
Kadın Dayanışma Vakfı, kadına yönelik her türlü şiddetle feminist ilkeler doğrultusunda mücadele etmek, şiddet karşısında kadın dayanışmasını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2022 döneminde Turkey Mozaik Foundation eş finansmanıyla kurumsal hibe desteği sağladığımız Kadın Dayanışmasını Kadın Danışma Merkezi ile Güçlendirmek projesini hayata geçirecek. Proje kapsamında şiddete maruz kalan kadınlara ihtiyaç duydukları desteği sağladığı Kadın Danışma Merkezi’nde 8 ay süreyle tam zamanlı çalışacak sosyal çalışmacı ve yarı zamanlı çalışacak finans sorumlusu istihdam edecek.
Kadın Dayanışma Vakfı Gönüllüsü İlgi Kahraman ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; Vakfın faaliyetleri, kadına yönelik şiddet türleri ve kadınların başvurabilecekleri kurumlar, dijital feminizm, Kadınların Erkek Şiddeti Karşısında Mücadele Deneyimi: Kadın Danışma Merkezi Faaliyet Raporu ve hibe kapsamında yürütecekleri çalışmalar hakkında konuştuk.
Kadın Dayanışma Vakfı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2022 döneminde vakfımızdan ilk kez hibe alıyor. Okuyucularımızın Vakfınızı daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Kadın Dayanışma Vakfı kadına yönelik her türlü şiddetle ve şiddetin temelindeki toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele eden, şiddete maruz kalan kadınlarla dayanışma kuran ve feminist ilkelerle çalışan bağımsız bir kadın örgütüdür. Vakıf henüz resmi olarak kurulmadan önce 1991 yılında Ankara’nın ilk kadın danışma merkezini, resmi kuruluşunun tamamlandığı 1993 yılında ise Türkiye’nin ilk feminist kadın sığınağını açtı. Sığınak çalışmaları yıllar içerisinde çeşitli nedenlerle sona ererken, şiddete maruz bırakılan kadınlarla dayanışma kurduğumuz bağımsız kadın danışma merkezi çalışmamız halen sürüyor.
Kadınlarla birebir ya da gruplar halinde bir araya gelerek doğrudan dayanıştığımız çalışmaların yanı sıra kadına yönelik şiddet alanındaki bilgi ve tecrübelerimizi aktardığımız toplantılar ve eğitimler düzenliyor; siyasi otoritelerin kadına yönelik şiddet alanıyla ilgili yasaları yürürlüğe koymaları ve uygulamaları, kadınlara yönelik hizmetler için finansman sağlamaları, kurumların sorumluluklarını yerine getirmeleri için savunuculuk faaliyetlerinde bulunuyoruz.
1998 yılından beri Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın örgütlerini bir araya getiren Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’nın ana bileşeniyiz. Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi (The Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women – CEDAW) ve İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde oluşturulan Türkiye resmi raporlarına ilişkin gölge raporları hazırlayan sivil toplum örgütlerinin dahil olduğu CEDAW Sivil Toplum Yürütme Kurulu ve İstanbul Sözleşmesi Türkiye İzleme Platformu üyesiyiz. Avrupa’da kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın örgütlerini bir araya getiren Avrupa Şiddete Karşı Kadınlar Ağı (Women Against Violence Europe – WAVE Network) bileşeni ve Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Koordinasyonu üyesiyiz.
Tüm bu çalışmaları yürütürken feminist ilkelerden ve dayanışma anlayışından yola çıkıyoruz. Vakıfımız çeşitli kurum, kuruluş ve bireylerden sağlanan bağışlar, hibeler ve üye katkılarıyla maddi kaynak yaratıyor; Vakıf gönüllülerinin destekleriyle varlığını sürdürüyor.
Kadına yönelik şiddet hangi şekillerde gerçekleşiyor? Kadınların karşı karşıya kaldığı farklı şiddet türlerinden ve bu tür durumlarda yardım almak için başvurabilecekleri kurumlardan bahsedebilir misiniz?
Kadın danışma merkezimize gelen başvurularda en sık psikolojik, fiziksel, ekonomik, cinsel, dijital şiddet ve ısrarlı takiple karşılaşıyoruz. Şiddet içeren bir ilişkide çoğu zaman bu farklı şiddet biçimlerinden birkaçının birlikte uygulandığını; örneğin, psikolojik şiddetin diğer tüm şiddet biçimleriyle birlikte ortaya çıktığını, cinsel şiddetin çoğunlukla fiziksel şiddetle birlikte uygulandığını görüyoruz. Dijital şiddetle ilgili başvuruların pandemi döneminde yoğunlaştığını söyleyebiliriz. Özellikle ailelerinin yanına dönen öğrenci kadınlar bir yandan maruz kaldıkları dijital şiddetle mücadele etmek isterken öte yandan ailelerinin durumdan haberdar olmamasından endişe ettiklerini paylaştılar. Israrlı takip de internet, sosyal medya ve dijital araçların kullanımının artmasıyla birlikte daha yaygın şekilde özellikle dijital şiddetle birlikte görülür hale geldi. Bu farklı şiddet biçimlerine ve kadın danışma merkezimize başvuran kadınların maruz bırakıldıkları şiddete ve bununla mücadelelerine dair daha detaylı bilgiyi 2021 yılı Kadın Danışma Merkezi Faaliyet Raporumuzdan alabilirsiniz.
Kadına yönelik şiddete maruz bırakılan kadınlar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nden (ŞÖNİM), bulundukları il ve ilçe belediyelerindeki kadın danışma merkezlerinden, kadın örgütlerine ait kadın danışma merkezlerinden sosyal, hukuki ve psikolojik destek alabilirler. Kendilerine en yakın polis veya jandarma karakoluna, savcılığa ya da aile mahkemesine başvurabilirler. Acil durumlarda KADES uygulamasından yararlanabilir, 112 Acil Çağrı Merkezi’ni ve Aile içi Şiddet Acil Yardım Hattı’nı (0212 656 96 96 – 0549 656 96 96) arayabilirler.
Burada altını çizmemiz gereken bir diğer nokta ise her ne kadar tüm kadınların şiddetle mücadele hikayesi biricik olsa da birçok benzerlikle de karşılaşıyor olmamız. Şiddetin kadınlar üzerinde yarattığı yalnızlaşma, kendini güvensiz, çaresiz, başarısız, değersiz hissetme, iletişim kurmada zorluk, umutsuzluk gibi hisler, bir kuruma başvursa da hiçbir şeyin değişmeyeceği düşüncesi veya destek alabileceği mekanizmalara dair yeterli ve doğru bilgi sahibi olmamak şiddetle mücadeleyi de zorlaştırıyor. Bu yüzden şiddetle mücadele mekanizmalarının kadınları suçlayıp yargılamadan, kadınları yalnızca aile içinde tanımlamayıp onları birer aktif özne olarak görerek, beyanlarını esas alarak ve kendi kararlarını almalarına olanak sağlayacak şekilde güçlenme ilkesiyle destek sağlamaları için savunuculuk yapıyoruz.
Yakın zamanda Kadınların Erkek Şiddeti Karşısında Mücadele Deneyimi: Kadın Danışma Merkezi Faaliyet Raporu’nu yayımladınız. Kadın Danışma Merkezleri ve bu merkezlerde sunulan destekler şiddetle mücadelede nasıl bir rol oynuyor? Bu alandaki deneyimlerinizden öne çıkan noktaları bizimle paylaşır mısınız?
Kadınların maruz kaldıkları şiddetle mücadele ederken başvurup destek alabilecekleri birçok kurum ve kuruluş var ancak bu kurumların çoğunlukla kadınların kararlarının sorgulandığını ve mücadele sürecinde aktif bir özne olmalarına izin verilmediğini görüyoruz. Kadın Dayanışma Vakfı olarak, danışma merkezine başvuran kadınlarla feminist bir perspektiften dayanışma kuruyoruz. Kadınların kararlarına saygı duyuyor, onlar adına karar almıyor ve kadınları hazır olmadıkları hiçbir adıma zorlamıyoruz. Şiddet içeren ilişkilerden uzaklaşmak kimse için kolay bir süreç değildir. Bunu göz önünde bulundurarak kadınların kendi kararlarını alabilmeleri için destek oluyoruz.
Feminist bir kadın danışma merkezinin kadınları güçlendiren en önemli yanı erkek şiddetinin ardındaki sömürü sistemini görünürleştirmesidir. Kadınların beden, emek ve cinselliklerinin sömürüldüğünü, kadına yönelik şiddetin bu sömürünün devam ettirilme aracı olduğunu vurguluyoruz.
Kadınlar maruz kaldıkları şiddet nedeniyle veya ilişkiden uzaklaşamadıkları için kendilerini suçlama, şiddetten sorumlu hissetme eğiliminde olabiliyorlar. Bu durumda şiddetin hiçbir gerekçesi olamayacağını, toplumun kadını sorumlu gören bakışının üzerimizde yarattığı baskıyı, itaatkâr kız çocukları olarak yetiştirilmemizin etkilerini konuşuyoruz. Şiddet döngüsünden çıkmak için büyük bir cesaretle attıkları, ama destek bulamadıkları için yarıda kalan adımlara ve ne kadar güçlü olduklarına işaret ediyoruz. Suçlamadan, yargılamadan dinlemek, ataerkil sistemden bahsetmek kadınları güçlendiriyor. Feminist ilkelerle yürütülmeyen danışma merkezlerinden farklı olan ve kadınları güçlendiren “özel olan politiktir” şiarının pratiğinden geliyor.
Dijital Feminizm günümüzde oldukça konuşulan bir kavram haline geldi. Toplumsal cinsiyet alanında yaklaşık 30 yıldır aktivizm yapan feminist bir örgütlenme olarak dijital medyanın feminist hareketlere getirdiği fırsatlardan ve kısıtlamalardan bahsedebilir misiniz?
Toplumsal ve siyasal baskının yoğun olduğu dönemlerde, örgütlenme özgürlüğünün engellendiği ortamlarda dijital medya araçları bir araya gelmenin farklı, yaratıcı yollarını üretebiliyor. Pandemi de bu durumu besledi. Yüz yüze bir araya gelme imkanlarımızın olmadığı zamanlarda dijital ortamlarda kadınlarla bir araya geldik, çalışmalarımızı dijital araçlarla sürdürdük.
Bunun yanı sıra kadın danışma merkezine yapılan başvurular bize gösteriyor ki kadınların Vakfa ulaşmaları, haberdar olmaları sosyal medya ve arama motorları gibi dijital ortamlar aracılığıyla gerçekleşiyor. Biz de sosyal medya hesaplarımızda daha aktif olmaya, kadına yönelik şiddetle mücadeleye ve kadın danışma merkezi desteğine dair daha fazla bilgi paylaşmaya gayret ediyoruz. Sosyal medya ayrıca şiddete maruz bırakılan kadınların tehditlerle korkutulup susturulduklarında, destek mekanizmalarından olması gereken hizmeti alamadıklarında, kısacası adalete erişemediklerinde seslerini duyurmalarına da alan açıyor. Birçok kadının bu şekilde yaşadıklarını paylaştığını ve onlarla dayanışma kurulduğunu gördük. Ancak birçok kişinin yer aldığı mecralarda şiddet hikayesini paylaşmanın olumsuz geri dönüşlerini de yaşayan çok sayıda kadın da oldu.
Olumlu yanlarının yanı sıra dijital araçların bilgi kirliliği yaratması gibi olumsuz yanları da var. Bunu, doğru ve anlaşılır bilgi paylaşımı ile aşmaya çalışıyoruz. Ayrıca yüz yüze iletişim kurmayı öteleyen, aktivizmi sosyal medya paylaşımlarına indirgeyen bir bakışı da beraberinde getiriyor. Ne denli kolay ve maliyetsiz olursa olsun, dijital ortamlar aracılığıyla kurulan ilişkiler yüz yüze kurduğumuz ilişkilerin yerini tutmuyor. Bu nedenle doğrudan iletişim kurmayı öncelemeye gayret ediyoruz.
Hibe desteğimizle Kadın Dayanışmasını Kadın Danışma Merkezi ile Güçlendirmek projesini hayata geçireceksiniz. Bu projeye neden ihtiyaç duydunuz ve bu kapsamda ne tür çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
Proje kapsamında kadın danışma merkezimizin kapasitesini arttırmayı amaçlıyoruz. Kadın danışma merkezimiz haftada 3 gün kadınlara ücretsiz sosyal, psikolojik ve hukuki destek sağlıyoruz. Sağladığınız hibe desteğiyle aramıza bir sosyal çalışmacı arkadaşımız daha katıldı ve haftada 4 gün destek vermeye başladık. Bu, daha çok kadına ulaşabilmemiz ve dayanışma kurabilmemizi sağlıyor. Kadın Dayanışma Vakfı olarak öncelikli amacımız kadın danışma merkezinin devamlılığını sağlamak. Böylece bir yandan daha fazla kadına destek sunma imkânımız artarken diğer yandan kadınların deneyimleri üzerinden izlediğimiz şiddetle mücadele mekanizmalarındaki aksaklıklara yönelik savunuculuk faaliyetlerimiz güçlendirme imkanı elde ediyoruz.