2019 yılında kurulan Altyazı Sinema Derneği; sinema alanındaki yayıncılık faaliyetlerinin yanı sıra sansür ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere cinsiyet eşitliği, işçi güvenliği ve sağlığı gibi meseleler ile ilgili olarak da faaliyet yürütüyor. Kültür Sanat Fonu’nun 2021 döneminde Turkey Mozaik Foundation eş finansmanıyla sağladığımız hibe desteği ile Altyazı Sinema Derneği, sinemacıların, gazetecilerin, sinemaseverlerin, sanatçıların ve sinemaya ilgi duyan herkesin yararlanabileceği birincil kaynak olacak bir arşiv oluşturmak amacıyla Altyazı Sinema Dergisi Dijital Arşiv projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında, derginin Eylül 2001’deki ilk sayısından itibaren yayınlanan 144 sayı dijital aktararak ilgilenenlerin erişimine açılacak.
Altyazı Sinema Derneği Saymanı ve İktisadi İşletmesi Müdürü Ali Deniz Şensöz ile yaptığımız röportajda; dijitalleşmenin sinema sektörüne etkileri, proje kapsamında yürütülen çalışmalar, Altyazı Sinema Derneği’nin gelecek dönem için öncelikleri ve hibe desteğinin kuruluşa sağladığı katkılar hakkında konuştuk.
Ekim ayı ile birlikte Türkiye’nin farklı illerinde film festivalleri düzenlenmeye ve bu kapsamda düzenlenen etkinliklerle seyirciyle yeniden yüz yüze buluşmaya başlandı. Pandemi sonrası süreçte film festivallerinin nasıl bir dönüşüm yaşadığından ve festivallerin sinema sektörü için öneminden bahseder misiniz?
Herkesin oldukça yalnızlaştığı uzun bir dönemin ardından hem filmlerin yeniden dolu salonlarda seyircilerle buluşabildiği hem de sektördeki insanların bir araya gelip iletişim kurabildiği mekânlar olarak festivallerin kıymeti bu dönemde bir kez daha yüzeye çıktı. Bir yandan gündelik hayatın akışına bir parantez açarak kendi alanını açan ve sinema ile ilgilenen herkes için bir nefes olan festivaller bir yandan da gündeliği ve haliyle siyaseti sinema salonlarına taşıyarak da umut var etmeye devam ettiler. Bu dönemdeki en keskin örnek, Gezi Davası tutuklularından Çiğdem Mater’in hapse girmesinin ardından Türkiye’deki birçok festivalin ve kültür-sanat kurumunun sessizliğinin aksine festivaller esnasında film ekiplerinin iradesiyle bu sessizliğin kırılması oldu. İnatla ve ısrarla bu gündemin unutulmasına izin vermeyen tüm film ekipleri herkes için de umut kaynağı oldu. Dolayısıyla, festivaller ve onları düzenleyen kurumlar bir yana o biraradalık mekânlarını dönüştürebilen, ses çıkarabilen insanların sesi sanırım herkes için asıl umut kaynağı.
Dijital platformlara olan talep her geçen gün daha da artıyor. Gün geçtikçe daha da dijitalleşen bir dünyada sinema nasıl bir dönüşüm yaşıyor?
Sinema, keşfedildiği günden beri sürekli bir dönüşüm içindeydi. Uzun yıllar süren sessiz sinema döneminin ardından ses teknolojisinin filmlerde kullanılmaya başlanmasıyla kimileri sinemanın öleceğini düşünüyordu. Ardından televizyon, video kasetler, DVD’ler sırasıyla hayatımıza girdi. Yeni mecraların gündelik hayata dahil olması sinemaya hep bir tehdit olarak algılandı, fakat karanlık bir salonda tanımadığımız insanlarla hep birlikte deneyimlenen bir araç olarak sinema hala yaşamaya devam ediyor. Dijital platformları temel olarak evde film izleme deneyiminin geldiği son nokta olarak görebiliriz. Televizyondan video kasetlere oradan DVD’lere uzanan ev sineması teknolojisi şimdi dijital platformlarda devam ediyor.
Hibe desteğimizle gerçekleştirdiğiniz Altyazı Sinema Dergisi Dijital Arşiv projesini yakın zamanda tamamladınız. Proje kapsamından gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan ve Dijital bir arşiv oluşturmanın alana sağladığı katkılardan bahsedebilir misiniz?
Projeye, arşivin taranması için gerekli olan altyapının hazırlanmasıyla başladık. Hazırlık döneminde e-dergi okuma altyapısına, dijital hale getirilecek dergilerin yüklenmesi ve dergilerin indekslerinin girilmesi için gerekli arayüzü kurduk. Dergilerin sayfalarının tek tek taranarak dijitale aktarılmasının ardından, ilgili sayıya ait sayfalar bir araya getirilip düzenlendi. Her bir içeriğin indekslenmesinin ardından arşiv önce internet sitesinde ardından da cep telefonu uygulamasında kullanıma açıldı.
Yirmi yıldır sinema üzerine özgün içerik üreten bir yayın olarak dijitale aktardığımız bu arşiv; sinema akademisyenleri, araştırmacıları, sektör çalışanları ve sinema ile ilgilenen herkes için sürekli başvurabilecekleri temel bir kaynak haline gelecektir. Arşivciliğin çok zayıf olduğu, sinema üzerine ulusal bir arşivin olmadığı bir ülkede, Ekim 2001’den bu yana üretilen içeriklerimizin tamamının arşivinin oluşturulmasının kültür ve sanat hayatımız için vazgeçilmez bir kaynak sağlayacağına inanıyoruz.
Kültür Sanat Fonu’ndan aldığınız hibe desteğinin derneğinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? Kültür-sanat alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli?
Bu çalışmayla beraber yirmi yılı aşkın bir süredir kolektif olarak ürettiğimiz her şeyin kolayca erişilebilir halde bir arada durabileceği bir platformun oluşması, hem kurumsal hafızamızın oluşmasına vesile oldu hem de sinema alanında çalışan herkes için kapsamlı ve kalıcı bir kaynak oluşturmuş olduk. Altyazı’nın ürettiği her şeyi bir arada görebilmek, yaptıklarımızın dökümüne ulaşmanın yanı sıra, gelecekteki yapılanmamızda içerik olarak nasıl ve ne şekilde ilerlememiz gerektiğine dair de kimi strateji geliştirmemiz için ilham verici oldu.
Türkiye gibi bir coğrafyada çeşitli zorluklarla var olmaya çalışan, sansür, ifade özgürlüğü ve cinsiyet eşitliği gibi meseleleri odağına alan kültür-sanat faaliyetlerinin önemli bir kısmı bağışçı destekleri ile faaliyetlerini yürütmeye çalışıyor. Böylece bu kurumlara daha geniş kitlelere ulaşma, çoğalma ve devam edebilme imkânı sağlanmış oluyor. Kültür-sanat alanının gittikçe daraldığı ülkemizde bağışçıların bu gibi projelere yaptıkları destek çok kıymetli.
Altyazı Sinema Derneği’in gelecek dönem için önceliklerinden ve yapmayı planladığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
2023-2024 yıllarında internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden sürdüreceğimiz, sinemada ifade özgürlüğüne öncelik tanıyan kültür-sanat haberciliğinin Türkiye’de daralan bağımsız medya platformları arasında kritik bir rol üstleneceğine inanıyoruz. İnternet sitemiz ve çeşitli sosyal medya kanallarımız aracılığı ile kültür sanat alanında demokratik, çoğulcu ve özgürlükçü bir söylemin gelişmesine katkıda bulunmaya; özgür sinema aktörlerinin görünürlüğünü arttırmaya; okuyucuların nitelikli, güvenilir bilgi ve eleştiriye ulaşmasını sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.