İnsanın Doğayla ve Tüm Varlıklarla Barış İçinde Yaşamı!

Armaş Vakfı, gezegenin ekolojik sınırlarının aşılması ve iklim krizinin artan etkileriyle ortaya çıkan ekolojik ve çevresel sorunlara çözüm üretmek amacıyla çalışmalar yürütüyor. Dalyan Foundation ve Türkiye Mozaik Foundation iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Kapasite Güçlendirme Fonu’nun 2024 döneminde desteklediğimiz Armaş Vakfı, hibe desteğimizle iktisadi işletmesinin aktif hizmet sunması ve sürdürülebilir gelir modeli haline gelmesi amacıyla çalışmalar yürütüyor.

Armaş Vakfı ile gerçekleştirdiğimiz röportajda: kuruluş amacını, Kocaeli’nin ekolojik sorunlarına yönelik çözüm önerilerini, finansal sürdürülebilirliği sağlama yolları ile topluluk oluşturma ve ağ geliştirme konularındaki çalışmalarını konuştuk.

Armaş Vakfı Kapasite Güçlendirme Fonu kapsamında Vakfımızdan ilk kez hibe alıyor. Okuyucularımızın Vakfınızı daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Armaş Vakfı, insanın doğayla ve tüm canlı-cansız varlıklarla barış içinde yaşadığı bir dünya hayalini paylaşan dört kişinin bir araya gelmesiyle 2021 yılında kuruldu. Kurucularımızdan Sibel Asna Özesmi’nin uzun yıllardır düşlediği “okul” fikri, Uygar Özesmi’nin “sosyal değişim akademisi” vizyonu ile kesişti; bu hayale Turgay ve Selda Gönensin’in katılımıyla, etik değerlere, düşünceye ve öğrenmeye dayalı bir topluluğun temeli atıldı. Bugün bu hayal; Armaş Vakfı çatısı altındaki Armaş Akademi ve doğayla iç içe konumlanan Armaş Vakfı Mekânı ile hayat bulmuş durumda.

Vakıf olarak, birlikte adil bir yaşama katkı vermek için yola çıktık. İnsanın doğayla ve tüm varlıklarla simbiyotik bir ilişki kurması için çalışıyoruz. Gezegenimizdeki jeolojik ve biyolojik çeşitliliğin korunması, insanın evrendeki yerine ve farklılıklara dair sevgi ve saygının yeniden inşası Vakfımızın temel güdüsünü oluşturuyor. Bu doğrultuda, doğayla uyumlu bir varoluşu savunan kurum ve sivil toplum kuruluşlarıyla (STK) iş birliği yapıyoruz.

Armaş Akademi ise Vakfımızın eğitim odağını temsil ediyor. Akademi; etik, adil ve sürdürülebilir bir gelecek üzerine düşünen, sorgulayan ve birlikte inşa eden bireyleri bir araya getiriyor. Eğitimler, atölyeler ve buluşmalar yoluyla yalnızca bilgi değil; birlikte üretim, entelektüel etkileşim ve kişisel dönüşüm için de doğal bir zemin sunuyor. Aynı zamanda kültürel belleği yaşatmayı önemsiyor; adını taşıdığımız Akmeşe’deki Ermeni kültürel mirasına saygıyla yaklaşarak, bu mirası bugünün etik değerleriyle buluşturmaya çalışıyoruz.

Kocaeli’de ekoloji temelli üretim ve öğrenme alanları oluşturmayı amaçlıyoruz”

Sanayi odaklı ve çevre kirliliği riski yüksek olan Kocaeli’de ekolojik ve çevre sorunlarına çözüm üretmek için çalışan bir vakıf olarak, kentteki sorunları ve bu sorunlara dair çözüm önerilerinizi paylaşır mısınız?  

Kocaeli gibi sanayi baskısının yoğun olduğu bir kentte, yalnızca ekolojik farkındalık yaratmakla kalmayıp, doğayla uyumlu yaşam pratiklerini ve üretim-tüketim modellerini somut olarak hayata geçirmek gerektiğine inanıyoruz. Armaş Vakfı olarak bu doğrultuda önerdiğimiz yaklaşımlardan biri, döngüsel ekonomi ilkelerini temel alan, yereldeki üretici ve tüketicileri, daha doğrusu türeticileri bir araya getiren, ekolojik yaşamı destekleyen deneyim ve paylaşım alanlarının oluşturulması. Bu doğrultuda, Good4Trust ağı ve Türetim Ekonomisi Derneği ile kurduğumuz ortaklıklar sayesinde, dönüşüm odaklı ve topluluk temelli modeller geliştirmeye çalışıyor; bu alanlarda etkimizi artırmak için fikir üretip, iş birlikleri kurarak çeşitli fon başvuruları gerçekleştiriyoruz.

Hem doğaya hem de topluma iyi gelen bir yaşam kültürünü, Kocaeli’nin kırsalında Armaş Vakfı Mekânı’nda örneklemeye çalışıyoruz. Ekoloji temelli üretim ve öğrenme alanları oluşturmayı amaçlıyor; ev sahipliği yaptığımız her etkinlikte yalnızca farkındalık yaratmayı değil, aynı zamanda doğayla uyumlu, şiddetten ve ayrımcılıktan uzak bir yaşam pratiğini birlikte deneyimlemeyi hedefliyoruz.

“Bu zorlu dönemleri aşmak için yerel ve uluslararası ağlardan beslenen çok yönlü kaynak hedefiyle çalışıyoruz.”

Son yıllarda sivil toplumun yaşadığı kaynak sorunu ve ekonomik koşullar sizi nasıl etkiledi? Bu süreçte kaynak yaratma ve kaynak çeşitlendirme konularında nasıl bir strateji izlediniz, neler yaptınız?  

2021’de kurulan Armaş Vakfı, ilk üç yıl boyunca kurucuların çabaları ile bireysel ve kurumsal bağışlarla vakfın ana faaliyet alanlarından biri olan Armaş Vakfı Mekânı’nın restorasyonunu gerçekleştirdi. Kurucular, bu mekânı yalnızca bir ofis ya da etkinlik alanı olarak değil, aynı zamanda Vakfın faaliyetlerini sürdürülebilir kılacak bir kaynak geliştirme aracı olarak tasarladı. Bu kapsamda, 2024’ün Kasım ayında Armaş Vakfı İktisadi İşletmesi kuruldu. Bu adım, hem Vakfın kendi gelir kaynaklarını çeşitlendirmesi hem de topluluk odaklı faaliyetlerini destekleyebilmesi açısından önemli bir gelişme oldu.

Aynı dönemde, Vakfın kurumsal kapasitesini güçlendirmek ve faaliyetlerini daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak amacıyla çeşitli fon başvuruları da yapıldı. Bu başvurular sonucunda, Kapasite Güçlendirme Fonu desteğiyle, hem Armaş Vakfı’nın kurumsal altyapısını geliştirmek hem de Armaş Vakfı Mekânı’nın tanıtımına yönelik çalışmaları yürütmek hedeflendi.

Kaynak çeşitlendirme stratejisinin bir parçası olarak, ortak değerleri paylaştığımız farklı kurum, dernek ve kişilerle iş birlikleri geliştiriyoruz. Örneğin, Türetim Ekonomisi Derneği ile “Değişim Elçileri Programı” odağında projeler geliştirdik; iki farklı fon kaynağından proje kabulü alarak hem işbirliği hem de kaynak yaratma açısından önemli bir adım attık. Bu projeler hâlen devam etmekte.

Tüm bu çabalara rağmen, mevcut ekonomik koşullar ve küresel belirsizlikler, Armaş Vakfı’nın da tıpkı diğer pek çok STK gibi, kaynakların sürdürülebilirliğine dair kaygıları gündeminde tutmasına neden olmakta. Vakfın faaliyetlerinden gelir elde etmeyi amaçlayan Armaş Vakfı Mekânı gibi girişimler ekonomik daralmanın etkisiyle sınırlı kalmakta. Bu nedenle, bu zorlu dönemleri en az zararla atlatmak için hem yerel hem de uluslararası ağlardan beslenen çok yönlü kaynak yaratma hedefiyle var gücümüzle çalışıyoruz.

“Öncelikli odağımız finansal sürdürülebilirliğimizi güçlendirmek.”

Kapasite Güçlendirme Fonu kapsamında sağladığımız hibe ve kapasite gelişim desteği ile odaklandığınız başlıklar nelerdir? Bu kapsamda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Öngörülebileceği gibi, Armaş Vakfı olarak öncelikli odağımız finansal sürdürülebilirliğimizi güçlendirmek. Bu doğrultuda, vakfın gelir çeşitliliğini artırmak amacıyla Armaş Vakfı Mekânı’nın görünürlüğünü artırmak ve etkin kullanımını sağlayarak düzenli gelir akışı yaratmak bu hedefin önemli bir parçası. Aynı zamanda vakfın dijital varlığını güçlendirmek, daha geniş kitlelere ulaşmak ve destekçileriyle etkili iletişim kurmak için sosyal medya stratejisini uygulamak amacıyla, içerik üretimi alanında profesyonel destek alıyoruz.

Finansal sürdürülebilirliğin yanı sıra topluluk oluşturma ve ağ geliştirme de vakfımızın temel öncelikleri arasında. Bu nedenle hem yerelde hem ulusal ve uluslararası ölçekte ağlarımızı büyütmeye, iş birlikleri kurma gayretindeyiz.

Son olarak, yaptığımız faaliyetlerin etkisini görebilmek ve gelişim alanlarımızı tespit edebilmek adına etki ölçümlemeye de odaklanıyoruz. Etkinlikler ve faaliyetlerin düzenli olarak takip edilmesini, katılımcı geri bildirimleriyle birlikte ölçülebilir hale getirilmesini sağlamak bu dönemdeki önemli çalışma alanlarımızdan biri.

“Armaş Vakfı’nı desteklemek, bir kurumu değil; topluluk temelli dönüşüm yaratmayı hedefleyen bir yapıyı büyütmek demek.”

Size destek olmak isteyen kişi ve kuruluşlar için, birkaç cümle ile kendinizi nasıl anlatırsınız?

Armaş Vakfı’nı desteklemek, bir kurumu değil; topluluk temelli dönüşüm yaratmayı hedefleyen bir yapıyı büyütmek demek. İzmit Akmeşe’deki Armaş Vakfı Mekânı, doğayla uyumlu yaşam pratiklerinin rehberliğinde, ortak üretim ve düşünce için buluşma alanı sunar. Bu mekânda düzenlenen atölye, kamp ve eğitim programları; katılımcıların sadece bilgi edinmesini değil, birlikte düşünmesini, üretmesini ve dönüşmesini huzur içinde bir ortamda gerçekleştirilmesini sağlar.

Geri bildirimlerde öne çıkan “yalınlık, açıklık, doğayla temas, nezaket ve derinlik” bu deneyimlerin özünü yansıtır. Bir katılımcının ifadesiyle: “Kendimi evimde hissettim. Bu kadar özenli bir ortamda düşünmek ve üretmek, hayatımda çok az yerde mümkün oldu.”

Armaş Vakfı olarak, etik ve sürdürülebilir bir yaşam kültürünü hep birlikte ve paylaşarak inşa etmeye inanıyoruz. Daha adil bir yaşamın mümkün olduğuna inanıyor; birlikte düşünerek, üreterek ve paylaşarak dünyaya iyi gelen çabaların taşıyıcısı olmayı sürdürmek istiyoruz.