Yüksekova Kadın Derneği (YUKADER), kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi alanın her kademesinde eşit ve etkin olarak yer almasını sağlamak amacıyla çalışıyor. Dernek, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularında yerel kamuoyunu etkilemek, hane ziyaretleri ile kadınların ihtiyaçları hakkında bilgi edinmek ve cinsiyet eşitliliği ile ilgili farkındalığı artırmak amacıyla çalışmalar yapıyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2021 döneminde Turkey Mozaik Foundation finansmanıyla hibe desteği sağladığımız YUKADER, bu hibeyle Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projesini hayata geçirecek. Proje kapsamında bir acil destek hattı kurarak şiddet mağduru kadınlara telefon üzerinden destek verecek olan dernek, kadına şiddet konusunda farkındalık yaratmak amacıyla şiddeti ve türlerini tanımlamak, kadınların şiddete maruz kaldıklarında ya da risk altında olduklarında başvurabilecekleri kurum ve kuruluşların listesini oluşturmak ve şiddet mağduru kadınlara haklarını anlatmak amacıyla bir rehber de hazırlayacak.
YUKADER’in kurucusu Hatice Temir ile yaptığımız röportajda Yüksekova’daki ilk kadın derneği olarak deneyimlerini, yürüttükleri çalışmaları Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projesini konuştuk.
YUKADER vakfımızdan ilk kez hibe alıyor. Okuyucularımızın derneğinizi daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Yüksekova Kadınları Toplumsal Destekleme ve Kültür Derneği (YUKADER) olarak 2018 yılının Mayıs ayında üniversite mezunu gençlerden oluşan 7 kişilik karma bir ekiple Hakkâri, Yüksekova’da kurulduk. Yüksekova’da kurulan ilk kadın derneğiyiz. Bu bağlamda yerelde tüm dikkatleri üzerimize çektik. Daha önce sürekli siyasetin ve yapısal hiyerarşinin konuşulduğu Yüksekova’da bu defa bir kadın hareketinin konuşulmaya başlanmasını istedik. Yerel yönetimlerde ve kamu kuruluşlarında kadınların karar mercilerinde yer almasını, söz sahibi olmasını ve kendini ifade edebilmesinin temellerini oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun yanı sıra haklarından mahrum kalan tüm kadınların da sesi olmak istiyoruz.
YUKADER’i özellikle kurmak istememizdeki diğer bir temel unsur, sokağa çıkma yasaklarının ardında halkın uğradığı ağır tahribatı biraz olsun iyileştirmekti. Kadınların zaten ev dışında aktif bir sosyal yaşantıları yoktu. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu dönemde de iyice evlere kapandılar. Kadın ve çocukların bu süreçte haklarından mahrum bırakılması, çoğu ailenin işsizlik ve yoksullukla mücadele etmek zorunda kalması başka sorunların da ortaya çıkmasına sebebiyet verdi. Elbette bu sorunların maddi boyutu düzeltilebilir; fakat manevi boyutunun düzeltilebilmesi için zamana ihtiyaç var. Biz bu süreci hızlandırmak adına da birçok çalışma gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye de devam edeceğiz.
Kuruluşumuzun ilk yılında başvuruda bulunduğumuz Sabancı Vakfı Hibe Programı’ndan destek almak ve proje ortağımız olan KAMER Vakfı’ndan aldığımız toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı bu bağlamda bize güç verdi.
2020 yılında yayınladığınız Yüksekova’da Kadın Olmak başlıklı raporda yüz yüze görüşme yaptığınız Yüksekovalı kadınların %89’unun çeşitli şiddet türlerine maruz kaldığını ortaya koydunuz. Bu raporun kapsamından ve öne çıkan bulgularından bahseder misiniz?
Hane ziyaretlerinden önce elbette karşılaşacağımız sorunları öngörüyorduk. Şiddettin her yerde olduğu gibi burada da olduğunu biliyorduk. Fakat, ülke geneli istatistiklerine baktığımızda kadına yönelik şiddet oranının diğer şehirlere kıyasla daha az çıkmasının temelinde başka sorunlar olduğunu biliyorduk (yapısal hiyerarşi, eğitim durumu, geniş aile vs.). Fakat elimizde somut bilgilerin olmaması, yapmak istediğimiz çalışmaların önüne set çekiyordu. Kurum ziyaretlerimiz sırasında elimizde veri olmadığı için istediğimiz destekleri neye dayandıracağımızı bilmiyorduk, çünkü bahsettiğimiz sorunlar ütopik geliyordu. Bizden önce de başka kurumlar veya sivil toplum kuruluşları tarafından benzer bir çalışma yapılmamıştı.
Sabancı Vakfı Hibe Programı desteği ile iki yıldır yürüttüğümüz Yüksekova’da Kadın Olmak projesinin ilk yılında gerçekleştirdiğimiz hane ziyaretleriyle, kadınlar olarak sorunlarımızı ve taleplerimizi net ifade edebileceğimiz verileri elde ettik. Bu veriler doğrultusunda yol haritamızı da net olarak belirlemiş olduk. Raporda özet olarak şunları gördük: Görüştüğümüz kadınların %39’u okuryazar değil, yüzde 10’u ise sadece okuryazar olup eğitim hayatına hiç dahil olmamış kadınlar. Bu durum bizi ilk olarak okuma yazma kursları açmaya yöneltti. Kurduğumuz Renkli Eller Sanat Atölyesi’nde okuma yazma kursu vererek, 50 kadının ilkokuldan mezun olmasına katkı sağladık.
Araştırmadaki en çarpıcı bulgulardan biri ise 607 kadın görüşmecimizin yüzde 89’unun şiddete uğradığını ifade etmesiydi. Öte yandan her dört kadından sadece biri şiddetten kurtulmak için çaba harcadığını belirtti. Bu konuda herhangi bir girişimde bulunmayan kadınların nedenlerinin başında “korku” geliyor. Ayrıca kadınlar hangi kurumlara başvuru yapmaları gerektiğini ve sahip oldukları haklarını bilmiyorlar. Bu nedenle Yüksekova’da Kadın Olmak projemizin ikinci yılında kamu-STK işbirliğinin önemini göstermek için Yüksekova Kaymakamlığının yanı sıra Hakkari ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi), Hakkari Baro Başkanlığı, Yüksekova Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü, İlçe Sağlık Müdürlüğü gibi önemli kamu kurumlarını da projemize dahil ettik ve mahalle bazlı bilgilendirme toplantıları düzenlemeyi planladık.
Ev işleri dışında gelir getiren herhangi bir faaliyeti olduğunu söyleyen kadınların oranı yalnızca %16 iken, herhangi bir geliri olmayan kadınların oranı %84 olarak belirlendi. Çalışmayan kadınların %52’si iş bulamadığını vurguladı. Buna yönelik olarak Demeter Tarımsal Kalkınma Kadın Kooperatifi’ni 13 ortakla 2019 yılında kurduk. Kadınların ekonomik özgürlüklerini elde edebilmeleri için çalışmalarımıza başladık.
Özetle bu veriler bize Yüksekova’da bağımsız bir kadın kuruluşunun var olması ve derneğin dayanışma için kapılarını çalmış olmasının kadınlar açısından çok büyük önem taşıdığını gösterdi. Biz de bu veriler ışığında Yüksekovalı kadınlarla birlikte güçlenmek için çalışmalarımıza hızla devam edeceğiz.
Yüksekovalı kadınların ekonomik özgürlüklerini elde etmelerine katkı sağlamak amacıyla 2019 yılında Demeter Tarımsal Kalkınma Kadın Kooperatifini kurdunuz. Kooperatifin kuruluş sürecinden ve ne tür faaliyetler yürüttüğünüzden bahsedebilir misiniz?
Demeter Kadın Kooperatifi; 2019 yılında 13 kadın ortakla kuruldu. Bugün gönüllüleriyle birlikte 20 kadına ulaştı. Kadın hak ve özgürlükleri temelinde, ilçede saha çalışması yapmış bir grup kadın öncülüğünde kurulan kooperatif; dezavantajlı mahallelerde ve köylerde yaşayan, risk altında bulunan ve ayrımcılığa maruz kalmış kadınların sosyal ve ekonomik haklar kapsamında insana yaraşır iş olanaklarına erişimleri için çalışmalar yürütüyor.
Kooperatif, Hakkari /Yüksekova ilçesinde kırsal alanda yaşayan kadınların yoksulluk döngüsü içerisindeki konumlarının azaltılmasına katkıda bulunmak, sürdürülebilir kalkınma amaçları içerisinde yer alan nitelikli istihdam ve ekonomik büyüme hedefini kırsal alanda yaratmak amacı ile kuruldu. Kadınların kendileri ve bölgedeki diğer kadınlar için hak temelli istihdam alanı yaratmasına imkan sağlayan kooperatif, kadınların alternatif üretim alanlarında kaynak yaratmasına yönelik kapasite geliştirme çalışmalarında yer almayı hedefliyor.
Kooperatifimiz, iklim şartlarının kısıtlı olması ve coğrafi konumun da etkisiyle, hayvancılık ve tarıma elverişli olan ilçede neler yapılması gerektiği konusunda kamu kurum ve kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirdi. Bölgenin şartlarına uygun hayvansal ürünlerin üretimi ve satışı konusunda desteklenmesi için Tarım Bakanlığı’na bağlı olarak kuruldu. Kooperatif bölgedeki organik ürünlerin üretimi ve tanıtımı için öncelikle kadınların eğitilmesi ve kadınların ekonomik hakları konusunda farkındalık oluşması amacıyla çalışmalar yürütüyor. Bu bağlamda kooperatif, kadınları ekonomik anlamda güçlendirmek için ev eksenli çalışan kadınların içli köfte, sarma gibi ürünlerinin satışını yapmaya başladı. Köylerde manda yoğurdu ve sütü üreten kadınlarla iletişime geçilerek bu ürünler için yeni satış kanalları yaratıldı. Ayrıca dışarıya bağımlılığı azaltmak için nohut ve fasulye üreten kadınlara yönelik eğitimler verilmeye ve farkındalık yaratılmaya başlandı. Kadınları güçlendirmek için kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan çalışmalara örnekler aşağıdaki gibidir:
Hakkari Valiliği ve İl Tarım Müdürlüğü ortaklığında Organik Saklı Şehirler projesi için protokol imzalandı. Proje ile kadın çiftçilerin üretmiş oldukları organik ürünlerin Türkiye tarımına kazandırılması ve bölgenin yöresel lezzetlerini tanıtılması amaçlanıyor.Projenin en önemli amaçlarından birisi ekonomik anlamda dezavantajlı kadınların desteklenmesi. Çalışma 15 kadın ile yürütülüyor. Mekan temininde Yüksekova Belediyesi destek sağladı. Ayrıca 2021 yılında Hayata Destek Derneği’nin açmış olduğu hibe programına başvurularak, işletme için makine desteği ve Genç İşi Kooperatifi’nden de 6 günlük eğitim desteği alındı. Projenin bir diğer amacı ise uluslararası koruma altında olan mültecilerle çalışmak ve onların entegrasyonuna katkı sağlamak . Demeter kooperatifin yararlanıcıları içinde İran ve Irak uyruklu 2 kadın istihdam edilerek, destek sağlanacak.
Bu çalışmalara ek olarak, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) tarafından kooperatif ortaklarına “Kooperatifçilik nedir?” konulu çevrimiçi bir eğitim sağlandı; Habitat Derneği tarafından finansal okuryazarlık eğitimi verildi. Habitat Derneği, kooperatifin internet sitesi ile ilgili çalışmalarda da bize destek verdi. Biz de YUKADER olarak kooperatif ortaklarına yönelik olarak toplumsal cinsiyet eşitliği farklındalık çalışmaları yaptık.
Hibe desteğimizle Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projesini hayata geçireceksiniz. Bu projeye neden ihtiyaç duydunuz ve bu kapsamda ne tür çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
Yüksekova’da Kadın Olmak projesi kapsamında Yüksekova’da yaşayan 18-45 yaş arası kadınların aile içi şiddetin yanı sıra herhangi bir şiddet türü ile karşı karşıya kalındığında nereye başvuru yapılacağına dair farkındalığın yetersizliği olduğunu tespit ettik . Aynı şekilde kadınların birçoğu, fiziksel olmadığı müddetçe şiddetin farkına varamıyor ve aileden biri bile olsa kendisini su istimal eden kişilere karşı yasal haklarının ne olduğunu bilmiyor. Her ne kadar Hakkâri, resmi istatistiklerde Türkiye’de kadına karşı şiddetin en az göründüğü il olarak belirtilse de Yüksekova’da Kadın Olmak projesi kapsamında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda yalnızca Yüksekova’da gerçekleştirdiğimiz 607 hane ziyaretinde şiddete maruz kalma oranının %89 olduğunu tespit ettik. Kadına yönelik şiddet farklı kültürlerde yaşayan, gelir ve eğitim düzeyi ne olursa olsun kadınların ortak sorunu ve yalnızca özel alanda değil kamusal alanda da yaşanıyor. Yüksekova, birçok hak alanı içerisinde kadının statüsünün geride olduğu bir bölge. Ayrıca kadınların Türkçe bilmemesi ve şiddetle mücadele için hazırlanan materyallerin Türkçe olması bölgede kadınların haklara erişimlerini kısıtlıyor. Bunun yanı sıra kadınlar şiddeti yalnızca fiziksel olarak anlıyor. Cinsel, psikolojik, ekonomik olarak da şiddet türlerinin olduğu konusunda farkındalıkları yetersiz. Kadınlar, şiddete uğradıklarında ya da uğrama tehlikesi altında kaldıklarında başvurabilecekleri kurum ve kuruluşlar hakkında da yeterince bilgi sahibi değiller.
Bu anlamda dile getirilmeyen, bastırılan ve/veya akrabalık ilişkileri nedeniyle resmi verilere yansıtılmayan kısaca görülmek istenmeyen şiddetin varlığını tespit ederek; kadınların hem yaşadıkları şiddetin türlerine karşı farkındalıklarını artırmak hem de yasal hakları konusunda bilgilendirmek, Yüksekovalı Kadınlar Şiddetle Mücadele Ediyor projesinin özünü oluşturuyor. Proje faaliyetleri ise şu şekilde sıralanabilir:
Şiddetle mücadele için rehber hazırlanması ve yaygınlaştırılması: “Kadına yönelik şiddet nedir?”, “Şiddet türleri nelerdir?” “Kadınların şiddete maruz kaldıklarında ya da risk altında olduklarında başvurulabilecek kurum ve kuruluşlar nelerdir?”, “Kadınlar şiddete maruz kaldıklarında yasal hakları nelerdir?” gibi soruların yanıtlarını içeren bir rehber hazırlanacaktır. Hazırlanacak rehber Hakkâri Barosu’na kayıtlı avukatların da katkısı ile şekillenecektir. Rehberin 400 adet basımı yapılacak ve derneğimizin öncülüğünde saha çalışması yapılarak rehberler doğrudan kadınlara ulaştırılacaktır. Dil engelini aşmak için rehber çift dilli olacak şekilde hazırlanacaktır.
Şiddetle mücadele için broşür hazırlanması ve dağıtımı: Şiddetle mücadele konusunda bilgilere yer verilecek ve çift dilli olarak hazırlanacak broşürde YUKADER tarafından açılan şiddet destek hattının duyurusu ve Kadın Destek Uygulaması (KADES) gibi destek mekanizmalarının tanıtımı yapılacak.
Yüksekova’da kadına yönelik şiddetle mücadele farkındalığı üzerine tanıtım filmi hazırlanması ve yaygınlaştırılması: Yerel kamuoyunda kadınlar başta olmak üzere erkekler ve tüm vatandaşların kadına yönelik şiddet ve mücadele yöntemleri ve aynı zamanda şiddetin farklı türleri hakkında farkındalık yaratmak amacıyla bir tanıtım filmi hazırlanacaktır. Hazırlanacak filmin afişlerinin şehirdeki billboardlarda tanıtımı ve kalabalık bir meydanda gösterimi yapılacak. Tanıtım filmi derneğin sosyal medya hesapları üzerinden de paylaşılarak, kamuoyunda kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda farkındalık yaratılacak.
YUKADER uzmanlarının şiddetle mücadele konusunda kapasite gelişiminin sağlanması:
Şiddet mağduru kadınlarla çalışabilmek ve bu kadınların mağduriyetlerini giderebilmek için gerekli bilgileri yine bu kadınlara sunabilmek amacıyla YUKADER çalışanlarından proje koordinatörü ve proje uzmanı olarak belirlenen 3 kişi Bitlis KAMER Vakfı ile yürütülecek ve bir ay sürecek kapasite gelişim çalışmalarına dahil olacak. Bu kapsamda şiddet mağduru kadınlarla doğru şekilde iletişim kurulması, şiddet vakasını yürütmek noktasındaki yeterliliklerinin arttırılması, şiddet mağduruyla iletişimin nasıl olması gerektiği gibi temel konularda uygulamalı eğitim sağlanacak.
Şiddet mağduru kadınlarla birebir görüşmeler yapılması ve destek sağlanması: Alınan uygulamalı eğitimlerin ardından kadınlarla birebir görüşmeler başlayacak ve şiddet mağduru kadınlara destek verilecektir. YUKADER bünyesinde şiddet başvurularının alındığı ve acil destek hattının kurulduğu duyurulacaktır. Bu süreçte kadınların güvenini kazanmak birincil önceliğimiz olmakla birlikte; kadınların yasal haklarını öğrenmesi ve kendilerini özgür kılacak farkındalığa ulaşmaları çalışmamızın bir diğer hedefidir.
Acil destek hattının kurulması ve desteklerin sağlanması: Birebir görüşmeler sırasında bahsedeceğimiz ve kadınlar arasında duyurusunu yapacağımız acil destek hattımız, kadınların bize daha kolay ulaşmasını sağlayacaktır. Proje başladıktan kısa bir süre sonra hayata geçireceğimiz acil destek hattı, derneğimizin şiddet konusunda çalıştığının duyulmasını hızlandıracaktır. Öte yandan bu sayede çalışmamız sürdürülebilir olacak ve yıllar içerisinde çevre ilçelere genişleyecektir. Sivil Toplum için Destek Vakfı ve Turkey Mozaik Foundation’ın desteğiyle hayata geçirdiğimiz acil destek hattının proje bittikten sonraki fatura ödemeleri YUKADER tarafından karşılanacaktır ve böylece destek hattı sürdürülebilir olacaktır.
Birebir görüşme çıktılarının izleme ve değerlendirmesinin yapılması ve raporlaştırılması: Bu faaliyet kapsamında gizlilik esasıyla yürüteceğimiz şiddet destek çalışmalarında bölgede görünür olmayan veya varlığı yok sayılan şiddetin genel bir tablosunu çizmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda kadınların yaşadığı şiddet, türleri, kadınlar üzerindeki etkileri, hayatlarındaki şiddet döngüsüne dair verileri raporlaştırılıp, yaygınlaştırmak amacıyla çalışmalar yapacağız. Kamu kurum ve kuruluşlarına ilişkin önerilerin de yer alacağı raporda, Yüksekova’da kadına karşı şiddetin verilere dahil edilmesi ve bu sayede etkili bir şekilde mücadele edilmesine katkı sağlayacak. İnfografikler ve karşılaşılan şiddet türlerine dair verileri içerecek olan raporun son bölümünde bölge koşullarının doğası aktarılarak; etkili politika değişiklikleri de önerilecek. Rapordan 1.000 adet basılarak Türkiye genelinde yaygınlaştırılması sağlanacak.
Yaptığınız çalışmalarda kamu kurumları ve kadın örgütleri ile çeşitli işbirlikleri yapıyorsunuz. Bu işbirliklerinin kapsamından ve çalışmalarınıza katkılarından bahseder misiniz?
Daha önce de belirttiğimiz gibi, TÜİK verilerine bakıldığında Hakkari’nin kadına şiddet oranı bakımından Türkiye’nin diğer illerine nazaran daha az olmasının çeşitli nedenleri olduğunu biliyorduk. Bu nedenlerden biri yapılan şiddet başvurularının çoğunun kamu kurumlarınca kayda geçilmemesi. Diğer bir neden ise Hakkari’nin küçük bir şehir olması nedeniyle akrabalık durumlarının çok fazla olması, kadınların bu durumdan dolayı yaşadıkları çekinceler. Yerelde başlayan bir kadın hareketi hem kamu kurumlarını harekete geçirmiş hem de kadınlara cesaret vermiş oldu. Yüksekova’nın ilk profil raporu, görülmek istenmeyen ama göz ardı edilemeyecek kadar ciddi boyutta bir tabloydu. Kurumların da dikkatini çeken bu rapor artık yerelde bir iyileştirme sürecine gidilmesi gerektiği gerçeğini ortaya koydu. Şu anda kamu kurumlarıyla karşılıklı ve iş bölümüne dayalı bir işleyiş halinde ilerliyoruz.
Bu kurumlar, (İlçe Kaymakamlık, Sosyal Hizmet Müdürlüğü, ŞÖNİM, Hakkari Barosu, İlçe Sağlık, İlçe Emniyet, Jandarma vs.) ile ayda bir YUKADER’ in moderatörlüğünde bir araya gelip var olan sorunlara alternatif çözümler üretmeye dayalı Kadın Koordinasyon toplantıları gerçekleştiriyoruz. Bu toplantılar, hem kurumların hem de YUKADER’in o ay içerisinde yapmış olduğu çalışmaları değerlendirmeye ve süreci kontrol altında tutmaya dayalı işliyor. Söz konusu yerelde yaşanmış olumsuz bir olay veya durum var ise birlikte değerlendiriyor ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. Oluşturmuş olduğumuz bu ağ aynı zamanda kadınlar ile kurumlar arasında bir köprü görevi görmemizi sağlıyor. Kurumlarla doğrudan iletişime geçmekte sıkıntı yaşayan kadınlar için gerekli hizmeti tanımlayıp onlar adına biz iletişime geçmiş oluyoruz. YUKADER şu anda yerelde kadınlara en çabuk ve hızlı ulaşabilen kuruluş haline geldi. Yerelde yapılan çoğu kadın çalışması için bizlere ihtiyaç duyuluyor. Kurum bazlı verilen eğitim ve seminerler de YUKADER desteği ile daha kolay sağlanabilir hale geldi. Kamu-STK işbirliği hem yerelde hem de ulusal alanda çok fazla değeri olan bir işleyiş biçimi oldu. Yapılan çalışmaları da daha sürdürülebilir kılıyor. Kurumlar yapılan çalışmaları destekliyor ve bu işbirliği neticesinde karşılıklı güç doğmuş oluyor.
Kuruluşumuzdan bu yana Türkiye’nin birçok yerindeki, önemli işlere imza atmış STK ile de işbirliği yaptık. Bu çalışmalar hem Hakkari yerelinde bir ilk, hem de işbirliği yaptığımız STK’lar için farklı bir deneyim oluşturuyor. Çünkü söz konusu STK’ların çoğu daha önce Hakkari yerelinde çalışma yürütmemişti ve sahayı tanımıyorlardı. YUKADER her işbirliği sonucunda daha çok güçlendi ve kapasitesini daha da arttırdı. Bu yüzden hem kamu kurumları hem de STK’lar ile işbirliklerimiz devam ediyor ve yapılan her çalışmayı da beraber izlemeye devam ediyoruz. Birliktelikle iyileştirmeye devam ediyoruz.