Uluslararası Yardımlaşma ve Entegrasyon Derneği Şartlı Destek Fonu Kapsamındaki Çalışmalarını Anlattı

Mültecilere yönelik başta eğitim ve sağlık alanlarında olmak üzere çeşitli güçlendirme çalışmaları gerçekleştiren ve faaliyetlerini İzmir Tepecik’teki toplum merkezinde yürüten Uluslararası Yardımlaşma ve Entegrasyon Derneği’ne (Team International Assistance for Integration-TIAFI) Şartlı Destek Fonu kapsamında Turkey Mozaik Foundation finansmanı ile hibe desteği sağladık.  Bu hibeyi egzersiz ve esneklik programına katılan engelli çocukların ve ailelerinin programdan yararlanmak üzere merkeze ulaşımlarını sağlamak için kullanan TIAFI’nin kurucusu ve başkanı Anne O’Rorke ile derneğin mültecilere yönelik çalışmalarını, Şartlı Destek Fonu kapsamındaki faaliyetlerini ve gelecek dönemde gerçekleştirmeyi planladıkları çalışmaları konuştuk

Uluslararası Yardımlaşma ve Entegrasyon Derneği’nin (Team International Assistance for Integration-TIAFI) kuruluş hikayesini ve amacını bizimle paylaşır mısınız? Bu amaçlar doğrultusunda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Merhaba ismim Anne O’Rorke, İrlanda’nın güneyinde yer alan Waterford şehrindenim. TIAFI derneğini 2017 yılında savaş sebebiyle eşlerini ya da yakınlarını yitiren kadınlar ve kimsesiz kalan çocuklara destek olmak için kurdum. Kurulduğumuz yer olan Tepecik, genel olarak sosyo-ekonomik olarak daha zorlu koşullarda olan mültecilerin yaşadıkları bir bölge. Tepecik, sahada doğrudan yüz yüze erişim imkanı bulabildiğimiz faydalanıcılarımız olması ve mülteciler ile Türklerin entegrasyonunu doğrudan destekleyebildiğimiz bir konum olması sebebiyle önem arz ediyor.

İzmir’deki merkezinizde mültecilere yönelik birçok faaliyetin yanı sıra Suriye’deki savaş sebebiyle yararlanan ve engelli olan çocuklara yönelik olarak rehabilitasyon çalışmaları da yapıyorsunuz. Bu çalışmaların kapsamından ve engelli mülteci çocuklarla çalışırken dikkat edilmesi gereken noktalardan bahseder misiniz?

TIAFI Toplum Merkezi kapsamında farklı alanlarda çalışmalar yapıyoruz. Pek çok mülteci çocuk Türkiye’ye savaş sebebiyle yaralı ve engelli olarak ya da ciddi hastalıklar geçirerek sığınıyor. Bu çocukların tedavilerine yönelik sistemsel eksiklikler mevcut, bunlardan biri de fizyoterapi alanı. Kurumumuzda fizyoterapi desteği verilmemesine karşın, çocukların spor salonunda egzersiz ve esneklik programı yardımıyla gelişimlerini destekliyoruz. Çocukların esneklik gelişimlerinin ve günlük egzersizlerden faydalanmalarının onlar için çok değerli olduğu kanısındayız. Bu alanda hibe desteğine ihtiyacımız sürüyor. Destek verdiğimiz çocuklar arasında yürüme engelliler de var. Ebeveynlerinin de eşlik ettiği çalışmalara haftada 69 çocuk katılıyor ve program başarılı şekilde devam ediyor.

Dezavantajlı ya da risk altındaki toplulukların COVID-19 salgınından daha olumsuz şekilde etkilendiğini ve bu gruplarla çalışan STK’ların bu dönemde artan ihtiyaçlara cevap verebilmek için çalışmalarını yoğunlaştırdığını görüyoruz. Bu durum birlikte çalıştığınız mülteci toplulukları ve çalışmalarınızı ne şekilde etkiledi?

COVID-19 salgını herkes için yeni bir süreç ve salgının yarattığı yeni bir yoksul kesim söz konusu. Bu kesimin mülteci olanlarının çoğu geçmişte tezgâhta, mutfakta ya da karaborsada 14 saatten fazla çalıştırıldı. Fakat salgın süresinde birçok iş yeri kapandı. Mutfaklarda ve temizlik işlerinde çalışanlar da dahil olmak üzere mültecilerin hayat şartları ağırlaştı. Özellikle yasal şartlar içinde iş bulmaları zorlaştı. Bu söylediğim sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil, çoğu ülkede benzer bir durum yaşanıyor. İş olanakları neredeyse yok oldu diyebiliriz. İlave olarak, Türkiye’de bu duruma karşı çok çocuklu aileleri destekleyen bir sistem yok, Avrupa Birliği’nin de bu konuda yeterli desteği sağladığını söyleyemeyiz. Yani yeni yoksul dediğimiz bu kesimin mevcut koşullarda bir kuruş bile geliri yok. Bu kesim için oluşturulacak bir sistem, zaman alacağa benziyor. Bu süreçte çocukların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağına dair endişeler var. TIAFI’ye son 7 ayda WhatsApp ve telefon üzerinden 8.000’in üzerinde kişi müracatta bulundu. Arayanların çoğu yiyecek yardımına ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Bu durum bizim için de yeni, geçen sene yiyecek yardımı konusunda bir taleple karşılaşmamıştık. Bu durum bize salgınla birlikte temel ihtiyaçlarını karşılayamayan bir kesimin oluştuğunu gösteriyor. Ayrıca kiralarını ödeyemeyenler de var. Bu sebeplerden ötürü yakın dönemde 2.500’ün üzerinde erzak yardımı gerçekleştirdik. Hibeler aracılığıyla bu programlarımıza devam etmek istiyoruz çünkü acil yardıma ihtiyacı olan yeni bir kesim var.

Şartlı Destek Fonu kapsamında Turkey Mozaik Foundation finansmanıyla sağladığımız hibe ile gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahseder misiniz?

Hibe kapsamında egzersiz ve esneklik programına katılan engelli çocuklara ve ailelerine ulaşım desteği sağladık. Ulaşım desteği sayesinde daha çok çocuğa erişebildik ve daha çok aile de bu destekten faydalanmış oldu.

TIAFI’nin gelecek dönem planlarını ve öncelik vermeyi düşündüğü çalışmaları anlatır mısınız?

TIAFI olarak farklı alanlarda faaliyet gösteriyoruz ve bu alanlara yönelik gelecek planlarımız bulunuyor. Örneğin çocuklar için oyun alanı faaliyetlerimiz devam ediyor çünkü ebeveynleri iş arayışındalar ve bu sebepten ötürü çocuklarını güvenli bir ortamda bırakarak iş aramak için zamana ihtiyaçları oluyor. Günde 230 porsiyon yemek çıkartıyoruz. Suriyeli aşçılar Türk faydalanıcılarımız için yemek hazırlıyor ve dağıtıyor. Bu sayede hem yerel halkı destekliyoruz hem de entegrasyona hizmet ediyoruz. Bunun yanı sıra, erzak paketleri de dağıtıyoruz.

Egzersiz ve esneklik programını geliştirmek istiyoruz. Bunların yanında, merkezimizde bir travma terapisti istihdam etmek ve travma odası kurmak için de çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmaları devam ettirmek için hibe ve diğer desteklere ihtiyaç duyuyoruz.

Eğitim faaliyetlerimiz devam ediyor. Merkezimizde 3 yıldır mülteci çocuklara Türkçe eğitimi veriliyor. Suriyeli öğrencilerin okullaşmalarını destekliyoruz ve onları Türk sınıf arkadaşlarıyla bir araya getirmeye gayret ediyoruz. Okul sonrası derslerimizin, eğitim konusunda ek desteklere ihtiyaç duyan Suriyeli çocuklar açısından çok önemli olduğunu gözlemliyoruz. Geçen sene Türk öğrencilerle Suriyeli öğrencileri bir araya getirdik ve aldığımız sonuçlar çok mutluluk vericiydi. Birlikte çalıştığımız Suriyeli çocuklar öğrenmek istiyor ve ailelerinin tek umudu da çocukların eğitimlerini tamamlaması. Aileleri genel olarak yorgun ve yıkılmış vaziyetteler, tüm hayalleri de çocuklarının iyi bir geleceğe sahip olması. Bunun için de tek çözümün eğitim olduğunu söyleyebiliriz.