
Muğla’da faaliyet gösteren Emek Benim Kadın Derneği (Emek Benim), şiddet mağduru kadınlara hukuki ve psikolojik destek sağlıyor; kadınların istihdamı ve ev eksenli çalışan kadınların sorunlarını gündeme taşıyarak çözüm önerileri geliştiriyor. Turkey Mozaik Foundation, Actecon ve 212 işbirliğiyle bireysel ve kurumsal bağışçıların finansal desteği ile hayata geçirdiğimiz Orman Yangınları Acil Destek Fonu kapsamında Emek Benim, Afet ve Ekokırıma Karşı Kadın Dayanışmasını Güçlendirme projesini hayata geçirecek. Dernek, proje kapsamında Muğla il merkezi ve ilçelerinde yangın sonrası tahliye edilen iki kırsal yerleşim yerinde yaşayan kadınların, köylerine yeniden yerleşirken kamu ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) sağladığı her türlü desteğe erişebilmeleri için çalışmalar yapacak. Aynı zamanda, mevcut destek mekanizmalarının dışında kalan kadınların kıyafet, ev eşyası ve çocukların eğitim gibi alanlardaki acil ihtiyaçlarını temin edecek. Dernek, hibe kapsamında afetten etkilenmemiş ve etkilenen kadınlar arasındaki kadın dayanışmasını artırmak amacıyla bölgedeki kadınları bir araya getirecek. Emek Benim proje kapsamında 2 köyde yaşayan en az 30 kadın ve ailelerinin mevcut desteklere erişimlerini sağlayacak.
Emek Benim Kadın Derneği Başkanı Nahide Uçar ile yaptığımız röportajda, faaliyet yürüttükleri bölgede ev eksenli çalışan kadınların sorunlarını, yaşanan orman yangınlarının kadınları nasıl etkilediğini ve hibe desteğimizle hayata geçirecekleri çalışmaları konuştuk.
Emek Benim Kadın Derneği, Orman Yangınları Acil Destek Fonu kapsamında Vakfımızdan ilk kez hibe alıyor. Okuyucularımızın derneğinizi daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Derneğimiz ev eksenli çalışan kadınların görünür kılınması amacıyla alan çalışması yürütürken bir yandan da kadınların hem evin bakım sorumluluğunu yerine getirirken hem de geçimlerini sağlamak için emek sarf ettiklerini tespit etti. 35 kadın emeklerini birleştirerek 2013 yılında Emek Benim Kadın Derneği’ni kurdu. Derneğimiz hak temelli ve emek üzerine çalışıyor; kadın hakları, cinsiyet eşitliği farkındalığı, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı öncelikli çalışma alanlarımız arasında yer alıyor. Yürüttüğümüz son çalışmalardan bahsedecek olursam; Kadın Yoksulluğu ile Mücadelede Feminist Dayanışma başlığı ile 17 kadın örgütünün katıldığı ve 2 gün süren bir çalıştay düzenledik. Bu çalıştayda farklı kadın dernekleri ve kadın kooperatifleri ile ne tür dayanışma pratikleri geliştireceğimizi tartıştık. Aynı zamanda derneğimiz, kadına yüklenen rollerin ağırlaştığı COVID-19 döneminde, Etkiniz AB Programı desteğiyle 127 kişi ile anket çalışması yaptı. Emek Benim olarak etkin bir şekilde sahada çalışmalarımızı yürütmeye devam ediyoruz.
Dernek olarak ev eksenli çalışan kadınların sorunlarının görünür olması amacıyla çalışmalar yürütüyorsunuz. Faaliyet yürüttüğünüz bölgede ev eksenli çalışan kadınlar ne tür sorunlarla karşılaşıyor? Bu sorunların çözümü için kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları neler yapabilir?
Ev eksenli çalışan kadınların görünürlüğü bulunmuyor ve bu kadınlar evde birçok işi aynı anda yapıyor. Ev eksenli çalışan kadınlar, çoğu zaman sosyal güvenceleri olmadan sağlıksız ortamlarda çalışmak zorunda kalıyorlar. Kendi imkanlarıyla ürettikleri ürünleri pazarlayabilecekleri olanaklara erişmekte zorlanıyorlar. Bu nedenle başta Sosyal Güvenlik Kurumu olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşları ev eksenli çalışan kadınların emekli olabilmeleri ve sosyal haklardan faydalanabilmeleri için kanunları kadınların yararına göre düzenlemeli. Örneğin, ev içerisinde kendi imkanları ile üretim yapan kadınların vergiden muaf olması gerektiğini düşünüyoruz. Yerel yönetimler ise ev eksenli üretim yapan kadınların ürünlerini satabilecekleri pazar alanları sağlama konusunda destek olmalı. Ayrıca ev eksenli çalışan kadınların da çocuk bakım yükü kolaylaştırılmalıdır.
2021 yazında Türkiye’nin farklı bölgelerinde meydana gelen yangılar sırasında kadınların mücadelelerine dair haberlerle sıklıkla karşılaştık. Öte yandan birçok kadın bu dönemde yaşadığı yerden göç etmek zorunda kalarak daha bireysel bir mücadele içine girdi. Yangınlar çalışma yürüttüğünüz bölgeyi ve özellikle kadınları nasıl etkiledi?
Bölgemizdeki yangınların bizzat içinde bulunduk. Kadınların yıllarca yaşadıkları evlerinden, bağlarından, anılarından, çocuklarını büyüttükleri yerlerden yeni bir yere göç etmeleri psikolojik olarak çöküntü içine girmelerine sebep oldu. Gitmek zorunda kalsalar da akılları hep geride bıraktıklarında kaldı. 2021 yazında meydana gelen yangınlar sırasında derneğimiz hızlı bir şekilde yangın bölgelerinde yaşayan kadınlara kıyafet desteğinde bulundu. Aynı zamanda, kendi ürettiğimiz her türlü malzemeyi anında bu bölgelere ulaştırdık. Göçmek ve gidilen yeni yerde hayatı yeniden kurmak her kadın için yüktür. Özellikle de yeterli şekilde desteklenmemişlerse bu yükleri daha da ağırlaşır.
Emek Benim Kadın Derneği’nin çalışmalarının temelinde kadınlar arası dayanışmayı güçlendirmek yer alıyor. Yerelde kadınlarla bu dayanışmayı örgütlemek için kullandığınız yöntemlerden bahseder misiniz?
Öncelikle çalıştığımız alanda kadınlarla güvene dayalı, eşit bir ilişki inşa etmeye çalışıyoruz. Yardım odaklı değil hak temelli bir yaklaşımla çalışmanın amacının net olarak kavranmasına önem veriyoruz. Önemle verdiğimiz bir diğer konu ise çalışmayı kendilerine sunulan bir destek paketi gibi değil birlikte kotarılan bir dayanışma pratiği olarak hissetmelerini sağlamak. Bu nedenle, katılımcı yöntemler kullanmaya, bunları çalışmanın içinde geliştirmeye gayret ediyoruz. Son olarak şunu ekleyeyim; temas ettiğimiz grubun içinden öne çıkan kişilerle daha derinlemesine ve yakın ilişki geliştirerek iletişimin sürekliliğini sağlamaya gayret ediyoruz.
Hibe desteğimizle Afet ve Ekokırıma Karşı Kadın Dayanışmasını Güçlendirme projesini hayata geçireceksiniz. Bu projeye neden ihtiyaç duydunuz ve proje kapsamında ne tür çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
2021 Temmuz ve Ağustos aylarında başlayan yangınlar sırasında; Muğla ili ve ilçelerinde yanan köylerden ve kasabalardan tahliye edilen kadınları ziyaret ederek, ihtiyaç duydukları kıyafetleri üretim atölyesinde dikerek ve ayrıca satın alarak temin ettik. Ayrıca ihtiyaç tespiti yaparak Ege Kadın Buluşması, Afet Platformu gibi sivil ağlara bilgi akışını sağladık. Bir kez daha gözledik ki bunlardan çok daha fazlasının yapılması gerekiyor. Yangın, deprem, kuraklık sel gibi iklim krizi ve insan eylemleri sonucu meydana gelen afetlerin öncesinde önleme ve koruma bilincinin yaygınlaşması ve sonrasında iyileşme sürecinin cinsiyete duyarlı şekilde planlı kamusal destek ve sosyal dayanışma temelinde yapılandırılması gerekiyor.
Emek Benim Kadın Derneği olarak hibe desteğinizle Afet ve Ekokırıma Karşı Kadın Dayanışmasını Güçlendirme projesini hayata geçireceğiz. Bu proje ile Muğla Merkez ve Milas bölgesinde bulunan iki kırsal yerleşim yerinde yaşayan kadınların, köylerine yeniden yerleşirken kamu kurumları ve STK’ların sağladığı desteklere erişebilmeleri için çalışmalar yapacağız. Bu hedef doğrultusunda, 2 köyde yaşayan 30 kadın ve ailelerinin mevcut desteklere erişiminlerini sağlayacağız. Muğla merkezde yaşayan afet yaşamamış kadınlarla köyü ve evi yanan kadınlar arasında kadın dayanışması odaklı iletişim gelişmesini sağlayacak ve afet sonrası hayatı yeniden kurma süreçlerini kolaylaştıracağız. Kadınların dayanıklılıklarını arttırarak, yaşamı koruma ve toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin gelişmesine katkıda bulunacağız. Son olarak, yangınla birlikte hane bazlı tarım alanları ve tohumlarını da kaybeden kadınların yangın yaşamayan bölgelerdeki diğer köylerdeki kadınlarla buluşmalarını sağlayarak hem tohum ihtiyacını karşılamalarını hem de ekolojik döngüye saygılı kadın dayanışmasını pratik etmelerini sağlayacağız.