Türk Psikologlar Derneği / https://www.psikolog.org.tr
Sivil Toplum İçin Destek Vakfından Kurumsal Program dahilinde hibe desteği alan Türk Psikologlar Derneği İzmir Şubesi, hibe sürecini ve bu süreçteki deneyimlerini anlattı. Röportajın tamamını aşağıda okuyabilirsiniz.
Sivil Toplum için Destek Vakfı (DV): Sivil Toplum için Destek Vakfının sağladığı hibe desteği kapsamında TPD İzmir’in 10 gönüllü psikoloğunun EMDR eğitimi (göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) alması sağlandı. Kısaca EMDR eğitiminden ve saha çalışmalarınıza sağladığı etkiden bahsedebilir misiniz?
TPD: Türk Psikologlar Derneği, toplumsal travmalara en hızlı tepki veren kurumlardan biridir. Bünyesinde bulundurduğu gönüllü sayısı da kayda değer bir seviyededir. TPD İZMİR Şubesinde, yaklaşık olarak 25 ile 30 arasında aktif gönüllü toplamda 40’ın üzerinde de olay bazlı çalışan gönüllümüz var.
Son yıllarda, travmaya müdahale alanında çokça kullanılan ve hızlı sonuç veren tekniklerden olması nedeniyle, bu tekniğin öğrenilmesi ekibimizin travmaya müdahale becerilerinin gelişmesine yardımcı olmuştur. Ayrıca bu eğitim gönüllülerimiz için güdüleyici de olmuştur ve toplantı katılımlarına olumlu yansımıştır.
(DV): İzmir’de yaşanan Adliye patlaması sonrasında, dernek olarak psiko-sosyal destek çalışmaları gerçekleştirdiniz. Toplumsal travma müdahalelerinde -tecrübeleriniz doğrultusunda- en çok zorlandığınız konu nedir?
TPD: Toplumsal travma müdahalelerinde en çok zorlandığımız konu yardıma ihtiyacı olan kişilere ulaşmak diyebilirim. Travmaya maruz kalmış kişilere ilk önce bir bilgilendirme çalışması, yani psiko-eğitim semineri yapıyoruz ki bu çalışma travmanın etkilerini ciddi oranda azaltıyor. Bu çalışma için kişilere ulaşmak bizi zorlayan konulardan. Burada hem travmaya maruz kalanlara ulaşımımızı açacak yetkililere ulaşmak hem de direkt travmatik yaşantı yaşayanlara ulaşmak oldukça zor olabiliyor.
Bir zorluğumuz da travma alanında gönüllülerin yetiştirilmesi, hem teknik hem maddi olanakların kısıtlılığı, tüm ülke çapında yetişmiş gönüllü sayısının azlığını getiriyor.
(DV): Bahsedilen sorunun çözümüne dair Türkiye’de neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? Bu alanda finansal destek sağlanması çözümün parçalarından biri olabilir mi?
TPD: Bu sorunun çözümüne en büyük katkı en geniş kitlelere ulaşıp travma ve etkileri konusunda bilgilendirmek ve önleyici çalışmalar yapabilmektir. Bu amaç ile yerel yöneticiler, emniyet güçleri, kurumlarda çalışan yetkili kişiler ve aile hekimlerine travma eğitimleri verilmesi, önleme ve erken müdahale açısından önemlidir.
Nasıl ki depremler ve benzeri durumlar için belli önlemler var ve halk en azından belli bir oranda ne yapması, nerede toplanması veya nereye başvurması gerektiği hakkında fikir sahibi, psikososyal destek için de bu böyle olmalı. Böyle bir olay sonrasında, insanlar ne yapmaları gerektiğini hangi durumlarda psikolojik destek aramaları gerektiğini ve nereden arayacaklarını bilmelidirler. Ayrıca psikolojik destek aramanın olumsuz bir durum olmadığı ve travma karşısında verilen tepkilerin normal olduğu da anlatılmalıdır. En ideal olanı, aslında her ilde travma ve kriz merkezleri olması ve burada psikososyal müdahale yapabilen uzmanların görev almasıdır. Bu merkezler bir afet anında da psikososyal çabaları koordine etmek ve sivil toplumun vermek istediği destekleri gerekli yerlere ulaştırmak konusunda görev alabilirler. Tüm bunların hayata geçmesi içinde ciddi finansal desteğe ihtiyaç var tabii ki.
Dolayısı ile deneyimli olan gönüllüler her olaya yetişmekte güçlük çekiyor ve doğal olarak yorgun olabiliyorlar.
(DV): TPD İzmir’in gelecek dönem çalışmalarından bahseder misiniz?
TPD: TPD, üyelerine ve meslektaşlarına, akademi dışı, mesleki eğitimler sunma konusunda Türkiye’deki en köklü ve en eski kurumdur. TPD İzmir’de bu doğrultuda üyelerine yönelik eğitim organizasyonlarına devam edecektir.
TPD İzmir bu yönetim dönemine eğitim birimimiz hariç iki adet çalışma birimine sahip olarak başladı. Kısa zaman içerisinde travma, afet ve kriz birimi ve LGBTI çalışmaları birimine çocuk ve ergen birimi, kadın çalışmaları birimi ve AR-GE birimini ekledik. Bu birimlerin ve birimlerde çalışan gönüllülerimizin kapasitesini arttırmak ve bu birimlerin faaliyetlerini çoğaltmak ana hedeflerimizden.
Birimlerimizin çeşitliliğinin ve gönüllü sayısının artması, duyulabilir olmak ve sürdürülebilir olmak gibi bazı temel çalışmalara bağlıdır. Mesleğe yeni katılacak öğrenciler dahil olmak üzere henüz üye olmamış meslektaşlarımıza da ulaşabilmek için çeşitli projeler gerçekleştireceğiz
Tüm bu çalışmalarımızda bize verdiğiniz hibe desteğiniz ile daha da güçlendik, teşekkür ederiz.
Son Yorumlar