Katre Kadın Derneği Erzincan’da Kadın ve Sağlık Hakkı Projesini Tamamladı

Erzincan’da kurulan Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği (Katre Kadın Derneği), toplumsal cinsiyet eşitliği alanında kadınların, çocukların ve LGBTİ+’ların eşit bir yaşam sürdürmeleri amacıyla barınma, sağlık, hukuk, cinsel ve sosyal haklar gibi alanlarda çalışıyor. Aynı zamanda saha çalışmaları ile bilinçlendirme faaliyetleri yürüten dernek, şiddete maruz kalmış LGBTİ+’lara, kadınlara, çocuklara ve engelli kadınlara destek veriyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2021 döneminde Turkey Mozaik Foundation eş finansmanıyla hibe desteği sağladığımız Katre Kadın Derneği, bu hibeyle Erzincan’da Kadın ve Sağlık Hakkı projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlığı konulardaki bilgi ve farkındalık düzeyini artırmak amacıyla Erzincan’ın belirli mahallerinde toplam 50 kadın ile 12 hafta süreyle atölyeler düzenledi. 

Katre Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İlknur Akbaba ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; cinsel sağlık, üreme sağlığı konuları özelinde faaliyet yürütmenin zorlukları, kadınların haklarını bilmesinin ve kişisel sınırlarını belirlemesinin önemi, derneğin gelecek dönem planları ve proje kapsamında yürütülen çalışmalar hakkında konuştuk. 

Hibe desteğimizle gerçekleştirdiğiniz Erzincan’da Kadın ve Sağlık Hakkı projesini yakın zamanda tamamladınız. Proje kapsamında yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?

Projemiz kapsamında ilk olarak cinsellik ve beden, onay, istenmeyen ve/veya riskli gebeliklerin önlenmesi, cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar, kondom, haklar ve savunuculuk konularında dernek üyesi ve gönüllüsü 8 kadının katıldığı 6 çevrimiçi atölye çalışmasıyla eğitici eğitimleri gerçekleştirdik. Belirlediğimiz mahallelerde hane ziyaretleri yaparak projenin tanıtımını yaptık aynı zamanda sosyal medya hesapları üzerinden reklamlar vererek projenin duyurusunu gerçekleştirdik. 

Cinsellik ve beden, onay, istenmeyen ve/veya riskli gebeliklerin önlenmesi, cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar, kondom, haklar ve savunuculuk konularında aldığımız eğitimleri belirlediğimiz 2 mahalledeki 40 kadına toplantılar aracılığıyla aktardık. Bu toplantıları gönüllülerimizin evinde ve dernek binamızda gerçekleştirdik. Sosyal medyaya verdiğimiz reklamları görüp derneğimize ulaşan kadınlar oldu. Aynı zamanda, proje sonunda derneğimizin gönüllüsü olmak isteyen kadınlar da oldu. Mahallelerde toplantıları gerçekleştirirken kadınlardan şiddet başvuruları aldık. Aldığımız başvurularda bizden istenilen desteği kadınlara sağladık. Yanlış bilinen yöntemler nedeniyle sorun yaşayan kadınlarla birebir görüşme sağladık. Bu görüşmelerde kadınlara doğru yöntemlerin nasıl uygulanabileceğini ve bilinen yanlışların önüne nasıl geçilebileceğine dair aktarımlarda bulunduk. 

Cinsellik hakkında konuşmanın tabu olarak kabul edildiği bir toplumda yaşıyoruz. Faaliyet yürüttüğünüz bölge özelinde düşündüğünüzde cinsel sağlık, üreme sağlığı gibi konular hakkında konuşmanın ve çalışmalar yapmanın zorluklarından bahsedebilir misiniz? Bu zorluklarla mücadele edebilmek için ne tür stratejiler geliştirdiniz? 

Cinsel sağlık ve üreme sağlığı alanında çalışma yapmanın ve konuşmanın başlıca zorluklarından biri de bu konularda kadınlara dayatılan rollerin aşılmasında geleneksel yöntemlere olan inancı kırmanın zorluğuydu. Mahallelerde kadınlara toplantılarda üreme sağlığı, doğum kontrol yöntemleri, kadın sağlığı konuları hakkında konuşacağımızı belirterek toplantının duyurusunu, tanıtımını yaptık.  Hem erkeklerin kadınların toplantılara gelmesine engel olma ihtimallerine karşı hem de küçük bir şehir ve kapalı bir toplum olması nedeniyle toplantının tanıtımını yaparken cinsel sağlık, cinsellik kelimelerini kullanmamaya özen gösterdik.  Toplantılarımızı yaparken gizliliğe çok önem verdik ve toplantı başında kurallarımızı belirledik. Gerçekleştirdiğimiz toplantılarda cinsellik, cinsel sağlık konuları üzerine konuşurken katılımcılar, kolaylaştırıcı kadınlara evli olup olmadığını sordu. Bu durum bize gelenekçi bir sistem içerisinde büyümemizden kaynaklı olarak sadece evli kadınların cinsellik, üreme sağlığı gibi konular hakkında konuşabileceği düşüncesinin varlığını bir kez daha gösterdi. Bizler de bu konu üzerine eğilerek kadınlara açıklamalar yaptık. 

Kadınların haklarını bilmesi ve kişisel sınırlarını belirleyebilmesi neden önemli? Kadınları bu alanlarda güçlendirmek için yapılan çalışmalarda nelere dikkat edilmesi gerekiyor?

Geçmişte olduğu gibi bugün de cinsiyete atfedilen birçok rol nedeniyle kadınlar ikinci planda konumlandırılıyor ve eşit olmayan şartlarda yaşamlarını sürdürüyor. Eşit, özgür ve şiddetsiz bir dünya kurulabilmesi için kadınların haklarını bilmeye ve kişisel sınırlarını çizmeye ihtiyaç var. Bir kadın olarak ne giydiğimize, saat kaçta kiminle nerede olacağımıza, çalışıp çalışamayacağımıza, kaç çocuk doğuracağımıza, anne olmak isteyip istemediğimize sadece bizler karar verebiliriz. Bizler kendi hayatlarımızın öznesiyiz. Yaptığımız toplantılarda da kadınların kendi hayatlarının özneleri olduklarını vurgulayarak hiyerarşi kurmadan, eşit ilişki kurarak ve feminist bakış açısıyla çalışmalarımızı yürüttük. Bir kadın güçlenirse hepimiz güçleniriz ilkesiyle eşit, özgür ve şiddetsiz bir dünya için birlikte mücadele ederek dayanışıyoruz. 

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’ndan aldığınız hibe desteğinin derneğinize ve çalışmalarınıza ne tür katkıları oldu? Toplumsal cinsiyet eşitliği alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi sizce neden önemli? 

Aldığımız hibe desteği ile derneğimizin eğitim verme becerisi arttı. Üreme sağlığı ve cinsel sağlık alanında dernek üyelerimizin ve gönüllülerimizin eğitim verme kapasitesi arttı. Dernek olarak ilk defa üreme sağlığı ve cinsel sağlık alanında çalışma yürüttük. Çalışma sonunda kadınlardan güzel geri dönüşler aldık ve daha fazla bu konuların konuşulmasına ihtiyaç olduğunu gördük. İlerleyen dönemlerde aldığımız eğitimleri farklı kadın gruplarına aktarmaya devam edeceğiz.

Toplumsal cinsiyet eşitliği alanında yapılan çalışmaların farklı bağışçılar tarafından desteklenmesi çalışmaların sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından çok önemlidir. Çünkü bu alanda çalışırken bağış toplamak ya da farklı kaynaklardan gelir sağlamak maalesef pek mümkün olmuyor. Dernek olarak üyelerimizden sembolik olarak 1 TL aidat alıyoruz, kadınlar bu aidatı ödemekte bile zorlanırken bağış isteyemiyorsunuz. 

Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği’in gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalardan ve önceliklerinden bahseder misiniz? 

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı bu alanda kadınların desteklenmesine ve güçlenmesine katkı sunacak projeler yürütmeye devam edeceğiz. Önceliğimiz eşit bir toplum yaratmanın ilk adımı olan hak temelli çalışmalar yürütmek ve kadın, çocuk ve LGBTİ+’ların yaşam alanlarının daha güvenli ve herkesle eşit olduğu gerçeğini vurgulamak. Siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel her alanda eşit bir şekilde rol almak için kadınları ikinci plana atan uygulamaların, yasaların ortadan kaldırılmasında rol alarak, savunuculuk çalışmaları yürütmeye devam edeceğiz.  Gelecek dönemde üreme sağlığı ve cinsel sağlık üzerine eğitimler gerçekleştirmeyi, kadınlarla öz savunma atölyeleri gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Şu an kadınlarla saha çalışmaları ve bilinç yükseltme grupları yapıyoruz.