Yaren Kooperatif ile Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 Projesini Tamamladı

S.S. Yaren Fikri Mülkiyet Hakları ve Proje Danışmanlığı Kooperatif (Yaren Kooperatif) kısa ve uzun vadede öncelikle Ege Bölgesi, daha sonra Türkiye genelinde sürdürülebilir eğitim ve kalkınma projeleri oluşturmak, eğitimdeki kültürel, sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri en aza indirerek toplumun tüm kesimlerinde sosyal dengeyi sağlayacak projeler yaratmak ve sürdürmek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Vakfımız yürütücülüğünde Pegasus Hava Yolları tarafından hayata geçirilen Yarınlara Uçuyoruz Projesi hibe programı kapsamında Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 projesini hayata geçirdi.

Yaren Kooperatif ortaklarından Özgür Topaç ile gerçekleştirdiğimiz röportajda proje kapsamında yürütülen çalışmalar, dijital okuryazarlık seviyesinin iyileşmesinin önemi, Koop 4.0 Yaren Dijital Olgunluk Modeli & Dijital Olgunluk raporu ve kooperatifin gelecek dönem planları hakkında konuştuk. 

Hibe desteğimizle gerçekleştirdiğiniz Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 projesini yakın zamanda tamamladınız. Proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?

Gençlerin iyi olma halini desteklediğimiz bununla beraber yerel kalkınmanın aktörlerinden kooperatiflerin dijital altyapısını değerlendirip güçlendirmek için öneri ve eğitimler sunduğumuz Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 projemiz çeşitli etaplardan oluşuyordu. 30 üniversite öğrencisi gönüllümüz ile beraber uzun süre literatür taraması yaparak, dijital olgunluk ölçeği geliştirdik. Proje paydaşlarını belirlemek amacıyla kooperatif araştırması gerçekleştirdik. Karşılıklı anlaştığımız kooperatifleri ziyaret ettik, mülakat ve anket yolu ile ölçeğimizi uyguladık. Çıkan sonuçları analiz ettik ve bu analize uygun şekilde eğitim programları hazırladık. Kooperatiflerin 30’dan fazla paydaşına, dijital okuryazarlık dahil çeşitli teknoloji ve dijitalleşme eğitimleri sunduk.

Ankara ve İzmir’deki farklı üniversitelerde okuyan 30 gönüllümüz, çevrimiçi ortamda bir araya gelerek dünyada bir ilki gerçekleştirip, kooperatiflerin dijital olgunluk seviyelerini ölçen bir ölçek oluşturdu. Bu modele Koop 4.0 Yaren Dijital Olgunluk Modeli adını verdik.

İzmir’in Urla ilçesinde akademisyen gönüllülerimizin de katıldığı ilk kampımızı gerçekleştirdik. Geliştirdiğimiz modeli sahada 11 kooperatif üzerinde nasıl uygulayabileceğimiz, sonuçları nasıl raporlayacağımız konusunda detaylı eğitimler aldık. Aydın, İzmir ve Manisa’da farklı iş alanlarında faaliyet gösteren, farklı ölçeklerdeki paydaş 11 kooperatifi ziyaret ettik, anket ve birebir görüşmeler gerçekleştirdik. Elde ettiğimiz sonuçlar ile kooperatiflerin dijital olgunluk seviyesini değerlendirip, her bir kooperatif özelinde yatırım ve eğitim dahil çeşitli önerilerde bulunduk. Elde ettiğimiz bulguları Koop 4.0 Yaren Dijital Olgunluk Modeli & Dijital Olgunluk başlıklı raporda yayımladık.

İkinci kampımızı, eğitim planını gerçekleştirmek amacı ile İzmir’in Çeşme ilçesinde gerçekleştirdik. Gönüllü gençlerimiz birlikte çalıştığımız kooperatifleri değerlendirerek, dijitalleşme ve teknoloji kullanımı üzerine eğitim içerikleri hazırladı. Aynı zamanda kooperatiflerin paydaşlarına dijital okuryazarlık eğitimi asenkron uzaktan eğitim şekilde sunduk. Bir ay süresince kooperatiflerin belirlediği gençlere yönelik dijital pazarlama, veri yönetimi, tasarım ve reklam üzerine eğitimler düzenledik.

Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 projemizi gençlerin iyi olma hali hedefiyle hayata geçirdik. İyi olma halini bilişsel iyilik hali, sosyal iyilik hali ve duygusal iyilik hali modeline entegre ettik. Analiz yapan ve eğitim planlayıp sunan gençler, üniversitede eğitimini aldıkları konuları sahada uygulama fırsatı elde etti. Kırsalda yaşayan ve eğitimlere katılan gençler ise dijital konularda kişisel gelişim imkanına eriştiler. Böylece gençlerin bilişsek iyilik haline hitap edebildik. Farklı üniversitelerde okuyan gençlerin bir araya gelerek ortak hedefte takım olması aynı zamanda kırsalda yaşayan gençlerin akran öğrenmesi yoluyla diyalog kurması ile gençlerin sosyal iyilik halini destekledik. Ülkenin kalkınmada zorluk yaşayan bölgeleri/kuruluşları gözlemlemeleri, bunlara çıkış yolu sunmaları ve kendilerini geliştirerek, daha verimli işgücü haline gelmesini ve bunu bölgelerindeki kalkınmaya aktarmaları ise gençlerin duygusal iyilik hallerine hitap edebildi.

Projenin hedeflerinden birisi de gençlerin dijital okuryazarlık seviyesini artırmaktı. Eğitime katılan öğrencilerin geri bildirimlerini de düşündüğünüzde gençlerin dijital okuryazarlık seviyesinin gelişmesinin faydalarından bahseder misiniz?

Proje paydaşı 11 kooperatif ve Kekemeler Derneği tarafından önerilen 16-31 yaş aralığında 32 genç, kooperatifimiz tarafından hazırlanan dijital okuryazarlık eğitimine katıldı. Bu eğitimlerde, internet sitesinde bilgi aramaya, e-posta kullanımına, farklı işletim sistemleri ve programlara, bulut teknolojilerine, hesap ve tablolama programlarından sunu ve kelime işlemci programlarına çeşitli konularda bilgiler sunduk ve katılımcıların dijital okuryazarlık seviyelerinin artmasına katkı sunmaya çalıştık.

Eğitim öncesi gerçekleştirdiğimiz taramalarda, Excel, Word gibi Microsoft programlarında başarı oranı %30’lar seviyesinde, e-postaya imza ekleme becerisi ise %25 seviyesindeydi. Dördüncü haftanın sonunda bu seviyelerde ciddi bir iyileşme sağladık. Ayrıca programın esnek olabilmesi, katılımcıların kendi istediği zaman ve hızda eğitim almaları için asenkron programlar hazırladık. Konu sonu testleri ile kazanımları belirleyebildik. Bir katılımcının “Uygulamalar konusunda çok eksiğim vardı onları gerçekten öğrendim. Düşündüğüm kadar yorucu değildi, tam istediğim gibi geçti.” yorumu sonrası dijital okuryazarlık konusunda verilen eğitimlerin ve formatın hedef kitle ile uyumlu olduğunu anladık.

Teknoloji ve dijitalleşme hayatın her yerinde var. Gelecekte teknoloji çok daha fazla hayatın içinde yer alacak bu nedenle kendimizi, gençleri ve de çocukları teknolojiyle buluşturup yakınlaştırmamız gereken alanlar oluşturmalıyız. Sadece dijital okuryazarlık olmak ya da kullanıcı olmak değil aynı zamanda teknolojiyi üreten kişiler haline gelmemiz de çok önemli. Bunu da eğitimlerle, kendimizi ve çevremizi geliştirerek yapabileceğimize inanıyoruz.

2000’li yıllar, dijital çağ olarak adlandırılmakta ve bu dönemde rekabet, dijital teknolojilerin kullanımında yaşanmaktadır. Bilginin gücü ön plana çıkıyor, veri en önemli varlık haline dönüşüyor. Bu varlığı en iyi şekilde yönetip süreçlerine aktarabilen kurumlar, etkinliklerini ve verimliliklerini güçlendirerek rakiplerinin önüne geçmekteler. Dijital çağın ve sunduğu fırsatların kaçırılması durumunda, kuruluşların hiper rekabet ortamında stratejik olarak güçlü olmaları artık pek mümkün değil. Yerel kalkınma için yerel kurumların ve kuruluşların, ki buna kooperatifler de dahildir, küresel pazarlarda daha rekabetçi bir pozisyon elde etmesi gerekiyor.  Rekabet seviyelerini güçlendirebilmek için kooperatiflerin de operasyonlarında ve şirket kültürlerinde teknolojik gelişmeleri takip etmeyi, süreçlerine dijitalleşmeyi dahil etmeyi odak haline getirmelerini öneriyoruz.

Pegasus Havayolları tarafından finanse edilip, Sivil Toplum için Destek Vakfı tarafından koordine edilen Teknolojide Gelecek Biziz: Kooperatif 4.0 sadece araştırma yapan ve eğitim sunan bir proje değildir aynı zamanda üniversite öğrencileri, kırsalda yaşayan gençler ve de yerel ekonomik yapının güçlerinden olan kooperatiflerin kendi kaynaklarını güçlendirerek teknoloji yaratır hale gelmelerini hedefleyen bir çalışmadır. Güçlü bir altyapının ve eğitimin gerekliliği konusunda farkındalık yaratan, tüm bu paydaşların dijitalleşmeye yeni bir pencereden bakmasını sağlayan bir teknoloji ve dijital dönüşüm projesidir.

Hibe desteğimizle Teknolojide Gelecek Biziz Koop 4.0 Yeren Dijital Olgunluk Modeli ve Dijital Olgunluk raporunu yayımladınız. Raporun öne çıkan bulgularından ve sunduğunuz önerilerden bahseder misiniz?

Toplumsal kalkınma rollerinin yanı sıra ürün ve hizmetleriyle piyasada yerel, ulusal veya çok uluslu şirketlerle rekabet eden kooperatifler de dijital teknolojiyi etkin kullanıp rekabet avantajı yaratmaya ihtiyaç duymaktadır. Ölçekleri, en geniş anlamıyla kaynaklarını verimli ve etkili kullanma hedefleri, beşerî ve mali sermayeleri ile finansal durumları değerlendirildiğinde kooperatiflerin, dijital dönüşüme uyum için güçlü bir desteğe ve rehberliğe ihtiyaçları olduğunu çok net şekilde görüyoruz. Pek çok akademisyen ve danışman firma tarafından özel ve kamu sektörüne yönelik çalışmalar ortaya konmuş ve bu sektörlerin ilerlemesine katkı sağlanmıştır. Ancak kâr amacı gütmeyen kooperatiflere yönelik dijital yetkinlik değerlendirme çalışmaları yetersiz kalmıştır. Bu da kooperatiflerin dijital rekabette ihtiyaç duydukları dijital danışmanlıktan mahrum kalmalarına sebep olmuştur.

Bizler de bu mahrumiyeti, Ege Bölgesinde, farklı coğrafyalarda ve farklı iş kollarında faaliyet gösteren 11 kooperatif ile gerçekleştirdiğimiz pilot çalışmamızda tespit ettik. Dijital varlıklarına baktığımızda, kooperatiflerin %82’sinin bir internet sitesine, %91’inin Instagram hesabına ve %82’sinin Facebook hesabına sahip olmasına karşın yalnızca üçte birinin bir e-ticaret platformu ile anlaşması olduğu gördük. Bununla birlikte, dijital kabiliyetleri değerlendirdiğimizde, kooperatiflerin ofisinde çalışan kişilerin %100’ünün internet, %69’unun e-posta sistemleri, %35’inin Microsoft uygulamaları ve %29’unun bulut sistemleri kullanabilme becerisi olduğu gözlemledik.  Buna ilave olarak, kooperatiflerin %60’ının yeni teknolojilere yatırımı konusunda bütçe kısıtları olduğu belirtti. Bu açıdan baktığımızda, kooperatiflerin dijital okuryazarlık seviyesinin güncelleştirilmesi ve kooperatiflerin iş birliği içinde dijitalleşme yolculuğunda birbirlerini desteklemelerine olanak veren programların hayata geçirilmesini öneriyoruz. Kooperatif yöneticilerine yönelik periyodik teknolojik toplantıları programa dahil edilebilir. Bu toplantılarda yerel ve küresel kooperatifler tarafından uygulamaya alınan çeşitli dijital uygulamalar tanıtılabilir, örnek uygulamalar konusunda bilgi paylaşılıp kooperatiflerin sorunlarına yönelik teknolojik yenilikler tartışılabilir. Birlikte geçirilen verimli zamanların ve bilgi paylaşımının, kooperatifler arası işbirliği yaratmak üzerine bir avantaj sağlayacağını da öngörüyoruz.

Yarınlara Uçuyoruz projesinden aldığınız hibe desteğinin kooperatifinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? Gençlik alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli?

Yaren Kooperatif olarak, kuruluşumuzdan bugüne üniversitelerin farklı bölümlerinde okuyan gençler arasında sosyal, kültürel ve akademik bağ kurmaya çalıştık ve bunu yaparken farklı toplumsal sorunlara çözüm sunmayı amaçladık.

Yarınlara Uçuyoruz Projesi’nden aldığımız hibe desteği, kooperatifimize ve yürüttüğümüz çalışmalara büyük ölçüde katkı sağladı. Bu destek sayesinde gençlik alanındaki çalışmalarımızı daha etkili ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirme imkanı elde ettik. Projeden elde ettiğimiz hibe desteğinin bize sağladığı avantajların en öne çıkanları, fikrimizi uygulamaya geçirecek finansal destek elde etmek, üniversiteli gençler ve farklı kooperatifler ile ağ oluşturmak ve yeni projeler için fikri ve beşerî altyapı güçlendirmek en önemli kazanımlarımız oldu.

Yarınlara Uçuyoruz Projesi’nden aldığımız hibe, kooperatifimizin bütçesine önemli bir katkı sağladı. Bu, gençlik projeleri ve etkinlikleri düzenlerken daha fazla kaynağa sahip olmamızı sağladı ve böylece daha geniş katılımlı ve nitelikli etkinlikler düzenleme imkânı elde ettik. Gönüllülerimiz, sundukları hizmet karşılığında eğitimlerine destekleyecek finansal kazanıma da sahip oldu. Projeden aldığımız destek aynı zamanda kooperatifimizin kapasite gelişimine de yardımcı oldu. Dünyada bir ilk ölçek ortaya koyabildik, eğitimler, atölyeler ve danışmanlık hizmetleri gibi kaynaklar sayesinde, gençlere daha iyi hizmet sunma becerilerimizi artırdık. Bu da gençlerin kişisel ve mesleki gelişimlerine katkı sağladı. Son olarak, projede bizimle çalışan 11 farklı kooperatif ortakları ile bağlantılar kurma fırsatı bulduk. Bu ağ, deneyimlerimizi paylaşmamıza, işbirlikleri yapmamıza ve en iyi uygulamaları öğrenmemize olanak tanıdı.

Gençlik alanındaki çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi son derece önemli buluyoruz. Her şeyden önemlisi, farklı bağışçılardan gelen destekler, projelere ve organizasyonlara finansal çeşitlilik sağlayabiliyor. Farklı bağışçılardan elde edilen bu maddi ve manevi destekler ek bir kaynağa bağımlı olmadan çalışılmasına imkân verirken, projelerin sürdürülebilirliği artırıyor ve olası mali sıkıntıların etkilerini azaltıyor.

Farklı sivil toplum kuruluşlarının (STK) hedef kitleleri, öncelik verdiği toplumsal sorunlar ve sunabildikleri çözüm önerileri oldukça farklılaşıyor. Tıpkı farklı STK’lar gibi, farklı bağışçılar da gençlik projelerine farklı bakış açıları ve öncelikler getirebilir. Bu da projelerin daha kapsayıcı ve geniş kitlelere hitap eden şekillerde tasarlanmasını sağlıyor. Şunu da burada belirtmeliyiz ki farklı kesimlerden gelen destekler, toplumun geniş bir kesimi tarafından desteklendiğini gösterir ve uygulamacı kuruluş ve gönüllülerinin motivasyonunu artırıyor. Ayrıca, birden fazla bağışçıdan gelen destek, bir bağışçının desteğini kaybetme riskini azaltarak projelerin uzun vadeli hedeflere odaklanmasını sağlıyor.

Sonuç olarak, gençlik alanındaki çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi, projelerin daha güçlü, etkili ve sürdürülebilir olmasını sağlar, gençlerin yaşamlarına olumlu katkılar yapar ve toplumsal gelişime önemli bir ivme kazandırır.

Yaren Kooperatifi’nin gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz?

Biz Yarenler, toplumsal sorunların çözümüne destek sunmak amacıyla çalışıyoruz. Önceliklerimiz, eğitim, kültür, sanat ve yerel kalkınma. Her zaman geleceği gelenekle harmanlayan dost mottosu ile çalışıyor, geleneksel olarak elde edilen bilgi ve kültürü geleceğe aktarıyoruz ve aktarmaya devam edeceğiz.

Bu amaçla, üniversite öğrencisi gönüllülerimizin sayısını ve onların kapasitelerini güçlendirmek üzerine önemli çalışmalar sürdürüyoruz. Kapasite geliştirme programlarımız sürekli olarak devam ediyor ve sosyal ağımız içinde yer alan diğer kuruluşlar ile işbirliğini artırarak devam ettiriyor, kapasitemizi çok yönlü geliştirmeye çaba sarf ediyoruz.

Üniversite işbirliklerini çok önemsiyoruz. Gelecek etkinliklerimizde üniversite – Yaren Kooperatif işbirliklerini daha da artırmayı hedefliyoruz. Bu amaçla, sosyal girişimcilik, proje döngüsü yönetimi, finansal okuryazarlık ve farkındalık yaratma ile dijital tanıtım konularında hem kendimizi güçlendiriyor hem de üniversiteli gençlere yönelik eğitim ve atölye programları hazırlıyoruz. Kısa süre sonra, bu konuda bizi farklı bölgelerdeki üniversitelerde atölyelerde görebileceksiniz.

Sürdürülebilir ve geniş kapsamlı çalışmaların güçlü bir ağ ile yaratılacağını biliyoruz. Bu sebeple, ağ oluşturma çalışmalarımıza da başlamak istiyoruz. Özellikle kültür-sanat üreten kuruluşlar arasında güçlü bir bağ kurulmasını ve bilgi oluşturma ve paylaşımı için platformlar oluşturulması üzerine fikir üretiyoruz. Ülkemizde ve dünyadaki farklı sosyal ağlar ile ilişkilerimizi güçlendiriyor ve onlara dahil olarak birlikte etkin projeler ortaya koymaya çalışıyoruz.

6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, yıkıcılık ve coğrafi açıdan oldukça geniş etkileri olan doğal bir afetti. Sadece binalar değil, mevcut ticari ve sosyal hayat ve geleceğe yönelik beklentilerde de kırılmalara sebep oldu. Bu kırılmalar, toplumdaki ekonomik, kültürel ve sosyal farklılıkları daha da arttırdı. Bu sebeple, bölgeye sunulması gereken programların, sosyal kültürel olduğu kadar ekonomik dayanışmaya ve güçlenmeye katkı sağlaması gerekiyor. Depremin ardından Kahramanmaraş ve civar illerde yaşanan toptan bölgesel yıkım, yerel ve bölgesel düzeydeki ortaklık imkanlarını sekteye uğratıp bölge dışından işbirlikleri yeniden inşa sürecinde zorunlu hale getirmiştir. Yaren Kooperatif olarak bizler, geçmiş yıllarda benzer alanlarda tamamladığımız projelerle hali hazırda belli bir bilgi ve tecrübe birikimine sahibiz. Gerekli imkanlar ve ortaklıkların sağlanması ile bu tecrübeyi bölgeye taşıyabileceğimizi ve bölgede iyi halin ikamesine katkı verebileceğimizi düşünüyoruz. Bu amaçla çeşitli kurumlarla işbirlikleri ve finansal destek konusunda görüşmelerimiz sürdürüyoruz.