
Sivil Toplum için Destek Vakfı (STDV) olarak, küresel bir salgın olan COVID-19’un hibe verdiğimiz sivil toplum kuruluşlarının (STK) çalışmalarına ve desteklediğimiz projelere etkilerini anlamak ve 2020 yılı hibe stratejimizi bu dönemin ortaya çıkardığı ihtiyaçlar doğrultusunda güncellemek amacıyla yaptığımız çalışmaların ilk aşamasını tamamladık.
Bu doğrultuda, 2019-2020 döneminde farklı fonlarımız altında hibe verdiğimiz 35 STK’dan 25’i ile 25 Mart – 3 Nisan 2020 tarihleri arasında görüşmeler yaptık. Salgının kurumlarına ve hibe verdiğimiz çalışmalara etkileri ile birlikte gelecek dönemdeki ihtiyaçları ve beklentilerine dair görüşlerini aldık. Buna ek olarak, Kurumsal Destek Fonu altında STK’lara sağladığımız kapasite gelişim bileşeninde birlikte çalıştığımız uzmanlar ve alandaki diğer paydaşlarımızla da konuşarak mevcut duruma dair değerlendirmemizi tamamladık.
Yaptığımız görüşmeler sonucunda, COVID-19 salgını ekseninde yaşanan gelişmelerin Türkiye’de faaliyet gösteren STK’lara başlıca etkilerine dair aşağıdaki tespitleri yaptık:
1. STK’ların önemli bir bölümü çalışmalarını “hayat normale dönene kadar” dönüştürmeye (çoğunlukla dijital platformlar üzerinden gerçekleştirmeye), yaptıkları işin niteliği nedeniyle (okullarda çalışan, yüz yüze görüşmelerle ilerleyen vb.) bunu yapamayanlar ise bugüne kadar zaman bulamadıkları kurum içi çalışmalara odaklanıyorlar. Bununla birlikte, salgının etkilerinin ve bu kapsamda alınan tedbirlerin ne kadar süreyle devam edeceğine dair belirsizlik geleceğe dair bir projeksiyon yapılmasını ve yaşanabilecek gelişmelere hazırlıklı hale gelinmesini zorlaştırıyor.
2. STK’ların sürecin getirdiği belirsizlik ve devamında yaşanması beklenen ekonomik kriz dolayısıyla özellikle kira, insan kaynakları gibi idari giderlerini ne kadar süreyle karşılayabileceklerine dair endişeleri bulunuyor. Bireysel ve kurumsal bağışçılardan destek alan STK’ların önümüzdeki dönemde yapacağı kaynak geliştirme etkinliklerinin iptal edilmesinden veya ertelenmesinden de kaynaklı olarak finansal bir darboğaz ile karşılaşmaları bekleniyor. Bu durumun, sivil toplumun halihazırda sıkıntı yaşadığı finansal sürdürülebilirlik ve insan kaynağına erişim gibi konularda daha uzun vadeli sorunlara neden olabileceği ve insan kaynağında yaşanacak kayıpların sivil toplumun geliştirdiği uzmanlıkların sahada kullanımı noktasında gerilemelere yol açabileceği düşünülüyor.
3. STK’ların önemli bir bölümü teknolojiyi daha fazla kullanmaya başlamış durumda ve çalışma şekillerini de bu çerçevede dönüştürüyor. Ancak sivil toplumun dijitalleşmesi açısından değerlendirildiğinde, birçok STK için gerekli altyapıya erişim, gizlilik ve güvenlik kurallarının uygulanması ve içeriklerin dijital ortama uygun hale getirilmesi açısından devam eden bir öğrenme süreci ve çeşitli ihtiyaçlar bulunuyor.
4. STK’lar bundan sonraki süreçte açılacak hibelerin esnek, projeler yerine kurumları destekleyen, mevcut iş yapma şekillerinde dönüşümleri ve farklı kurumların birbirlerinden öğrenmelerini teşvik eden bir yaklaşıma sahip olması gerektiğini belirtiyor.
Bu görüşmelerde ortaya çıkan eğilimleri de dikkate alarak Yönetim Kurulumuz ve bağışçılarımızla yaptığımız değerlendirme sonucunda devam eden hibelerimiz ve 2020 yılı için hibe programlarımızla ilgili stratejimizi aşağıda yer alan yaklaşım ve ilkeler doğrultusunda güncelleme kararı aldık:
Mevcut Hibelerimiz
2019-2020 döneminde farklı fon programlarımız altında devam eden hibelerimizin tamamını bütçelerinde bir kesintiye gitmeden ve hibe sözleşmelerinde yer alan çerçeveye mümkün olduğunca sadık kalarak devam ettireceğiz. Bununla birlikte, yaşanan gelişmeler doğrultusunda STK’ların çalışmalarında yapılacak değişiklik, erteleme ve iptalleri belirlemek için hibe verdiğimiz bazı kuruluşlarla birebir görüşmeler yaparak ve ihtiyaç duydukları esnekliği sağlayarak ortak bir yol haritası belirlemeye başladık.
Yeni Hibe Programlarımız
Sivil Toplum için Destek Vakfı olarak, 2020 yılında açacağımız tüm hibe programlarında salgının ve bu kapsamda alınan tedbirlerin kısa, orta ve uzun vadede sivil toplumu nasıl etkileyeceğini dikkate alan bir yaklaşımla hareket edecek ve sivil toplumun özellikle kurumsal ihtiyaçlarını hibe programlarımızın merkezine alan bir stratejiyi benimseyeceğiz.
Bu doğrultuda STK’ların;
- Kısa vadede, sürecin getirdiği şartlar karşısında ayakta kalmalarına,
- Orta vadede, oluşacak yeni dönemin ihtiyaçlarına ve şartlarına cevap verebilmek için gerekli becerileri kazanarak koşullara adapte olmalarına,
- Uzun vadede, kendilerini kurumsal olarak dönüştürmelerine ve bu dönüşümü iş yapma biçimlerine yansıtmalarına destek olmaya öncelik vereceğiz.
Hibe programlarımızı alandaki değişen ihtiyaçlara göre tasarlayabilmek için desteklediğimiz kuruluşlar ve alandaki diğer paydaşlarımızla daha sık iletişimde olacak, çalışmalarımızı mümkün olduğunca hızlı ve esnek bir şekilde gerçekleştireceğiz.
Hibe programlarını bireysel ve kurumsal bağışçılardan aldığı desteklerle hayata geçiren bir Vakıf olarak, bu süreçteki öğrenimlerimizi de dahil ederek bağışçılarımızı düzenli olarak bilgilendirmeye, mevcut ve potansiyel bağışçılarımız arasındaki iş birliklerini artırmak için fırsatlar yaratmaya ve bu süreçte bağışçılarımızın öncelikleri ile sivil toplumun ihtiyaçlarını buluşturmaya devam edeceğiz.
İçinde bulunduğumuz belirsizlik ortamının süreç içerisinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda sivil toplum açısından farklılaşan ihtiyaçlara neden olabileceğinin farkındayız. Bu sebeple, yıl içinde açtığımız tüm hibe programlarında bu genel çerçeve doğrultusunda hareket edecek ancak her hibe programının tasarlanması aşamasında mevcut koşulları yeniden değerlendirerek yaklaşımımızı gözden geçireceğiz. Bu doğrultuda, 2020 yılındaki hibe programlarımızın içeriğini güncellerken aşağıdaki iki konuyu hep akılda tutmanın stratejik bağışçılık açısından önemli olduğunu düşünüyoruz:
- Sosyal mesafelenme sürecinin STK’ların iş yapma biçimlerini (sadece dijital bir dönüşüm olarak değil tüm bileşenleriyle – örgütlenme, kaynak yaratma, krizle başa çıkma, vb. – kurumsal bir yeniden yapılanma) dönüştürmesinden kaynaklı ihtiyaçlara cevap verilmesi.
- Gerçekleşme ihtimali yüksek olan bir küresel ekonomik daralmanın da sonucunda yoksulluk ve yoksunlukla mücadele konularına özellikle odaklanılması ve bu bağlamda halihazırda kırılgan durumda olan grupların dezavantajlarının artmasından dolayı bu gruplarla çalışan kuruluşlara verilecek desteklerin önceliklendirilmesi.
2020 yılı hibe stratejimiz kapsamında;
Fonlarımızın tamamını (Kurumsal Destek Fonu, Çocuk Fonu, Kültür Sanat Fonu, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu ve kaynak yaratılabildiğimiz farklı fonları) yukarıda yer alan öncelik alanları ve değişen ihtiyaçları dikkate alarak kurumsal ve proje destekleri olarak açmaya devam etmeyi planlıyoruz. Ancak döneme ait kısıtların Vakfımızı etkileme ihtimalini de unutmuyor ve bu çerçevede Vakfımızın finansal sürdürülebilirliğini sağlamak için de çeşitli çalışmalar yapıyoruz.
Tüm dünyanın bu salgını en kısa zamanda ve en az zararla atlatmasını diliyoruz.
Sevgilerimizle,
Sivil Toplum için Destek Vakfı