DV: Sizce çocukların “okula devamını” sağlamak için en çok hangi konuya dikkat çekmek gerekiyor? Sahadaki çalışmalarınız ve son dönemde yayınlanan uluslararası raporlar çerçevesinde ne söylemek istersiniz?
SGD: Okul çağında olduğu halde, okulda bulunmayan çocuk risk altındadır, bu yüzden okulu terki önlemek bizim için çok önemlidir. Risk altındaki çocuklarda birçok kendine zararlı davranışlar, otoriteyle ve çevresiyle uyumsuz tutumlar görülebiliyor. Bunların önlenebilmesi ya da yeni davranışlar öğretilerek düzeltilebilmesi için çocuğu okulda tutmak gerekiyor.
Dernekte ve okullarda gerçekleştirdiğimiz faaliyetler ve destek çalışmalarımız, okulu terki önlemek ve çocuğu okula bağlamak için 2009 yılından beri kullandığımız yöntemlerdir. Karagümrük bölgesinde kimliği olmayan, okulu bırakmış, okulla hiçbir ilişkisi olmamış çocuklar okula başlamıştır.
Avrupa Komisyonu’nun “Avrupa’da Eğitimi Erken Terk Durumu Raporu”na göre 2013’te Türkiye’de çocuklar %35-40 oranlarında liseye geçemeden eğitim sürecini terk etmiştir. Raporda, “Türkiye’nin erken terkin üstesinden gelecek etkili bir stratejisi bulunmamaktadır” tespiti yapılmıştır.
OECD Bir Bakışta Eğitim 2015 raporuna göre, çocuklar, ilkokulda %15, ortaokulda %35 ve lisede %35 oranında okul terki riski altındadır.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi Türkiye’de 1995’ten beri yürürlüktedir. Okul terki, doğrudan ve dolaylı olarak ayrımcılık, çocuğun öncelikli yararı, eğitim hakkı, çocuğun görüşüne saygı, şiddet, istismar, kötü muamele ve sömürünün de dahil olduğu 15 maddenin ihlali anlamına gelmektedir.
Okulu terki önlemek için çok kapsamlı bir çalışma yöntemine ihtiyacınız var. Dikkat etmeniz gereken konular çok çeşitlidir. Bunlardan en önemlisi sosyal destek mekanizmalarının kullanılmasıdır. Maddi güçlük çeken bir aile, çocuğunu okula göndermek yerine işe girmesini tercih edebiliyor. Bu sebeple okulda beslenme ve eğitim bursunu önemsiyoruz.
Okulda, ders saatinde yapılan ders dışı etkinlikler, çocuğun okulu sevmesine ve okulla bağ kurmasına destek oluyor, çocuklardaki uyum sorunları azalıyor. Çocuklarla hak temelli çalışmalar yürüten uzmanların okulda çalışması olası hak ihlallerinin önüne geçilmesine destek oluyor. Bu sebeple okulda yürütülen faaliyetleri de çok önemsiyoruz.
Sivil toplum, veli (özellikle anne veya nine) ve okul ayaklarını hep birlikte güçlendirmeyi hedefliyoruz. Okulu terki önlemek için tüm aktörler arasında işbirliği sağlamayı istiyoruz. Risk altındaki çocuklarla çalışmada tutarlı olunması, benzer davranış kalıplarının sergilenmesini çok önemsiyoruz.
DV: Mahalle temelli çalışan bir dernek olarak kurumun sürdürülebilirliği açısından sizi en çok zorlayan konu nedir? Kurumsal hibe desteklerini bu çerçevede nasıl değerlendirirsiniz?
SGD: SGD ve benzer şekilde yerelde çalışan derneklerin en büyük sorunlarından birisi finansal sürdürülebilirliktir. STK’lara hibe ve fon desteği veren kurum ve kuruluşlar, genellikle süresi belirli bir proje ve faaliyetler dizisi dahilinde profesyonel çalışan desteklenmesinden yana oluyorlar. Derneğin genel giderleri (kira, faturalar vb.) ve genel işlerini yürüten personel desteği vermiyorlar.
STDV tarafından sağlanan hibe desteği sayesinde herhangi bir projeye bağlı kalmadan bir tam zamanlı bir yarı zamanlı olmak üzere iki kişinin istihdam edilebilmesi sağlandı. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Zira bizim çalışma sistemimiz uzun yıllara dayanan bir çalışmayı gerektiriyor.
DV: Önümüzdeki döneme ilişkin neler yapmayı hedefliyorsunuz? Yeni çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
SGD: Önümüzdeki dönem, yıllardır yürütmeye çabaladığımız çalışmalarımızı sürdürmeye çalışacağız. İşleri sistematik bir şekilde yürütebilmek adına kaynak yaratma çalışmalarını, geçtiğimiz dönem oluşturduğumuz program üzerinden devam ettirmeyi istiyoruz.
Geçtiğimiz dönem başladığımız etki değerlendirme çalışmasını sürdürmeye kararlıyız. Gönüllüler, çocuklar, veliler ile düzenli görüşmeler, odak grup çalışmaları yapmak istiyoruz. Etkimizi ölçmek, sahadaki beklentileri öğrenmek amacıyla toplamaya başladığımız verilerin derlenmesi, odak grup toplantılarının yapılması, edinilen bilgilerin anlaşılır bir şeklide sunulması ve nihayetinde raporlaştırılmasını hedefliyoruz.
SGD’nin çalışma biçimini günün koşullarına daha uygun, daha verimli nasıl kılabiliriz, tartışıyoruz. Okuldaki faaliyetlere daha fazla zaman ayırıp, atölye ve oyunla öğrenme tekniklerine ağırlık vermek istiyoruz. Artık okullarda ve Belediye’nin Bilgi Evleri’nde ders destek etütleri yapılmaya başlandığından, dernekteki dersleri azaltmayı hedefliyoruz.
Son Yorumlar