Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Derneği (TOCİKAD), toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmaları alanında araştırma, eğitim, uygulama ve yayın çalışmaları yapıyor. Bir Adım Var Vakfı ve Türkiye Mozaik Foundation iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2024 döneminde desteklediğimiz dernek, TOCİKAD Akademi: Eşitlik için Güçlü Adımlar projesini hayata geçiriyor. Dernek proje kapsamında, toplumsal cinsiyet eşitliğinin kurumsal kültüre yerleşmesi ve sürdürülebilir bir değişimin sağlanması amacıyla yerel yönetim, siyasi parti, meslek odası, sendika ve sivil toplum çalışanlarına çevrimiçi eğitimler düzenliyor.
TOCİKAD ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; derneğin faaliyetleri, hibe kapsamında yürüttükleri çalışmalar ve çalışmalarında kullandıkları metotlar hakkında konuştuk.
“TOCİKAD, kuşaklararası bilgi birikimini bir araya getiriyor.”
Okuyucularımızın TOCİKAD’ı daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
TOCİKAD, Türkiye’de toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmaları alanında son 40 yılda yaşanan gelişimin bir ürünü olarak, bu sürece öncülük etmiş ve önemli katkılarda bulunmuş farklı kuşaklardan araştırmacıların bir araya gelmesiyle kurulmuş, 125 üyeye sahip bir dernektir.
Dernek olarak toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmaları alanında araştırma, uygulama, eğitim ve yayın faaliyetleri yürütüyoruz ve bu alandaki çalışmaları teşvik ediyoruz. Aynı zamanda bilgi ve deneyim sahibi kişiler arasında etkileşimi artıracak ağlar kuruyor, disiplinler arası iş birliklerini destekliyor ve alanın görünürlüğünü artırarak yaygınlaşmasına ve güçlenmesine katkı sunuyoruz.
Derneğimizin faaliyetleri arasında, toplumun farklı kesimlerine toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık kazandırmayı hedefleyen eğitimler önemli bir yer tutuyor.
Türkiye’de yaşanan ekonomik ve toplumsal krizlerin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında yürütülen çalışmalar üzerindeki etkisinden bahseder misiniz?
Türkiye’de yaşanan farklı krizler toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışının toplumun çeşitli kesimleri tarafından benimsenmesi çabaları üzerinde olumsuz etkileri oldu. 1990’dan başlayarak hayata geçirilen kamusal kurum ve organların (Başbakanlık Kadını Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu gibi) çalışmaları sınırlandı ve yaratacakları etkiler azaldı. İstanbul Sözleşmesi gibi toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında kilit bir rol oynayan uluslararası bir sözleşmeden bile vazgeçildi. Toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışan sivil toplum kuruluşları (STK) başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere kazanılmış hakları savunmaktan dolayı yeni atılımlar yapamaz oldular.
“Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinde hedef dönüşüm!”
Hibe desteğimizle hayata geçirdiğiniz TOCİKAD Akademi: Eşitlik için Güçlü Adımlar projesinin amacından ve bu kapsamda yapacağınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Türü ne olursa olsun toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin tümünde hedeflenen ‘dönüşümdür’. Özellikle gücün paylaşımının, kaynakların kontrolünün, karar almanın daha adaletli olması ve kadınların-erkeklerin güçlenmesi için toplumsal cinsiyet ilişkilerini dönüştürmek öncelikli hedef olmalıdır.
Eğitim alan bireyler, kurumlarında toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının oluşturulmasında aktif rol oynayabilecektir. Bu projenin amacı, Türkiye genelinde aktif olarak faaliyet gösteren yerel yönetimler, siyasi partiler, meslek odaları, sendikalar ve ilgili STK’larda görev alan kişilere ileri seviye toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri vermektir. Böylece kişilerin ve dolayısıyla bulundukları kurum ve kuruluşların toplumsal cinsiyet eşitliği kapasitelerinin ve duyarlılıklarının gelişmesine katkı sağlamaktır.
Eğitimlerin değişime kaynaklık etmesi ve kurumsal düzeyde yerleşmesi için, içerik geliştirirken başvurduğunuz-kullandığınız ve diğer STK’lara önereceğiniz yeni yol ve yöntemler var mı?
TOCİKAD’ı, içinde barındırdığı üyelerinden dolayı, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri verme konusunda en yetkin olabilecek STK’lardan biri olarak görüyoruz. Bu özelliğimiz nedeniyle eğitimlerin içeriğini, masa başı çalışmasıyla rahatlıkla hazırlayabilirdik. Buna rağmen içerik hazırlamaya geçmeden önce, iki ön çalışma yaptık.
Bunlardan ilki, Türkiye’de şimdiye dek verilmiş toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin haritasını çıkarmaktı. İkincisi ise, hedef grubumuz olan siyasi partiler, sendikalar, yerel yönetimler, meslek odaları ve STK’larda çalışanlarla mülakatlar yapmaktı. Bu iki adım sonucunda gerçekleştirdiğimiz ihtiyaç analizine dayanarak hazırladığımız içeriklerin ve sunacağımız eğitimlerin, dönüşüm ve değişime katkı sağlayacağına inanıyoruz. Diğer STK’lara da, sahadan geri bildirim almadan ve ihtiyaç analizi yapmadan içerik hazırlamaya başlamamalarını tavsiye ediyoruz.
Toplumsal cinsiyet eşitliği alanında kamu hizmeti sunan kurumlara dair bilinç, farkındalık ve politika geliştirme konusunda son yıllara dair gözlemlerinizi paylaşır mısınız? İlgili kamu aktörleri toplumsal cinsiyet eşitliği kavramına ne kadar yakın ya da uzak? Geçmiş yıllar ile içinde olduğumuz dönemi kıyaslayabilir misiniz?
Geçmişe kıyasla bugün, ilgili kamu aktörleri toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda tartışmalar yapılmasına olanak vermiyor ve ne yazık ki bu konu ile ilgili toplumsal kesimlerin çabalarını görmezden geliyor. Bu kesimleri ve STK’ları dışlayıcı bir tutum takınıyorlar.
“Toplumsal cinsiyet eğitimlerine ilgi ve ihtiyaç beklediğimizden fazla.”
TOCİKAD olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışmalarını sürdürmek ve yeni projeleri hayata geçirmek için ihtiyaç duyduğunuz hususlara dair neler söylersiniz?
Başlattığımız TOCİKAD toplumsal cinsiyet eğitimlerine gösterilen ilgi, beklentimizin üzerinde oldu. Bu durum, alandaki ihtiyacın ne denli büyük olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Mevcut proje kapsamında, bütçe kısıtları nedeniyle yalnızca 140 kişiye eğitim verebileceğiz. Ancak bu eğitimlerin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için daha uzun vadeli ve kapsamlı kaynaklara ihtiyaç duyuyoruz.
Size destek olmak isteyen kişi ve kuruluşlar için, birkaç cümle ile kendinizi nasıl anlatırsınız?
TOCİKAD kurucu başkanı olarak, 30 Nisan 2023’te üyelerimizle yüz yüze gerçekleştirdiğimiz bir dernek toplantısında TOCİKAD’ı bir vahaya benzettim. Konuşmamdan yapacağım alıntıların bu sorunuza en somut cevap olacağını düşünüyorum:
“Akademik bir disiplin olarak toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmalarının alt alanlarında bilimsel ve entelektüel çalışmalar yapan en az üç kuşaktan üyeler olarak buradayız. Kuşaklararası bilgi paylaşımını ve deneyim aktarımını çok önemsiyor, bunun için gönüllü akademik destek ağları kuruyoruz.
Derneğimizin üniversiteler, kamu ve özel sektör kurumları ve STK’lar için bir danışma ve başvuru merkezi olmasını hedefliyoruz.
Derneğimiz; insan haklarına, toplumsal cinsiyet eşitliğine, özgürlüğe, özerkliğe, öznelliğe, demokrasiye, şiddetsizliğe ve barışa saygıyı temel ilkeleri olarak benimsemektedir. Cinsiyetçiliğe ve her türlü ayrımcılığa karşı duruyor; siyasal eyleyiciliği, bilimsel etiği ve hesap verebilirliği içtenlikle savunuyoruz. Derneğimizi, eleştirel bilimsel faaliyetlerin ve katılımcı eğitimlerin özgür ve özerk bir biçimde hayata geçirilebildiği bir alan, adeta bir vaha olarak görüyoruz.
Son Yorumlar