Monthly Archives

Şubat 2025

Kapasite Güçlendirme Fonu’nun 2024 Dönemine Yapılan Başvurularla İlgili Değerlendirme Metnimiz Yayımlandı

By | Kurumsal Destek Fonu

Dezavantajlı kesimlerin toplumsal katılımını geliştirmek ve/veya sosyal refahını artırmak için çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) kapasite gelişimlerini desteklemek amacıyla Dalyan Foundation ve Turkey Mozaik Foundation iş birliği, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteğiyle hayata geçirdiğimiz Kapasite Güçlendirme Fonu’nun 2024 dönemi başvuru ve seçim süreçleri tamamlandı.

STK’ların bu süreçte öne çıkan ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla fonun bu dönemi için yapılan başvuruların yoğunlaştığı konulara, başvuru yapan kuruluşların genel durumu ve ihtiyaçlarına dair değerlendirmelerimizin yer aldığı açıklama metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Organizasyonel Güçlenme Fonu için Başvurular Açıldı

By | Organizasyonel Güçlenme Fonu

Dezavantajlı kesimlerin toplumsal katılımını geliştirmek ve/veya sosyal refahını artırmak için çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) insan kaynakları (İK) süreçlerinin güçlenmesine destek olmak amacıyla Vakfımız koordinasyonunda, KRM Yönetim Danışmanlık iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Organizasyonel Güçlenme Fonu için başvurular açıldı.

Hibe desteğinin yanı sıra fon kapsamında STK’lar, İK süreçleriyle ilgili kapasite gelişim fırsatları elde edecektir. STK’lar, farklı temalarda atölye serileri, deneyim paylaşımı buluşmaları ve uzman destekleri olmak üzere kapasite gelişimlerini desteklemeye yönelik farklı imkanlardan faydalanacaktır.

Fon kapsamında sağlanacak uzman destekleri aşağıdaki başlıkları kapsamaktadır:

  • Bordro çözümleri,
  • SGK teşvikleri ile ilgili bilgilendirmeler,
  • İşe alım, mülakat süreçleri ve bu süreçlerin tasarımına dair bilgilendirme ve destek,
  • Sözleşme türleri, işe alım ve çıkış süreçleri, yıllık izin hakedişleri gibi iş kanununda yer alan konulara dair bilgilendirme ve destekler,
  • Değerlendirme ve gelişim merkezi danışmanlığı imkanları, (çevrimiçi ve/veya yüz yüze)

Fon kapsamında sağlanan hibe aşağıdaki amaçlar doğrultusunda kullanılabilir:

  • İnsan kaynakları ve idari işlerle ilgili giderler, (bu işlerle ilgilenen kişilerin kullanımına yönelik giderler)
  • Çalışan esenliğine yönelik toplantı ve uygulamalar,
  • İnsan kaynakları süreçlerini güçlendirecek altyapı ve hizmet alımları,
  • İnsan kaynakları süreçlerinde kullanılan bilgi ve belge yönetimine dair yapılacak geliştirmeler,

Aşağıda yer alan başvuru kriterlerine uyan ve tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar hibe programına başvurabilirler:

  • Türkiye’de kurulmuş dernekler, vakıflar, kâr amacı gütmeyen kooperatifler, sendikalar, federasyonlar/konfederasyonlar,
  • Kapasite gelişimiyle ilgili bir vizyona ve ihtiyaca sahip olan kuruluşlar,
  • Katılımcı kurumun kapasite gelişimi ile ilgili en az 1 kişiyi sorumlu olarak belirleyebilecek kuruluşlar,
  • 2024-2025 yılları içerisinde en az 7 tam ve/veya yarı zamanlı çalışanı olan kuruluşlar,

Organizasyonel Güçlenme Fonu’na başvuru yapan STK’lar en fazla 100.000 TL talep edebilirler. Fona başvurmak isteyen STK’ların başvuru formunu 17 Mart 2025, saat 18.00’a kadar eksiksiz şekilde doldurmaları gerekir.

Fon ile ilgili detaylı bilgiye (hibe süreci, kurumsal gelişim bileşeni, başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri ve takvim) ve başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz

6 Şubat Fonu: Her Çocuk için Eşit Başlangıç Hibe Programı için Başvurular Açıldı

By | 6 Şubat Fonu: Her Çocuk için Eşit Başlangıç

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de şiddetli bir şekilde etkileyen depremlerin ardından, bölgede yaşamaya devam eden çocukların temel ihtiyaçlara erişimini desteklemek amacıyla Vakfımız koordinasyonunda Insider mali desteğiyle hayata geçen 6 Şubat Fonu: Her Çocuk için Eşit Başlangıç hibe programı başvuruları başladı.

Hibe programı kapsamında desteklenecek projelerin odağında aşağıda yer alan öncelik alanlarından en az bir tanesinin yer alması beklenir:

  • Projelerin, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde (Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elâzığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa) uygulanması,
  • Projelerin tüm aşamalarında hak temelli bir yaklaşımın benimsenmesi,
  • Faaliyetlerin doğrudan çocuklara yönelik olması ve çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamayı veya çocuklarla doğrudan çalışmayı hedeflemesi,
  • Çocukların barınma, beslenme, eğitim, hijyen, sağlık gibi temel haklarına erişimini sağlamaya yönelik çalışmaların desteklenmesi,
  • Çocukların olumsuz çevre koşullarından korunmasını ve iyi olma hallerinin güçlendirilmesi.

Aşağıda yer alan başvuru kriterlerine uyan ve tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar hibe programına başvurabilirler:

  • Türkiye’de kurulmuş dernekler, vakıflar, kâr amacı gütmeyen kooperatifler, sendikalar, federasyonlar/konfederasyonlar,
  • Hibe desteğini hayata geçirmeye hazır olan, çalışma için gerekli izinleri temin edecek kurumsal kapasiteye ve konuyla ilgili kanıtlanabilir kurumsal tecrübeye sahip kuruluşlar,
  • 2024 yılı gelirleri en az 100.000 TL olan kuruluşlar,
  • En geç 2023 yılı itibariyle kurulmuş olan ve en az bir senedir sahada aktif olarak çalışan kuruluşlar (Daha önce sivil bir inisiyatif biçiminde çalışıp tüzel kişiliğe yakın zamanda sahip olan kuruluşların önceki deneyimlerini başvuruya aktarmaları beklenir.).

Hibe programı kapsamında STK’lara dağıtılacak hibenin toplam tutarı en az 3.000.000 TL’dir. Başvuru yapan STK’lar hibe programından en fazla 1.000.000 TL talep edebilirler.

Fona başvurmak isteyen kuruluşların başvuru formunu eksiksiz şekilde doldurarak 21 Mart 2025 18:00’e kadar göndermeleri gerekir.

6 Şubat Fonu: Her Çocuk için Eşit Başlangıç hibe programı hakkında detaylı bilgilere (başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri ve fon takvimi) ve başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz.

Çember Sivil İnisiyatif Derneği: Adıyamanlı Kadınlar Fortuna Kadın Ağı’nda Buluşuyor

By | Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu

Çember Sivil İnisyatif Derneği (ÇemberDE) afet ve kadın çalışmaları başta olmak üzere tüm hak alanlarında sivil örgütlenmeleri desteklemek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Bir Adım Var Vakfı ve Turkey Mozaik Foundation iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2024 döneminde ÇemberDE’nin Fortuna Kadın Ağı projesini destekliyoruz.

ÇemberDE ile yaptığımız röportajda, proje kapsamında Adıyaman’da kısa sürede hayata geçirdikleri faaliyetleri konuştuk.

ÇemberDE’yi 2024 yılında kurdunuz. Neden yeni bir dernek kurma ihtiyacı hissettiniz?  Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

İnisiyatif alıp depremin 3. haftasında Kahramanmaraş’a ulaşmış bir ekibiz. Bu gücümüzü yıllardır sivil alanda, kadın mücadelesinde edindiğimiz deneyimden aldık. Depremin 10. ayına geldiğimizdeyse çok daha başka ve güçlü bir deneyim edinmiştik. Ve daha da önemlisi sahadaydık ve etrafımızda işin ucundan tutmak isteyen, çemberin parçası olmak isteyen çok kadın vardı. Aslında örgütlenmek ve çemberleri genişletmek hem kendimize hem bunca kadına bir borç gibiydi. Zaten kadın örgütlenmesine, feminist örgütlenmeye her zaman ihtiyaç vardır.

“Ancak kadın örgütlenmesi ile bu krizlere karşı güçlenebiliriz; özellikle de yerelde”

Odağınızda ağırlıkla hangi konular ve sorunlar yer alıyor?  Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu faaliyetlerinizin içinde nasıl ve hangi bağlamda yer buluyor? 

Bir kadın örgütüyüz. Aslında daha yoldayız, örgütleniyoruz. Bir krizden doğduk, deprem sonrası kurulduk. O yüzden de krizler odağımızda: afetler, yoksulluk, eşitsizlik… Diyoruz ki ancak kadın örgütlenmesi ile bu krizlere karşı güçlenebiliriz; özellikle de yerelde bu örgütlenmeyi mümkün kılmak daha hayati.

Bu örgütlenme çabamızın birkaç ayağı var. Bir yandan kadınları sivil alanda güçlendirmek, güvenli alanlar açmak, yerel kadın örgütlerini afetlere hazırlık ve müdahale konusunda güçlendirmek. Diğer yandan kurumlar nezdinde savunuculuk yapmak ve kurum kapasitelerini de desteklemek. Biz bunları aynı anda yapmayı hedefliyoruz. Bu sayede krizlere karşı dayanıklı bir toplum olacağımıza, eşit, dengeli, adil bir kalkınmanın mümkün olacağına inanıyoruz.

“Kahramanmaraş depremleri sivil alanda olmayı zorunluluğa dönüştürdü! “

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sonrası yürüttüğünüz çalışmalar, edindiğiniz deneyimler bireysel ve kurumsal olarak sivil toplumda faaliyetlerinizi ve sivil alana bakışınızı nasıl etkiledi?  Afet ve kadın çalışmaları ekseninde, size deprem bölgesi nasıl bir içgörü kattı?

Bir yandan kendi kapasitemizi sınayan bir deneyim oldu, neler yapabileceğimizi deneyimledik. Bir yandan da genel olarak kadınların böylesi bir afetten nasıl güçlenerek çıkabildiğini gördük. Deprem, bize kadının toplumdaki hayatı yeniden üreten ve hayatı sürdüren rolünün nasıl devasa boyutlara ulaştığını gösterdi. Bu deneyim bizim sivil alanda olma motivasyonumuzu güçlendirdi. Hatta sivil alanda var olmayı tercihten çok zorunluluğa da dönüştürdü. “Bu deneyimi daha çok anlatmak, büyütmek zorundayız” diye düşündük.

Kurulduğunuz kent Eskişehir, fakat projeyi Adıyaman’da yürütüyorsunuz: Eskişehir ve Adıyaman özelinde, yerel farklılıkların sivil toplumdaki sorunlara ve çözümlere nasıl bir etkisi var?

Genel olarak kadın katılımı ve örgütlülüğünün Batı’da yüksek, Doğu’da düşük olduğu gibi bir izlenim var. Aslında iki coğrafya arasındaki farklılık daha çok genel tutumla ilgili. Adıyaman’da kadın güçlenmesine dair belki çok az çalışma olmuş ancak kentte temas etmeye, katılmaya çok açık bir genel tutum var.

Eskişehir’de ise kurumlar nezdinde cinsiyet eşitliğine dair farkındalık ve yaklaşım yüksek ancak kentte organik olarak güçlü bir örgütlülük yok. Aktif çalışan bir kadın örgütü yok. Eskişehir gibi bir kent kadın örgütü çıkaramamış fakat buna orda da ihtiyaç var.  Dolayısıyla her iki tarafta da birbirini besleyecek deneyimler var ve bu bizi de çok besliyor.

“Fortuna Kadın Ağı normele dönememiş bir kentin aktörlerini buluşturdu!”

Fortuna Kadın Ağı projeniz ile temel olarak neyi amaçlıyorsunuz? Proje kapsamındaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Neden Adıyaman’ı tercih ettiniz? Adıyaman’da toplumsal cinsiyet eşitliğine dair tespitleriniz neler?

Depremin üçüncü haftasından bu yana sahadayız. Bu süreçte yaptığımız en kritik iş sahada birbirini görmeyen oyuncuların birbirini görmesini sağlamaktı. Bununla birlikte sahadaki kadın çalışanlarla ve kadın örgütleriyle hep bir dayanışma içinde çalıştık. Bunun aksini hayal bile edemiyoruz çünkü çalışmaya devam edebilmenin de ön koşulu dayanışma haliydi.

Kadınlar afet sahasında çok daha fazla zorlukla karşılaştıkları ve kimsenin odağında olmayan sorunlara odaklandıkları için daha fazla dayanışmaya ihtiyaç duyuyordu. Adıyaman’da çalışmaya devam ettikçe bu dayanışmaya daha da çok ihtiyaç olduğunu gördük. Hala normale dönememiş bir kentte bir de kadın meselesi gibi zaten derinlikli olan bir sorunu ele almak istiyorsak bunu ancak hep birlikte dayanışarak yapabilirdik. Proje fikri böyle ortaya çıktı.

Fortuna Kadın Ağı’nın kadın çalışması yapan bütün STK’ların, kadın örgütlerinin ve sivil alanda çalışan kadınların olacağı bir ağ olmasını hayal ediyoruz. Adıyaman’da kadın hakları alanında çalışmak isteyen herkesin katılabileceği bir yapı olmasını umuyoruz. Gönüllülerin, üniversite öğrencilerinin, akademisyenlerin, inisiyatif alıp harekete geçmek isteyen herkesin. Çünkü esas amacımız sivil alanı güçlendirmek. Bununla birlikte, kurumlarla da temasın güçlü olması gerek ki Ağ’ın etki alanı genişlesin. Bu nedenle Adıyaman Belediyesi ve Adıyaman Barosu Ağın iki önemli paydaşı.

Adıyaman zaten kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi hayatta aktif olarak var olmasının önünde çokca engelin olduğu bir şehirdi. Deprem bu engelleri daha da artırdı. Konteynerlerde yaşam koşulları zorlaştı, hane içi bakım emeği, şiddet vakaları arttı, kadın sağlığı hizmetlerine erişimleri daha da zorlaştı, yoksulluk arttı, kadın yoksulluğu daha da arttı. Sorunları burada saymakla bitiremeyiz. Adıyaman’da bu sorunları ele alacak, kurumları ve ilgili mekanizmaları harekete geçirecek aktif bir sivil alan olması gerektiğine inanıyoruz. Fortuna Kadın Ağı tam da bu işlevi görecek.

“Ağ ile kadınlar kendi sorunlarına çözüm üretebilecek”

Proje kapsamında şu ana dek hayata geçirdiniz faaliyetlerden bahseder misiniz?

Biz bir yıllık bir çalışmanın sonunda Fortuna Kadın Ağı’nın oluşmasını hedefliyorduk. Ama buna öyle çok ihtiyaç vardı ki Ağ özellikle sivil toplumdan kadınlar ve Adıyaman Barosu nezdinde çok hızlı sahiplenildi. Şimdiden kendine Fortuna Kadın Ağı diyen ve birlikte hareket eden bir inisiyatif çıktı ortaya. İlk örneğini de proje faaliyetlerini de aşan bir şekilde BM Kadın Birimi’nin hayata geçirdiği 16 Günlük Aktivizm günlerinde yaşadık. Ortak etkinlikler düzenledik ve birbirimizin etkinliklerini destekledik. Bu aynı zamanda hepimizin kendi alanlarımızda çalışma motivasyonumuzu da güçlendirdi.

“Fortuna Kadın Ağı’nın Adıyaman’daki en büyük katkısı, kadınların kendi sorunlarına çözüm üretebilecekleri güvenli bir alan yaratmak olacaktır.”

Fortuna Kadın Ağı’nın Adıyaman özelinde nasıl bir fark yaratmasını umuyorsunuz?

Fortuna Kadın Ağı’nın Adıyaman’daki en büyük katkısı, kadınların kendi sorunlarına çözüm üretebilecekleri güvenli bir alan yaratmak olacak. Bu ağ, kadınların dayanışma içinde birbirini destekleyebileceği güçlü bir altyapı kurmayı hedefliyor. Adıyaman’da böyle bir dayanışma ağının kalıcı hale gelmesi, kadınların toplumsal yaşamda daha görünür olmalarını ve sorunlarına çözüm bulmalarını sağlayacak. Deprem sonrası dayanışmanın hayati önemini gördük; bu Ağ, aynı dayanışmanın sürdürülebilir bir platforma dönüşmesini sağlayarak kadınların şehrin karar süreçlerine aktif katılımını destekleyecek.

Fortuna, Nemrut’taki tek kadın figür, tanrıça; Proje, ismini buradan alıyor. Kadın kültür tarihi açısından ve yerelde kadın etkisini hatırlamak açısından önemli bir figür.

Fortuna Kadın Ağı projesini yürütürken Adıyaman’da işbirliği ve dayanışma içinde olduğunuz kurumlardan bahseder misiniz?

Kentte sahadaki tüm oyuncularla temas etmeye ve Ağa dahil etmeye çalışıyoruz. Tabi bu yaklaşım deprem sonrası oluşan ve hala devam eden Adıyaman Sivil Toplum Dayanışma Grubu ile oluşan kültürle beslendi. Neredeyse ilgili tüm STK’lar ve yerel oluşumlar ağa dahil, Gökyüzü Şutlayıcıları, Hayata Destek –  İnsani Yardım Derneği, Dayanışma İnsanları Derneği, Lider Kadın Derneği ile işbirliği içindeyiz. Kamer Vakfı, Sıfır Ayrımcılık Derneği, Anne Çocuk Eğitim Vakfı ile dayanışma içindeyiz. Adıyaman Belediyesi ve Adıyaman Barosu ile de protokol yaparak projeye katkılarını somutlaştırdık.

Toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki çalışmalarınızı sürdürmek ve yeni projeleri hayata geçirmek için ihtiyaç duyduğunuz hususlara dair kısaca neler söylersiniz?

Bu ay birinci yaşımızı kutlamaya hazırlanıyoruz ve bir yıllık faaliyet raporumuzu yayınlayacağız. Raporu hazırlarken bir yıla neler sığdırdığımıza kendimiz de şaşırdık. Önümüzü görmek, yolumuzu kaybetmemek için üç yıllık stratejik planımızı da oluşturduk.  Bu yolu çok az destek ve kaynakla aldık. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu bizim için can suyu oldu.  Henüz bir yıllık bir derneğe güvendikleri için teşekkür ederiz. Tabii biz de bu güveni vermek için çok çalıştık.

Yola devam edebilmek için düzenli desteklere ihtiyacımız var. Sadece proje bazlı olmayan, vizyonumuzu destekleyen işbirlikleri kurmak istiyoruz. Bu sayede daha gerçekçi ve etki gücü büyük destekler alabilmeyi umuyoruz.

İlk yılımızda iktisadi işletmemizi de kurduk. Çember Dükkân ile kendi kaynağımızı yaratabilmeyi hedefliyoruz. Çember Dükkândan alışveriş yaparak yereli destekleyen ürünlerimiz ve toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştıracak eğitim içeriklerimizle bizi destekleyebilirsiniz.

“Hak talep etme fitilini yaktıysak, değişim başlamıştır!”

Size destek olmak isteyen kişi ve kuruluşlar için, birkaç cümle ile kendinizi nasıl anlatırsınız?   

Adıyaman’da destek verdiğimiz ve geçici yaşam alanlarında ikamet eden gruplardan biri süreç boyunca ihtiyaçlarını belirledi, kendi projesini yazdı ve bunlar için kaynak buldu. Bu, önemli bir güçlenme süreciydi. Ancak bizi daha da heyecanlandıran, grup üyelerinin haklarını savunmaya başlamaları oldu. Geçici yaşam alanlarının yöneticilerini ikna ederek ortak sosyal alanlarını genişlettiler ve ardından şu soruyu sormaya başladılar: “Burası kapanıp kalıcı yerleşim yerlerine geçtiğimizde böyle sosyal alanlarımız olacak mı?” Eğer bu hak talep etme fitilini yaktıysak, artık değişim başlamış demektir.

Çalıştığımız topluluklarda edindiğimiz bu bilgi ve deneyimi Adıyaman’da şehre yaymak istiyoruz. Amacımız sahada birbirini duymayan, görmeyen aktörleri bir araya getirmek ve kadınlar için güvenli alanlar yaratmak. Bunun şehir için ne kadar öncelikli bir ihtiyaç olduğunu, 16 Günlük Aktivizm etkinliklerini planlayıp hayata geçirirken daha da net bir şekilde gördük. Sivil toplum çalışanlarının projeyi ne kadar sahiplendiğini ve STK, belediye, baro bağlantısının kurulmaya başladığını gözlemledik. Şimdi bize düşen, bu destek sürecini değişen ihtiyaçlara göre devam ettirerek dayanışmayı kalıcı hale getirmek. Çünkü dayanışma, birbirini görme ve duyma, toplumsal iyileşmenin tek yolu.