AKUT ile İzmir Depremi Acil Destek Fonu Kapsamında Yaptıkları Çalışmaları Konuştuk

Türkiye’nin ilk arama kurtarma derneği olan Arama Kurtarma Derneği (AKUT) deprem, sel, heyelan gibi afetlerde ve zorlu doğa koşullarında doğru ve etkin arama kurtarma faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla kuruldu. İzmir Depremi Acil Destek Fonu kapsamında Turkey Mozaik Foundation ve Kahane Foundation finansmanı ile hibe desteği sağladığımız AKUT, bu kapsamda yapacağı çalışmalarla depremden etkilenen 250 aileye erzak ve hijyen paketleri ulaştıracak ve AKUT ekiplerinin arama kurtarma çalışmalarında ihtiyacı olan bazı teknik ekipmanları temin edecek. AKUT Proje ve Kaynak Yaratma Üst Kurul Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Gülçin Güreşçi ile yaptığımız röportajda derneğin çalışmalarını, AKUT’taki gönüllülük süreçlerini ve sağladığımız hibeyle yapacakları çalışmaları konuştuk.

AKUT’un kuruluş hikayesini ve hangi alanlarda çalışmalar yaptığını bizimle paylaşır mısınız?

1994 yılında Bolkar Dağları’nda kaybolan 2 üniversite öğrencisinin 14 gün arandığı ve sonuçsuz kalan arama çalışmaları akabinde bir grup dağcı bir araya gelerek 1995 yılında AKUT’u kurdu. Bu grup, aynı yıl AKUT ismi ile Uludağ’da ilk kurtarma faaliyetini gerçekleştirdi. Dernek, 14 Mart 1996 yılında “AKUT Arama Kurtarma Derneği” adı altında resmî kuruluşunu tamamladı.

Türkiye’nin ilk arama kurtarma derneği olan AKUT, dağlarda ve diğer zorlu doğa koşullarında doğru ve etkin arama-kurtarma faaliyetleri gerçekleştirme hedefiyle kuruldu ve hızla gerekli eğitimleri alarak talep edildiği takdirde doğal afetlerde de ilgili resmi kurumlara yardımcı olabilir hale geldi. AKUT, 1998 Adana-Ceyhan depreminde sağladığı toplumsal fayda nedeniyle, Bakanlar Kurulu kararıyla 19 Ocak 1999’da “Kamu Yararına Dernek” statüsü aldı. Ülkemizde arama kurtarma konusunda milat kabul edebileceğimiz Marmara depreminde, bu alandaki ihtiyacı öngörüp odaklanması ve örgütlü çalışmasıyla birçok sivil toplum kuruluşu ile kamu ve özel sektör kuruluşlarının arama-kurtarmaya bakış açılarını ve yaklaşımlarını değiştirerek yeni atılımların da öncüsü oldu.

AKUT yalnızca Türkiye’de değil yurt dışında da bilgi ve birikimini faydaya dönüştürmek ve insan hayatı kurtarmak için faaliyetlerde bulundu. Marmara depreminin hemen ardından meydana gelen Yunanistan-Atina depreminde arama kurtarma çalışmalarında aktif olarak görev aldı. Atina depreminin ardından yine 1999 yılında Tayvan, 2001 yılında Hindistan, 2003 yılında İran, 2005 yılında Pakistan, 2010 yılında Haiti, 2015 yılında Nepal depremlerinde arama-kurtarma; 2000 ve 2019 yıllarındaki Mozambik selinde ise tıbbi destek çalışmaları gerçekleştiren AKUT uluslararası alanda konumunu günbegün geliştirdi.

1999 yılından beri Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında bulunan Arama Kurtarma Danışma Kurulu’nun (Internatıonal Search And Rescue Advısory Group-INSARAG) üyesi olan AKUT, tüm dünyada uluslararası standartlara uygun olarak arama-kurtarma ekipleri içinde deprem konusunda en deneyimli ve bilgili ekiplerden biri haline geldi. INSARAG standartlarına göre “Ağır Arama-Kurtarma Ekibi” (Heavy) ve “Orta Ölçekli Arama-Kurtarma Ekibi” (Medium) olmak üzere gerçekleşen sınıflandırma içerisinde AKUT, 2011 yılında “Sınıflandırılmış Orta Seviye Ekip” grubunda Türkiye’de bu sertifikayı alan ilk kurum oldu. 2018 yılında Bulgaristan’ın Montana kentinde düzenlenen INSARAG yeniden değerlendirme sınavıyla aynı zamanda gerçekleşen AB ModEX tatbikatını da başarıyla tamamladı. Böylece Avrupa Sivil Koruma Mekanizması’na Türkiye’den giren ilk kentsel arama-kurtarma ekibi oldu. 2020 yılında ise Avrupa Komisyonu altında faaliyet gösteren Avrupa Sivil Koruma Mekanizması bünyesindeki Avrupa Sivil Koruma Havuzu’na (European Civil Protection Pool) Türkiye’den giren ilk arama-kurtarma ekibi olarak küresel bir  başarıya daha imza attı.

Bugün ülke genelinde 27 ekibi ve kurulma çalışmaları devam eden yeni ekipleriyle, sayısı her geçen gün artan gönüllüleriyle, gün geçtikçe büyüyen ve güçlenen AKUT, çalışmalarına özveri ve kararlılıkla devam ediyor, yeni bilgiler ışığında metodolojisini güncelliyor ve uzmanlık alanlarına yenilerini eklemeye önem veriyor.

AKUT arama kurtarma çalışmalarını gönüllülerin desteğiyle gerçekleştiriyor. AKUT’ta gönüllülük sürecini ve gönüllülerin çalışmalarınıza   katkıları anlatır mısınız?

Gönüllü olmak isteyen bir kişi internet sitemizdeki bağlantı yoluyla AKUT Portal üzerinden başvurusunu yapıyor. Ardından tanışma toplantısına davet ediliyor. Tanışma toplantısı hem derneğin tanıtımı hem de adayları tanıma sürecini içeriyor. Ardından aday, sırasıyla “temel afet bilinçlendirme” ve “etik disiplin” oryantasyon seminerlerine davet ediliyor. Bu seminerlere katılım sağladıktan sonra adaydan beş evrak talep edilerek beş ayrı formu doldurması ve imzalaması isteniyor. Bu aşamadan sonra daha yakından tanınması ve hangi bölüm ya da birimde görev alacağını kararlaştırmak üzere bir mülakat yapılıyor ve görev alacağı bölüm ya da birime kaydı yapılıyor. Aday bu aşamalardan sonra gönüllü olarak kaydediliyor.

Kurumsal yapının gereği olarak derneğin organizasyonunda temelde mali ve idari işler, proje ve kaynak yaratma, lojistik, kurumsal iletişim, insan kaynakları, eğitim ve operasyondan oluşan yedi bölüm ve bu bölümlere bağlı birimler yer alıyor. Her bölüm ve birim prosedürlerine göre faaliyet gösteriyor, diğer bölüm ve birimlerle eşgüdümlü ve ortaklaşa şekilde çalışıyor. Gönüllü kendi isteği ve/veya uzmanlığına göre gerekli görüldüğü doğrultuda bir veya birden fazla bölüm veya birimde görev alabilir. Gönüllülerin görev alanına dair oldukça geniş bir spektrum sunuyoruz.

1994 yılından beri arama kurtarma çalışmaları yapan AKUT, özellikle 1999 yılındaki Marmara Depremi sonrasında yaptığı çalışmalarla daha bilinir hale geldi. Aradan geçen zamanı düşündüğünüzde, sizce Türkiye’de arama kurtarma ve afetle mücadele alalarında ne gibi gelişmeler yaşandı?

Marmara depremi, Türkiye’de bir milat oldu. Bu depremden sonra çok sayıda arama kurtarma derneğinin yanı sıra afet sonrası psikolojik destek ve insani yardım ile ilgili de çalışan birçok dernek sahada yer almaya başladı. Bu alanda sivil toplumun önemi daha çok anlaşıldı. Bugün Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının etkinliği anlamında çok daha iyi durumdayız. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) sivil toplum kuruluşlarına verdiği eğitim gibi desteklerin de bundaki etkisinin önemli olduğunu düşünüyoruz.

AKUT afet bilinci ve ilkyardım konularında bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları da gerçekleştiriyor. Bu alanlardaki çalışmalarınızdan ve bu önleyici çalışmaların toplumsal faydalarından bahseder misiniz?

Türkiye’nin en güvendiği kurumlardan biri olan AKUT, sosyal sorumluluk anlayışıyla toplumu bilinçlendirme faaliyetlerini de aralıksız sürdürüyor. Seminer birimleri bu kapsamda yılda ortalama 2.000 oturumla 100.000 kişiye ulaşarak “Temel Afet Bilinçlendirme” ve “Deprem Bilinçlendirme” seminerleri veriyor.

Yine 2010-2014 yılları arasında gerçekleşen “Hayata Devam Türkiye” projesi kapsamında AKUT TIR’ı Anadolu’yu karış karış gezerek 5 yılda 60.000 kilometre yol kat etti; 52 il, 174 ilçede toplam 5,5 milyon kişiye ulaşarak “Deprem Bilinçlendirme” semineri verdi.

İzmir Depremi Acil Destek Fonu kapsamında sağladığımız hibe ile ne tür çalışmalar yapacaksınız? Bu hibenin bölgedeki depremzedelere ve kurumunuza nasıl bir katkısı olacağını düşünüyorsunuz?

AKUT uzun yıllardır afet bilinçlendirme seminerleri veriyor ve halkı bilinçlendirme çalışmaları yürütüyor. Ama şu an yaşadığımız salgın durumunda halkın salgın hakkında da bilgilendirilmesi önem taşıyor. Bu nedenle proje kapsamında ulaşacağımız ailelere hijyen paketlerini dağıtırken küçük bir afet ve salgın bilinçlendirmesi yaparak hazırladığımız broşürleri de dağıtacağız. Bu sayede yaşadıkları deprem yüzünden endişeli durumda olan depremzedelere afetlere hazırlıklı olmaları durumunda daha güvenli bir şekilde yaşayacaklarını hissettirerek endişe durumlarını da azaltma konusunda yardımcı olabilmek istiyoruz. Ayrıca hibe kapsamında İzmir depremindeki enkaz müdahalesi sırasında zarar gören kesme ayırma setimizden alarak bir daha afet olması durumunda kullanabileceğimiz malzemelere ulaşmış olacağız. Böylece afet sonrası enkaz müdahalelerine daha hazırlıklı olabileceğiz.