Monthly Archives

Ocak 2017

SKYGD Hibe Süreci Tamamlandı

By | Kurumsal Destek Fonu | No Comments

Kurumsal Program dahilinde desteklenen Sosyal ve Kültürel Yaşamı Geliştirme Derneğinin hibe süreci sona erdi.

Derneğin finansal sürdürülebilirliğinin geliştirilmesine yönelik 1 Temmuz 2016 – 1 Şubat 2017 tarihleri arasında destek sağlandı. Kurumsal Program ile SKYGD’nin geleceğe yönelik strateji ve yöntemlerinin belirlenmesi ile ilişkilerinin canlandırılması ve güçlendirilmesi sağlandı. SKYGD’nin vizyonu ve orta vadede gerçekleştirebileceği çalışmalara ilişkin bir strateji çalışması yapılırken sahada tespit edilen ihtiyaçlardan yola çıkılarak 2017 yılında iki konuya odaklanılmasına karar verildi.

Çalışmalar çerçevesinde verilen desteğin bir diğer sonucu ise, SKYGD’nin kaynak, deneyim ve birikimlerinin derlenip toparlanması ve paydaşlara sunulabilir hale gelmesi oldu.

SKYGD, toplumun ihtiyaçlarına göre çalıştığı dezavantajlı gruplarla yaptıkları çalışmalarda sanatın iyileştirici gücününü kullanarak ağırlıklı olarak mülteci ve engelli bireylerle çalışmaktadır. Yürüttüğü çalışmalar arasında ise risk altındaki çocuklar, gençler, kadınlar, ruh sağlığı sorunu yaşayan bireyler ve mahpuslar yer almaktadır.

Sivil Toplum için Destek Vakfının hibe programlarından yararlanan STK’lar dilerlerse tekrar başvuru yapabiliyorlar.

Türkiye’de Psikososyal Engellilik

By | Uzman Görüşü | No Comments

Proje Programı dahilinde desteklediğimiz Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Yönetim Kurulu Başkanı Şehnaz Layıkel psiko-sosyal engellilerin Türkiye’deki durumunu ve karşılaştıkları sorunları anlattı. 

1998 yılında ülke çapında gerçekleştirilen ruh sağlığı profili araştırmasının bulgularına göre Türkiye nüfusunun %17,4’ü bir ruhsal rahatsızlık tanısı almıştır. Bu rakama aileleri ve yakın çevreyi de eklediğimizde sorundan etkilenen kesimin ne kadar geniş olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Ruhsal rahatsızlık tanısı pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Öncelikle toplum içerisindeki önyargılar damgalama ve ayrımcılık ile sonuçlanmakta, ruhsal rahatsızlık tanısı alan bireyler toplumsal yaşamın birçok alanına eşit bir şekilde katılamamaktadır. Bunların başında eğitim ve istihdam gelmektedir. Ruhsal rahatsızlık tanısı genelde lise ya da üniversite yıllarında alınmakta, kesintiye uğrayan eğitim hayatı çoğu zaman sürdürülememektedir. İstihdam alanında damgalama ve ayrımcılık sürmekte, engelli kotasından dahi olsa işyerleri psikososyal engelli bireyleri istihdam etmekten kaçınmaktadır. Bir diğer önemli sorun Medeni Kanun ile düzenlenmiş olan genel vesayet uygulamasıdır. Ruhsal rahatsızlık tanısı alanların büyük bir kısmı vesayet altına alınmakta, bu da onların hukuken birey olamamaları ile sonuçlanmaktadır. Herhangi bir yasal işlem için vasilerinin onayı gerekmektedir. Bu da suistimale çok açık bir durumdur. 

Psikososyal engelli bireylerin aldıkları hizmetlere baktığımızda, Türkiye’de ruh sağlığı hizmetleri büyük ölçüde kurum temellidir. Toplam 6 bölgesel hastane, 100’ü aşkın toplum ruh sağlığı merkezi ve genel hastanelerin psikiyatri servisleri aracılığıyla sağlanmaktadır. Yani ağırlıklı olarak tıbbi modele dayanan, ilaç tedavisinin ön planda olduğu, destekleyici hizmetlerin neredeyse hiç olmadığı bir sistem hakimdir. Bu, çoğu zaman yetersiz kalmakta ve insanlar defalarca hastanelerde yatmak zorunda kalmaktadır ki bu deneyimin kendisi travmatik sonuçlar doğurabilmektedir. Depo hastane şeklinde tabir edilen büyük bölgesel hastanelerde ise pek çok insan hakkı ihlali yaşanmaktadır. Psikoterapi özel muayenehanelerde sağlanmakta, pek çok kişinin gücü bu hizmeti almaya yetmemektedir. 

Sonuç olarak, Türkiye’de psikososyal engelli bireylerin iyileşme yönünde gerçek bir gelişme kaydedebilmesi ve toplumsal yaşama eşit ve aktif bireyler olarak katılabilmeleri için kapsayıcı ve içermeci düzenlemelere ihtiyaç vardır. Sağlık Bakanlığı 2011 yılında yayınladığı Ruh Sağlığı Eylem Planı’nda toplum ruh sağlığı merkezleri açmak dışında toplum-temelli hizmetlere geçiş yönünde taahhüt ettiği pek çok adımı henüz gerçekleştirmemiştir. Yine yasalarda ve uygulamalarda 2009 yılında TBMM’de onaylanan BM Engelli Bireylerin Haklarına Dair Sözleşme’nin hiçbir maddesine uygun düzenleme yapılmamıştır. Kendilerini doğrudan ilgilendiren bu reformlar planlanırken ve hayata geçirilirken birinci öncelik bugüne kadar seslerine kulak verilmeyen psikososyal engelli bireylerin söz hakkı ve katılımı olmalıdır. Ancak bu şekilde Türkiye’nin ruh sağlığı hizmetleri insan haklarına duyarlı bir hale gelebilir. 

Hayat Sende Hibe Sürecini Tamamladı

By | Kurumsal Destek Fonu | No Comments

Devlet koruması altındaki çocuk ve gençlerle çalışan Hayat Sende Derneğinin kurumsal hibe süreci sona erdi. 

1 Haziran 2016 – 1 Ocak 2017 döneminde Hayat Sende Derneğine finansal sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla Kurumsal Program dahilinde verilen hibe desteği tamamlandı.

Bu hibe desteği ile kaynak geliştirme alanında bireysel bağışçılığın geliştirilmesine sosyal medya kullanımından kitlesel fonlama platformlarının kullanılmasına değin kaynak geliştirmeye ilişkin kurumsal kapasite arttırılmıştır. Bu bağlamda Sivil Toplum için Destek Vakfının hibesi ile istihdam edilen Kaynak Geliştirme Koordinatörü ile Hayat Sende önemli kazanımlar sağlamıştır.

Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın hibe programlarından yararlanan STK’ların dilerlerse tekrar başvuru yapabiliyorlar.

Hibe Programları Başvuru Koşulları

By | Vakıf Haberi | No Comments

Sivil Toplum için Destek Vakfının aktif olarak yürüttüğü 2 hibe programının başvuru koşulları değişti. 2016 yılında gerçekleşen başvuruları da göz önünde bulundurularak hem daha fazla sivil toplum kuruluşuna ulaşabilmek hem de programları genişletmek amacıyla oluşturulan yeni kriterler vakfın yönetim kurulu tarafından onaylandı.

Bu durumda Kurumsal Programa başvuru yapmak isteyen sivil toplum kuruluşlarının; başvurudan en az 1 sene önce kurulmuş olması gerekmektedir. STK’nın geçen seneki gelirlerinin 30.000 TL’den fazla, 750.000 TL’den az olmalıdır.

Proje Programına başvuru yapmak isteyen sivil toplum kuruluşlarının ise; başvurudan en az 2 sene önce kurulmuş olması ve -eğer başvuru bir devam projesi içinse- destek istenen projenin en az 1 senedir sahada aktif olarak yürüyor olması gerekmektedir.​ STK’nın geçen seneki gelirleri 150.000 TL’dan fazla olmalıdır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.

Sulukule Gönüllüleri ve Hibe Desteğinin Etkisi

By | Röportaj | No Comments

Sulukule Gönüllüleri Derneği / http://www.sulukulegonulluleri.org/ 

Sivil Toplum için Destek Vakfından Kurumsal Program dahilinde Mayıs 2016 – Ocak 2017 tarihleri arasında hibe desteği alan Sulukule Gönüllüleri Derneği (SGD), hibe sürecini ve önümüzdeki dönemde gerçekleşecek projelerini anlattı. 

Sivil Toplum için Destek Vakfı (DV): Mayıs 2016’da yaptığımız röportajda bizden aldığınız hibenin, kapasite geliştirme uzmanın kaynak geliştirme, bağışçılarla ilişkileri güçlendirme, görünürlüğü arttırma alanlarında derneğe katkı sunacağından bunun da kurumsal kapasiteyi güçlendirecek ilk profesyonel destek olduğundan bahsetmiştiniz. Bu noktada Sulukule Gönüllüleri Derneğinin strateji, planlama, kapasite ve pratik uygulamalarında değişiklik oluştu mu? Bu değişiklikler oluştuysa kısaca bahsedebilir misiniz?

Sulukule Gönüllüleri Derneği (SGD): STDV’nın sağladığı kurumsal destek ile Sulukule Gönüllüleri Derneği bünyesinde iki kişi istihdam edildi. Bunlardan birisi yarı-zamanlı kapasite geliştirme danışmanı, diğeri ise genel koordinatördür.

Kaynak geliştirme danışmanı, bireysel bağışçıların takibini ve dernek kaynakları hakkında raporlamalar yaptı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Kuluçka Merkezinin “STK’lar ve Yurttaş Girişimleri İçin Hızlandırılmış Stratejik Bağış/Aidat Sistemi Oluşturma Destek Programı”na katıldı ve hazırlanan 2016-2017 yılına dair Kaynak Geliştirme Hareket Planı raporu doğrultusunda çalışmalar yürüttü. Analiz edilen ve önceliklendirilen paydaşlara göre başvurulabilecek fon-proje listesi oluşturdu. SGD’nin hedef kitlesine yönelik proje altyapıları hazırladı, destekçi ve gönüllülere yönelik düzenli bültenler ve faaliyet raporları hazırladı, Adım Adım platformunun maraton kampanyalarında kolaylaştırıcı oldu.

Bu destek sayesinde SGD’nin kapasitesinde ve görünürlüğünde olumlu yönde değişimler gerçekleşti. Kapasite açısından en görünür değişim bireysel bağışlardaki artış oldu. 

Adım Adım platformuna dahil olarak organize edilen maraton kampanyasında önemli bir gelir artışı sağlandı. 2016 yılına ait gelirlerin neredeyse yüzde 50’si bu bağışlardan sağlandı. Hedeflenen çalışmalara yönelik olarak hazırladığımız proje başvuru altyapıları ile iki ayrı konsolosluğa ve Çocuklarla Güçlüyüz platformuna proje başvuruları yaptık, halen yanıt bekliyoruz. Böylece, proje yazma pratiği oluşturduk. Kriterleri derneğimizle uyumlu kurumlar için proje hazırlama konusunda deneyim sahibi olduk.

Genel koordinatör, dernek mekanının sürekli olarak açık olmasına destek oldu. Okul çalışmalarını koordine etti. Gönüllülerin koordinasyonunu ve etkinliklerin (dernekte ve okuldaki) değerlendirme toplantılarını yürüttü. 

Koordinatör, sahadaki faaliyetleri yürüttü. Risk altındaki çocukların takibini, ev ziyaretlerini, çocuğun ve ailenin okulla bağını güçlendirmek için kamu kurumlarıyla iletişimi sağladı. Derneğin kamu kurumlarıyla ilişkisini güçlendirmeye çalıştı. 

Ruh sağlığı desteğine ihtiyaç duyan çocukların uzmana yönlendirilmesini sağladı ve takibini yaptı. Gönüllülerin güçlendirilmesi için kısa toplantılar düzenledi.

DV: Sizce çocukların “okula devamını” sağlamak için en çok hangi konuya dikkat çekmek gerekiyor? Sahadaki çalışmalarınız ve son dönemde yayınlanan uluslararası raporlar çerçevesinde ne söylemek istersiniz?

SGD: Okul çağında olduğu halde, okulda bulunmayan çocuk risk altındadır, bu yüzden okulu terki önlemek bizim için çok önemlidir. Risk altındaki çocuklarda birçok kendine zararlı davranışlar, otoriteyle ve çevresiyle uyumsuz tutumlar görülebiliyor. Bunların önlenebilmesi ya da yeni davranışlar öğretilerek düzeltilebilmesi için çocuğu okulda tutmak gerekiyor.

Dernekte ve okullarda gerçekleştirdiğimiz faaliyetler ve destek çalışmalarımız, okulu terki önlemek ve çocuğu okula bağlamak için 2009 yılından beri kullandığımız yöntemlerdir. Karagümrük bölgesinde kimliği olmayan, okulu bırakmış, okulla hiçbir ilişkisi olmamış çocuklar okula başlamıştır. 

Avrupa Komisyonu’nun “Avrupa’da Eğitimi Erken Terk Durumu Raporu”na göre 2013’te Türkiye’de çocuklar %35-40 oranlarında liseye geçemeden eğitim sürecini terk etmiştir. Raporda, “Türkiye’nin erken terkin üstesinden gelecek etkili bir stratejisi bulunmamaktadır” tespiti yapılmıştır. 

OECD Bir Bakışta Eğitim 2015 raporuna göre, çocuklar, ilkokulda %15, ortaokulda %35 ve lisede %35 oranında okul terki riski altındadır.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi Türkiye’de 1995’ten beri yürürlüktedir. Okul terki, doğrudan ve dolaylı olarak ayrımcılık, çocuğun öncelikli yararı, eğitim hakkı, çocuğun görüşüne saygı, şiddet, istismar, kötü muamele ve sömürünün de dahil olduğu 15 maddenin ihlali anlamına gelmektedir.

Okulu terki önlemek için çok kapsamlı bir çalışma yöntemine ihtiyacınız var. Dikkat etmeniz gereken konular çok çeşitlidir. Bunlardan en önemlisi sosyal destek mekanizmalarının kullanılmasıdır. Maddi güçlük çeken bir aile, çocuğunu okula göndermek yerine işe girmesini tercih edebiliyor. Bu sebeple okulda beslenme ve eğitim bursunu önemsiyoruz.

Okulda, ders saatinde yapılan ders dışı etkinlikler, çocuğun okulu sevmesine ve okulla bağ kurmasına destek oluyor, çocuklardaki uyum sorunları azalıyor. Çocuklarla hak temelli çalışmalar yürüten uzmanların okulda çalışması olası hak ihlallerinin önüne geçilmesine destek oluyor. Bu sebeple okulda yürütülen faaliyetleri de çok önemsiyoruz.

Sivil toplum, veli (özellikle anne veya nine) ve okul ayaklarını hep birlikte güçlendirmeyi hedefliyoruz. Okulu terki önlemek için tüm aktörler arasında işbirliği sağlamayı istiyoruz. Risk altındaki çocuklarla çalışmada tutarlı olunması, benzer davranış kalıplarının sergilenmesini çok önemsiyoruz.

DV: Mahalle temelli çalışan bir dernek olarak kurumun sürdürülebilirliği açısından sizi en çok zorlayan konu nedir? Kurumsal hibe desteklerini bu çerçevede nasıl değerlendirirsiniz?

SGD: SGD ve benzer şekilde yerelde çalışan derneklerin en büyük sorunlarından birisi finansal sürdürülebilirliktir. STK’lara hibe ve fon desteği veren kurum ve kuruluşlar, genellikle süresi belirli bir proje ve faaliyetler dizisi dahilinde profesyonel çalışan desteklenmesinden yana oluyorlar. Derneğin genel giderleri (kira, faturalar vb.) ve genel işlerini yürüten personel desteği vermiyorlar. 

STDV tarafından sağlanan hibe desteği sayesinde herhangi bir projeye bağlı kalmadan bir tam zamanlı bir yarı zamanlı olmak üzere iki kişinin istihdam edilebilmesi sağlandı. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Zira bizim çalışma sistemimiz uzun yıllara dayanan bir çalışmayı gerektiriyor. 

DV: Önümüzdeki döneme ilişkin neler yapmayı hedefliyorsunuz? Yeni çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?

SGD: Önümüzdeki dönem, yıllardır yürütmeye çabaladığımız çalışmalarımızı sürdürmeye çalışacağız. İşleri sistematik bir şekilde yürütebilmek adına kaynak yaratma çalışmalarını, geçtiğimiz dönem oluşturduğumuz program üzerinden devam ettirmeyi istiyoruz.

Geçtiğimiz dönem başladığımız etki değerlendirme çalışmasını sürdürmeye kararlıyız. Gönüllüler, çocuklar, veliler ile düzenli görüşmeler, odak grup çalışmaları yapmak istiyoruz. Etkimizi ölçmek, sahadaki beklentileri öğrenmek amacıyla toplamaya başladığımız verilerin derlenmesi, odak grup toplantılarının yapılması, edinilen bilgilerin anlaşılır bir şeklide sunulması ve nihayetinde raporlaştırılmasını hedefliyoruz.

SGD’nin çalışma biçimini günün koşullarına daha uygun, daha verimli nasıl kılabiliriz, tartışıyoruz. Okuldaki faaliyetlere daha fazla zaman ayırıp, atölye ve oyunla öğrenme tekniklerine ağırlık vermek istiyoruz. Artık okullarda ve Belediye’nin Bilgi Evleri’nde ders destek etütleri yapılmaya başlandığından, dernekteki dersleri azaltmayı hedefliyoruz.

Sulukule Gönüllüleri Hibe Süreci Sona Erdi

By | Kurumsal Destek Fonu | No Comments

Kurumsal Program dahilinde hibe desteği alan Sulukule Gönüllüleri Derneğinin hibe süreci tamamlandı. 

Mayıs 2016 – Ocak 2017 tarihleri arasındaki hibe dahilinde derneğin insan kaynağı giderlerine destek sağlandı. 

Hibe, Sulukule Gönüllüleri’nin hem sahadaki hem de kaynak geliştirme alanındaki çalışmalarını güçlendirilmesine destek oldu. 

Kurumsal destek ile dernek bünyesinde iki kişi istihdam edildi, derneğin finansal sürdürülebilirliğine katkı sağlandı. 

Çalışmalar çerçevesinde, hedef gruplar için farklı kaynak geliştirme araçları belirlendi, maraton kampanyasında belirlenen stratejiler uygunluk ölçüsünde uygulandı. 

Analiz edilen ve önceliklendirilen paydaşlara göre başvurulabilecek fon/proje listesi oluşturuldu ve ve derneğin hedef kitlesine yönelik proje altyapıları oluşturulmaya başlandı. Bağışçılara ve gönüllülere yönelik düzenli bülten çalışmaları başlatıldı.

Sivil Toplum için Destek Vakfının hibe programlarından yararlanan STK’ların dilerlerse tekrar başvuru yapabiliyorlar.