmetlere erişim çerçevesinde teknoloji, finans, vb. alanlarda üretilen ürün ve hizmetlerden eşit yurttaşlık temelinde yararlanılmasını sağlamaya yönelik savunuculuk, işbirliği ve uygulama tasarlayan,
  • Depremin ardından yaşlıların günlük hayatta karşılaştığı izolasyon, ayrımcılık ve istihdam gibi temel sorunların çözümlerini teşvik eden, uygulayan ve model haline getirme potansiyeli bulunan,
  • Deprem bölgesinde sivil toplum, özel sektör, kamu kurumları ve yerel yönetimlerin işbirliği kapsamında kurumların yaşlıların lehine ortak ve kalıcı çözümler üretmelerini destekleyen,
  • Türkiye’deki yaşlı haklarını geliştirici politikaların ve yasal altyapının oluşturulmasına ve geliştirilmesine yönelik savunuculuk faaliyetleri yürüten çalışmalara öncelik verilecek.

Aşağıdaki başvuru kriterlerine uyan ve tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar hibe programına başvurabilirler:

  • Türkiye’de kurulmuş dernekler, vakıflar, kooperatifler ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluşlar,
  • En az bir senedir sahada aktif olarak çalışan kuruluşlar,
  • 2022 gelirleri 40.000 TL ve 4.000.000 TL arasında olan kuruluşlar,
  • İlgili alanda deneyim, kurumsal kapasite ve vizyona sahip kuruluşlar.

Her Yaşta Fonu’nun 2023 dönemi kapsamında STK’lara dağıtılacak hibenin toplam tutarı 400.000 TL’dir. Başvuru yapan STK hibe programından en fazla 200.000 TL talep edebilir.

Fona başvurmak isteyen kuruluşların başvuru formunu eksiksiz şekilde doldurarak 26 Temmuz Çarşamba günü saat 18:00’a kadar göndermeleri gerekir.

Her Yaşta Fonu hakkında detaylı bilgilere (başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri ve fon takvimi) ve başvuru formuna ulaşabilirsiniz.

Dem Derneği ile Duyduğun Gibi Değil Projesi Kapsamında Yapacakları Çalışmaları Konuştuk

By | Her Yaşta Fonu, Her Yaşta Fonu

Toplumsal zıtlıklar arasında diyalog alanları yaratmayı ve bu alanlarda sürdürülebilir çözümler üretmeyi hedefleyen Dem Derneği (Dem), işiten toplum ile sağır toplum ve işitme engelliler arasında acıma duygusundan uzak ve istihdamı destekleyen diyalog alanları yaratmak amacıyla çalışmalar yapıyor.  AgeSA Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun 2022 döneminde hibe desteği sağladığımız Dem, hibe kapsamında Duyduğun Gibi Değil projesini hayata geçiriyor. Proje kapsamında yaş sebebiyle işitme kaybı yaşayan 65 yaş üstü bireylerin yaşadıkları sorunları diyalog ile anlamak, kamuoyunda görünür kılmak ve çözüm için işbirliğini teşvik etmek amacıyla çalışmalar yapıyor.

Dem Derneği İletişim ve Kapasite Geliştirme Koordinatörü Ayşe Damla İşeri Sunman ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; 9. yaşını kutlayan Dem’in yaşadığı değişim, yaşa bağlı işitme kaybının tanımı, diyalog alanlarını geliştirmek için düzenledikleri atölyeler ve proje kapsamında yürütecekleri çalışmalar hakkında konuştuk.

Dem Derneği yakın zamanda 9. yaşını kutladı. Aradan geçen zamanı değerlendirdiğinizde, çalışma alanınız ve buna paralel olarak Dem Derneği’nin yaşadığı değişime dair öne çıkan noktalardan bahseder misiniz?

Dem 17 Şubat 2023’te 9. yaşını kutladı. Kuruluşundan bu yana tabii ki Dem hem kurumsal hem de çalışmaları açısından değişti.

Dem kurulduğunda tam veya proje zamanlı çalışan gönüllülerden oluşan bir kuruluştu. Bugün proje zamanlı gönüllüleri ile denge içerisinde çalışan tam veya proje zamanlı profesyonelleri olan bir kuruluş. Kurumsal kapasitesini geliştirmeyi iniş çıkışları da olsa başardı. Bu değişimi kaynaklara bakış açısında geleneksel ile yenilikçiyi harmanladığında sağladı.

Çalışmaları açısından ise değişimi odaklandığında yaşadı. Toplumsal zıtlıklar arası iletişim alanları oluşturmak amacı ile kurulan Dem, bu geniş çerçeveyi küçülttüğünde ve sağır/işitme engelli bireyler ile işiten bireylerin arasındaki iletişim çalışmalarına yoğunlaştığında kimliğini buldu.

Şimdi ise yavaş ama planlı bir şekilde iletişim çalışmaları alanını genişletmeye hazır hale geliyor.

Diyalog alanlarını güçlendirmek için çeşitli iş yerlerinde işiten topluma yönelik etkinlikler düzenliyorsunuz. Düzenlediğiniz etkinliklerden bahsedebilir misiniz? Etkinliklere katılan kişilerden aldığınız geri bildirimleri de düşündüğünüzde, bu uygulama işiten toplumda ne tür farkındalıkların oluşmasına katkı sağlıyor?

Dem olarak özel sektör işbirlikleri ile iş yerlerinde işiten toplum ile işitme engelli ve sağır bireyleri bir araya getiren yapılandırılmış buluşmalar düzenliyoruz. Bu buluşmaları talebe göre farklı birçok şekilde tasarlayabiliyoruz.

Çoğunlukla işitme engelli/sağır bir kolaylaştırıcı liderliğinde interaktif bir işaret dili ile tanışma atölyesi düzenliyor; öğrenimleri işaret dili ile kahve siparişi etkinliği demgoodcoffee veya işaret dili ile video mesaj hazırlama etkinliği aşkını başka dilde anlat ile pekiştiriyoruz. Kimi zaman ise daha uzun soluklu, işaret dilini aktif kullanılabilmesine yönelik buluşma serileri düzenliyoruz.

2022 yılında dokuz işyerinde 313 diyalog yaratık. Bu neredeyse yılın her günü işiten bir bireyin, işitme engelli ve sağır bireyle Dem aracılığı ile yapılandırılmış bir alanda iletişime geçiyor olması demek.

Herhangi bir engel grubu için tek tipleştirme kanıksanmış söylemlerden dolayı çok fazla. Fakat Dem olarak, yarattığımız farkındalıkla işitme engelli ve sağır toplumun iletişim yolları açısından heterojen bir topluluk olduğunu ortaya koyuyoruz. Öncelikle bu tek tipleştirme algısını yıkıyoruz atölyelerimizde.

Yaşa bağlı işitme kaybı nedir? Yaşa bağlı işitme kaybı yaşayan 65 yaş üstü bireyleri desteklemek amacıyla geliştirilmiş bir politika bulunuyor mu? Bu tür bir çalışmanın hayata geçirilmesi için hangi paydaşlar tarafından neler yapılması gerekiyor?

Yaşa bağlı işitme kaybı, diğer adı ile Presbiakuzi, yaş ilerledikçe ortaya çıkan ve çoğunlukla her iki kulakta da görülen sinirsel tipte işitme kaybı. Çoğu durumda kişinin kendisinden önce çevresindekiler tarafından bu durum anlaşılır. Yaş ile işitme kaybı başlayan kişi televizyonu daha yüksek ses ile izlemeye veya gürültü ortamlarda konuşmaları ayırt edememeye başlar. Dünya’da ve Türkiye’de yaşlı nüfus arttıkça yaşa bağlı işitme kaybı yaşayan birey sayısı da artıyor.

Yaşa bağlı işitme kaybı yaşayan 65 yaş üstü bireyleri destekleyen bir politika bulunmuyor. Ancak kişiler işitme kaybı şüphesi ile Kulak Burun Boğaz (KBB) polikliniklerine başvurduklarında ve odyologlar tarafından gerekli testler yapıldığında işitme kaybı tanısını konuluyor ve çoğunlukla tedavisi için işitme cihazı veriliyor. İşitme cihazları en basit haliyle anlatmak gerekirse hoparlör görevi gören cihazlardır, satın alınması gerekir. Bu cihazlar için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) desteği olsa da bu destek verim alınabilecek bir cihaz için oldukça yetersizdir. Kişi bir kulağı için neredeyse bir asgari ücret öder.

Burada ilk aşamada yapılması gereken yaşlılar ile çalışan sivil toplum kuruluşları, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve SGK işbirliğinde iki temel şey var:

  • Yaşa bağlı işitme kaybına erken teşhis ile erken müdahale edilmesi için ilgili kontrollerin teşvik edilmesi ve toplumun konuyla ilgili bilinçlendirilmesi,
  • İşitme cihazlarına erişimi kolaylaştırmak için SGK ödeneğinin artırılması.

Hibe desteğimizle Duyduğun Gibi Değil! projesini hayata geçireceksiniz. Bu projeye neden ihtiyaç duydunuz ve proje kapsamında ne tür çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?

Duyduğun Gibi Değil projesiyle, Türkiye’de sayısının en az 1 milyon 153 bin 132 olduğu tahmin edilen yaş ile işitme kaybı başlayan bireyin deneyimini, bireye ve çevresindekilere etkilerini diyalog ile anlamayı ve görünür kılmayı amaçlıyoruz. Ayrıca bu proje; Dem’in hedef kitlesini genişletmesini ve tüm işitme kayıplı bireyleri kapsayarak işbirliği içinde olası ortak çözümler geliştirilmesini sağlayacak. Bu çalışmaya ihtiyaç duymamızın en temel sebebi benzer bir çalışmaya rastlamamış olmamız.

Proje kapsamında aşağıdaki faaliyetlerin gerçekleştirmeyi hedefliyoruz:

  1. KBB Uzmanları, odyologlar ve psikologlar ile paylaşım toplantısı yapılması,
  2. Yaşlılık alanında çalışan en az üç STK’ya saha ziyareti gerçekleştirilmesi,
  3. Yaş ile işitme kaybı başlayan 25 birey ve yakını ile birebir görüşme gerçekleştirilmesi,
  4. Paylaşım toplantısı, saha ziyaretleri ve birebir görüşmeler ışığında rapor hazırlanması,
  5. Bir kişinin işitme kaybı ile olan deneyiminin belgeselleştirilmesi ve yayınlanması,
  6. Tüm işitme kayıplı bireylerin ortak sorunu olan ‘‘işitme cihazı ödemelerinin tamamının SGK tarafından yapılmaması’’ konusu için sosyal girişimcilik anlayışı ile orta ve savunuculuk anlayışı ile uzun vadeli uygulanabilir çözüm geliştirilmesi ve olası işbirlikleri için paylaşılması.

Türkiye Alzheimer Derneği Alzheimer Hastalarına Bakım Veren Kadınların Sertifikalı Eğitimi Projesini Tamamladı

By | Her Yaşta Fonu

Türkiye Alzheimer Derneği kişilerin, Alzheimer hastalığı ve bakımı konusunda bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve bu hastalıktan muzdarip kişi ve ailelerin yaşam kalitesinin artırılması amacıyla çalışmalar yürütüyor. AgeSA  Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun 2021 döneminde Alzheimer Hastalarına Bakımveren Kadınların Sertifikalı Eğitimi projesini hayata geçirdi. Dernek proje kapsamında bakım veren kadınların akrabalarına bakarken edindikleri becerilerin tasdiklenmesi ve belgelendirilmesi ve demans mağduru ailelerin sorunlarını ele almak üzere kampanya ve bilinçlendirme yoluyla toplumda yaygın olan sosyal damgalamayla mücadele etmek için çalışmalar yaptı. Proje kapsamında 1 psikolog, 1 sosyal hizmetler uzmanı, 1 fizyoterapist, 1 hemşire ve 1 doktor tarafından yapılacak ön toplumsal araştırma sonrasında tespit edilen ihtiyaçlar doğrultusunda bakım verenlere teorik ve uygulama bölümleri içeren bir çevrimiçi eğitim paketi hazırladı.

Türkiye Alzheimer Derneği Genel Sekreteri Füsun Kocaman, Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Bedia Samancı ve Sosyal Hizmet Uzmanı/Gündüz Yaşam Evi Sorumlu Müdürü Gizem Akpınar ile yaptığımız röportajda; Alzheimer hastalığında erken tanının önemi, 12. Ulusal Alzheimer Kongresi, proje kapsamında yürütülen faaliyetler ve Her Yaşta Fonu kapsamında sağlanan desteğinin çalışmalarına sağladığı katkılar hakkında konuştuk.

Birçok hastalıkta olduğu gibi Alzheimer hastalığında da erken tanının önemli olduğunu biliyoruz. Alzheimer gibi hastalıkların erken teşhis edilmesi hasta bakımına ve bakım verenlere etkilerinden bahseder misiniz?

Alzheimer hastalığı; erken, orta ve ileri olmak üzere üç evrede ele alınabilir. Erken evre bulguları genellikle ihmal edilebilecek kadar hafif olabilir ve tanı zorlaşabilir. Oysaki hastalığın erken dönemde teşhis edilmesi ve buna bağlı olarak tedaviye başlanması hastalık sürecini yavaşlatabilir.

Alzheimer hastalığının tedavisi kesin olarak mümkün olmasa da hastalık sürecini yavaşlatmak ve semptomları azaltmak mümkündür. Aynı zamanda erken tanı sonucunda tedaviye başlamak, semptomların şiddeti azaltılarak alzheimer hastasının yaşam kalitesi arttırılabilir ve sosyal işlevselliği korunabilir.

Erken tanı Alzheimer hastasının, bakım verenlerin ve hastanın içinde bulunduğu ailenin yaşam kalitesini arttırır. Alzheimer hastasının yaşadığı ve yaşayabileceği tıbbi, psikolojik, davranışsal ve sosyal sorunlar bakım verenlerin bakım yükünü de arttırıyor. Bu noktada erken tanı ile bakım sürecinde ortaya çıkan bakım yükü ve bakım sorunlarıyla baş etme konusunda bakım verenlere verilecek destek çok önemlidir. Bakım verenlerin Alzheimer hastasının uyku, beslenme ve hijyen düzeni aynı zamanda hastalarla iletişim, yasal ve sosyal haklar konusunda bilinçlendirilmesi ve farkındalığının geliştirilmesi bakım yükünü azaltılması için çok önemlidir. Ayrıca Alzheimer hastalarına ve bakım verenlere yönelik önemli destek mekanizması görevi gören Gündüz Yaşam Evleri de Alzheimer hastalarının sosyalleşmesi açısından oldukça önemlidir. Alzheimer hastalarının sosyalleşmesi hem hastalığın ilerlemesini durdurmakta hem de bakım verenlerin desteklenmesi noktasında önem arz eder.

Yakın zamanda 12. Ulusal Alzheimer Kongresi’ni hayata geçirdiniz. Bu kongre sonucunda ne tür öneriler ortaya çıktı? Bu önerilerin hayata geçirilmesi için önümüzdeki dönemde ne tür çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?

2022 yılında düzenlenen 12. Ulusal Alzheimer Kongresi’nin ilk gününde Davranış Nörolojisi Kursu yapıldı. Bu kursla demans alanı ile ilgilenen tıp öğrencilerine ve uzmanlara yönelik anatomi, semptom, laboratuvar gibi pek çok konu hakkında eğitimler düzenlendi. Aynı gün paralel olarak düzenlenen Aile Hekimlerine Yönelik Demans Kursu başlıklı oturumda aile hekimlerinin demansa yaklaşımı, demans hastalarının takibi ve yönlendirilmesi konularında bilgilendirmeler yapıldı. Kongrenin ana oturumunda ise demanslarda görüntüleme, genetik, vücut sıvısı biyo-belirteçleri, tedavi yaklaşımları gibi pek çok konuda güncelleme yapıldı. Aynı zamanda çevrimiçi beyin egzersizleri, demanslı hastada psikiyatrik ve geriatrik durumlara yaklaşım konuları ele alındı. Psikiyatri ve Geriatri birimleri ile multidisipliner çalışmalar planlandı. Son dönemde oldukça gündemde olan transkranyal manyetik stimülasyon (TMS) ve transkranyal pulse stimülasyonun (TPS) demanstaki yeri detaylıca tartışıldı ve henüz verilerin yetersizliği nedeniyle şu aşamada klinik kullanımının doğru olmadığı vurgulandı.

Son bir yılda klinik kullanıma girmiş olan mekanizma temelli tedavilerin Türkiye’de ulaşılabilirliği ve kullanılabilirliği görüşüldü. Nörolojide oldukça önemli yeri olan ancak demans alanında gözden kaçabilen beslenme konusu bir oturum olarak ayrıca ele alındı. Demans hastalarında beslenme sorunları ve başa çıkma yöntemleri anlatıldı. Türkiye Alzheimer Derneği bünyesinde bu yıl içerisinde kurulmuş olan Nütrisyon Çalışma Grubu hakkında bilgi verildi ve demanslı hastalarda beslenme ile ilgili bir rehberin hazırlık aşamasında olduğu aktarıldı. Kongre her yönüyle oldukça doyurucu ve verimli geçti.

Hibe desteğimizle hayata geçirdiğiniz Alzheimer Hastalarına Bakım Veren Kadınların Sertifikalı Eğitimi projesi kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Proje kapsamında, bakım verenlere yönelik pilot eğitim düzenlendi. Hazırlamış olduğumuz eğitim modülleri Sosyal Garaj Platformu’na eklenerek giriş derslerinin içeriği, kurs bilgileri ve içerik hakkında gerekli bilgilendirmeler yapıldı. Daha sonrasında katılımcıları bilgilendirmek ve platform kullanım denemesi yapmak amacıyla bir toplantı düzenlendi. Platformun ve eğitim içeriğine yönelik geri bildirimleri almak amacıyla anket çalışması uygulandı.

Proje sürecinde Alzheimer hastalarının, yakınlarının ve profesyonel bakım verenlerin ihtiyaçlarını anlamak ve önerilerini dinlemek amacıyla çeşitli anketler düzenlediniz. Bu çerçevede hem profesyonel bakım verenlerin hem de hasta yakınlarının öne çıkan ihtiyaçlarından ve bu ihtiyaçları karşılamak için yapmayı planladığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Alzheimer’da her bireyin hastalık süreci birbirinden farklı olup hastalık bireyin yaşadığı sürece göre şekil alıyor. Alzheimer hastalığında yaşanan süreç bireyin kişiliği, yaşantısı, sosyalizasyonu gibi faktörlerle şekilleniyor. Örneğin, birey hastalığa yakalanmadan önce sosyal çevresiyle uyumlu bir ilişki ve yaşam sürdürüyorsa Alzheimer hastalığına yakalandıktan sonra büyük oranda bu ilişkilerini koruyabiliyor ve davranışlarını sürdürebiliyor. Ancak ilerleyen dönemlerde birey başkasına bağımlı hale de gelebiliyor.

Alzheimer hastalığı sadece hasta olan kişiyi değil tüm aileyi, sosyal çevreyi ve en çok da hastaya bakım veren kişiyi etkileyen bir süreçtir. Hastalıkta birey zamanla bakım veren kişinin desteğine daha çok ihtiyaç duyar hale geliyor. Bu süreç bakım verenlerin yükünü artırıyor ve çeşitli sorunlar yaşamalarına neden oluyor. Bu süreçte bakım veren aile üyeleri fiziksel, ruhsal, sosyal ve ekonomik olarak sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Alzheimer hastasının bakımını üstlenen kişilerde sosyal ilişkilerden uzaklaşma, toplumdan kendini izole etme, ekonomik kayıplara uğrama, fiziksel ve ruhsal olarak sağlıkta bozulma ve depresyon gibi sorunlar görülüyor. Alzheimer hastası bireylerin yaşadığı en büyük ihtiyaç, hastalık nedeniyle yaşam kalitesinin düşmesi ve buna bağlı olarak kendi hayatını tam anlamıyla idame ettirememesi ve bakıma gereksinimi duymasıdır.

Bakım verenlerin ihtiyacı ise bakım konusunda desteklenmektir. Alzheimer hastası bireye bakım verenler gayrı resmi olarak bakım sürecini sürdürmekte, bakım emekleri hem yakın çevreleri hem de toplum tarafından görülmemektedir. Bu kapsamda projemizin ana amacı Alzheimer veya diğer demans türlerinden birinin tanısını almış kişiler ve ailelerinin karşılaştıkları zorluklar hakkında farkındalık yaratmak; aile üyeleri de dahil olmak üzere fiziksel veya sağlık sorunlarına dayalı ayrımcılığı önleyerek bu hastalıktan mustarip kişilerin ürün ve hizmetlere erişimini arttırmak; sağlıklarını, sosyal ve çalışma haklarını korumak; hastalık mağduru ailelerin sosyal dışlanmasını azaltmak ve gayri resmi bakıcıların yaşlı veya hasta akrabalarına bakarken edindikleri becerilerin tasdiklenmesi ve belgelendirilmesi için bir mekanizma geliştirmek, desteklemek ve demansla ilgili sorunların ele alınmasına yönelik siyasi katılım ve iradeyi artırmaktı. Öncelikli hedef, gayri resmi bakıcı kadınların akrabalarına bakarken edindikleri becerilerin tasdiklenmesi ve belgelendirilmesi aynı zamanda sosyal ve ekonomik dışlanmanın üstesinden gelmelerine destek olmaktır. İkincil hedef demans mağduru ailelerin sorunlarını ele almak üzere siyasi katılımı ve iradeyi artırmak için kampanya ve bilinçlendirme yoluyla yaygın sosyal damgayla mücadele etmekti. Ayrıca projenin Türkiye’de artan paramedikal ve bakım personeli açığına cevap vereceği ve yalnızca nihai yararlanıcıların sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarına değil aynı zamanda ülkenin işgücü piyasası talebi için de fayda sağlayacağı öngörülmektedir.

Her Yaşta Fonu’ndan aldığınız hibe desteğinin derneğinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? Yaşlanma, yaşlılık alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli?

Her Yaşta Fonu’ndan aldığımız hibe desteği, derneğimize çok değerli bir eğitim paketi hazırlama olanağı sundu. Hibe desteği öncesi bu eğitimler parçalar halinde ve yalnızca metin olarak mevcuttu. Fakat, hibe desteği kapsamında yaptığımız çalışmalar sayesinde bu belgelerin hepsini bir araya getirdik aynı zamanda varsa eksik ya da bağlaç görevi görecek parçaları ürettik ve çok zengin bir kitaplık oluşturduk. Sonra bu kitaplığı çevrimiçi eğitim formatına uygun bir hale getirmek için görsel ve destek materyalleriyle genişletip, herkesin mekândan ve zamandan bağımsız olarak ve hastasını yalnız ya da bir başkasına bırakmak zorunda kalmadan yararlanabileceği bir forma soktuk. Şu anda Türkçe konuşabilen herkesin bulunduğu yerden erişip düzenli aralıklarla bizlere canlı sohbet odalarında ulaşabileceği, sorularını sorabileceği ve katkılarını sunabileceği bir alan yarattı. Böylece daha geniş kitlelerin farkındalığının artabileceği aynı zamanda bakım eğitimi ve meslek sahibi olma imkânı sunabileceğimiz bir çalışma şekline dönüştük.  Yaşlılık alanında yapılan çalışmaların desteklenmesi son derece önemlidir çünkü birçok sosyal ve sağlık faktörü nedeniyle insan yaşamı uzadı. TÜİK’in yayımlamış olduğu verilere göre yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2016 yılında 6 milyon 651 bin 503 kişi iken son beş yılda %24 artarak 2021 yılında 8 milyon 245 bin 124 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2016 yılında %8,3 iken, 2021 yılında %9,7’ye yükseldi. Yaşlılık çok daha fazla sayıda kişinin yaşama şansı yakalayacağı bir durum oldu. Ancak uzun yaşamanın avantajları kaliteli bir yaşam sürmek için gerekli tedbirler alınırsa hayata geçirilebilir. Bu nedenle yalnızca yaşamı uzatmak için değil yaşlılıkta da saygın ve kaliteli bir yaşam sürmek için araştırmalar, çalışmalar ve hazırlıklar yapılması son derece önemlidir.

Birey ve Toplum Ruh Sağlığında İZ Derneği İZ Bırakıyoruz Projesini Tamamladı

By | Her Yaşta Fonu

Toplumsal barışa hizmet edecek önleyici ruh sağlığı hizmetlerinin toplumun her kesimi tarafından erişilebilir olması için çalışmalar yapan Birey ve Toplum Ruh Sağlığında İZ Derneği (Bir İZ) başta kadınlar, mülteciler, çoçuklar ve yaşlılar olmak üzere bireyi güçlendirmeyi merkeze alan projeler yaparak ruh sağlığı hizmetlerinin tüm toplum için erişilebilir olmasına katkı sağlıyor. AgeSA Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu kapsamında İZ Bırakıyoruz projesini hayata geçirdi.

Bir İZ Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Melek Mumcuoğlu ile yaptığımız röportajda; proje kapsamında yürüttükleri faaliyetler, yaşlıların öz yaşam hikayelerini paylaşmalarının önemi, projenin gençlere katkısı ve derneğin gelecek dönem planları hakkında konuştuk.

Hibe desteğimizle hayata geçirdiğiniz İZ Bırakıyoruz projesi kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

İZ Bırakıyoruz projemizle, izole olmuş ve toplumun geri kalan birçok kesimine göre dezavantajlı bir grup olan 65 yaş üstü bireylerin hikâyelerini anlatarak yaşamlarını gözden geçirmelerini, anlamlı bir bütünlük hissine ulaşmalarını ve psikolojik iyi oluş düzeylerinin artmasını amaçladık. Ayrıca anlatılan hikâyelerin topluma ilham olmasını da hedefledik.

Kasım 2021 itibarıyla başlayan ve 65 yaş üstü bireylerin hikâyelerinin kayda geçirilerek toplumsal hafızaya kazandırılmasını amaçlayan projemiz 2022 yılının Haziran ayında tamamlandı. Hedef grup ile yapılandırılmış görüşmeleri yürütmek için Sosyal Hizmet, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, Psikoloji, Tıp ve Gerontoloji bölümlerinden 30 genç yapılan açık çağrı ile projeye dahil oldu. Görüşmeleri yürütecek gönüllülerin belirlenmesinin ardından 2 günlük kapasite güçlendirme eğitimleri organize ettik. Proje gönüllülerine, yaptıkları her görüşmenin ardından süpervizyon verilmesini ve yapılan görüşmelerin etik ilkeler çerçevesinde desteklenmesini sağladık. İleri yetişkin bireylerin psikolojik iyi oluş hâlinin desteklenmesi için 3 oturumluk grup çalışmaları yaptık. Aynı zamanda katılımcıların hikâyelerini yeniden yazmalarının desteklenmesi, psikolojik iyi oluş düzeylerinin artırılması, izole olma hissinin yerini kuşaklar arası dayanışma hissinin almasını arzuladık.

Genç yetişkin ve ileri yetişkin bireylerin birlikte oluşturduğu yaşam öykülerini proje için hayata geçirdiğimiz İz Bırakıyoruz internet sitesi üzerinden kamuoyuyla paylaştık. Ayrıca proje kapsamında uzman ekimizle beraber İzleme ve Değerlendirme Raporu hazırlayıp, paylaştık.

65 yaş üstü kişilerden aldığınız geri bildirimlerle beraber düşündüğünüz de yaşlıların öz yaşam hikayelerini anlatmaları neden önemliydi? Kendi hayat hikayelerini paylaşıyor olmak yaşlıların duygu ve düşünce dünyasına nasıl bir katkı sağladı?

65 yaş üstü bireyler hayata dair pek çok konuda tecrübeli oluyorlar. Ancak bu tecrübeleri paylaşabilecek ortam ve ağ pek kalmıyor. Öncelikle, anlatma ihtiyacı artarken aktarılabilecek ortamın azalması çok çarpıcıydı. Hem kendi çevremiz hem de psikoloji alanında çalışan ekibimiz ve pandeminin etkisi hepimize bu ihtiyacı daha fazla gösterdi. Boş yuva sendromu (empty nest) pek çok yaş almış bireyi etkilerken eğer bu kişiler yaşlı dostu ortamlarda değillerse, oluşan bu boşluk daha fazla depresyona neden oluyor. Görüştüğümüz bireylerde, bunun geri dönüşlerini adeta duygu seliyle aldık. “Çünkü herkesi hayatı değerlidir, seninki de değerlidir. O zaman anlat dinleyelim, kayda geçelim ve yıllarca kalsın, görülür olsun.” dedik aslında onlara. Her bir yaşam öyküsü biricikti, özeldi. Onu anlatanlar da acısı ve tatlısıyla anarak adeta temize geçtiler hayatlarını. Anıları temize çekmek, onları sahiplenmeyi ve kabullenmeyi de kolaylaştırdı. 60 kişinin iyilik halini artırdığını düşündük ekipçe. Bu da bize çok iyi geldi.

Bu proje ile psikolojik danışmanlık ve rehberlik, tıp, psikoloji ve sosyal hizmetler bölümlerinde okuyan 30 üniversite öğrencisi 65 yaş üstü kişilerin öz yaşam hikayelerini kayıt altına aldı. Görüşmeleri yapan öğrencilerin geri bildirimlerini de düşündüğünüzde, bu hikayeleri dinlemiş olmanın gençlerde ne tür farkındalıklar yarattığını ve mesleki becerilerine nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsunuz? 

 Bu proje asla tek taraflı olmadı. Bunun karşılıklı büyük ve anlamlı bir alışveriş olduğunu fark ettik. Gençler yaşlanmaya ve ihtiyaçlarına dair müthiş bir farkındalıkla çıktılar bu projeden. Bazı görüşülen bireyler genç arkadaşlarımızı zorladılar. Kuşak farkı, iletişim vs. üzerinden oluşan yol kazalarıyla başa çıkmak bile çok öğretici oldu. Bir dönem her hafta yaptığımız süpervizyonlarla bu süreçlerini güçlendirdik. Bir koca ömrün kazanımları, pişmanlıkları, mutlulukları, kayıpları, yasları yani insana dair her şeyi bir insanın hayatından dinlemek müthiş bit tanıklık oldu. Bazen bu tanıklıklarla başa çıkmak da zor oldu genç meslektaşlarımız için ama yaptıkları işin neye dokunduğunun o kadar bilincindeydiler ki her zaman bir çözümleri oldu.

65 yaş üstü bireyler de gençlere kendi hayatlarını anlatırken yaşamlarının başındaki gençlere bir çeşit mentorluk yaptıklarının farkındaydılar. Yani “İZ Bırakmak” karşılıklı oldu. 32 genç de “Hayatımda yaptığım en anlamlı şey” diyebildi. Sanırım bu projenin en sihirli kelimesi “anlam” oldu.

Her Yaşta Fonu’ndan aldığınız hibe desteğinin derneğinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? Yaşlanma, yaşlılık alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli?

Bu projeye kadar derneğimiz bu yaş grubu ile hiç çalışmamıştı. Önleyici ve koruyucu ruh sağlığı çalışırken belli bir yaş grubunu ihmal ettiğimizi fark ettik. Pandeminin en başında 65 yaş grubunun evde olması zorunluluğu hepimizi çok düşündürtüyor ve “Bir şey yapmalı” dedirtiyordu bizlere. Dolayısıyla İZ Bırakıyoruz, derneğimiz için bir ilk oldu. Oldukça düşük bütçeli bir proje olduğu için özkaynaklarımızı, gönüllü ağımızı en fazla kullandığımız proje olarak da bir ilkti. Süpervizyonlar ve eğitimlerle gençleri desteklemek çok önemliydi. 2021 yılı itibarıyla 8 milyon 245 bin 65 yaş üstü bireyin olduğu bir ülkedeyiz ve git gide yaşlanıyoruz. Bu tür projelerin hızla artması, çeşitlenmesi, iyilik halini artırıcı programların yapılması gerekiyor.

Birey ve Toplum Ruh Sağlığında İZ Derneği’nin gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz?

Bu proje duygusal olarak bizi çok etkiledi. Okulunu bitirmek üzere ya da bitirmiş genç arkadaşlarımızın kazanımları, konuştukları kişilerden hayata dair aldıkları öğretiler, dersler hiçbir yerde elde edilemeyecek muazzam bir öğreti. Bir kısmı hala o kişileri ziyaret ediyor ya da arayıp soruyor. Muazzam bir bağ oluştu karşılıklı, neden devam etmesin.

İnsan kaynağı ve finansal kaynakları kısıtlı, küçük bir derneğiz. Ama başla bitir projeleri bize yeterli gelmiyor. Projelerin sürdürülebilir olması değişim yaratabiliyor. 60 + 32 kişi neden 2023’te 100 olmasın? Dolayısıyla aynı projenin sürdürülebilirliği için bazı hastane ve ilaç firmaları ile görüşmek üzere proje dosyamızı hazırlıyoruz. Ayrıca bu yaş grubuna ve projeye yeni bir tuğla ekleyelim diye Harita65+ Projemizi hazırladık ve uygulamaya başlıyoruz. Yine Sivil Toplum için Destek Vakfı iş birliğiyle, Her Yaşta Fonu kapsamında gerçekleştireceğimiz projemizle 65 yaş üstü bireyler için sosyal-psikososyal destek hizmetlerine mevcut erişim durumunun tespit edilmesini ve savunuculuk çalışmaları yoluyla yaşlı haklarına dikkat çekilmesini, destek hizmetlerinin yaygınlaştırılmasını ve kapsayıcı bir yaklaşım geliştirilmesini katkı sunmayı amaçlıyoruz. Özel olarak, yaşlı bireylere yönelik sosyal ve psiko-sosyal hizmetlere dair ihtiyaç analizi ve hizmet haritalandırma çalışması yapılarak yaşlılara yönelik servislerin geliştirilmesine katkı vermeyi hedefliyoruz.

Tüm destekleri için Sivil Toplum için Destek Vakfı’na ve Her Yaşta Fonu sağlayıcısı AgeSA’ya teşekkür ederiz.

Senex|Yaşlanma Çalışmaları Derneği ile Her Yaşta Fonu Kapsamında Yürüttükleri Projeleri Konuştuk

By | Her Yaşta Fonu, Her Yaşta Fonu

Odağına yaşlılık çalışmalarını alan Senex|Yaşlanma Çalışmaları Derneği, insan haklarına özenli, toplumsal cinsiyeti ana akımlaştıran bir yaklaşımla; öğrenme programları, savunuculuk ve akademik çalışmalar, bilimsel araştırmalar, sanat faaliyetleri ve izleme çalışmaları programları geliştiriyor. AgeSA  Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun 2021 döneminde iki farklı projesine hibe desteği sağladığımız Senex,  SOLIS-e: Yaş Dostu Mekanları ve Hak Temelli Hizmetleri Planlamak ve Senex İzleme: Yaşlılara Yönelik Şiddet ve İhlallerin İzlenmesi projelerini hayata geçirdi.

Senex|Yaşlanma Çalışmaları Derneği Başkanı Özgür Arun ve Genel Sekreteri Banu Karademir Arun ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; Türkiye’de yaşlıların yaşadığı erişilebilirlik sorunlarını, projeler kapsamında yürüttükleri çalışmalar ve derneğin gelecek planları hakkında konuştuk.

Erişilebilirlik kavramı son dönemlerde sivil toplum çalışmalarında sıklıkla karşımıza çıkıyor. Türkiye’de yaşlıların yaşadığı erişilebilirlik sorunları nelerdir? Bir mekânın, servisin, hizmetin, teknolojinin ve bilginin yaşlılar tarafından erişilebilir olması için uygulanması gereken düzenlemelerden bahseder misiniz?

Türkiye’de yaşlıların karşılaştığı erişilebilirlik sorunlarını tek boyutlu olarak incelemek mümkün değil; farklı alanlarda erişilebilirlik sorunlarını ele almak gerekiyor. İlk olarak hizmetlere erişimden bahsedebiliriz. Özellikle e-devlet, e- belediye, e-sağlık gibi uygulamalarla hizmetlerin yoğunlukla dijital ortama taşındığı son dönemde, yaşlıların hizmetlerle ilgili bilgi edinmeleri ve erişmeleri sorun olabiliyor. Burada, başka bir erişilebilirlik sorunu karşımıza çıkıyor: Bilgi ve iletişim teknolojilerine (BİT) erişilebilirlik. BİT’e erişebilmek, yaşlı insanların ekonomik durumları göz önüne alındığında, sınıfsal farklılıkların çok keskin gözlendiği bir hak ihlali alanı. Ancak dijital hakların gerçekleşmemesi sorunu sadece BİT’e erişim ile de çözülmüyor. BİT sahipliği olsa bile erişmek istedikleri bilgi, haber ya da uygulamaya ulaşmaları, etkin ve güvenli şekilde kullanmaları için iletişim teknolojileri alanında bilgi ve beceri sahibi olmaları da gerekiyor. Diğer bir deyişle, BİT yatkınlığı ve kullanım yetkinliği geliştirilmesi gerekli. Bunun somut ve iyi örneklerinden biri Senex Dernek tarafından geliştirilen ve uygulanan, Antalya Muratpaşa Belediyesi’nin paydaş olduğu Dijital Yetkinlik Eğitimi. Bu eğitim çerçevesinde, öncelikle yaşlı kadınlar olmak üzere, yaşlılara BİT konusunda 5 modülden oluşan bir eğitim programı sunuluyoruz. Senex Dernek uzmanlarının bulguya dayalı olarak geliştirdikleri dijital yetkinlik eğitim programı dijital güvenlik, içerik geliştirme, teyit, sosyal medya kullanımı gibi başlıklarda yaşlılara yetkinlik kazandırmayı amaçlıyor. 2022 yılında başlayan ve altı haftadan oluşan program kapsamında şimdiye kadar 20’ye yakın mezun verdik.

Yaşlılar söz konusu olduğunda erişilebilirlik ile ilgili diğer bir önemli başlık mekanların erişilebilirliği. Bu anlamda yaş dostu mekanlar tasarlamak ve uygulamak şart. Yaş dostu mekanlar sadece yaşlılar için değil; her yaş grubundan insanın yaşadıkları alan içerisinde her yere erişmeleri ve her alanı kullanabilmeleri için son derece önemli. Bu konuda da Senex Dernek olarak, İstanbul Havalimanı (İGA) ile ortak bir çalışma yürütüyoruz. Yaş Dostu Havalimanı çalışması dünyada alanında ilk defa hayata geçirilecek bir konsept olarak İGA’da uygulanmaya başlanıyor. Bu çalışmada, bir havalimanının mekanının, fiziksel çevresinin ve sunduğu hizmetlerin nasıl her yaş grubu için erişilebilir olacağı üzerinde çalışıyoruz. Havalimanları oldukça özelleşmiş, çok paydaşlı, çok kurallı ve katmanlı alanlar. Dönüştürülmesi oldukça güç. Senex Dernek Yaş Dostu Havalimanı konseptiyle aslında Dünya Yaş Dostu Çevreler ve Topluluklar Ağı’na da aday bir girişim başlatmış oluyor. Bu tip modeller, yerelde yaş dostu mekân ve hizmetlerin yaygınlaşması için sürükleyici ve motive edici çalışmalar olabilirler.

Her Yaşta Fonu kapsamında Senex’in iki ayrı projesini destekledik. Bunlardan SOLIS-e: Yaş Dostu Mekanları ve Hak Temelli Hizmetleri Planlamak projesini yakın zamanda tamamladınız. Proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?

SOLIS-e: Yaş Dostu Mekanları ve Hak Temelli Hizmetleri Planlamak başlıklı öğrenim programı mekanları tasarlayan ve kullananlarla; hizmetleri tasarlayan ve hizmetlerden faydalananlarla ayrı ayrı yaptığımız nitel ve nicel araştırmalarla elde ettiğimiz veriler doğrultusunda ortaya çıkmış bir öğrenim programı. Öğrenim programının hedef kitlesi yerel yönetimler ve yerel yönetim çalışanları olmasına rağmen, iki dönem hayata geçen programa, yaşlanma çalışmaları alanında çalışan, çalışmak isteyen profesyoneller ve akademisyen adayları, bu konuda çalışmak isteyen sivil toplum kuruluşları (STK) üyeleri, bu alanda proje geliştirmek isteyen çok farklı yerlerden kişiler talep gösterdi. Öğrenim programının her iki döneminde de katılımcılar eğitim modülleri ile ilgili oldukça olumlu geri dönüşler sağladı. Ancak bizler için önemli olan bir başka şey hedef kitlemizi oluşturan yerel yönetimlerdeki katılımcılarımızın yaşlanma konusunda somut adımlar atması, yerel yönetimin gündemine yaşlanma ve yaşlılık başlıklarını koyması ve bu konuda projeler geliştirmeye başlamalarıydı. Ağustos ayında programın ikinci dönemini tamamlamış olsak da her iki dönemdeki katılımcılarla kurduğumuz iletişim ağından attıkları adımları takip ediyoruz. Örneğin Buca Belediyesi yaşlanma konusunda aktif çalışmaya başladı. Buca Belediyesi’ne bağlı Sürdürülebilirlik Ofisi yaşlılara hizmet sunacak bir mekânın tasarımı ve yapılandırılmasıyla ilgili çalışıyor. Çok yakında Buca’da yaşlılara hizmet sunan bir merkez açılmış olacak. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi uzmanlarından katılımcılarımız yaşlanma konusunda projeler üretmeye başladılar. Antalya Muratpaşa Belediyesi şimdi Senex Dernek ile işbirliği çerçevesinde Antalya cityLAB oluşumuna destek sağlıyor. Antalya cityLAB kapsayıcı kentleri ve hak temelli hizmetleri oluşturmak için çalışan bir merkez. Yerel yönetim, akademi ve sivil toplumun bir araya geldiği bu girişim. Aslında Türkiye’de kent laboratuvarlarının da ilki olma özelliği taşıyor. Kısaca, SOLIS-e mezunlarımız kurdukları iletişim ağı sayesinde hem bizden hem de birbirlerinden ve yaptıklarından haberdar oluyorlar aynı zamanda birlikte de bir şeyler üretmek konusunda sahip oldukları motivasyon bize de heyecan veriyor.

Hibe desteğimizle hayata geçirdiğiniz bir diğer proje olan Senex İzleme: Yaşlılara Yönelik Şiddet ve İhlallerin İzlenmesi projesi kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Senex İzleme, Her Yaşta Fonu desteğiyle 12 aylık çalışmasını tamamladı. 2021 yılı Eylül ayı ile 2022 yılı Ağustos ayları arasında sunulan destek ile 12 Senex İzleme Raporu hazırladık ve kamuoyuyla paylaştık. Ayrıca hem ulusal hem de uluslararası insan hakları mekanizmalarını harekete geçirmek üzere savunuculuk faaliyetleri sürdürdük. Senex İzleme şu anda 22. ayında ve devam eden bir izleme çalışması. Bu haliyle Türkiye’nin bu denli uzun soluklu ilk ve tek izleme çalışması niteliğinde. Geçtiğimiz ay, 3 Kasım 2022 tarihinde Senex İzleme ilk diyalog toplantısını da gerçekleştirdik. Yasa yapıcıları, sivil toplum temsilcilerini ve akademiyle buluşturarak, yaşlılara yönelik ayrımcı uygulamaların ve hak ihlallerinin nasıl önlenebileceğini tartıştık. Bu diyalog toplantısında Senex İzleme’nin sunduğu veriler ışığında yasa yapıcılar ile sivil toplum arasında etkin bir işbirliği kurulması ve yaşlıların sorunlarına kalıcı çözümler üretilebilmesi için atılacak somut adımlar da ele alındı. Senex İzleme, aslında Türkiye’de kent bazında sunduğu bulgular ve bilgilerle yerel yönetimler için de önemli bir veri kaynağı. Yerel yönetimler yaşlılara yönelik hak ihlallerinin önlenmesinde önde gelen aktörler arasında. Senex İzleme bulgularını kullanarak yaş ayrımcılığına ilişkin farkındalık oluşturmak ve şiddeti önleyici hizmetleri geliştirmek ve uygulamakla yükümlüler. 2023 yılında gerçekleştirmeyi planladığımız ikinci diyalog toplantımızı bu nedenle yerel yönetimler ile sivil toplum temsilcilerinin ve akademisyenlerin buluşmasına ayırdık. Bu buluşmada hedefimiz; yaş dostu çevreleri ve hak temelli hizmetleri yaygınlaştırdığımızda yaşlılara yönelik şiddet ve ayrımcılığın da ortadan kaldırılması için önemli bir adım atılmış olacağı mesajını kamuoyuyla ve ilgililerle paylaşmak.

Her Yaşta Fonu’ndan aldığınız hibe desteğinin derneğinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? Yaşlanma, yaşlılık alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli?

Hibe destekleri ile, planladığımız ve sürdürdüğümüz çalışmaları daha etkin biçimde hayata geçirme olanağı yakaladık. Her iki çalışmamızda da yer alan yüksek lisans ve doktora düzeyindeki araştırmacılar büro ile saha arasındaki engellerin de nasıl kaldırılabileceğine tanık oldular. Bu çalışmalar bir yönüyle de birer akademi niteliğinde. Bilhassa farklı disiplinlerden gelen genç araştırmacılar için bir buluşma ve birlikte çalışma yatkınlığı geliştirme konusunda deneyim kazandıran bir akademi. Kuram ile uygulama arasındaki bağın kurulması, eşitsizlikleri törpülemek için kolektif çalışmaların hayata geçirilmesi ve birlikte yeni çalışmaların üretilmesi konusunda motivasyonu güçlendirdi.

Örneğin, SOLIS-e: Yaş Dostu Mekanları ve Hak Temelli Hizmetleri Planlamak öğrenim programı katılımcıları bizim de dahil olduğumuz bir ağ oluşturdu. Bu ağ bizim için öğrenim programının ışığında katılımcıların kendi yerel yönetimlerinde nasıl projeler geliştirdiklerini, yaşlanma konusundaki farkındalıklarının ne kadar arttığını ve bu konuda gerçekleştirecekleri çalışmaları takip etme olanağı sağladı.

Senex | Yaşlanma Çalışmaları Derneği’nin gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz?

Öncelikli olarak, SOLIS-e: Yaş Dostu Mekanları ve Hak Temelli Hizmetleri Planlamak başlıklı öğrenim programı için fon arayışlarımız devam ediyor. Her iki dönemde katılımcı olanların referansları ve Senex internet sayfamızı inceleyenlerin öğrenim programının devamı için talebi bizi mutlu ediyor. Fon bulana kadar içeriklerimizi gözden geçirip örneklerimizi ve materyallerimizi güncelleyerek zenginleştiriyoruz. Ayrıca Senex İzleme 2023 yılında da devam edecek. O yakada hak savunuculuğuna ilişkin faaliyetlerimizi daha da etkin kılmak üzere barolarla ve barolarda yer alan insan hakları merkezleriyle ortak çalışmaları sürdüreceğiz. Bunun ilk örneği Antalya Barosu İnsan Hakları Merkezi ile başlattığımız ortaklık. Bilhassa yaşlı mahpuslar hakkında yeni bir gündem oluşturmaya ve çalışmalara başlıyoruz. Diğer bir girişimimiz ise Senex İzleme kapsamında elde ettiğimiz bilgileri yeni medyayı de kullanarak yaygınlaştırmak. Senex Podcast kanalımız açıldı ve Senex İzleme Podcast serisi başlıklı 9 bölümlük bir yayın hazırlandı. Yaş dostu çevreler, iklim krizi, demans/Alzheimer, yoksulluk, toplumsal cinsiyet, kapsayıcılık, yaş ayrımcılığı gibi ana başlıklarda uzmanlarla gerçekleştirdiğimiz söyleşiler podcast kanalımızda yayımlanmaya başladı. Son olarak Ya Dostu Havalimanı çalışmamızın yaygınlaşması için Dünya Sağlık Örgütü yaş Dostu Topluluklar Ağı ile çalışmaya başlamamız. Bu ağın bir parçası olmak önümüzdeki dönem buna bağlı yeni faaliyetleri de hayata geçirmek üzere iyi bir fırsat olacak bizler için.

Her Yaşta Fonu’nun 2022 Dönemi Fon Başlangıç Raporu Yayımlandı

By | Her Yaşta Fonu, Her Yaşta Fonu

Yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) çalışmalarını ve projelerini desteklemek amacıyla AgeSA Hayat ve Emeklilik işbirliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun yapısı, desteklediğimiz STK’lar ve yapacakları çalışmalara dair bilgilerin yer aldığı raporumuz yayımlandı. Fon kapsamında Birey ve Toplum Ruh Sağlığında İZ Derneği (Bir İZ Derneği), Dem Derneği ve Hayat Boyu Hayat Dolu Derneği’ne toplam 348.200 TL hibe desteği sağlıyoruz.

Her Yaşta Fonu’nun yapısı, desteklediğimiz STK’lar ve yapacakları çalışmalara dair bilgilerin yer aldığı raporumuza buradan ulaşabilirsiniz.