Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği (HSO), Hatay ve çevresinde kültür ve sanat alanında bir dönüşüm yaratmak amacıyla çeşitli konserler, projeler ve eğitim atölyeleri gerçekleştiriyor. Bcause Foundation, Dalyan Foundation, Fondation de France, Karl Kahane Foundation, Kreuzberger Initiative gegen Antisemitismus (KIgA), Turkey Mozaik Foundation, WNS (Holdings) Limited işbirliğiyle ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Kurumsal Destek Fonu’nun 2023 dönemi kapsamında desteklediğimiz HSO, kaynak çeşitliliğini artırmak ve finansal sürdürülebilirliğini sağlamak üzere çalışmalar yürütüyor. Bu amaç doğrultusunda iki tam zamanlı çalışan istihdam edecek olan HSO aynı zamanda hibe desteğiyle idari giderleri karşılayacak.
HSO ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; derneğin faaliyetleri, Kahramanmaraş depremleri sonrası bölgedeki kültür-sanat faaliyetleri, hibe kapsamında yürütülen kapasite güçlendirme çalışmaları hakkında konuştuk.
Okuyucularımızın Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği’ni daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Hatay, Hitit ve Roma medeniyetlerinin yanı sıra Osmanlı hükümdarlığı ve Fransız işgaline de tanıklık etmiş, tarihi izlerle dolu bir şehirdir. Şehrin zengin kültürel geçmişi, çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış olması ve günümüzde devam eden farklı kültürlerin birlikte yaşam dinamiği, Türkiye fotoğrafı bağlamında düşündüğümüzde, Hatay’a özel bir yer kazandırıyor. Ancak, bu zengin geçmişe rağmen Hatay’ın kültür-sanat alanında hak ettiği yerde olmadığını gözlemliyoruz.
Bu eşsiz konum, bir taşra kentinin karşılaştığı yoksunlukları Hatay’ın da paylaşmasının önüne geçememiş. Özellikle kültür merkezi, konser salonu veya sanat merkezi gibi önemli altyapıların eksikliği dikkat çekiyor. Bu durum, gençlerin yeteneklerini geliştirmelerini ve potansiyellerini keşfetmelerini zorlaştırıyor. Kültür-sanatın bir parçası olmak, onunla karşılaşmak ve bu alanı bir yaşam seçeneği olarak görmek önemli bir farkındalık gerektirir. Türkiye’deki taşra kentlerinde bu imkanlara erişmekle ilgili yaşanan zorluklar, yeni nesillerin kültür ve sanat alanındaki gelişimini yavaşlatıyor ve hatta köreltiyor.
İşte biz bu bağlamda Hatay Akademi Senfoni Orkestrası’nın üyeleri olarak 2019’da müzik öğretmenleri, konservatuar mezunları ve öğrencilerinden oluşan bir ekiple Hatay’ın ilk ve tek bağımsız senfonik orkestrasını kurduk. Kuruluş motivasyonumuz ise kentimizin sahip olduğu tarihi ve kültürel arka plandan güç alarak sanatla ve müziğimizle şehre bir dönüşüm getirmek oldu. Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği olarak, şehirdeki anlam arayışını ele alıyor, sanatın ve edebiyatın bu şehri güzel bir şekilde anlatabileceğine inanıyoruzBir akademi olarak, entelektüel üretimimizle tüm şehre ulaşmayı hedefliyoruz. Eğitimler ve paylaşımlar yaparak, yeni sanatsal ekollerin ortaya çıkmasına olanak tanıyor ve kültürü genişletme vizyonunu taşıyoruz. Bu sayede, Hatay’ın zengin kültürel mirasını daha geniş kitlelere ulaştırmayı ve sanatsal gelişimi desteklemeyi amaçlıyoruz. Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği olarak, sadece müzik yapmakla kalmayıp, aynı zamanda şehrin kültürel ve sanatsal zenginliklerini gelecek nesillere aktarmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, toplumsal bir hareketin öncüsü olma idealini taşıyoruz.
Kurumsal Destek Fonu’nun 2023 döneminde sağladığımız hibe ile odaklanacağınız kapasite güçlendirme başlığı ne olacak? Bu kapsamda ne tür çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
Kurulduğumuz 2019 yılından bu yana sahip olduğumuz motivasyon ve özveri ile projelerimizi hayata geçiriyoruz. Dernek olarak kapasite güçlendirme desteği almadan önce de çeşitli konserler, eğitim faaliyetleri ve atölyeler gerçekleştiriyorduk. Bu projeler şehrimiz için son derece kıymetli adımlar olmakla beraber bu faaliyetlerimizin tamamına yakını, gönüllü emeği ile hayata geçiriliyordu. Bu da yolculuğumuz esnasında pek çok zorlukla karşılaşmamıza, vizyonumuzda yer alan hedeflerimizi, kaynak ve insan kaynağı yetersizliği ile ertelememize neden oldu.
Kahramanmaraş depremleri ise bizim için yeni bir milat oldu ve hedefimiz şehrimizde yeni yaşamı örme ve şehrimizi sanatla iyileştirme misyonuna dönüştü. Bu süreçte bizler sahne aldığımız her yerde Hatay’ı anlatarak bölgeye dikkat çekmeye ve dayanışmanın bir parçası olmaya özen gösterdik. Tam bu aşamada sahip olduğumuz yeni misyon ile sistemli bir şekilde projeler geliştirerek şehrimizi ayağa kaldırmanın bir parçası olabilmek için bugüne kadar ortaya konan gönüllülük özverisinin ötesinde; kaynak geliştirme, insan kaynağı, profesyonel danışmanlık desteği ve iletişim çalışmaları en temel ihtiyaç kalemlerimiz olarak ortaya çıktı. Kurumsal Destek Fonu’nun yararlanıcıları arasında yer almamız biri olmamız bu ihtiyaçlarımıza bir yanıt oldu ve kuruluşumuzun sağlam temeller üzerine kapasitesini güçlendirmesine olanak yarattı.
Kapasite güçlendirme desteği kapsamında Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği olarak 3 personel istihdam etmemiz mümkün oldu. Bu sayede derneğin genel koordinasyonu, kurumsal iletişim, sosyal medya çalışmaları ve kaynak geliştirme olmak üzere en temel ihtiyaçlarımıza yönelik düzenli çalışmalar yapmak ve onları takip edebilmemize olanak sağlayan ekip arkadaşları kazanma fırsatımız oldu. Yeni ekip arkadaşlarımızın aramıza katılmasının yanı sıra profesyonel sivil toplum danışmanlığı almamız da mümkün oldu. Buna paralel olarak Sivil Toplum için Destek Vakfı tarafından alanda uzman bir mentor ile buluşturularak sürecimizin geliştirilmesi ile kapasitemizin güçlenmesi de ivme kazandı.
Aldığımız bu destek sayesinde şu an sanata erişim hakkı kapsamında konteyner kentlerde konserler verdiğimiz 2 yeni projeyi daha hayata geçiriyor ve vizyonumuz doğrultusunda sistemli bir şekilde adım adım ilerleyerek yeni projelerimizi şekillendirerek toplumsal iyileşmenin adımlarını sanatla atıyoruz.
Deprem öncesinde çokkültürlülüğü ve kültürel çalışmalarla anılan Hatay’daki son durumdan bahser misiniz? Kültür-sanat faaliyetlerinin desteklenmesi ne tür desteklere ihtiyaç duyuyorsunuz?
Deprem öncesinde çokkültürlülüğü ve kültürel çalışmalarla anılan Hatay, sanat ve müzikle iç içe bir coğrafyaydı. Hatay halkı, sanat duyarlılığı yüksek, entelektüel ve okumuş insanlardan oluşan, çok kültürlü bir topluma sahipti. Özellikle Antakya’da aktif bir sanat hayatı vardı; canlı müzikler ve konserler bu şehri canlı tutuyordu. Hatay Akademi Senfoni Orkestrası ise Hatay’ın ilk ve tek profesyonel senfonik orkestrası olarak bu kültür hayatının önemli bir parçasıydı ve klasik müzik kitlesi oluşturmayı başarmıştı. Ancak, Hatay’da bir kültür merkezi, konser sahnesi veya büyük bir salon yoktu. Biz her konserimizde bu eksiklikten yakınıyorduk.
Kahramanmaraş depremleri sonrası, Hatay büyük bir yıkıma uğradı ve zorunlu göç eden müzisyenlerimizin büyük bir kısmı geri döndü. Ancak, prova salonlarımızın yıkılması nedeniyle müzisyenlerimiz, provalarını düzenli yapabilecekleri ve üretimlerini sergileyebilecekleri bir konser salonuna ihtiyaç duyuyor. Bu eksiklik, müzisyenlerimizin üretkenliğini ve motivasyonunu olumsuz etkiliyor.
Kültür-sanat aktivitelerinin desteklenmesi için bazı önemli gelişmelere ihtiyaç var. Müzisyenlerimizin düzenli provalar yapabileceği ve üretimlerini sergileyebileceği mekanların inşa edilmesi, eksik enstrümanların temin edilmesi ve çocuklarımız için güvenli ve destekleyici bir ortam oluşturulması gerekiyor. Ayrıca, zorunlu göç eden müzisyenlerimizin Hatay’a geri dönüşünü teşvik edecek istihdam koşullarının sağlanması ve Hatay Akademi Senfoni Orkestrası’nın sanat yerleşkesi projesine destek verilmesi önemli. Bu adımlar, Hatay’ın kültürel ve sanatsal zenginliğini yeniden canlandırmak için kritik bir rol oynayacak.
Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz? Sağladığımız hibe desteği gelecekteki hedef ve projelerinizi nasıl etkiledi?
Bu destek sayesinde vizyonumuzda yer alan hayallerimizi somut şekilde gerçekleştirebilmek adına sistematik adımlar atabilmemiz mümkün oldu. Hedeflerimize yönelik projelendirmelerimizi yapıp tohumlarını bu süreçte ektik. Ancak, Çocuk ve Gençlik Orkestramız ve Koromuz, deprem sonrası faaliyetlerine henüz başlayamadı. Gelecek hedeflerimiz içerisinde çocuklarımız için güvenli bir ortam sağlamak ve onların depremin getirdiği stres ve korku ortamında kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak, çocuk koro ve orkestrasını geliştirerek yeniden hayata geçirmek ilk adım olarak yer alıyor.
En kapsamlı hedefimiz olarak ise, Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği olarak, sadece Hatay için değil, tüm kültür ve sanat dünyası için bir odak noktası olmasını hedefleyen bir sanat yerleşkesi inşa etmek. Bu yerleşke ile sanatın yaşandığı, üretildiği ve yayıldığı bir merkez olarak kültürel bir dönüşümü başlatmayı amaçlıyoruz. Şehirlerin canlılığını ve kimliğini belirleyen insanlar için anlamlı ve sürdürülebilir bir kültürel altyapı oluşturmak, Hatay’ın daha parlak bir geleceğine yol açacaktır. Sivil Toplum için Destek Vakfı ve Turkey Mozaik Foundation’ın desteği ile hedef projelerimizi gerçekleştirebilmek adına altyapımızı oluşturarak ivme kazandık.
Afet bölgesinde kültür-sanat alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli? Fonu destekleyen bağışçılarımızla paylaşmak istediğiniz bir mesajınız var mı?
Kahramanmaraş depremleri, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde büyük yıkıma ve derin sosyal travmalara yol açtı. Bu felaketin ardından sadece fiziksel altyapının değil, aynı zamanda toplumsal yapının da yeniden inşasına ihtiyacımız var. Bu bağlamda kültür ve sanat, yeniden inşa sürecinde hayati bir rol oynuyor. Kültür-sanat, toplulukları bir araya getirir, travmayı işler ve iyileşme sürecini destekler. Depremlerin yarattığı derin izlerin silinmesi ve insanların yeniden umut ve dayanışma içinde yaşamlarını sürdürmesi için kültür-sanat alanında yapılan sivil toplum çalışmalarının desteklenmesi büyük önem taşıyor. Tiyatrolar, konserler, sergiler ve atölye çalışmaları, afetin etkilerini hafifletmek ve topluluk ruhunu yeniden canlandırmak için etkin bir araç.
Kültür ve sanatın bu dönemdeki önemi, farklı bağışçılar tarafından sağlanan desteklerle daha da belirgin hale gelir. Farklı kaynaklardan gelen maddi ve manevi yardımlar, sivil toplum kuruluşlarının daha geniş bir yelpazede faaliyet göstermesine olanak tanır. Bu destek, projelerin sürekliliğini sağlamak ve daha fazla insana ulaşmak için kıymetli.
Sivil Toplum için Destek Vakfı ve Turkey Mozaik Foundation gibi kuruluşlar, afet sonrası kültür ve sanat projelerine verdikleri destekle toplulukların yeniden inşa sürecine büyük katkıda bulunuyor. Sadece fiziksel değil, ruhsal iyileşmeyi de önemseyen bu yaklaşım, toplumların daha güçlü ve dirençli olmasına destek oluyor. Bu süreçte sağlanan destekler, geleceğin daha umutlu ve dayanışma içinde şekillenmesine katkıda bulunuyor. Destek olmanın yalnızca gıda ve temel ihtiyaç malzemeleri sağlamaktan farklı yollar ile de mümkün olabileceğini göstermek adına öncü bir örnek oluyor. Hep birlikte, daha güçlü ve dayanıklı bir toplum inşa etmek için çalışmaya devam etmek dileğiyle.
Son Yorumlar