İzmir Eğitim Kooperatifi Oyun Yeniden Başlasın Projesine Başlıyor

Yaşam boyu öğrenme bilinci ile her yaş grubundan kişilerin temel eğitim ihtiyaçlarını karşılayarak yaşam becerileri gelişmiş bilinçli bir toplumun oluşturulması amacıyla çalışan İzmir Eğitim Kooperatifi’ne (İZEK), İzmir Depremi Acil Destek Fonu kapsamında Turkey Mozaik Foundation finansmanı ile hibe desteği sağlıyoruz. Bu hibe desteğiyle, Oyun Yeniden Başlasın projesini hayata geçirenİZEK deprem nedeniyle travma yaşayan 144 çocuğa psikolojik destek sağlamak amacıyla eğitici drama odaklı çalışmalar yapacak. Proje boyunca gerçekleştirilen faaliyetler ve sahadaki deneyimler doğrultusunda Çocuk Merkezli Deprem Yönetimi El Kitabı hazırlanacak ve proje sürecinin analiz edildiği bilimsel bir  makale yayınlanacak. İZEK Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kurt ile yaptığımız röportajda kooperatifin eğitim alanında yürüttüğü projeleri, İzmir’de depremden etkilenenler için yaptıkları çalışmaları ve Oyun Yeniden Başlasın projesini konuştuk.

İzmir Eğitim Kooperatifi (İZEK), İzmir Depremi Acil Destek Fonu kapsamında Vakfımızdan ilk kez hibe alıyor. Sizi ve çalışmalarınızı daha yakından tanıyabilmemiz için bize İZEK’in amaçlarından ve gerçekleştirdiği faaliyetlerden bahseder misiniz?

İZEK, 38 eğitim gönüllüsünün eğitim sorunlarına çözüm arayışı üzerine bir araya gelerek yaptığı fikir alışverişiyle doğdu. Eğitim gönüllüleri, yaklaşık 1 yıl boyunca eğitim sistemi üzerinde problem taramaları yaptı, araştırdı, analiz etti ve tartıştı. Sonra üretebilecekleri çözümler için uygun bir platform olan kooperatif çatısı altında birleşmeye karar verdi. Böylece 2018 Temmuz ayında İZEK kuruldu. 38 eğitimci, girişimci ve hayalcinin bir araya gelmesi ile kurulan İZEK , adındaki üç kelime içinde çalışmalar üretiyor ve bu başlıkların her birinde derinleşmeyi hedefliyor. Şu an 57 ortağı ile aktif ve çok kanallı uzmanlaşmayı destekleyecek bir organizasyon yapısını kurmaya devam ediyor.

İZEK, İzmir ile ilgili çalışmalar ve saha araştırmaları yürütüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin koordinasyonu ve İzmir’de kurulan eğitim kooperatiflerinin paydaşlığı ile yürütülen İzmir Eğitim Platformu’nun aktif bir üyesi. İzmir’de eğitim durumunu tespit etme, geliştirme ve bu konuda projeler üretme konusunda yürütülen kolektif çabaların gönüllü kurumlarından birisi. Ayrıca Gençlik Köprüsü gibi projelerle Avrupalı gençleri İzmir mekanlarında ağırlayarak İzmir’in tanıtımına da katkı sağlıyor.

Eğitim alanında hem tasarım hem de uygulamada etkin çalışmalar da yürüten İZEK okul öncesi, ilk ve orta dereceli eğitim kurumları (K12), yetişkin eğitimi ve kurumsal eğitimler alanlarında faaliyetler planlıyor, tasarlıyor ve uyguluyor. Sanatçı ortaklarının çokluğu ile eğitime farklı disiplinlerin katkısını sağlayacak hibrit tasarımlar oluşturuyor. Bunları hem kurumlara hem bireylere ulaştırıyor. Eğiticinin eğitimi başlığı altında yürüttüğü çalışmalarla da etki alanını genişletiyor ve dokunduğu kitleyi çarpan etkisi ile artırmaya devam ediyor.

Kooperatif alanında ise altyapıya çok ciddi kaynak ayıran İZEK, kurum olarak kooperatiflerin işleyişini sistemli hale getirmeyi başat işlerinden biri olarak tanımlıyor. Prosedürler oluşturan yaklaşımı ile vakalar üzerinden sistemleştirmeye gidiyor ve bu deneyimleri yazılı hale getirerek kooperatifçilik literatürüne katkı sağlıyor. Kooperatifçilik, ortaklık yapısı, mali işleyiş, kooperatif içi girişimcilik, girişim ortaklığı gibi başlıklarda sözleşmeler oluşturuyor, sistemler kuruyor ve bunların eğitimlerini ülke genelinde vermeye devam ediyor.

İZEK bu ana çalışma alanlarındaki faaliyetlerini atölyeler, sosyal etkinlikler ve projeler başlıkları altında yürütüyor.

Eğitimin çevrimiçi olarak devam ettiği bu günlerde öğretmenler ve sanatçıları bir araya getirerek Sanat ile Geliştirilen Çevrimiçi Eğitim projesini hayata geçiriyorsunuz. Bu projede öğretmenlerle sanatçıları bir araya getirmenizin nedenlerinden bahseder misiniz? Bu iki grubun işbirliğiyle nasıl bir çalışmayı hayata geçirmeyi planlıyorsunuz?

Salgın sebebiyle okulların çevrimiçi eğitime hızla geçiş yapmasından olumsuz etkilenenlerin başında okul öncesi ve ilköğretim öğrencileri, dolaylı olarak da bu çocukların öğretmenleri geliyor. Öğrencilerin ekran başında aktif ve derse ilgili kalmalarını sağlayabilmek amacıyla sanatçılar ve öğretmenler işbirliği yaparak çevrimiçi eğitimlerde kullanılacak yaratıcı içerikleri birlikte üretiyor. Bu üretim alanı, öğretmenleri ve sanatçıları yeni yöntemler geliştirecek bir etkileşim alanı olarak tasarlanıyor.

Öğretmenler değişik sanat disiplinlerinin atölyelerine katılıp edindikleri bilgileri, öğrencilere aktarmaları gereken kazanımlarla eşleştirecek çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Her öğretmenin bu atölyeler sonucunda tasarladığı eğitim programları birden fazla sanatın olanaklarını barındırmasıyla dikkat çekiyor. Tüm bu eğitim tasarımlarının derslerde kullanılması gözleniyor ve bazende uygulamaya sanatçıların da eşlik etmesi sağlanıyor. Çocuklar rutin ders içerisinde karşılarında birden bir pandomim, kukla, tiyatro, sinema, dans ya da fotoğraf sanatçısını görerek, onlarla keyifli ve deneyimsel bir öğrenme yolculuğuna çıkıyorlar.

Sanatçılar ise, hakim oldukları sanat disiplinin inceliklerini öğretmenlere aktarırken onlardan da kendi sanatlarının eğitimin hangi alanına, hangi kazanımına ya da hangi ihtiyacına cevap vereceği yönünde deneyim elde ediyorlar. Böylece sanatları ile eğitimi buluşturacak yeni bir dil, yeni bir üslup ve yeni bir format belirliyorlar. Onlar da aynı öğretmenler gibi belirli bir konuyu ya da problemi esas alan eğitim tasarımları gerçekleştirerek yepyeni bir mesleki alan yaratmış oluyorlar.

Proje, tüm bu çalışmaların sonucunda en önemli katkıyı elbette ki çocuklara sağlamış oluyor. Onları derslere daha iyi odaklanmalarını ve hedeflenen kazanımlara ulaşabilmelerini sağlayacak eğitim tasarımları ile buluşturuyor. Sanatsal okuryazarlık, genel olarak öğrencilerin algı, kavrama ve tanımlama becerilerine ivme kazandırırken, kendilerinde henüz fark etmedikleri yetenek, bilinç, görgü ve ifade kabiliyetleri ile tanışmış oluyorlar. Proje ayrıca salgın sürecinde işsiz kalan sanatçılara İZEK’e ortak olma imkanı sunuyor ve onları ek eğitimlerle de destekliyor. Böylece üretecekleri eğitim atölyeleri ile sürdürülebilir gelir elde etmelerine  olanak tanıyor.

Projenin etki gücü ve verimi için en önemli gösterge ise resmi olarak 10 Aralık’ta tamamlanmasına karşın haftalık buluşmaların  hala devam ediyor olması. Hala her çarşamba günü sanatçılarla öğretmenler bir araya gelerek kendi disiplinleri ile diğer alanları birleştirecek etkinlik paylaşımlarına devam ediyorlar.

İzmir Depremi sonrasında sahada faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından biri olarak yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? Sahadaki deneyimlerinizden yola çıkarak, deprem sonrasında yapılan müdahale çalışmalarının koordinasyonu ve çocuklara yönelik çalışmaların etkisi konusundaki görüşleriniz nedir?

Depremin hemen ardından İZEK ortakları, deprem alanında birçok farklı alanda gönüllü faaliyetlerde bulundu. İlk olarak, deprem sonrası acil yardım için gerekli olanakların sağlanmasında destek verildi. Ardından evine giremeyen depremzedelerin temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için gerekli beslenme, temizlik vb. gibi ihtiyaçların giderilmesine ve maddi yardımlar sağlanmasına odaklanıldı. Bu yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında ve toplanan malzemelerin depolanmasına kooperatif ortakları kendi olanakları dahilinde katkı sağladı. Bu kapsamda, kurumsal ortağımız Bayraklı Belediyesinin koordinasyonunu üstlendiği, farklı çadır bölgelerinde de gönüllü çalışmalar yapıldı ve ve belediye çalışanlarına yardımcı olundu.

Psikolog, eğitmen, belediye görevlisi, arama kurtarma görevlisi ve çocuk gelişim uzmanı gibi birçok farklı alanda uzmanlığa  sahip olan ortaklarımız, afet bölgesinde ve çadır alanlarında farklı bakış açılarıyla durum değerlendirmeleri yaptı ve diğer İZEK ortaklarına anında bilgi sağladı. Aynı zamanda birçok farklı sivil toplum kuruluşu (STK) ile işbirliği içinde olan ortaklarımızdan ve diğer STK’ların içinden de  bilgi aktarımı yapıldı ve işbirliği gerçekleştirildi. Bu bağlamda alanda aktif çalışan ortaklarımızdan edinilen bilgiler bize her bir organizasyonun kendi gücü dahilinde destek verme çabalarında zaman zaman özellikle çocuklara yaklaşım sürecinde ehliyet gözetmeden, denetimsiz müdahale çabası içinde olduklarını gösterdi. Yapılan bu yanlış müdahalelerin, daha sonraki dönemde uygulanan terapötik faaliyetlerde, zarar verici etkileri ile de ayrıca çalışılmasını gerektirecek ağır sonuçlarının olduğu görüldü.

Yalnız psikolojik müdahalelerde değil, benzer biçimde eğitim açısından yapılan uygulamaların da kontrolsüz ve düzensiz olması çocukları olumsuz etkiledi. Çadır alanlarında gönüllüler tarafından düzenlenen eğitim etkinlikleriyle ilgili çocuklara görüşleri sorulduğunda eğlenceli ama yetersiz, bazen de sürekli aynı tekrarlardan dolayı bezdirici olduğu cevapları alındı. Gönüllüler de bir süre sonra alana verilen desteklerin çekildiğini ve yalnız bırakıldıklarını belirttiler  Depremzedelere yönelik olarak farklı kamu kurumları veya özel kurumlar tarafından  uygulanan iyileştirici faaliyetler düzensiz ve plansız olması sebebiyle aileler ve çocuklar üzerinde zarar verici etkilere sebep olabiliyor. Halbuki, bu dönemde özellikle çocuklara yönelik yapılacak iyileştirici faaliyetlerin; belli bir disiplin içinde, işin ehli ekiplerce işbirliği içinde planlanarak sürdürülebilirliğinin sağlanması önem teşkil ediyor.

Tam da bu sebeple afet sonrası çocuklara yaklaşımla ilgili çalışmanın nasıl yapılması gerektiğine ilişkin standartlarının oluşturulması ihtiyacı projemizin oluşumuna kaynaklık etti. İZEK ortakları depremin olduğu günden bu yana bireysel olarak başladıkları gönüllü çalışmalara  devam ediyorlar.

İzmir Depremi Acil Destek Fonu kapsamında  sağladığımız hibe ile Oyun Yeniden Başlasın projesini hayata geçireceksiniz. Bize bu projenin amaçlarını ve bu kapsamda yapacağınız çalışmaları anlatır mısınız?

Oyun Yeniden Başlasın projesi çocukların afet durumlarında yaşayabilecekleri mağduriyetler düşünülerek ve doğal afet durumlarında uygulanabilirliği olan sistematik bir yaklaşım oluşturabilmek amacıyla geliştirildi. Afet sonrası müdahalelerde kalıcı çözümler üretmek hedefi ile yola çıkıldı, sorun tespit çalışmaları yapıldı ve çocukların afet sonrası korunması, eğitimi ve iyileştirmelerini hedefleyen bütüncül bir çalışma planlandı.

Pilot bir çalışma olarak planlanan projenin temel amacı  Türkiye acil eylem planı içerisinde çocuklar konusunda standart uygulamanın sağlanabileceği bir çalışma bulunması. Bu nedenle projeyi yürütmek için yapılması gerekenler görüşüldü, projede eğitimcilerin yanı sıra, yerel yönetimlerin, üniversitelerin ve psikologların işbirliğine ihtiyaç duyulduğu kararına varıldı. Bu kapsamda konunun çözümü için ilgili kurum ve kişiler ile bir araya gelerek bu proje hazırlandı. Toplam 8 ay olarak planlanan proje, 1,5 ay hazırlık devresi, 4 ay eğitim ve gerekli görüldüğü takdirde travması devam ettiği belirlenen çocuklara psikolojik destek sağlanması ve 2,5 ay süreyle raporlama, bilimsel makale ve kitap yazım sürecinden oluşuyor.

Proje kapsamında düzenlenecek  tüm eğitim programları ve terapi görüşmeleri, hafta sonları ve çevrimiçi ortamda yapılacak. Atölyeler, çocukların psikolog görüşmeleri ve aile toplantılarından oluşan takvim içerisinde eğitmenlerin ve psikologların haftalık koordinasyon toplantıları ile tüm proje ekibinin katılacağı değerlendirme toplantıları yer alacak. Proje sonunda, eğitimde yer alan çocukların çalışmaları ile çevrimiçi bir şenlik gerçekleştirilecek.

Bayraklı Belediyesi ile ortak çalışarak Bayraklı ilçe sınırları içerisinde yaşayan mümkün olduğu kadar çok çocuğa ulaşmak hedefleniyor. Geniş bir kontrol grubu oluşturmak projenin nihai hedeflerinden olan bilimsel yayının güçlenmesi için daha fazla veri toplanmasını sağlayacak. Bu geniş örneklem grubuna ön test yapılacak ve içerisinden koordinasyon ekibi kriterlere uygun 144 çocuk belirlenerek proje kapsamındaki eğitimlere dahil edilecek. Eğitim döneminin sonunda eğitime dahil olan 144 çocuğa son test yapılacağı gibi geniş örneklem grubuna da son test uygulaması yapılacak ve böylece karşılaştırmalı analiz için veri sağlanmış olacak.

Projede çocukların gelişim aşamalarına göre belirlenen 6-7, 8-9 ve 10-11 yaş grupları için ayrı sınıflar oluşturulacak. 16 hafta boyunca cumartesi ve pazar günleri her biri 12’şer kişiden oluşan toplamda 12 grup ile atölyeler gerçekleştirilecek. Eğitimler her grup için haftada bir kere olacak ve toplam 16 hafta sürecek.

Projedeki temel yaklaşım eğitici drama yöntemi olacak. Bu doğrultuda, alanında tecrübeli dört uzman yaratıcı drama eğitmeni projede görev alacak. Atölyelere başlamadan önce eğitmenlere İZEK’ten uzman bir kadro tarafından Dijital Yetkinlik Eğitimi, Ege Üniversitesi akademisyenleri tarafından eğitim programının içeriğine yönelik bir eğitim ve uzman psikologlar tarafından travmatik durumlarda dikkat edilmesi gereken noktaları içeren bir eğitim sağlanacak. Eğitmenler ilgilendikleri sınıflarda 16 hafta süre ile aktif görev alacak ve sınıfların eğitmenleri değişmeyecek. Son olarak ailelere süreç konusunda bilgilendirmelerin yapılacağı, kendilerine ve çocuklarına yaklaşımların değerlendirildiği toplantılar uzmanlar tarafından aylık olarak toplamda beş defa gerçekleştirilecek.

Oyun Yeniden Başlasın projesi kapsamında Çocuk Merkezli Deprem Yönetimi El Kitabı başlıklı bir yayın hazırlamayı planlıyorsunuz. Bu yayının amacını ve bu kapsamda ele alacağınız konuları paylaşır mısınız? Bu çalışmanın afet müdahalesi alanına ne tür bir katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz?

Oyun Yeniden Başlasın projesi sonucunda elimizde iki önemli çıktı olacak. Bunlardan biri projemiz kapsamındaki eğitimin ve sürecin analiz edildiği bilimsel makalenin yayınlanması. Bir diğeri ise içinde proje sürecinde edindiğimiz deneyim, bilgi birikimini ve 16 haftalık eğitici drama eğitim içeriklerinin yer aldığı ihtiyaç dahilinde yetkinliği olan her eğitimcinin ulaşabileceği ve kısa bir eğitici eğitimi alarak uygulayabileceği bir el kitabı olacak.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, bir pilot çalışma olarak planlanan projemizin esas amacı Türkiye acil eylem planı içerisinde çocuklar konusunda standart uygulamanın sağlanabileceği bir çalışma yapmak. Böylelikle, bu projenin afet durumlarında çocuk merkezli eylem planlarının yaygınlaşmasına öncülük etmesi ve aynı anda birçok yerde uygulanabilir ve ölçeklenebilir bir eğitim programı elde edilmesi planlanıyor.

Hazırlanan bilimsel makale, lisanslı bilim yayın organlarında ulusal ve uluslararası yayın haline getirilecek ve akademik çevrenin dikkatine sunulacak. Aynı şekilde basılı kitap ilgili kurumlara ulaştırılarak edinilen tecrübenin paylaşımı ve benzer durumlarda tekrar uygulanabilmesinin olanakları artırılacak. Her iki yayının dağıtımı da etkin biçimde sürdürülecek. İlgi duyanlara ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konusunda yaygınlaştırma çalışmaları yapılacak. Basılı yayının dağıtılmasının yanı sıra e-kitap versiyonunun dijital dağıtımı da gerçekleştirilecek ve yayınların dijital versiyonları İZEK’in internet sitesinden paylaşılacak.