Başka Bir Okul Mümkün Derneği (BBOM), Türkiye’de erken çocukluk ve ilkokul eğitiminin katılım ve barış yönünde gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla çalışmalar yürütüyor. Turkey Mozaik Foundation ve Dalyan Foundation işbirliği, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteğiyle hayata geçirdiğimiz Kurumsal Destek Fonu’nun 2021 döneminde hibe desteği verdiğimiz BBOM, derneğin gelir kaynaklarını çeşitlendirmek ve finansal sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla çalışmalar yapacak.
Başka Bir Okul Mümkün Derneği Genel Koordinatörü Pelin İpek Boyacı ile yaptığımız röportajda; pandemi sonrası yüz yüze eğitime dönüşün çocuklar üzerindeki etkisi, Sınıf Çemberi İlkokul Öğretmen Kılavuzu internet sitesi ve Sınıf Çemberi metodu, BBOM Öğretmen Köyü’nün sağladığı avantajlar ve hibe desteğimizle yürütecekleri çalışmalar hakkında konuştuk.
Yüz yüze eğitim Eylül 2021 itibarıyla yeniden başladı. Beraber çalışma yürüttüğünüz grupları göz önüne aldığınızda yüz yüze eğitime dönüşün çocuklar üzerindeki etkisinden bahsedebilir misiniz? Öğretmenler ve öğrenciler açısından bu adaptasyon süreci nasıl gerçekleşti?
Bu soruya verebileceğimiz cevap, Kasım 2021’de başlayan BBOM Öğretmen Köyü Başlangıç Programı 12. nesil katılımcılarından duyduğumuz deneyimlerin yorumu olarak görülebilir.
Paylaşılan deneyimlere baktığımızda, çocuklar arasında ve çocuklar ile öğretmen arasındaki bağlantıyı yüz yüze eğitimin daha çok güçlendirdiği öne çıkan yorumlar arasında. Bununla beraber okulda geçirilen tüm süre boyunca maske takma zorunluluğu bulunmasının, öğretmenlerin sürekli hareket ve konuşma halinde olması nedeniyle zorluk yaratabildiği paylaşılan geri bildirimler arasında yer alıyor. Buna ek olarak, pandemi döneminin başında, çocukların evde geçirdiği süreçteki deneyimlerini görebilmek için yaptığımız Çocuklar Evde Nasılsınız? araştırmasının sonuçlarını paylaşabiliriz. Yine geçtiğimiz yıl içerisinde uzaktan eğitim devam ederken yürüttüğümüz ve çocukların uzaktan eğitim sürecindeki halini döken bir araştırmanın sonuçları da yakın zamanda yayımlanacak. Araştırma sonuçlarının çocuklar için özetini buradan okuyabilirsiniz.
Sınıf Çemberi İlkokul Öğretmen Kılavuzu internet sitesini 2021 yılında yayına aldınız. Sınıf Çemberi nedir? Sınıf Çemberi’nin yapısından ve BBOM Eğitim Modeli’ndeki yerinden bahseder misiniz?
Sınıf Çemberi’ni, sınıftaki tüm bireylerin bir arada, belirli bir düzen içinde oluşturduğu bir ifade ve öğrenme alanı olarak tanımlayabiliriz. Birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar tüm ilkokul düzeyinde uygulanmak üzere geliştirilen Sınıf Çemberi İlkokul Öğretmen Kılavuzu’nu sınıftaki diğer öğrenme alanlarından ayıran özelliği, tüm bireylerin kendisiyle ve birbirleriyle duygu ve ihtiyaçlar aracılığıyla bağlantısına, sınıfı herkes için güvenli ve katılımcı bir yaşam alanına dönüştürmeye odaklanmış olması. Bunun için Sınıf Çemberi’nde üç ana tema olan duygu ve ihtiyaç farkındalığı, birlikte yaşam ve anlaşmazlık çözümü üzerine çalışılır. Bu üç tema yıl içinde döngüsel bir akışla, derinleşerek ilerler. Çember çalışmaları benzer biçimde, birinci sınıftan dördüncü sınıfa doğru da giderek derinleşir.
Sınıf Çemberi ders niteliği taşımayan bir öğrenme alanı. Çemberde doğru ya da yanlışın ne olduğundan çok herkesin hakiki ve özgün hâlinin ne olduğuna odaklanılır. Bu özelliği ile Sınıf Çemberi, öğretmen dâhil sınıftaki herkesin sosyal duygusal öğrenmesini ve gelişimini destekler. Çocukların güçlenmesini ve sınıfın öğrenen bir topluluk hâline gelmesini sağlar. Bu niteliği ile Sınıf Çemberi aslında BBOM Derneği’nin vizyonu olan katılımcı ve barışçıl öğrenmenin yaygınlaşması için önemli araçlardan bir tanesidir. Çocuklar için okullarda var etmek istediğimiz değerleri yaşama çabamızla Çember, sadece okullar için bir hedef olmaktan öteye geçip BBOM Derneği’nde de aktif kullanılır oldu. Ve nihayetinde, bizim için, kamu ve özel okullarda da modeli yaygınlaştırmanın araçlarından biri haline de geldi. Dolayısıyla kolektif birikimimizin üzerine inşa ederek, son 2 yıldır odaklı olarak ilkokul düzeyi için ve içeriğini öğretmenlerle birlikte hazırladığımız Sınıf Çemberi Kılavuzu’nu uygulayıcı öğretmenler ile beraber geliştirmeye devam ediyoruz.

Son dönemlerde birçok sivil toplum kuruluşunun faydalanıcıları ile birebir ilişki kurabilecekleri yerel merkezler oluşturmak üzere çalıştığını gözlemliyoruz. BBOM olarak 2015 yılında hayata geçirdiğiniz Öğretmen Köyü projesi de bu örnekler arasında yer alıyor. Bu tür bir alana sahip olmanın avantajlarından ve süreçteki deneyimlerinizden bahseder misiniz? Bu tarz bir projeye yeni başlayacak olan STK’lara neler önerirsiniz?
BBOM Öğretmen Köyü hem bir topluluğu hem de bir yerleşkeyi ifade ediyor. BBOM Öğretmen Köyü Topluluğu, eğitimcilerin katılımcı ve barışçıl öğrenmeyi deneyimlemeleri ve içselleştirmeleri adına bir araya gelip sürdürülebilir bir topluluğa dönüşmeleri için fırsat sağlar, destek olur. Her yıl açılan BBOM Öğretmen Köyü Başlangıç Programları’nı tamamlayanlar, Köy topluluğunun bir parçası olmaları için davet edilir. Topluluk içinde yapılan çalışmalar hem mesleki gelişmeyi desteklerken hem de beraber öğrenme deneyimini içerir.
BBOM Öğretmen Köyü yerleşkesi ise, bu topluluğun çalışmaları için kullandığı ana mekandır. BBOM Öğretmen Köyü çalışmaları, öğretmenler için yapılandırılmış kimi atölye ve programlardan ziyade, öğrenme deneyimini tasarlama ve içselleştirmeye imkân verir. BBOM Öğretmen Köyü’nde bu öğrenme deneyimine katılan öğretmenler, aynı zamanda ekolojik denge ile uyumlu bu yerleşkede beraber yaşama deneyimi de edinir. İş bölümü, karar alma, iletişim gibi konularda, topluluk araçlarını deneyimlerler. Programların içerikleri ile yerleşkede süren hayatın iç içe ve uyumlu ilerlemesi, içselleştirme ve topluluk üyelerinin birbirleriyle bağlantı kurmasını da güçlendirir. Bununla beraber Köy’ün koordinasyon ekibi de Köy topluluğunun eşdeğerli üyeleridir.
Kurumsal Destek Fonu’nun 2021 döneminde sağladığımız hibe ve kapasite gelişim desteği ile odaklanacağınız kurumsal gelişim başlığı ne olacak? Bu kapsamda nasıl çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
Aldığımız hibe ile derneğin finansal sürdürülebilirliğini sağlamak üzere çalışacağız. Bireysel ve kurumsal bağış konusunda bir sistem kurmak ve derneğin gelirlerini bağışlar ile çeşitlendirmek amacıyla çalışacak bir uzman istihdam edeceğiz. Bununla beraber bu uzman aynı zamanda Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın (STDV) hibe kapsamında sağladığı mentor ile de çalışacak.
Dernek olarak kaynak geliştirme açısından ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz? Hibe kapsamında oluşturacağınız aşamalı kaynak geliştirme planının benzer çalışmalar yapan STK’lar için bir model oluşturabileceğini düşünüyor musunuz?
Bu hibe vesilesiyle aldığımız destek, derneğin içinden geçtiği olağanüstü finansal zorluk dönemini atlatmak üzere kısa ve orta vadeli stratejik planları da kapsıyor. Hali hazırda proje geliştirmek ve bu projeler ile hibe almak üzere edindiğimiz deneyimin yanında, derneğin gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye ihtiyaç duyuyoruz. Böylece, olası değişikliklere karşı daha dirençli olmayı ve finansal sürdürülebilirliğimizi garanti altına almayı hedefliyoruz. Bu hibe desteği de, kaynak geliştirme konusunda uzun vadeli stratejik planlarımızı hayata geçirmek için bir başlangıç fırsatı sunuyor. İçinden geçtiğimiz finansal zorluk dönemini birçok STK’nın da yaşadığının bilinciyle, kaynak geliştirme planımızın işlemesi durumunda tüm STK’lara ilham olmasını umuyoruz.
Son Yorumlar