Yeşil Düşünce Derneği, şenlikli, kolektif, katılımcı, şeffaf, sürdürülebilir, dirençli ve kendine yeten topluluklar oluşturmak anlayışı ile iklim krizini temele alarak; yenilenebilir enerji, yeşil ekonomi, ekolojik sürdürülebilirlik, demokrasi ve medya ile sosyal adalet alanlarında çalışmalarını yürütüyor. Kurumsal Destek Fonu’nun 2021 döneminde Turkey Mozaik Foundation eş finansmanıyla hibe desteği verdiğimiz Yeşil Düşünce Derneği, etki ölçüm kapasitesini güçlendirmek amacıyla çalışmalar yürüttü.
Yeşil Düşünce Derneği Genel Koordinatörü Melisa Kutluğ ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; Kurumsal Destek Fonu kapsamında yürütülen çalışmalar, Afete Dirençli Kentlerde Güneşin Rolü Tutum Belgesi, Kimseyi Arkada Bırakmadan: Batı Karadeniz’de İklim Hareketinin Güçlendirilmesi projesi ve derneğin gelecek dönem planları hakkında konuştuk.
Kurumsal Destek Fonu’nun 2021 döneminde Vakfımızdan aldığınız hibe desteği ile derneğinizin kurumsal gelişimi için hangi alanlara odaklandınız? Hibe desteğimizle yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Kurumsal Destek Fonu’nun 2021 döneminde ağırlıklı olarak etki ölçümü/ izleme ve değerlendirme alanına odaklandık. Yaptığımız ihtiyaç toplantıları sonrasında oluşturduğumuz stratejik yönelim dokümanı sayesinde sene içinde hem izleyeceğimiz bir rota hem de sene sonunda dönüp bakabileceğimiz bir planımız oldu. Sene içerisinde alana dair, konusunda son derece uzman mentorumuzla eşleştik ve çok çeşitli çalışmalar gerçekleştirdik. Konuyu farklı yönleriyle ele alan üç farklı eğitim çalışması gerçekleştirdik. Bunun haricinde mentorumuz ile sene içinde ayda en az iki defa olacak şekilde ofis ekibi ile birlikte toplantılar gerçekleştirdik. Bu toplantılarda ise dernekte hali hazırda kullandığımız araç ve metotların iyileştirilmesi, etki ölçüm planının hazırlanması, mevcut veri toplama araçlarının güncellenip bunlarla ilgili kılavuz görevi görecek rehberlerin oluşturulması, toplanan verilerin tasniflenmesi ve toplanan verilerin görselleştirilmesi gibi daha önce pek çalışma fırsatımız olmayan konuları ele alma ve geliştirme fırsatımız oldu.
Kurumsal Destek Fonu kapsamında aldığınız desteğin derneğinize ve çalışmalarınıza nasıl bir katkısı oldu? Fonu destekleyen bağışçılarımızla paylaşmak istediğiniz bir mesajınız var mı?
Etki izleme ölçme ve değerlendirme çalışmaları kendine genellikle proje bütçelerinde pek de yer bulamayan bir alan. Ancak bu alan bir kuruluşun, özellikle kendi gelişimini, hedeflerini, ortaya konan işler sonrası geriye yönelik değerlendirme ve iyileştirme açısından çok önemli. Biz de Kurumsal Destek Fonu kapsamında aldığımız bu destekle konunun uzmanı ile birlikte derinlemesine çalışma ve geliştirme fırsatı bulduk. Bu desteğin tüm seneye yayılması ve mentorun de yine bu süreçte uzun dönem desteği süreci özümseme, sürdürülebilir araçları tanımlama ve öğrenme aşamasında çok destekleyici oldu. Kendi çalışma alanında üretim yapan, bu konu üzerine profesyonelleşen kruluşlarla için kuruluşun kendi ihtiyaçlarını gözeterek gelişmesine katkıda bulunmak açısından Sivil Toplum Destek Vakfı’nın Kurumsal Destek Fonu’nun önemini deneyimlemiş olduk. Bu kurumsal gelişim desteklerinin uzun vadede demokratik, kapasitesi güçlü, etkin, kendine yeten bir sivil toplum geliştirmek açısından çok destekleyici olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan fonu destekleyen bağışçılara sizin aracılığınızla teşekkür etmek isterim.
Yakın zamanda Afete Dirençli Kentlerde Güneşin Rolü Tutum Belgesi’ni yayımladınız. Belge’nin içeriğinden ve sunduğunuz çözüm önerilerinden bahsedebilir misiniz?
Afete Dirençli Kentlerde Güneşin Rolü Tutum Belgesi’ni iklim ve çevre alanında çalışan ve faaliyet geliştiren on farklı kuruluş olarak beraber yayımladık. Belge Şubat ayında yaşadığımız depremler sonrası özellikle deprem bölgesi ve Türkiye genelinde, iklim hedefleriyle uyumlu bir yeşil yeniden inşa sürecine dair öneri ve taleplerimizi içeriyor. Şehirlerin yeşil iyileşme ve toparlanma süreçlerinin merkeziyetçi bir yapılanma süreciyle değil katılımcı, bilim ve akla dayalı yeniliklerle iklimi, doğal alanları, çevreyi yani bölgenin tüm ekosistemini gözeterek kültür, ekonomi, gıda ve tarım boyutlarının da ele alarak şekillenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunlar ile birlikte güneş enerjisinin etkili kullanımına dair bazı taleplerimizi de ilettik. Talepler Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na inşa edilecek binalarda güneş paneli konulmasının yasal düzenleme ile zorunlu hale getirilmesi talebi ile başlıyor. Yapılacak evlerin çatılarının güneş paneline uygun olması, tüm alt yapı sisteminin uygunluğu ve tüm enerji ihtiyacının elektrifikasyonunu sağlayacak düzeyde inşa edilmesi yine taleplerden bazılarıdır. Detayları yine bu belgede inceleyebilirsiniz.
Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği’nin desteğiyle Kimseyi Arkada Bırakmadan: Batı Karadeniz’de İklim Hareketinin Güçlendirilmesi projesini yürütüyorsunuz. Projenin amacından ve proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Bu projemizin geçmişi Ağustos 2021 yılında Kastamonu’da meydana gelen sel felaketine dayanıyor. 97 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda yaralının olduğu bu felaket sonrası geçtiğimiz sene başında bir rapor çalışmamız olmuştu. Bu rapor felaketin Bozkurt ilçesinde yarattığı tahribat ve bunun iklim adaleti bağlamında değerlendirilmesine yönelik saha çalışması notlarından oluşmakta idi. Böyle bir çalışmayı yapmışken iklim krizi etkilerini derinden hissetmeye başlayan Batı Karadeniz’e yönelik biraz daha uzun ve kapsamlı bir çalışmayı devam ettirmek istedik. Bu proje vesilesi ile de Zonguldak ve Kastamonu ilçelerinde birer günlük İklim Okulu organize ettik, bunların haricinde iklim forumu, bir rapor çalışması ve bunun yerel yönetim yetkililerine ve yöredeki kurumlara sunulması gibi etkinliklerimiz de olacak. Temelde Kastamonu ve Zonguldak’ta iklim krizine adaptasyon ve dayanıklılık kazanma süreçlerinde sivil toplumun katılımının sağlanmasına destek olmak, var olan kurumların, üniversitelerın ve yerel yönetimlerin iklim değişikliği adaptasyonu ve dirençliliği konularında ilişkilenmeleri gibi hedeflerimiz de bulunuyor.
Yeşil Düşünce Derneği’nin gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz?
Yeşil Düşünce Derneği olarak bu sene iklim krizi alanında kapasite geliştirme ve ağ kurma faaliyetlerinin haricinde yeşil ekonomi çalışmalarına ağırlık verdik. Yıllardır birlikte yeşil ekonomi üzerinde çalıştığımız Heinrich Böll Stiftung Türkiye Temsilciliği ile 13.’sünü gerçekleştireceğimiz Yeşil Ekonomi Konferansı ve bu alanda çalışan, çalışmalarını daha geniş kitlelerle paylaşma imkanı veren Araştırmacılar Konferansı’nı gerçekleştireceğiz. Brüksel merkezli Yeşil Avrupa Vakfı (Green European Foundation) ile bizim de aralarında olduğumuz Avrupa’nın farklı ülkelerinde faaliyet gösteren altı yeşil kurumun da dahil olduğu adil geçiş, yeşil mutabakat üzerine çalıştığımız bir proje yürütüyoruz. Ekolojik ve refah düzeyi yüksek bir düzende Yeşil Mutabakat için öneriler, geçişin adil olması için belirli toplum kesimlerinin ihtiyaçları üzerine yoğunlaşacağız. İklim krizi bağlamında ise kömürden çıkış hedefleri için ise partnerilerinden biri olduğumuz Fosil Yakıtların Ötesinde (Beyond Fossil Fuels) kampanyası ile çeşitli iletişim içerikleri hazırlıyoruz. Yaz sonu için ise yeşil hareketin buluşma noktası sayılan, harekete ilgi ve merak duyanlarla buluştuğumuz Yeşil Kamp’ın da çalışmalarına başladık. Kurumsal Destek Fonu kapsamında aldığımız eğitim ve mentorumuzla yaptığımız çalışmalar sayesinde tüm bu çalışmalarımıza devam ederken, gösterge belirleme ve etki ölçümü çalışmalarımızı da yürütüyor, her etkinlik ve projenin sonunda da çıktıları ve ölçümleri kaydetmeye devam ediyoruz.
Tüm çalışmalarımızın detayları için hem web sitemizi hem de sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz! Çok teşekkür ederiz.