Monthly Archives

Nisan 2025

Üreme Sağlığı Fonu için Başvurular Açıldı

By | Üreme Sağlığı Fonu

Türkiye’de yaşayan sığınmacı kadınların üreme sağlığı hizmetlerine erişimini artırmak ve güçlendirmek için çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla hayata geçirdiğimiz Üreme Sağlığı Fonu için başvurular açıldı.

Hibe programı kapsamında desteklenecek projelerin odağında aşağıda yer alan öncelik alanlarından en az bir tanesinin yer alması beklenir:

  • Üreme sağlığı hizmetlerine erişiminin artırılması,
  • Aile planlaması ve doğum kontrol yöntemleri konusunda farkındalık artırılması ve buna bağlı olarak davranış değişikliği sağlanması,
  • Güvenli düşük ve doğum sonrası bakım hizmetlerine yönlendirme,
  • Genç kadınlara yönelik üreme sağlığı çalışmaları,
  • Dil bariyerini aşmak için çok dilli sağlık materyalleri hazırlanması,
  • Kültürel uygunluğu gözeten sağlık hizmet modellerinin geliştirilmesi.

Aşağıda yer alan başvuru kriterlerine uyan ve tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar hibe programına başvurabilirler:

  • Türkiye’de kurulmuş dernekler, vakıflar, kâr amacı gütmeyen kooperatifler, sendikalar, federasyonlar/konfederasyonlar,
  • Hibe desteğini hayata geçirmeye hazır olan, çalışma için gerekli izinleri temin edecek, ilgili kurumsal kapasiteye sahip kuruluşlar,
  • Konuyla ilgili kanıtlanabilir tecrübeye sahip kuruluşlar ve kuruluşla ilişkili kişiler,
  • 2024 yılı gelirleri en az 1.000.000 TL olan kuruluşlar,
  • En geç 2023 yılı itibariyle kurulmuş olan ve en az bir senedir sahada aktif olarak çalışan kuruluşlar (Daha önce sivil bir inisiyatif biçiminde çalışıp tüzel kişiliğe yakın zamanda sahip olan kuruluşların önceki deneyimlerini başvuruya aktarmaları beklenir).

Hibe programı kapsamında dağıtılacak hibenin toplam tutarı en az 700.000 USD’dir. Başvuru yapan STK’lar hibe programından en fazla 700.000 USD talep edebilirler.

Fona başvurmak isteyen kuruluşların başvuru formunu eksiksiz şekilde doldurarak 20 Mayıs 2025 saat 09.00’a kadar göndermeleri gerekir.

Üreme Sağlığı Fonu hakkında detaylı bilgilere (başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri ve fon takvimi) ve başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz.

Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2025 Döneminde Desteklenecek STK’lar Belirlendi

By | Dijital Dönüşüm Fonu

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) dijital dönüşüm süreçlerini güçlendirmek için European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Fonu’nun 2025 döneminde desteklenecek STK’lar belirlendi. Fon kapsamında 8 STK’ya toplam 1.720.000 TL hibe desteği ve mentorlarla çalışma, uzman destekleri vb. gibi imkanlardan oluşan dijital dönüşüm alanında kapasite gelişim destekleri sağlayacağız.

Desteklenen STK’lar ve çalışmaları ile ilgili ayrıntılı bilgileri aşağıda görebilirsiniz:

ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) MNH (Motor Nöron Hastalığı) Derneği, (Kapasite Gelişim Desteği, 215.000 TL), İstanbul
ALS-MNH Derneği, ALS ve Motor Nöron Hastalığı ile yaşayan bireylerin yaşam kalitesini artırmak, hasta ve ailelerine destek olmak, toplumsal farkındalık yaratmak ve bilimsel araştırmalara katkı sunmak amacıyla çalışmalar yürütüyor. Dernek, hibe desteğimizle hasta, hasta yakını ve bağışçılara yönelik iletişim kapasitesini güçlendirmeye yönelik çalışmalar yürütecektir. Bu doğrultuda internet sitesini yenileyecek olan ALS-MNH Derneği, bağışçı, gönüllü ve hasta verilerinin segmentasyonu için bir CRM altyapısı oluşturacak; e-posta ve SMS pazarlama stratejisini güncelleyecektir.

Bilim ve Teknolojide Kadın Derneği (SistersLab), (Kapasite Gelişim Desteği, 215.000 TL), İstanbul
SistersLab, kız çocuklarının ve kadınların STEM (Science (Fen), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik)) alanlarına katılımlarını ve bu alanlardaki görünürlüklerini desteklemek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Dernek, hibe desteğimizle paydaş ilişkilerini güçlendirmek için bir iletişim stratejisi geliştirecektir. Bu doğrultuda internet sitesini yenileyecek olan SistersLab, hazırlayacağı e-posta kampanyalarıyla faaliyetlerine ilişkin paydaşlarını düzenli olarak bilgilendirecektir. Ayrıca dijital iletişim süreçlerinde etik ilkelere dikkat çekmek amacıyla, bu alanda bir rehber oluşturacaktır.

Deniz Kaplumbağaları, Akdeniz Fokları, Kum Zambakları ve Kıyı Koruma Derneği (DEKAFOK), (Kapasite Gelişim Desteği, 215.000 TL), Antalya
DEKAFOK, Manavgat kıyı şeridinde sağlıklı ve gelişen bir deniz ekosistemin var olması ve Manavgat deniz yaşamının korunması amacıyla çeşitli eğitimler, araştırmalar ve projeler yapıyor. Dernek hibe desteğimizle çevresel koruma çalışmalarının dijitalde görünürlüğüne katkı sağlamak ve dijital kaynakları etkin kullanmak amacıyla çalışmalarını yürütecektir. Bu amaç doğrultusunda WhatsApp Business üzerinden dijital ihbar ve bilgilendirme sistemi oluşturacak olan DEKAFOK, çevrimiçi eğitimlerle deniz kaplumbağalarına yönelik farkındalıkların artmasına katkı sağlayacaktır.  Aynı zamanda çevrimiçi bağış sistemlerini güçlendirecek, sosyal medya stratejisini geliştirerek farkındalık kampanyaları düzenleyecek ve veri analizini yapay zekâ destekli araçlarla optimize edecektir.

Doğal Denge Derneği, (Kapasite Gelişim Desteği, 215.000 TL), Ankara
Doğal Denge Derneği, Türkiye’deki çevre koruma alanlarında doğal ve kültürel varlıkların sürdürülebilir yöntemlerle korunması için çalışmalar yürütüyor. Dernek, hibe desteğimizle çevre koruma çalışmalarını dijital ortamda daha görünür olmasına katkı sağlamak amacıyla dijital dönüşüm stratejisi oluşturacaktır. Bu kapsamda internet sitesini güncelleyecek, yazılı ve görsel içerik üretim kapasitesini güçlendirecektir.

Elele Eğitim ve Kültür Derneği (El Ele), (Kapasite Gelişim Desteği, 215.000 TL), İstanbul
El Ele, İstanbul’a göçle gelen ailelere, kadınlara ve çocuklara yönelik ücretsiz eğitim programları yürütüyor. Dernek hibe desteğimizle, çocuklar ve gençler için dijital beceriler ve yapay zekâ eğitimleri sunan çevrimiçi bir eğitim yönetim sistemi geliştirecektir. Bu sistem sayesinde “Dijital Geleceğim” programını genişletecek olan El Ele, aynı zamanda çocuk ve gençlik alanında çalışan beş STK’nın dijital eğitim içerikleri üretmesini ve bu sistem üzerinden sürdürülebilir bir gelir modeli oluşturmasını destekleyecektir.

Engelsiz Erişim Derneği, (Kapasite Gelişim Desteği, 215.000 TL), İstanbul
Engelsiz Erişim Derneği, üretilen veya sunulan bütün ürün ve hizmetlerde evrensel tasarımın gözetilerek erişilebilirliğin sağlanmasını ve erişilebilirlik alanında yapılan çalışmalar sonucu sakatlık hakları konusunda farkındalığın arttırılması amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Dernek, hibe desteği ile körlerin bağımsız dijital erişimini artırmak, engellilikle ilgili bilgiye erişimi kolaylaştırmak ve savunuculuk kapasitesini güçlendirmek için internet sitesini erişilebilirlik ilkeleri doğrultusunda yenileyecektir. Aynı zamanda engellilikle ilgili bilgi ve mevzuatlara erişim sağlayan yapay zekâ destekli bir chatbot geliştirecektir.

Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı, (Kapasite Gelişim Desteği, 215.000 TL), İstanbul
Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı, kültürel çeşitliliği ortak insanlık mirası olarak gören, benimseyen, sahiplenen, paylaşan ve bunları gelecek kuşaklara doğru ve sağlıklı bir şekilde aktarmak için toplumsal duyarlılık oluşturmak ve kültür bilincini geliştirmek amacıyla çalışmalar yürütüyor. Dernek, hibe desteğiyle tarih, arkeoloji ve sanat seminerlerinin dijital pazaryeri formatına taşınarak sürdürülebilir bir gelir modeli oluşturacaktır.

Roman Hafıza Çalışmaları Derneği (Romani Godi), (Kapasite Gelişim Desteği, 215.000 TL), İstanbul
Romani Godi, Romanların toplumsal hafızasının güçlendirilmesi ve eşitsizliğin ortadan kaldırılması için hak temelli çözümler üretilmesine katkı sağlamak amacıyla izleme, araştırma ve raporlama çalışmaları yürütüyor.  Dernek sağladığımız hibe desteğiyle, Romanlara yönelik hak savunuculuğunu dijital ortamda da güçlendirmek ve daha fazla kişiye ulaşmak amacıyla çalışmalar yapacaktır. Bu amaç doğrultusunda, internet sitesini yenileyecek ve iletişim stratejisi hazırlayacaktır.  Aynı zamanda veri yönetimi ve güvenliğine yönelik çalışmalar yapacak olan Romani Godi; dernek üyelerinin dijital becerilerini güçlendirmek için eğitimler düzenleyecektir.

Her Yaşta Fonu’nun 2024 Dönemine Yapılan Başvurularla İlgili Değerlendirme Metnimiz Yayımlandı

By | Her Yaşta Fonu

Yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonunda,  AgeSA Hayat ve Emeklilik iş birliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Her Yaşta Fonu’nun 2024 dönemi başvuru ve seçim süreçleri tamamlandı.

STK’ların bu süreçte öne çıkan ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla fonun bu dönemi için yapılan başvuruların yoğunlaştığı konulara, başvuru yapan kuruluşların genel durumu ve ihtiyaçlarına dair değerlendirmelerimizin yer aldığı açıklama metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Sanat Yoluyla Dayanışma Projesi: “Adıyaman’da Gençler Sanatla Dayanışıyor ve İyileşiyor!”

By | Gelecek için Dayanışma Fonu

Dayanışma İnsanları Derneği (Dayanışma İnsaları), Adıyaman’da gençlerin ve dezavantajlı grupların sosyal ve ekonomik hayata katılımını güçlendirmek amacıyla çalışmalar yürütüyor. Paribu mali desteği ve iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Gelecek için Dayanışma Fonu’nun 2024 döneminde desteklediğimiz Dayanışma İnsanları, Adıyaman’da yaşayan gençlerin kültür-sanat faaliyetlerine erişimini desteklemek amacıyla Sanat Yoluyla Dayanışma projesini hayata geçiriyor.  

Dayanışma İnsanları ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; proje faaliyetleri, depremler sonrası gençlerin devam eden ihtiyaçları ve Adıyaman’da devam eden kültür-sanat faaliyetleri hakkında konuştuk. 

Dayanışma İnsanları Derneği yeni kurulmuş bir STK, kısa sürede Bir Umut Arıyoruz ve Adıyaman Köy Okulları Raporlarını yayınladınız. Kendinizi nasıl tanıtır ve çalışmalarınızı nasıl özetlersiniz? 

Depremin ikinci günü itibariyle, Adıyaman’da organik olarak bir araya gelerek gençlerle birlikte insan onuruna yaraşır bir şekilde insani yardım çalışmaları yapan bir grubuz. Depremin ilk günleri ve haftaları ekip olarak her yere yetişmeye, her ihtiyacı karşılamaya çalıştık. Birlikte çalıştığımız sivil toplum kuruluşları (STK) ve ağları oldu. Bu öznelerden öğrenmeyi ve bildiğimizi paylaşmayı oldukça önemsedik. O kadar güçlü bir birlikteliğimiz vardı ki, depremin dördüncü ayında Dayanışma İnsanları Derneği’ni kurarak çalışmaları daha kalıcı hale getirmeye ekipçe karar verdik. Halihazırda Adıyaman’da, başta gençler olmak üzere ihtiyaçları farklılaşan grupların taleplerine odaklanarak gençlerle birlikte çalışıyoruz.

Önceliklerimiz gençlik, kalkınma ve afetlere hazırlık ancak Adıyaman’daki toparlanma ve kalkınma süreçlerinde farklı çalışmalar da gerçekleştiriyoruz. Bugün süren 3 ana projemiz var: birincisi BCause Foundation’un desteğiyle hayata geçirdiğimiz Adıyaman Okul Durum ve İhtiyaç Sistemi (ODİS). Açtığımız sistem ile okullardaki ihtiyaçlar ile bağışçıları bir araya getiriyoruz. 

İkincisi, Sivil Toplum için Destek Vakfı ve Paribu desteğiyle hayata geçirdiğimiz Sanat Yoluyla Dayanışma Projesi. Bu proje kapsamında gençleri sanatın birleştirici gücüyle bir araya getirerek iyi olma hallerini desteklerken, çalışmaları gerçekleştirdiğimiz dernek ofisini bir gençlik merkezine dönüştürmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. 

Üçüncüsü ise, önümüzdeki günlerde başlayacak. Avrupa Birliği tarafından fonlanan ve Sivil Toplum Geliştirme Merkezi tarafından yürütülen Yerelden Büyüyen Dayanışma Projesi. Bu proje kapsamında da hem derneğimizin kurumsal yapısını güçlendirmeyi hem de daha önce gerçekleştirdiğimiz gençlerin ihtiyaçları araştırmasını tekrarlayarak, alana dair veri üretmeyi ve güncel ihtiyaçları somut bir biçimde ortaya koyarak veriye dayalı savunuculuk çalışmalarımızı devam ettirmeyi planlıyoruz.

“Adıyaman’da gençler ve ihtiyaçları görünmüyor!” 

Kahramanmaraş depremlerinin ardından geçen iki yılda, Adıyaman’da yaşamaya devam eden gençlerin ihtiyaçlarından ve yaşadıkları zorluklardan bahseder misiniz?

Gençler ne yazık ki görünmez bir grup. Sadece depremde, sonrasında ya da sadece bu bölgede değil. Gençliğin bir geçiş evresi olarak görülüyor olması ile gençlerin, gençlik kimliğiyle sahip oldukları haklar ve ihtiyaçları ne yazık ki yeterince gündem edilmiyor. Gençlik kimliği gibi taleplerin ve ihtiyaçların da geçici olarak görüldüğüne şahit oluyoruz. Özellikle de afet gibi kriz dönemlerinde ihtiyaçlar derinleşiyor ve farklılaşıyor ama gençlere yönelik hizmetler ve gençlerin ihtiyaçları lüks olarak görülebiliyor. 

Afet dönemlerinde, bu taleplerin ve ihtiyaçların önüne acil ihtiyaç adı altında başka gündemler geçebiliyor. Burada bir önceliklendirme krizi ortaya çıkıyor. Sadece gençlik bağlamında değil haklar bağlamında bir sorun ortaya çıkıyor. Barınma sorunu herkes gibi gençlerin de birincil sorunu. Yaptığımız araştırmada bunu net bir biçimde gördük. Buna bağlı olarak özel alan kavramı gençler için temel ancak karşılanmayan bir sorun. 

Benzer biçimde sosyal alanların da yetersizliği, çeşitliliğin olmaması beraberinde psiko-sosyal sorunları da tetikliyor. Gelişiminin özel evresinde olan ve mahremiyet ihtiyacı olan bir genç 28 m2 alanda birçok kişi ile birlikte yaşıyor. 

“Genç olmaya dair sayılabilecek pek çok unsur bugün için şehrimizde eksik.” 

Tüm bu sorunlara ek olarak, ne eğitimde ne de istihdamda yer alan gençlerin sayısı her geçen gün daha da artıyor ve buna bağlı olarak genç yoksulluğu da giderek derinleşiyor. Bir gencin arkadaşları ile sosyalleşebileceği alanların eksikliği ve olanlara dair de ekonomik yetersizlik gençleri kısır bir döngüye sokuyor. Bu iyi olma haline yönelik temel bir sorun Bir genç, iyi olma halini nasıl sürdüreceğini, destek almak isterse nereye başvuracağını ve bu süreçlerin nasıl işlediğini bilmiyor; bu konularda bilgi sahibi olanlar ise, deprem bölgesi dışındaki akranlarına kıyasla kendilerini yetersiz hissediyor. Hızlı bir internete erişim, kişisel bilgisayar, düzenli sosyalleşebilmek, güvenli ve özgür bir alanda akranları ile buluşabilmek ne yazık ki lüks tüketim kategorisinde.

Gelecek için Dayanışma Fonu desteğiyle Sanat Yoluyla Dayanışma projesini hayata geçiriyorsunuz. Proje kapsamındaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

“Sanat Yoluyla Dayanışma projesini, gençlerin talepleri ve yaptığımız araştırmayla şekillendirdik.” 

Daha önce Anadolu Kültür ile gerçekleştirdiğimiz bir müzik atölyesindeki etkiyi görerek gençlere yönelik kültür-sanat etkinlikleri ve faaliyetlerinin sayısını arttırmaya ve buna uygun özgür bir alan kurgulamaya karar verdik. 

Proje kapsamında dernek ofisinin dönüşümünü gerçekleştirerek etkinlikler için uygun, güvenli ve özgür bir alan kurgulayarak çalışmamıza başladık. Kültür sanat etkinlikleri için bir alan var etmenin ardından, gençleri dernekle tanıştıracak ve derneğe davet etmemize vesile olacak faaliyetler kurguladık. Bu kapsamda proje süresi boyunca Anadolu Kültür ve Mordem Sanat Derneği iş birliği ile toplamda 20 kültür-sanat atölyesi gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz. Bu atölyelerin 10 tanesi müzik ses ve ritim, diğer 10 atölye ise beden, tiyatro ve performatif sanat dallarıyla ilgili şekilde kurgulandı.

Bu atölyelere ek olarak yine çalışmamız kapsamında 10 adet insan hakları temalı film atölyesi düzenliyoruz. Bu atölyelerde gençlerle birlikte insan hakları konulu ya da insan hakları üzerinden değerlendirebileceğimiz film günleri gerçekleştiriyor ve bir atölye yürütücüsü ile birlikte filmleri, konuları ve içerdiği mesajları birlikte tartışıyoruz. 

Tüm bu etkinliklerin yanı sıra deprem bölgesinde ya da farklı bir coğrafyada gençlerle kültür-sanat etkinlikleri gerçekleştirmek isteyen kuruluşlar için kendi faaliyetlerimizden yola çıkarak bir kılavuz hazırlayacağız. Kişi ve kurumların, bu kılavuzu ellerine alarak gençlerle birlikte kültür-sanat atölyeleri düzenlemek için yola çıkabilmelerini arzu ediyoruz. Kılavuzda hangi atölyeyi neden yaptığımızı, gerçekleştirirken neler yaşadığımızı ve sonunda ne elde ettiğimizi açık, anlaşılır bir biçimde aktarmayı ve bunu sivil toplumla paylaşmayı planlıyoruz.

“Gençleri sanatla buluşturup umut ve mutluluk tazelemek!”

Gençlerle dayanışmayı ve afetlere karşı dirençli bir sivil toplumun gelişmesini desteklemek amacıyla yürütmeyi planladığınız kültür-sanat projesiyle ilgili beklentilerinizden bahser misiniz? Depremler sonrası oluşan koşullar, Adıyaman’da kültür-sanat faaliyetlerini yürütmeyi nasıl etkiledi?

Sanat ve spor, dünya üzerindeki evrensel dillerdir. Bu çalışmamızda sanatın birleştirici ve iyileştirici gücünden faydalanarak depremler yaşamış bir şehirde gençlerle yan yana gelerek, umut ve mutluluk tazeleyip çalışmalarımızı büyütmeyi arzu ediyoruz. Sanat yoluyla daha fazla genci derneğimize davet edip, daha fazla gencin sivil alan ile tanışması ve gönüllü çalışmalara katılmasını istiyoruz. Bunu yaparken de gençlerin akranlarıyla bir araya gelmelerini, birlikte düşünmelerini, üretmelerini ve bir dayanışmanın parçası olduklarını hissedip görmelerini arzu ettik.

Sivil alana ve gönüllü çalışmalara sanat yoluyla atılacak bir adımın ardından gerçekleştirilecek çalışmaların yaratacağı olumlu etkiyi sınırlamak neredeyse imkânsız. Ancak biliyoruz ki müzikle, dansla ve temasla kurulacak bağlar hem kalıcı olacak hem de umut tazeleyecek. Asrın felaketi olarak adlandırılan bir afet hayatın her alanını elbette zorlaştırıyor. Bu temiz içme suyuna erişimden, eğitime katılıma, barınmadan, sosyalleşmeye hemen her alanı olumsuz etkilediği gibi sanat üretimi ve tüketimini de elbette olumsuz etkiliyor, fakat her zaman dediğimiz gibi “Ne zaman karamsarlığa düşersen bu dayanışmayı hatırla!”. Bu sefer hatırlamamıza, hafızamızı tazelememize sanat yardımcı oluyor.

Türkiye’de sizin gibi yerel ölçekte çalışmalar yapan dernekler kaynak geliştirme açısından ne tür zorluklarla karşılaşıyor? Belirlediğiniz kaynak geliştirme stratejisi, diğer genç ve yerel STK’lar için bir model olabilir mi? Deneyimlerinizi aktarır mısınız? 

Kaynak geliştirme konusu bizim için de temel meselelerden biri. “Fonların daraldığı bugünlerde” ile başlayan yüzlerce cümle kurabiliriz. Bugün sivil toplum ciddi bir dönemden geçiyor ama sivil toplumun en önemli becerilerinden biri yeni taktikler geliştirmek, ayakta kalmaya çalışmak ve denemeye devam etmektir. Biz öncelikli olarak kaynağı, sadece finansal destekler olarak görmediğimiz, sahip olduğumuz bütün kaynakları en anlamlı şekilde kullanabildiğimiz bir örgüt kültürünü güçlendirmeyi hedefliyoruz. 

Kurulduğumuz ilk sene hem bireysel hem kurumsal destekler aldık. Büyük bütçeleri hedeflemekten çok, küçük bütçelerle büyük etkiler yaratmaya odaklandık. Bütün bunları yaparken işbirlikleri ve ortaklıklarımızda sürekli olarak dayanışmayı canlı tutmaya çalıştık. Adıyaman’da sivil toplum dayanışmasının, kolektif kaynak kullanımı ve iş birlikleri bağlamında önemli bir unsur olduğunu da eklemek önemli olacaktır. 

Geçtiğimiz bir sene bireysel bağışlar ve özel sektör iş birliklerinden daha fazla kurumsal hibe programları ile informel gruplarla birlikte hayata geçirdiğimiz projeler aracılığıyla kaynak geliştirdik. Bu sene ise, bir yandan güçlendirdiğimiz kaslarımızı kullanmaya devam ederken bir yandan da bireysel bağışlara ve özel sektör işbirliklerine de odaklanmak istiyoruz. Elimizde başta Adıyaman Okul Durum ve İhtiyaç Sistemi gibi hazır araçların olmasının ise, işbirlikleri geliştirmek için kolaylaştırıcı olduğunu düşünüyoruz. Biz kaynak geliştirmek için bugün attığımız tüm tohumların ve döktüğümüz terlerin, bugün olmasa da gelecekte sürdürülebilirliğimize katkı sağlayacağına inanıyoruz. Hepsinden öte inandığımız bir güç var ve bunu hiçbir şeyin olmadığı günlerde birlikte var ettik. Bu dayanışmaya inanıyor ve büyütmeye can atıyoruz. 

Size destek olmak isteyen kişi ve kurumlara, çalışmalarınızı ve yarattığınız etkiyi anlatacağını düşündüğünüz bir hikayenizi paylaşır mısınız?

Derneğin kuruluşunda yer alan, bugün gençlik çalışanı olarak bizimle çalışan, Adıyamanlı ve depremi yaşamış olan iş arkadaşımızın hikayesi, bize göre umudun hikayesini çok açık bir şekilde ifade ediyor. Kendisi hikayesini şöyle anlatıyor ‘’Deprem sonrası şehrin içinde bulunduğu durum o şehirde yaşayan birçok insanda olduğu gibi, benim de umudumu kaybetmeme sebep oldu. Yaşadığım şehri terk etmeyi düşündüğüm sırada Dayanışma İnsanları’nı kurduğumuz insanlar ile yolum kesişti. İçimdeki umudu tekrar yeşerten o birlik olma hali ve dayanışma ruhu sayesinde o gün yaşadığım şehirden gitmekten vazgeçip bu şehirde kalıp, burası için bir şeyler yapmaya karar verdim. Dayanışma İnsanları Derneği’nin kuruluşunda emeğim olması dahi benim ve bu şehir için çok kıymetli bir şeydi. Geride bıraktığım bir buçuk yılı, yaymaya çalıştığımız umut ışığı sayesinde sivil toplumda kalarak geçirdim. Bugün olduğum yerde karamsarlığa kapıldığımda ilk günkü umuda tutunuyorum ve bu şehir için yapabileceğim çok şey olduğunu bilerek buraya daha sağlam bir şekilde bağlanıyorum. Dayanışma İnsanları benim doğup büyüdüğüm şehre olan umudumu tekrar kazanma ve büyütme sebebim.’’

Turquoise Coast Environment Fund- Turkey’in Beşinci Döneminde Desteklenecek STK’lar Belirlendi

By | Turquoise Coast Environment Fund

The Turquoise Coast Environment Fund – Turkey (TCEF) hibe programı, kara ve denizle bağlantılı adalar, kıyısal bölgeler ve sulak alanlar da dahil olmak üzere, Türkiye’nin güney ve batı kıyı bölgelerinde; doğa, biyoçeşitlilik, deniz ve kıyı koruma konularında aktif olarak faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının (STK) çalışmalarını desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonda hayata geçiriliyor. Fonun bu döneminde 4 STK’ya toplam 2.765.650 TL hibe desteği sağlayacağız.

Desteklenen STK’lar ve çalışmaları ile ilgili ayrıntılı bilgileri aşağıda görebilirsiniz:

NATURA Doğa Ve Kültür Koruma Derneği (NATURA), (Mega Yangın Alanları Bal Ormanlarına Dönüşüyor! Projesi, 685.000 TL), Ankara
NATURA, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğini, doğal ve kültürel varlıklarını ve ekonojik bütünlüğünü korumak amacıyla farkındalık ve savunuculuk faaliyetleri yürütüyor. Dernek hibe desteğimizle hayata geçireceği Mega Yangın Alanları Bal Ormanlarına Dönüşüyor! projesi kapsamında, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içinde, son beş yıl içinde büyük orman yangınlarının yaşandığı ve restorasyon uygulamalarının yapıldığı alanların bal ormanı konseptiyle desteklenmesi için çalışmalar yapacaktır. Restorasyonu geleneksel arıcılık bilgisiyle güçlendirecek olan NATURA; arıcılar, doğa koruma uzmanları ve kamu kurumları ile iş birlikleri gerçekleştirecektir. Aynı zamanda, bal üretimi ve bozayı popülasyonu arasındaki etkileşimi yönetmek için fotokapan yöntemiyle, bölgedeki ayı popülasyonu izlenecek ve habitat uygunluğu analiz edecektir.

Sosyal İklim Derneği, (Bozcaada Mercan Resiflerinin Korunması Projesi, 680.650 TL), İzmir
Sosya İklim Derneği, doğayı merkeze alarak hak temelli çalışmalar yürüten Sosyal İklim Derneği; gençler arası diyalog kültürünü geliştirmek ve gençlerin sosyal hayata ve sivil topluma aktif katılımını sağlamak amacıyla çalışmalar yapıyor. Sağladığımız hibe desteğiyle Bozcaada kıyılarında bulunan ve yasa dışı balıkçılık, demirleme ve turizm nedeniyle nesli tehlike altında olan Cladocora caespitosa mercan resiflerini koruması amacıyla çalışmalar yapacaktır. Bu amaç doğrultusunda sualtı bilimsel araştırmaları, koruma şamandıralarının yerleştirilmesi ve biyoçeşitlilik izleme çalışmaları yapacak olan dernek; yerel halk, balıkçılar ve yöneticilere yönelik farkındalık toplantıları düzenleyecektir. Ayrıca, mercan ekosistemini sanatsal yöntemlerle tanıtmak için dijital enstalasyonlar, sualtı heykel çalışmaları ve çocuklara yönelik eğitim atölyeleri gerçekleştirecektir.

Sürdürülebilir Yaşam Derneği (SUYADER), (Yerel Balıkçılık Gıda Güvencesini Destekliyor! Projesi, 700.000 TL), Ankara
SUYADER, doğal ve doğaya zarar vermeyen gıda üretim yöntemlerini desteklemek, temiz, adil ve sağlıklı gıda tüketimi güçlendirmek, yerel üreticimi ve üreticileri desteklemek amacıyla çalışmalar yürütüyor. Sağladığımız hibe desteğiyle Yerel Balıkçılık Gıda Güvencesini Destekliyor! projesini hayata geçirecek olan dernek; Foça kıyılarında göz ardı edilen kefal, sarpa ve kupes gibi yerel balık türlerinin yeniden mutfak kültürüne kazandırılması amacıyla çalışmalarını yürütecektir. Bu amaç doğrultusunda küçük ölçekli balıkçıları sürdürülebilir yöntemlerle avlamaya teşvik etmek ve bu alandaki farkındalığı güçlendirmek amacıyla çeşitli broşürler, dijital içerikler hazırlayacaktır. Aynı zamanda kefal,sarpa ve kupes balık türlerine yönelik farkındalığı artırmak amacıyla yerel balık festivali organize edecektir. Yerel halk ve restoranlar arasında balıkların bilinirliğini artırmak için Gastronomi çalıştayı düzenleyecek ve yerel balıklarla ilgili tarifleri kitapçık haline getirecektir. Son olarak, dezavantajlı grupların sağlıklı protein kaynaklarına erişimini kolaylaştırmak için Askıda Balık uygulamasını başlatacaktır.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), (TÜDAV MARU ile Piri Reis’in İzinde Projesi, 700.000 TL), İstanbul
TÜDAV deniz ekosistemlerini korumak, sürdürülebilir kullanımı teşvik etmek ve deniz bilimi alanında araştırmalar yapmak amacıyla çalışmalar yapıyor. Sağladığımız hibe desteğiyle TÜDAV MARU ile Pîrî Reis’in İzinde projesini hayata geçirecek olan dernek; Gelibolu’dan İzmir Çeşme’ye kadar Piri Reis’in haritalarıyla işaretlediği deniz rotasını takip edecek; Ege kıyılarında deniz biyoçeşitliliğini, kirliliğini ve istilacı türleri izleyecektir. Aynı zamanda liman ziyaretleri, eğitim çalışmaları ve Çeşme’de düzenlenecek “Mavi Buluşma” etkinliğiyle deniz okuryazarlığını teşvik edecektir.

Kültürel Miras Fonu Başvuruları Sona Erdi

By | Kültürel Miras Fonu

Kültürel mirasın korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Nurol Eğitim Kültür ve Spor Vakfı iş birliği ve mali desteğiyle hayata geçirdiğimiz Kültürel Miras Fonu başvuruları sona erdi.

Fona, teknik kriterlere uyan 91 STK başvuruda bulundu. Başvuruların 69’u dernek, 5’i kooperatif, 15’i vakıf, 1’i sendika ve 1’i Vakıf Üniversitesi Araştırma Merkezi tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar tarafından yapıldı. Fona Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Diyarbakır, Edirne, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Kahramanmaraş, Karaman, Kilis, Kocaeli, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Rize, Samsun, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Van, İstanbul ve İzmir olmak üzere 32 ilden başvuru alındı. Kültürel Miras Fonu’ndan talep edilen toplam hibe tutarı 80.593.341 TL oldu.

Çocuk Fonu’nun 2024 Dönemine Yapılan Başvurularla İlgili Değerlendirme Metnimiz Yayımlandı

By | Çocuk Fonu

Çocukların haklarının tesisi ve ihtiyaçlarının giderilmesi için çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) projelerini desteklemek amacıyla Kırmızı Uçurtma Destek Çemberi ve Turkey Mozaik Foundation iş birliği, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteğiyle hayata geçirdiğimiz Çocuk Fonu’nun 2024 dönemi başvuru ve seçim süreçleri tamamlandı.

STK’ların bu süreçte öne çıkan ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla fonun bu dönemi için yapılan başvuruların yoğunlaştığı konulara, başvuru yapan kuruluşların genel durumu ve ihtiyaçlarına dair değerlendirmelerimizin yer aldığı açıklama metnine buradan ulaşabilirsiniz.

6 Şubat Fonu: Her Çocuk için Eşit Başlangıç Hibe Programı için Başvurular Sona Erdi

By | 6 Şubat Fonu: Her Çocuk için Eşit Başlangıç

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de şiddetli bir şekilde etkileyen depremlerin ardından, bölgede yaşamaya devam eden çocukların temel ihtiyaçlara erişimini desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonunda Insider mali desteğiyle hayata geçen 6 Şubat Fonu: Her Çocuk için Eşit Başlangıç hibe programı başvuruları sona erdi.

Fona, teknik kriterlere uyan 82 STK başvuruda bulundu. Başvuruların 58’i dernek, 17’si kooperatif, 16’sı vakıf ve 1’i sendika tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar tarafından yapıldı. Fona Adana, Adıyaman, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Mardin, Mersin ve Şanlıurfa olmak üzere 15 ilden başvuru alındı. 6 Şubat Fonu: Her Çocuk için Eşit Başlangıç hibe programından talep edilen toplam hibe tutarı 128.699.534 TL oldu.