Adana’da faaliyet yürüten Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği (KÖVED), kadın hakları ve LGBTI+ hakları başta olmak üzere dezavantajlı grupların haklarını savunmak ve yaşam kalitelerini iyileştirmek amacıyla çalışmalar yapıyor. Bu amaç doğrultusunda toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana akımlaştırılması perspektifiyle hak temelli savunuculuk, izleme, koruma ve sosyal uyum faaliyetleri yürütüyor. Bir Adım Var Vakfı ve Türkiye Mozaik Foundation iş birliği ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2024 döneminde kapsamında KÖVED Mahalle Elçisi Kadınlar projesini hayata geçiriyor.
KÖVED ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; proje kapsamında Adana’da kısa sürede hayata geçirdikleri faaliyetleri konuştuk.
Okuyucularımızın KÖVED’i daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yakın zamanda gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahseder misiniz?
KÖVED olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmek, kadınların ve dezavantajlı grupların haklarını savunmak amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. 2024 yılında, Sivil Toplum için Destek Vakfı ve Turkey Mozaik Foundation’ın desteğiyle Adana Kadın Yaşam Merkezi projesini hayata geçirdik ve projenin devamı için yeni başvurularda bulunduk.
Ayrıca, daha önce Foundation de France tarafından desteklenen Samandağ Kadın Yaşam Merkezi projesinin en az bir yıl daha destek alması kabul edildi. Bunun yanı sıra, Huridocs’un desteğiyle ve Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği iş birliğinde Adana’da Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler (ÇYEZE) konusunda bir saha araştırması gerçekleştirdik. Bu araştırmanın bulgularını Evrensel Periyodik İnceleme (EPU) Raporu’nu hazırlayıp sunduk.
Eylül ayından bu yana, Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu kapsamında Mahalle Elçisi Kadınlar projesini yürütüyoruz. Ekim ayında ise, ABD İnsan Hakları ve Emek Bürosu’nun desteğiyle Freedom House ile birlikte Dezavantajlı Kadınların Adalete Eşit Erişimi projesini başlattık.
“Adana’nın dezavantajlı bölgesinde kadınların sorunları ve ihtiyaçları çeşitli”
Türkiye’de yaşanan çoklu krizlerin çalışmalarınız üzerindeki etkisinden bahser misiniz? Adana yereline dair gözlemleriniz nelerdir?
Yaşanan çoklu krizler, birçok sivil toplum kuruluşunu olduğu gibi bizi de doğrudan etkiliyor. KÖVED olarak tüm çalışmalarımızı dezavantajlı bölgelerde yürütüyoruz. Bu bölgelerde kadınların işgücüne katılım oranlarındaki düşüş, aile içindeki ekonomik sorunlar, kadına yönelik artan şiddet vakaları ve karşılaşılan sorunların çeşitlenmesi, bu tür projelere duyulan ihtiyacı önemli ölçüde artırdı.
Adana’da yaşanan ekonomik zorluklar, kadınların kendilerini ifade etmelerini ve toplumsal yaşama katılımlarını ciddi biçimde kısıtlıyor. Kentte görev yapan mahalle muhtarları arasında kadın temsil oranı oldukça düşük. Ayrıca, Kahramanmaraş depremeleri sonrası Adana, yoğun bir iç göç aldı. Bu durum, özellikle kadınlar ve çocuklar için psikolojik ve sosyal destek ihtiyacını büyük ölçüde artırdı.
Adana’yı diğer şehirlerden ayıran en önemli sorunlardan biri, dezavantajlı mahallelerde yaşayan kadınların ve çocukların temel haklara erişimde karşılaştıkları engellerdir. Bu mahallelerde yaşayan kadınlar; iş gücüne katılmak, çocuklarını okula göndermek ve sağlık hizmetlerine erişmek gibi temel ihtiyaçlarını karşılamada ciddi güçlükler yaşıyor. Çalışma yürüttüğümüz bölgede ağırlıklı olarak mülteci kadınlar ile Roman topluluklardan kadınlar ve çocuklar ikamet ediyor.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu kapsamında Mahalle Elçileri projeniz ile hangi faaliyetleri hayata geçiriyorsunuz? Süreç nasıl ilerliyor? Proje kapsamında yürütmeyi planladığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Projenin ilk ayında, tanıtım çalışmalarını tamamladık. Başvuran 32 kadın arasından, mahalle ve etnik çeşitlilik gözetilerek 7 mahalle elçisi belirlendi. Projenin ikinci ve üçüncü aylarında gerçekleştirilmesi planlanan üç eğitim oturumunun tamamı başarıyla uygulandı. İlk iki eğitim, ikişer tam gün olarak düzenlendi.
Kamu kurumlarıyla iş birliği kapsamında Yüreğir İlçe Belediyesi Başkan Yardımcısı’na bir ziyaret gerçekleştirdik. Bu ziyaret, oldukça olumlu sonuçlar doğurdu. Yüreğir Belediyesi Kadın ve Aile Müdürlüğü personeli, mahalle elçisi kadınlarla samimi bir iletişim kurarak güçlü bir iş birliği ortamı oluşturdu. Ziyaretin ardından taraflar arasında sürekli bir iletişim ağı kuruldu ve birçok konuda karşılıklı destek sağlandı. Örneğin Mahalle Elçisi Kadınlar, Yüreğir Belediyesi’nin yeni hayata geçirdiği Kadın Emeği Pazarı’na davet edildi. Bu sayede hem pazarın mahallelerde bilinirliğinin artmasına katkı sundular hem de kendi hanelerine ekonomik destek sağladılar.
Sosyal uyum faaliyetleri kapsamında kadınlar bir yemek etkinliğinde bir araya geldi. 7 kişiden oluşacak kendi ekiplerini kurma sürecinde ise sona yaklaşıldı. Aralık ayının son haftasında, üçüncü ve son eğitimin ardından bir yılbaşı kutlaması düzenlendi. Bu etkinlikte Mahalle Elçisi Kadınlara market ve ulaşım kartlarının dağıtılması planlandı.
Projenin ilerleyen aşamalarında, Elçi Kadınlar proje ekibinin rehberliğinde kendi oluşturdukları ekiplerle birlikte, aldıkları üç eğitimde edindikleri bilgileri paylaşacak. Ayrıca, elçi kadınların ekipleriyle birlikte ziyaret edecekleri kamu kurumlarının takvimlendirme çalışmaları devam ediyor.
”Haklarını öğrenen kadınlar ailede karar süreçlerine katılıyor, kamuda dilekçe yazıyor”
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu kapsamında, Mahalle Elçileri projenizi Adana’nın en dezavantajlı 7 mahallesinde yürütürken, kadınların maruz kaldıkları sorunlar ve çoklu dezavantajlar ile ilgili tespitleriniz neler? Bu mahallelerin kadınları ile AKYM odağında nasıl bir ilişki geliştirdiniz? Ulaşmak istediğiniz kadınlara ulaşabiliyor musunuz? Kadınların geri dönüşleri nasıl?
Mahalle Elçileri projesinde karşılaşılan sorunlar, AKYM’nin bir yıllık çalışmalarıyla büyük ölçüde benzerlik gösteriyor. Kadınların yaşadığı çoklu dezavantajlar arasında; çocuk yaşta erken ve zorla evlilikler, adalete eşit erişememe, yetişkin okuryazarlığının çok düşük olması, kamusal alanda görünürlüğün azlığı ve sosyal hizmetlere erişimde yaşanan zorluklar öne çıkıyor. Neredeyse her hanede suça karışmış bir aile ferdinin bulunması, Roman topluluklardan kadınların uğradığı ayrımcılık ve yine bu topluluklardan çocukların akran zorbalığı nedeniyle eğitimden uzaklaşması da dikkat çeken sorunlar arasında yer alıyor.
Kadınlar, Mahalle Elçisi Kadınlar projesinden önce de AKYM’nin hizmetlerinden yararlanıyordu. Bu yeni projede, onlarla güvene dayalı bir ilişki kurarak hakları konusunda farkındalıklarını artırmayı ve destekleyici hizmetler sunmayı hedefledik. Ulaşmak istediğimiz kadınlara daha önce kurduğumuz ilişkiler, ev ziyaretleri ve topluluk merkezleri aracılığıyla eriştik. Kadınlar, bu süreçte sunulan hizmetlerden duydukları memnuniyeti her fırsatta dile getiriyor.
Mahalle Elçisi kadınları nasıl belirliyorsunuz?
Mahalle Elçisi Kadınlar, bu projeyi talep eden kadınlar arasından titizlikle seçildi. Seçim sürecinde adayların farklı etnik kökenlerden gelmesine ve yedi farklı mahalleyi temsil etmesine özellikle önem verildi. Kendi ekiplerini kurmaları beklendiği için, geniş bir sosyal çevreye ve güçlü komşuluk ilişkilerine sahip kadınlara öncelik tanındı. Ayrıca, aldıkları eğitimleri ekiplerine aktaracak olmaları nedeniyle etkili iletişim ve hitabet becerileri de seçim kriterleri arasında yer aldı.
“Mahalle Elçisi Kadınlar projesi, kadınların yalnızca kendi bilgi ve becerilerini artırmakla kalmayıp, çevrelerindeki diğer kadınları da bilinçlendirmelerine olanak tanıyan güçlü bir dayanışma zemini sundu.”
Mahalle Elçisi Kadınlar ve AKYM projeleri kapsamında şimdiye kadar yürüttüğünüz çalışmalar doğrultusunda, KÖVED olarak Adana’daki kadınların yaşamlarında nasıl bir fark yarattığınızı düşünüyorsunuz?
Mahalle Elçisi Kadınlar projesi, kadınların yalnızca kendi bilgi ve becerilerini artırmakla kalmayıp, çevrelerindeki diğer kadınları da bilinçlendirmelerine olanak tanıyan güçlü bir dayanışma zemini sundu. Gerçekleştirdiğimiz eğitimler ve yerel yönetim temsilcileriyle yapılan görüşmeler, kadınların özgüvenlerini artırdı; toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha bilinçli, hak temelli bakış açısına sahip ve kamusal alanda daha aktif bireyler haline gelmelerine katkı sağladı.
Önceden Kadın Yaşam Merkezi’nde daha küçük ve dağınık gruplar halinde bir araya gelen kadınlar, artık aynı masa etrafında, daha kalabalık gruplarla bir arada vakit geçiriyor. Aile içi iletişimde daha güçlü olduklarını, karar alma süreçlerine katılımlarının arttığını sıklıkla dile getiriyorlar. Komşuluk ilişkilerinin güçlenmesi, evlerinde ve bahçelerinde düzenlenen çay sohbetlerinin artması da kadınların sosyal bağlarını kuvvetlendirdiğini gösteren önemli bir gösterge. Ayrıca, Yaşam Merkezi’nden faydalanan çocuk sayısında da belirgin bir artış yaşandı.
Projenin başında katılımcı kadınlara bir defter dağıtıldı. Bu defterin ilk sayfalarında 6284 sayılı yasa, İstanbul Sözleşmesi, KADES uygulaması ve dilekçe yazımı gibi temel hak bilgilerine yer verildi. Zamanla birçok kadın, mahallelerindeki sorunlara ilişkin dilekçeler yazarak yerel yönetime başvurdu. Örneğin çöp toplanmaması, parkların güvensiz oluşu ya da okul yollarının çamurlu olması gibi konular dile getirilerek çözüm arandı. Kadınlar bu süreçte kazandıkları hak savunuculuğu becerilerini proje ekibiyle paylaşırken, yaşadıkları dönüşümün mutluluğunu da ifade ettiler.
Proje sürecinde Mahalle Elçileri’nin bireysel başarı öyküleri de ortaya çıktı. Örneğin bir Elçi Kadın, Yüreğir Belediyesi’nin “Kadın Emeği Pazarı” hakkında bilgi edinerek evde ürettiği ürünleri pazarda satmaya başladı ve böylece aile bütçesine katkıda bulundu. Bir başka Elçi Kadın ise Yüreğir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi’nde mahalle temsilcisi olarak görev aldı. Kadınlar ayrıca proje kapsamında kurdukları bağlantılar aracılığıyla çeşitli sivil toplum kuruluşlarına ulaşarak, örneğin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği aracılığıyla çocuklarının burs almasına katkı sundular.
Tüm bu gelişmeler, Mahalle Elçisi Kadınlar projesinin sadece bireysel güçlenmeyi değil; aynı zamanda kolektif bilinçlenmeyi, yerel katılımı ve toplumsal değişimi mümkün kıldığını gösteriyor.
“Derinleşen krizler ve depremler sonrası, kadınların temel haklara ve hizmetlere erişimi daha da zorlaştı.”
Adana’da toplumsal cinsiyet eşitsizliği temelli acil sorunlardan ve bu sorunlara yönelik hangi çözüm önerilerinizden bahseder misiniz?
Adana’da toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı en acil sorunlardan biri, kadınların karar mekanizmalarına katılım oranının düşük olmasıdır. Bunun yanında, şiddete maruz kalan kadınlara yönelik yetersiz destek mekanizmaları ve adalete ve eğitime erişimdeki eşitsizlikler de önemli sorunlar arasında yer alıyor. Özellikle son yıllarda derinleşen krizler ve depremler, kadınların temel haklara ve hizmetlere erişimini daha da zorlaştırdı.
Bu sorunlara çözüm olarak, yerel yönetimlerin kadınların özel ihtiyaçlarına duyarlı politikalar geliştirmesi gerekmektedir. Ayrıca, kadınların işgücüne katılımını artırmaya yönelik eğitim programlarının yaygınlaştırılması ve şiddete uğrayan kadınlara yönelik etkili psiko-sosyal destek ağlarının kurulması büyük önem taşımaktadır. Yetişkin kadın okuryazarlığının artırılması da acil bir ihtiyaçtır.
Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratacak çalışmalar yaparak, kadınların haklarını daha bilinçli bir şekilde savunmalarını sağlamak, tüm paydaşlar için kritik bir öneme sahiptir. Adana’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi de bu sürecin ayrılmaz bir parçasıdır.
“Kendimi ilk defa değerli hissediyorum, artık hayatım hakkında kararlar alabileceğimi biliyorum.” Faydalanıcı
Size destek olmak isteyen kişi ve kuruluşlar için, birkaç cümle ile kendinizi nasıl anlatırsınız?
Bir kadının, “Artık sesimi duyurabiliyorum ve bu beni güçlü hissettiriyor.” diyerek gözlerinde umut ışığı belirmesi, bizim için en değerli geri bildirimlerden biridir. Mahalle Elçileri eğitiminden sonra bir kadın ekibimize gelip, “Kendimi ilk defa değerli hissediyorum, artık hayatım hakkında kararlar alabileceğimi biliyorum.” dedi.
Bir başka kadın ise, “Muhtarın karşısına daha güçlü çıkıyorum.” diyerek değişimi ifade etti. Diğer bir kadın, “Hayatımda ilk kez bu kadar kişi karşısında konuşma yapıyorum,” diyerek cesaretini bulduğunu dile getirdi.
Bu cümleleri duymak, yaptığımız işin kadınların hayatlarında nasıl derin bir değişim yarattığını net bir şekilde gösteriyor. Bize destek veren kişi ve kuruluşlarla birlikte, daha fazla kadına ve çocuğa ulaşabileceğimize ve daha güçlü bir toplumun inşasına katkı sağlayabileceğimize olan inancımız her geçen gün artıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği alanında sürdürmeyi planladığınız çalışmalardan ve ve yeni projeleri hayata geçirmek için ihtiyaç duyduğunuz desteklerden bahser misiniz?
KÖVED olarak, öncelikli olarak daha fazla kaynak ve finansal desteğe ihtiyaç duyuyoruz. Bunun yanı sıra, yerel yönetimler ve diğer STK’larla güçlü iş birlikleri kurarak etki alanımızı genişletmeyi hedefliyoruz. Eğitim ve kapasite artırıcı programlarla, hem kendi ekibimizin hem de yerel paydaşlarımızın bilgi ve becerilerini güçlendirmek, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha etkili çözümler üretebilmemiz açısından kritik öneme sahiptir.
Mahallelerde toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin artırılması, erkeklik çalışmaları yapılması ve eşitsizliklerin önlenmesi için önemli bir adım atıyoruz. Bu kapsamda, özellikle mahallelerde erkeklik çalışmaları yapmaya yönelik projeler geliştirmeye ve ekibimizin süpervizyon çalışmalarına başlamış bulunuyoruz. Ayrıca, iletişim ve görünürlük alanındaki çalışmalarımızı da genişletmek istiyoruz. Örneğin, şu an için bir internet sitemiz bulunmamaktadır, ancak bunun gibi dijital platformlar aracılığıyla daha fazla kişiye ulaşmayı planlıyoruz.
Son Yorumlar