Deprem Bölgesinde Koruma Altındaki Çocukların Geleceği: “Özel Projeler Yürütülmeli!”

Kırmızı Çocuklar Derneği (Kırmızı Çocuklar), çocukların ve gençlerin eğitim, sağlık, kültür-sanat hakkına erişimini desteklemek ve sportif faaliyetlere katılımını güçlendirmek amacıyla çalışmalar yürütüyor. Paribu mali desteği ve iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Gelecek için Dayanışma Fonu’nun 2024 döneminde desteklediğimiz Kırmızı Çocuklar, Geleceğe Doğru projesini hayata geçiriyor. Dernek proje kapsamında Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 14-18 yaş arası gençlerin eğitim hakkına erişimini destekleyerek; okul terkini önlemek ve gençlerin gelecekteki istihdam olanaklarını güçlendirmek amacıyla yüz yüze kariyer planlama atölyeleri ve danışmanlık desteği sağlıyor.

Kırmızı Çocuklar ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; proje kapsamında yürüttükleri faaliyetler, koruyucuyu aile modeli çerçevesinde yürüttükleri çalışmalar ve deprem bölgesinde koruma altında yaşayan gençlerin karşılaştıkları sorunlar hakkında konuştuk.

Kırmızı Çocuklar Derneği’nin misyonundan ve bugüne dek yürüttüğünüz çocuk ve genç odaklı çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Kırmızı Çocuklar Derneği olarak, korunma altındaki çocuk ve gençlerin güvenli bir ortamda büyümelerini sağlamak, haklarına erişimlerini desteklemek ve sosyal hayata aktif katılımlarını teşvik etmek amacıyla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bugüne kadar eğitim, sanat, spor ve psikososyal destek alanlarında pek çok proje yürüttük. Çocukların potansiyellerini keşfetmeleri ve güçlü bireyler olarak hayata hazırlanmaları öncelikli hedeflerimiz arasındadır.

 “Deprem bölgesinde koruma altındaki çocuklar, temel ihtiyaçlarına ulaşmakta zorluk çekiyor!”

Koruma altındaki çocuklar ve koruyucu aileler konularında yürüttüğünüz farkındalık çalışmalarından; bu alanda karşılaştığınız temel sorunlardan ve çözüm önerilerinizden bahser misiniz?

İmkân sunulduğunda her çocuğun yetenekleri doğrultusunda gelişebileceği inancından yola çıkarak bütüncül bir yaklaşımla işe koyulduk. 2018’den beri koruma altındaki çocuklar ve koruyucu aileliğin farkındalıklarını artırmaya yönelik eğitim ve atölye çalışmaları düzenliyoruz. En büyük sorunlar arasında çocukların topluma entegre olma güçlükleri, eğitim olanaklarına erişim eksiklikleri ve psikososyal destek ihtiyaçları yer alıyor.

Çözüm olarak ise aile temelli bakım modellerinin yaygınlaştırılması, çocukların bireysel ihtiyaçlarına uygun projelerin artırılması ve toplumda farkındalığın geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Elele Federasyonu üyesi olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte çalışmalar yürüterek sistemi iyileştirme çalışmalarına katılıyoruz. Projelerimiz sürdürülebilir ve süreklilik arz eden hak temelli projeler.

Koruma altındaki gençlerin 18 yaş sonrası yuvalardan çıktıktan sonraki sorunlarının çok daha fazla olduğunu tespit ettik. Bu yüzden özellikle yuvalardaki 16-18 yaşındaki gençlerin daha iyi bir eğitim alması ve yuva sonrasındaki hayata hazırlanması gerekiyor. Bu gençler arasında üniversite okuma oranı çok düşük olduğu için, onları hayata hazırlamak için çeşitli projeler ve eğitimler düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

2023 yılında başladığımız ilham yolculuğu gibi projeleri 2025 yılı içerisinde daha da geliştirerek ilerlemek istiyoruz. Meslek eğitimleri, ilham konuşmaları, kişisel gelişim etkinlikleri gibi geniş çaplı ve tüm Türkiye’yi kapsayan projeler hazırlanmasını faydalı görüyoruz.

Gelecek için Dayanışma Fonu kapsamında Geleceğe Doğru projesini deprem bölgesinde yürütüyorsunuz. Proje kapsamında yürütmeyi planladığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Geleceğe Doğru Projesinin genel amacı, Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 14-18 yaş arası gençlerin eğitim hakkına erişimini artırmak, okul terkini önlemek ve gençlerin gelecekteki istihdam olanaklarını güçlendirmek için kapsamlı bir kariyer planlama desteği sağlamaktır. Proje ile gençlerin akademik ve mesleki gelişimlerine katkı sağlıyoruz ve yeteneklerine uygun kariyer hedefleri belirlemelerine yardımcı olacak eğitim, danışmanlık ve rehberlik hizmetleri sunuyoruz.

Proje yürütme aşamasında, Kahramanmaraş ilinde faaliyet gösteren kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, gönüllü gruplar ve şirketlerle en az 15 katılımcının yer aldığı bir işbirliği semineri düzenliyoruz. Bu seminerde, gençlere yönelik politika üretmek için yapılması gerekenler tartışılıyor. Ardından, atölye ve danışmanlık programları geliştirerek, gençlerin gelecek ve kariyer planlaması sürecini, hangi yöntem ve metotların nasıl ve ne zaman uygulanacağı konusunda netleştiriyoruz.

Proje sürecinin devamında, 400 gençle yetenek eğilim araştırması yapıyoruz, ebeveynlerle görüşmeler gerçekleştiriyor ve ön testler uyguluyoruz. Belirlenecek 10 başlıkta, 400 gence geleceğin mesleklerine yönelik atölye çalışmaları ve seminerler sunuyoruz. Ayrıca, önemli isimlerin katılımıyla rol model etkinlikleri de düzenliyoruz.

Projenin son aşamasında ise Mentör Kardeşim Programı ile gençlerin üniversiteye giden akranlarıyla bir araya gelmelerini sağlıyoruz ve onlara rehberlik ile motivasyon desteği sunuyoruz.

İstanbul merkezli bir dernek olarak daha önce bölgede bir çalışma yapma şansınız oldu mu? Bölgeye dair izlenimlerinizi paylaşır mısınız?

Gelecek için Dayanışma Fonu kapsamında yürüttüğümüz Geleceğe Doğru projesiyle, depremlerden etkilenen çocukların yeniden yapılandırma sürecinde ihtiyaç duydukları desteğe erişimine katkı sağlıyoruz.

Kırmızı Çatı Çocuk ve Gençlik Merkezi projemizi depremlerden hemen sonra hayata geçirdik.  300 m2 kapalı ve 700 m2 açık alanı olan Kırmızı Çatı’da iki eğitmen istihdam ettik: haftanın beş günü çocuklarla etkinlikler yapılıyor ve gelişimleri takip ediliyor. Bugüne kadar 12300 çocuğa toplamda 668 etkinlik yaptık.

Deprem sonrası gerçekleştirdiğimiz incelemelerde, çocukların travma sonrası iyileşme sürecinde, süreklilik esas alınarak sosyal, kültürel ve psikolojik desteğin hayati önem taşıdığını gözlemledik.

İlk günden beri düzenlediğimiz etkinlikler çerçevesinde 14-18 yaş grubu gençlerin bu süreçte daha çok etkilendiğini ve gelecek kaygıları olduğunu gözlemledik. Bu yüzden bu yaş grubu için daha özel çalışmalara ve eğitimlere yöneldik.  Aynı zamanda, çocuğun gelişimi için ailenin desteği ve eğitimi de çok önemli olduğundan, belirli periyotlarda      aile seminerleri düzenliyoruz.

 “Deprem sonrası bölgede eğitim ve sosyal etkinliklere katılım oranları düştü, çocuklar travma kaynaklı sosyal izolasyon yaşadı ve eğitim materyalleri ile mekanlara erişimde büyük sıkıntılar oldu.”

Kahramanmaraş depremleri sonrası, çocukların ve gençlerin eğitim, kültür-sanat ve sportif faaliyetlere katılımını artırmaya yönelik sivil toplum faaliyetlerine ve mevcut sorunlara dair tespitlerinizi paylaşır mısınız?

Depremler sonrası bölgede eğitim ve sosyal etkinliklere katılım oranlarının düştüğünü, çocukların travma kaynaklı sosyal izolasyon yaşadığını ve eğitim materyalleri ile mekanlara erişimde büyük sıkıntılar olduğunu tespit ettik. Çözüm olarak, çocukların güvenli alanlarda sosyalleşmesini sağlayacak sanat, spor ve eğitim projeleri ile psikososyal destek hizmetlerinin artırılmasını öneriyoruz.

Merkezinizin bulunduğu İstanbul ile deprem bölgesini kıyasladığınızda; özellikle koruma altındaki çocukların ve gençlerin sorunlarına dair edindiğiniz deneyimi kısaca özetler misiniz?

İstanbul’da koruma altındaki çocuklar daha geniş bir hizmet ağına sahipken, deprem bölgesinde bu ağın zayıf olduğunu ve temel ihtiyaçlara erişimin öncelikli sorun olarak öne çıktığını gözlemliyoruz. Deprem bölgesindeki çocuklar, travma sonrası süreçlerde daha fazla bireysel destek ve kaynak gereksinimi duyuyor. Aynı zamanda aileler de diğer şehirlere göre daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyorlar. İstanbul’daki deneyimlerimizden yola çıkarak, hem aileler hem çocuklar için bölgede daha yapılandırılmış ve sürekli projeler yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

 Size destek olmak isteyen kişi ve kurumlar için kendinizi nasıl anlatırsınız? 

Tüm bu süreç içerisinde birçok hikâyeye tanıklık ettik. Her yaştan çocuğun ve ailenin bu yolculukta hislerine ve duygularına şahit olduk. Burada bizi etkileyen, kalbimizde derin izler bırakan çok fazla anımız oldu. Deprem bölgesinde yürüttüğümüz faaliyetler sırasında bir ebeveyn yanımıza gelerek, yaşadığı travma sonrası tamamen içine kapanan ve hiç konuşmayan çocuğunun, etkinliklerimiz sonrası nasıl bir değişim yarattığını bizimle paylaştı. Bu duygusal anılar dışında en önemli somut dönüşümleri hep ailelerden aldık.

“Benim çocuğumun gözünün içindeki ışıltı sönmüştü ve siz, benim çocuğumu tekrar ışıldattınız!” Faydalanıcı Ebeveyn