KuzeyDoğa Derneği Göçmen Kuşların Peşinde Projesini Tamamladı

Kars, Ardahan, Iğdır ve Ağrı illerinin doğa alanlarında biyolojik çeşitliliğin korunmasını amaçlayan KuzeyDoğa Derneği, bölgedeki canlı çeşitliliğini ortaya çıkarma ve etkin koruma konularında çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyor. KuzeyDoğa Derneği, Şartlı Destek Fonu kapsamında Turkey Mozaik Foundation finansmanıyla hibe verdiğimiz Göçmen Kuşların Peşinde projesini tamamladı. Aras Nehri vadisinde kuşların göç yolu üzerinde yer alan Aras Kuş Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde kuş halkalama ve uydu vericisi ile takip çalışması yapan KuzeyDoğa Derneği’nin Bilim Koordinatörü Uzman Biyolog Emrah Çoban ile kuş halkalama çalışmalarını, derneğin ulusal ve uluslararası alandaki iş birliklerini ve COVID-19 salgını ile başlayan sürecin çevre koruma çalışmalarına etkilerini konuştuk.

Vakfımızın Şartlı Destek Fonu kapsamında Turkey Mozaik Foundation finansmanı ile gerçekleştirdiğiniz Göçmen Kuşların Peşinde projesini yakın zamanda tamamladınız. Bu projenin amacı ve bu kapsamda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Aras Kuş Halkalama ve Araştırma Merkezi’miz, Iğdır’ın Tuzluca ilçesine bağlı Yukarı Çıyrıklı köyünde, Aras Nehri kıyısında. Afrika-Avrasya kuş göç yolu üzerinde ve göçmen kuşların beslenmek, dinlenmek ve üremek için kullandıkları çok önemli bir sulak alanda yer alıyor.

Merkezimizde her yıl ilkbahar ve sonbahar sezonlarında toplam 6-7 ay kuş halkalama çalışması yürütülüyor. Bu çalışma ile alandaki kuş varlığı tespit ediliyor, yıllara göre değişimi izlenebiliyor ve kuş göç yolları hakkında bilgi ediniliyor.

Kuş halkalama, kuşlara zarar vermeyen çok ince ağlarla kuşları yakalayıp, her birinde özgün bir numara olan ve kimlik niteliği taşıyan, hafif, paslanmaz, alüminyum halkaları kuşların bacağına takarak kuş göçlerini ve kuş sayılarındaki değişiklikleri takip etmek anlamına gelir. 100 yıldan fazla bir süredir birçok ülkede milyonlarca kuş bu yöntemle araştırılıyor. Üzerinde kuşun halkalandığı ülkenin adını ve ülke halkalama merkezinin adresini taşıyan bu halkalar, halkalı bir kuş tekrar yakalanırsa veya ölüsü bulunursa, kuşun nereden geldiğini göstermiş oluyor. Halkalama istasyonlarında tür tanımı, kuşları halkalama (kimlik), cinsiyet ve yaş belirleme, kanat ve kuyruk ölçümleri, ağırlık ve yaş oranı, tüy değişme durumu ve yön bulma deneyleri yapılıyor ve başta okul çocukları olmak üzere ziyaretçi eğitimleri gerçekleştiriliyor.

Kuş halkalama çalışmalarının yanı sıra merkezimizde, bazı kuşlara uydu vericisi de takıp göçlerini daha detaylı olarak takip ediyoruz. Ayrıca bölgedeki sulak alanlarda düzenli kuş gözlemi ve sayımı yaparak, kuş varlığını düzenli olarak izliyor ve takip ediyoruz.

Kuşlar doğal dengenin devamlılığı için çok önemli canlılar ve çok sayıda ekolojik işlevi yerine getiriyorlar. Ayrıca kuşların göç davranışları, bizlere iklim değişikliği ile ilgili önemli veriler sunuyor. Yürüttüğümüz bu faaliyetlerin ancak düzenli olarak tekrarlanması sonucunda yıllar içinde anlamlı analizler yapabilecek veriler elde ediyoruz.

Dernek başkanımız Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu’nun 2005 yılında keşfettiği Aras Nehri Kuş Cenneti’nde 15 yıldır aralıksız her sezon yaptığımız kuş halkalama ve takip araştırmalarında şimdiye kadar 120.000’den fazla kuş halkaladık ve 300 kuş türü kaydettik. Türkiye’deki tüm kuş türlerinin %62’sini oluşturan bu sayı, Aras Nehri Kuş Cenneti’nin Türkiye sınırları içinde ve Samsun-Adana hattının doğusunda en çok kuş türüne sahip olan yer olduğunu gösterdi. Doğu Anadolu’nun en zengin kuş cenneti olan Iğdır Aras Nehri Kuş Cenneti, 2013’de verdiğimiz dilekçeye cevaben Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Doğu Anadolu’nun ilk Tabiatı Koruma Alanı olmaya layık görüldü. Ancak tüm çabalarımıza rağmen bu statü halen resmiyete kavuşmadı.

KuzeyDoğa Derneği çalışmalarını Türkiye’de ve uluslararası alanda faaliyet gösteren birçok kurum ve kuruluşla iş birliği halinde gerçekleştiriyor. Bu iş birliklerinin kapsamı ve çalışmalarınıza katkıları hakkında bilgi verebilir misiniz?

KuzeyDoğa Derneği olarak çalışmalarımızı Tarım ve Orman Bakanlığı , Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü izni ile yürütüyoruz. Bu yıl derneğimiz SEO/BIRDLIFE İspanya ile Aras Kuş Araştırma ve Eğitim Merkezi çalışmalarını ortak yürütmüştür. Hem “Bozayı (Ursus Arctos), Kurt (Canis Lupus), Vaşak (Lynx lynx) Yakalama ve Takip” projemiz hem de “Göçmen Kuşların Peşinde” projemiz kapsamında yurtiçi ve yurtdışı üniversiteler ve alanında uzman kişilerle iş birliği içindeyiz. Şu an aktif olarak Utah Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Zagreb Üniversitesi ve Iğdır Üniversitesi ile hem sahada hem de analiz aşamasında iş birliklerimiz sürüyor.

Farklı konularda alanında uluslararası tanınırlığa sahip uzmanların ayrı ayrı katkıları çalışmalarımız için çok önemli ve çok değerli. Bu iş birlikleri, çalışmaya katılanlar arasında bilgi ve deneyim aktarımı için de çok değerli imkanlar sunuyor.

COVID-19 salgınıyla başlayan süreçte alınan tedbirlerin çevreye olumlu etkilerine dair haberler son zamanlarda çok fazla gündeme geldi. KuzeyDoğa Derneği’nin çalışma alanları açısından değerlendirdiğinizde bu tür olumlu bir tablodan bahsetmek mümkün mü? Bu olumlu etkinin devam edebilmesi için neler yapılmalı?

İklimsel ve çevresel değişimleri kısa vadede değerlendirmek bizi gerçekçi sonuçlara ulaştırmaz. Bu nedenle bu değerlendirmeyi yapmak için daha uzun zaman aralığına ait verilerin olması gerekli. Küresel çapta yapılan analizler, bu olumlu etkilerin genellikle geçici olduğunu, birçok şehirde hava kirliği miktarının COVID-19 öncesi seviyelere ulaştığını ve tüm kısıtlamalara rağmen dünya çapında sera gazı emisyonlarının bu sene 2019’a göre sadece %6 düşeceğini gösteriyor. Yayınlanmaya başlayan bilimsel makaleler, kamuoyunun gözlemlediği birçok “olumlu etkinin” esasında insanların daha önce de bölgede yaşayan yaban hayatını yeni yeni fark etmesinden kaynaklandığını gösteriyor. Ne yazık ki KuzeyDoğa Derneği’nin de tecrübe ettiği gibi COVID-19 salgını sebebiyle uygulanan sivil toplum, araştırma, ekoturizm ve doğa koruma faaliyetlerinin durdurulmaları ve kısıtlanmaları; zaten kanuna uymayan kaçak avcılık, kaçak inşaat ve diğer doğaya zarar veren faaliyetlerin daha da rahatlıkla yapılmasına imkan verdi, uzun süreli yaban hayatı takip ve koruma çalışmalarını durdurdu ve bu kritik süreçte yaban hayatının tepkilerinin bilimsel çalışmalarla ölçülmesini büyük ölçüde engelledi. Ayrıca COVID-19’un yarattığı ekonomik kriz, doğa koruma örgütlerini oldukça olumsuz şekilde etkiledi ve acil desteklere gerek doğurdu. Science dergisinde yayınlanan makaleden konunun ayrıntılarına dair bilgi edinilebilir.

Derneğimizin görüşü, COVID-19 salgını kaynaklı kısıtlamalarının uzun vadede doğaya net etkisinin negatif olacağı ve uzun süreli doğa koruma ve araştırma çalışmalarına zarar verdiği yönünde. Bu süreçteki tek tesellimiz; fotokapan, uydu takip ve kuş halkalama çalışmalarıyla bölgedeki yaban hayatını 15 yıldır takip eden derneğimizin, bu verilerle COVID-19 sebebiyle insan faaliyeti kısıtlamalarının yaban hayatına etkisini ölçen uluslararası bilimsel çalışmalara davet ediliyor ve katkı sunuyor olması.

COVID-19 salgını kapsamında alınan tedbirlerin hayatın diğer alanlarında olduğu gibi sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarında da değişikliklere sebep olduğunu biliyoruz. Bu durum KuzeyDoğa Derneği’nin çalışmalarını ne şekilde etkiledi? Bu dönemde çalışmalarınıza devam etmek için kullandığınız yöntemler varsa bizimle paylaşır mısınız?

COVID-19 salgını önlemleri kapsamında dernek olarak 2020 ilkbahar-yaz dönemindeki çalışmalarımıza gönüllü alımını durdurmuştuk. “Kontrollü sosyal hayat” olarak adlandırılan dönem ile beraber sonbahar kuş halkalama çalışmamız için gönüllü alımına başlamakla beraber, devam eden riski azaltmak adına 15 günlük gönüllü çalışma süresini 21 güne çıkararak, gönüllü sirkülasyonunu azaltma yoluna gittik.

Ayrıca yöredeki okullarda yürütmekte olduğumuz eğitim çalışmalarımızı da yine şartlar dolayısıyla gerçekleştiremedik. Eğitim yerine, bir fon desteği ile daha önce bastırıp eğitimlerde dağıttığımız doğal hayat üzerine bilgiler içeren “Birbirimize İhtiyacımız Var” çocuk kitabını tekrar bastırıyoruz. Kitabı çocuklara ulaştırarak, doğa eğitimi açığını bir nebze kapatmayı hedefliyoruz.

Bunun yanında, bölge halkının doğadan sürdürülebilir gelir kazanması için yürüttüğümüz köy tabanlı ekoturizm faaliyetleri de 2020’de durma noktasına geldi. Arazi çalışmalarımızın başlama ve bitiş zamanları da COVID-19 döneminde ulusal ve uluslararası kısıtlamalardan dolayı değişiklik gösterdi.

KuzeyDoğa Derneği’nin gelecek dönemdeki öncelikleri neler olacak ve bu kapsamda ne tür çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?

Çalışmalarımızı düzenli olarak sürdürmeyi hedefliyoruz. Doğa koruma çalışmalarında alanın ve dolayısıyla alandaki değişikliklerin yıllar bazında izlenebilmesi çalışmanın sürekliliği ile mümkündür. Hem bilimsel çalışmalarda hem de eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarında etkili yöntemlerle çalışmalarımızı sürdürmeyi ve etkin lobicilik ve savunuculuk çalışmaları yürütmeyi hedefliyoruz.

En önemli önceliğimiz ise dilekçeler, çevresel komisyon toplantıları ve diğer resmi girişimlerle Kuzeydoğu Anadolu’da daha fazla doğal alanın resmi koruma altına alınması ve hali hazırda koruma statüsüne sahip alanların da daha etkin koruma sağlayan statülerine terfi ettirilmesi olacak.