Şehirlerdeki atık sorununa odaklanan Yaşam için Toprak Derneği, atıkların kompost yapılmasını teşvik etmek amacıyla çalışmalar yapıyor. Özellikle kadın, genç ve çocuklar ile ortak çalışmalar yürüten dernek, bu gruplar ile kompost konusunda hem teorik hem de pratik bilgi paylaşımı ve uygulama projeleri geliştiriyor. European Bank for Reconstruction and Development (EBRD) ve Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu kapsamında hibe ve kapasite gelişim desteği sağladığımız Yaşam için Toprak Derneği hibe kapsamında internet sitesini yenileyerek, dijital içerik oluşturacak kaynaklar yarattı.
Yaşam için Toprak Derneği kurucularından Elif Çatıkkaş ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; ekolojik sürdürülebilirlik kavramı, 2022 yılında beklenen gıda krizi, derneğin 2022 planları ve dijital dönüşüm çalışmaları hakkında konuştuk.
Yaşam için Toprak Derneği ekolojik sürdürülebilirlik sağlamak amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Ekolojik sürdürülebilirlik nedir? Kentlerde ekolojik sürdürülebilirlik anlayışına bağlı bir yaşam sürdürmek mümkün mü?
Güneşin sonsuz bir enerji kaynağı olduğu varsayımıyla; sürdürülebilir bir sistem ömrü boyunca ihtiyacı olan enerjiyi karşıladığı gibi, ömrünün sonunda yenilenmesi için gereken enerjiyi de üretmelidir. Bu açıklama ile baktığımızda, bir sistemin ekonomik olarak sürdürülebilir, ekolojik olarak sürdürülebilir olmaması söz konusu değil. Böyle bir sürdürülebilirlik tanımıyla baktığımızda, insan eliyle oluşturduğumuz hiçbir sistemin sürdürülebilir olmadığını görüyoruz. Bu durumda ne yapmalıyız? Odağımızı doğal ekosistemlere doğru çevirerek buradan ilham alarak kurduğumuz sistemleri tekrar gözden geçirmeliyiz. Kentler yapısı itibariyle bu bağlamda bir sürdürülebilirliği çok fazla desteklemiyor. Bu durumda ne yapacağız, elimiz kolumuz bağlı oturmak yerine, sürdürülebilirliği destekleyecek şekilde taleplerin oluşması için bireysel farkındalık ve alışkanlıklarımız değiştirmek üzere çalışabiliriz. Mesela, şehirde gıda atıklarını çöpe atmak yerine kompost yapmaya başlayanlar, şimdi bu kompostlarını tamamlamak ve değerlendirmek üzere yerel yönetimlere taleplerini iletiyorlar. Mutfaklarında komposta yer açanlar akıllarında da iklim krizine, gıda krizine ve bu krizi çözecek politikalara da yer açmış oluyorlar. Artık bu konuda söyleyecek pek çok sözleri oluyor. Kendi uygulamalarının yarattığı etik bakış açısı onları çevrelerinden ve ekonomi-politiğin aktörlerinden de sorumlu olmalarını beklemeye itiyor. Burada sadece kompost örneği üzerinden ilerledik, örnekleri ve dolayısıyla talepleri çoğaltmak mümkün.
Türkiye’nin 2022 yılında büyük bir gıda krizi ile karşı karşıya kalabileceği yönünde açıklamalar yapılıyor. Bu krizin nedeni nedir? Krizi geciktirmek veya önlemek için bireysel seviyede yapabileceklerimizden bahseder misiniz?
Türkiye’de halihazırda uygulanan tarım politikaları ekonomide yaşanan krizi aynı zamanda bir gıda krizine dönüştürüyor. Tarım pratiklerimiz maalesef ithal edilen girdiler (Bübre, böcek ve ot ilaçları vb.) üzerine kurulu. Hasat alabilmek için her sene bu girdileri biraz daha fazla kullanmanız gerekiyor. İşin kötü tarafı kısa vadede bu girdilerin sonucunu üretimde görsek bile, uzun vadede topraklarımızı öldürüyorlar. Her açıdan kırılgan bir sistem. Bu sistemi dış kaynaklara olan bağımlılığını azaltarak, mümkün olduğunca kendi kendine yeten ve toprağın sürdürülebilirliğini destekleyecek şekilde tekrar düzenlemek gerekiyor.
Eğer dünyada büyük ekonomik ve politik aktörler yıkıcı rantlarından, yanlış politikalarından vazgeçip krizin önlenmesi için doğru adımları atsalardı, işte o zaman bizim bireysel çabalarımız oyunun kurallarını değiştirecek büyük farkları yaratabilirdi. Şu andaysa bireysel çaba adına en büyük umut o çabanın ve göstergelerinin tam da şu an yaptığı şeyi yapmaya devam etmesini ummak: “Farkındalık.” Toplumsal farkındalık sağlamak. Komşumun özenini, gıdasını seçerken, atıklarını dönüştürürken, türetici olarak konumlanışını izlerken benim de önce sorunun sonra çözümün farkıma varmamı sağlamasını temenni etmek. Unutmayalım, bu konuda aldığımız aksiyonlar sadece bizi değil, çevremizi de dönüştürüyor.
Vakfımızdan aldığınız hibe ve kapasite gelişim desteği ile Yaşam için Toprak Derneği’nin dijital dönüşümünü güçlendirmek için hangi alanlara odaklandınız? Bu kapsamda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Yaşam için Toprak Derneği olarak hibe döneminde kurumsal gelişimimize ve dijital olarak dönüşümümüze odaklandık. Kurumsal gelişimimize dair, fon kapsamında ekipçe açılan eğitimlere katılmanın yanı sıra, amaç, hedef ve stratejilerimizi metodolojik olarak tekrar gözden geçirdik ve aldığımız mentor desteği ile netleştirdiğimiz çalışmalara yer verdik. Dijital dönüşümümüzde ise internet sitemizi yeniledik, youtube kanalımızı açtık, içerik çalışmaları için kaynak oluşturduk. Aynı zamanda, düzenli aralıklarla yayınlanacak kütüphane köşemizi oluşturduk. Bunlara ek olarak 2022 yılı içerisinde toprak üzerine yapacağımız podcast üzerine planlamalarımızı tamamladık.
Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu kapsamında aldığınız desteğin derneğinize ve çalışmalarınıza nasıl bir katkısı oldu? Fonu destekleyen bağışçılarımızla paylaşmak istediğiniz bir mesajınız var mı?
Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu kapsamında aldığımız desteğin derneğimizi kurduğumuz temelleri daha görünür hale getirebilmemizde çok önemli katkıları oldu. Finansal desteğin yanı sıra verilen eğitimler ile, kurumsal gelişimimizi tamamlamamız açısından yeni adım atmaya başlayan bir dernek için çok faydalı olduğunun altını çizmek isteriz. Fon sürecinin yönetimi, raporlamalar ve mentor programı sayesinde gerçekten yapmak istediğimiz çalışmaları yapabilecek alanımızın olması bizi daha verimli kıldı. Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu özellikle bizim gibi hayatına yeni başlayan, büyük aktörlerin yanında kendi yerini açmaya ve sağlamlaştırmaya çalışan sivil toplum kuruluşlarının daha sağlam köklenebilmesi için can suyu oldu. Fonu destekledikleri için tüm bağışçılara teşekkür etmek isteriz.
Yaşam için Toprak Derneği’nin 2022 yılı için öncelik vereceği alanlar ve çalışmalardan bahseder misiniz?
Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Dijital Dönüşüm Fonu ile beraber 2021 yılında başladığımız dijital dönüşüm çalışmalarımıza, 2022 yılında farklı mecralarda (Medium, podcast vb.) bilgi paylaşımak, farkındalık yaratmak amacıyla devam edeceğiz. Yılın ikinci yarısında ise “Okullar Dönüşüyor” programımızı yeni bir metodoloji üzerinden derinleştirmeyi hedefliyoruz. Tüm bu çalışmaların paralelinde hibe sürecinde oluşturduğumuz kaynak geliştirme çalışmalarına devam edeğiz.