Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği (FİSA) bir yandan maddi yetersizlikler nedeniyle öğrenimini tamamlayamamış, şehir ya da öğrenim kurumu değiştirmiş veya kayıt yaptırmaktan imtina etmiş öğrencilere burs kaynağı sağlarken, öte yandan çocuk haklarının korunması ve hayata geçirilmesi amacıyla, çocuk ihmali ve istismarı, çocuk işçiliği, ayrımcılık, çocuk katılımı, çocuk ve göç, engellilik ve eğitim alanlarında proje ve programlar yürütüyor. Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle bireysel ve kurumsal bağışçıların finansal desteği ile hayata geçirdiğimiz Çocuk Fonu’nun 2021 döneminde sağladığımız hibe desteği ile Çocuk Hakları Krizi Değil! Yerel Yönetimler İçin Çocuk Hakları Temelli Kriz Yönetimi projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında dernek, yerel yönetimlerin olağan koşulların yanı sıra yangın, salgın, sel gibi çeşitli kriz durumlarında da çocukların yaşam, sağlık, eğitim, barınma, beslenme, katılım hakkı gibi temel hak ve özgürlüklerinin yerine getirilmesini sağlayacak ve ihlalleri önleyecek yerel politikalar ve uygulamalar geliştirilmesine destek olacak bir stratejik plan hazırlayarak, Çiğli Belediyesi, Sultanbeyli Belediyesi ve Fındıklı Belediyesi’sine bu stratejiler üzerinden eğitimler düzenledi.
FİSA Çocuk Hakları Merkezi Kurucusu ve Proje Koordinatörü Esin Koman ile yaptığımız röportajda; 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası yürüttükleri çalışmalar, Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı Raporu, hibe kapsamında hayata geçirdikleri proje ve gelecek dönem planları hakkında konuştuk.
6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş depremi sonrasında sahada faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından (STK) biri olarak yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? Sahadaki deneyimlerinizden yola çıkarak, deprem sonrasında yapılan müdahale çalışmalarının koordinasyonu ve çocuklara yönelik çalışmaların etkisi konusundaki görüşleriniz nedir?
Öncelikle depremin beşinci gününden itibaren insan hakları örgütleriyle birlikte bir koordinasyon oluşturularak deprem bölgesine izleme ve raporlama yapmak üzere saha çalışması yaptık. Farklı örgütlerden oluşan ekiplerle beraber farklı bölgelere üçer günlük ziyaretler yaptık. Durum değerlendirmesi ve ihtiyaç analizi yaparak bundan sonra yapılacak çalışmalar planlandı. Depremin insan hakları bağlamında etkilerinin görünür kılındığı, oluşabilecek hak ihlallerine dikkat çeken ve önerilerin de yer aldığı ortak bir rapor hazırlandı. Kamuoyu, kamu idaresi ve ilgili STK’lar, medya ve uluslar arası kurumlarla paylaşıldı.
Buna paralel olarak depremin ikinci günü FİSA Çocuk hakları merkezi olarak çocuk hakları örgütlerine bir çağrı yaptık. Çağrı karşılık buldu ve Afet Sivil Çocuk Koordinasyonu kuruldu. İçinde çocuk hakları örgütlerinin ve çocuk hakları aktivistlerinin de bulunduğu yaklaşık 200 kişilik bir yapı oluştu. İlk bir ay her gün ve sonrasında düzenli periyotlarda çevrimiçi toplantılarla bir araya geldik. Temalara ve acil yapılması gerekenlere göre çalışma grupları oluşturuldu. Depremde çocukların korunmasına ilişkin çok hızlı ve acil nelerin yapılması gerektiğiyle ilgili bilgi ve belge üretildi. Hem sosyal medya da hem de kamu kurumlarıyla paylaşıldı. Sahaya çıkan çocuk hakları örgütleri ya da aktivistleriyle sahadan gelen bilgiler değerlendirildi, ihtiyaçlar tespit edildi. Gerekli işbirlikleri sağlandı. Bu konularla ilgi kaynaklar oluşturuldu; ebeveynler, kamu idaresi, gönüllüler, uzmanlarla paylaşıldı ve yaygınlaştırıldı. Depremin yarattığı hak ihlallerine ilişkin hızlı ve acil savunuculuk çalışmaları yapıldı. Hem yurt içinde hem de yurt dışında olmak üzere hak ihlalleri görünür kılınmaya çalışıldı. Koordinasyon hale devam ediyor. Sürecin getirdikleri göz önünde bulundurarak yapısı ve içeriği ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılması üzerine çalışılıyor.
FİSA Çocuk Hakları Merkezi olarak izleme yapmak, model oluşturmak ve çocukların seslerini duyurmak üzere hak temelli psiko-sosyal destek çalışmaları başlattık. Kahramanmaraş- Elbistan ve Adıyaman Merkez’de saha ziyaretleri yaparak ihtiyaçları belirleyip, çalışma programları hazırladık. Gönüllü ve profesyonel ekipler oluşturmaya çalışıyoruz. Özellikle çocuklarla çalışacak gönüllülere çocuk hakları temelli eğitim programları hazırlayıp atölyeler düzenliyoruz.
Yakın zamanda Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı Raporu’nu yayımladınız. Raporun öne çıkan bulgularından ve sunduğunuz çözüm önerilerinden bahseder misiniz?
En önemli bulgu yaşamını kaybeden çocukların hepsinin önlenebilir sebeplerden dolayı yaşamını kaybettiğidir. Gerek aile gerek devlet yapılarının – okul hastane oyun alanları- içinde yaşanan bu hak ihlallerinin nedeninin toplumun ve devletin çocuk algısının çarpıklığı, çocuğu yok sayan bir bakış açısının benimsenmiş olması ve hizmetlerin hak temelli bir bakış açısıyla çocuk odaklı olmamasından kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Çözüm önerisi olarak yıllardır söylediğimiz gibi, bütüncül, çocuğu merkeze alan hak temelli bir çocuk politikasının benimsenmesi, uygulanması ve sistemli bir şekilde izlenmesi gerekiyor.
Hibe desteğimizle gerçekleştirdiğiniz Çocuk Hakları Krizi Değil! Yerel Yönetimler İçin Çocuk Hakları Temelli Kriz Yönetimi projesini tamamladınız. Proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?
İlk önce yerel yönetimlerin kriz dönemlerinde hak temelli stratejiler geliştirilmesine destek olanak sağlayacak çocuk hakları temelli standartlar geliştirdik. Belirlediğimiz üç belediyenin ilgili personelleri ile çocuk hakları eğitimleri düzenledik. Bu belediyelerinin çocuk hakları stratejilerin ilişkin hazırladıkları belgeleri, kurmuş oldukları birimlerin çalışmalarını inceledik. Ve özellikle kriz dönemlerinde çocuk hakları temelli yapılması gerekenlere yönelik öneriler geliştirdik ya da var olan çalışmalarını güçlendirecek şekilde değerlendirmeler yaptık.
Bu tarama çalışması doğrultusunda taslak strateji belgeleri hazırladık. Bu belgeleri belediyelerin ilgili birim personelleriyle çevrimiçi toplantı yaparak sunduk. Onların görüşlerini ve geri bildirimlerini aldık. Ve bir süre belirleyerek kriz dönemlerine ilişkin çocuk hakları temelli strateji belgelerini hazırlamalarını istedik.
Son olarak hem proje sürecini hem de çıktıklarımızı paylaştığımız geniş katılımlı çevrimiçi bir toplantı yaptık. Bu toplantıya birçok belediyenin ilgili birimlerinde çalışan kişileri çağırdık. Hem hazırlanan strateji belgeleri sunuldu (Proje kapsamında çalıştığımız belediyeler, İzmir- Çiğli ve İstanbul- Kartal belediyesi) hem de projeye dahil olamayan ama bu konuda çalışmaları olan belediyeler yaptıkları çalışmaları anlatı. Sonunda ufak bir form düzenlenerek ihtiyaçlar ve öneriler konuşuldu.
Çocuk Fonu’ndan aldığınız hibe desteğinin derneğinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? Çocuklara yönelik yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli?
Çocuk Fonu’ndan almış olduğumuz hibe desteğiyle beraber derneğimizin görünürlüğü arttı. Çalışmalarımızı anlatma ve geliştirme olanağı yarattı. Yeni işbirlikleri geliştirme fırsatı oluştu. Aynı zamanda çocuk hakları meselesine ilişkin farkındalığın artmasında ve görünür olmasına katkı sağladı. Fonun diğer önemli katkısı, alana ilişkin özellikle yerel yönetimlerin ihtiyaçları ortaya çıktı ve buna bağlı olarak yeni çalışma alanlarını tanımlama fırsatı yakaladık ve uzmanlık alanlarımız güçlendi. Ayrıca, yerel yönetimlerin çocuk hakları meselesine bütüncül bakış açısıyla yaklaşmasına neden oldu bu da bizim çalışmalarımızı güçlendirecektir. Çocuk hak ihlallerini görünür kıldı. Çözüm önerilerinin tartışılmasını sağladı. Çocuk hakları meselesini farklı kurumların gündemine alması, çocuk hakları meselesinin ana akımlaştırılması, bağış yapan kurumların sadece kendi belirledikleri alanlarla sınırlı kalmayıp meseleye bütüncül bakması, bu konuda da güçlenmesi, çocuk hakları alanının genişlemesi ve daha fazla görünür olması açısından önemlidir. Bu durum, meseleye bütüncül bakmaya neden oluyor
Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği’nin gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz?
Depremin yarattığı etkileri ortadan kaldırmak üzere çocuk katılımına ilişkin ve bu etkilerin görünür kılmak üzere izleme ve raporlama çalışmalarımız öncelikli olmak üzere, çocuk isçiliğinin önlenmesi, çocuk haklarının izlenmesi ve raporlanması, çocuk hakları temelli atölyelerin geliştirilmesi ve yaygınlaşması, çocuk hakları ihlallerine ilişkin davaların izlenmesi, çocuk hakları merkezinin kapasitesinin güçlendirilmesi öncelikli çalışmalarımız arasında yer alacaktır.